| 1 |
care for |
bakmak |
v. |
|
- One major question is that of how we care for rural areas and keep them alive.
- En önemli sorulardan biri de kırsal alanlara nasıl bakacağımız ve onları nasıl canlı tutacağımızdır.
- One major question is that of how we care for rural areas and keep them alive.
- Kırsal alanlara nasıl bakacağımız ve onları nasıl canlı tutacağımız önemli bir sorudur.
- We must do all we can to detect, treat and care for people with cancer.
- Kanserli kişileri tespit etmek, tedavi etmek ve onlara bakmak için elimizden geleni yapmalıyız.
- Is Tom being properly cared for?
- Tom'a iyi bakılıyor mu?
- He cared for the baby.
- O, bebeğe baktı.
- Who cared for the dog when you were away?
- Sen uzakta iken köpeğe kim baktı?
- Those children have no one to care for them.
- Şu çocukların, kendilerine bakacak kimsesi yok.
- He sent money to help care for her.
- Ona bakmak için para gönderdi.
- I cared for the rabbits when I was at school.
- Okuldayken tavşanlara bakardım.
- He cared for his mother after his father died.
- Babası öldükten sonra annesine baktı.
- Tom cared for his sick father.
- Tom hasta babasına bakıyordu.
- Mammals care for their young.
- Memeliler yavrularına bakarlar.
- He was willing to care for that cat.
- O kediye bakmak için istekliydi.
- Mammals care for their young.
- Memeliler yavrularına bakar.
- Those children have no one to care for them.
- O çocukların, kendilerine bakacak kimsesi yok.
- She cared for her sick mother.
- O, hasta annesine baktı.
- He was willing to care for that cat.
- O kediye bakmaya istekliydi.
- Those children were being cared for by an aunt.
- O çocuklara bir teyze bakıyordu.
- Who cared for the dog when you were away?
- Sen yokken köpeğe kim baktı?
- Sami couldn't care for himself.
- Sami kendine bakamıyordu.
- Mary cared for Tom's daughter while he was in jail.
- Mary o hapiste iken Tom'un kızına baktı.
- The patient was well cared for by the doctor.
- Hastaya doktor çok iyi baktı.
- Tom is being well cared for.
- Tom'a iyi bakılıyor.
- Our children are being cared for.
- Çocuklarımıza bakılıyor.
- She cares for her sick mother.
- Hasta annesine bakıyor.
- She cared for her father until his death.
- Babası ölene kadar ona baktı.
- She cared for my children very kindly.
- Çocuklarıma çok iyi baktı.
- Would you care for my plants while I'm away?
- Ben yokken bitkilerime bakar mısın?
- Layla was the only person who understood Sami and cared for him.
- Leyla, Sami'yi anlayan ve ona bakan tek kişiydi.
- She cared for the children after the death of their mother.
- Annelerinin ölümünden sonra çocuklara o baktı.
- Tom sent money to help Mary care for her children.
- Tom, Mary'nin çocuklarına bakmasına yardım etmek için para gönderdi.
- She cared for her sick father.
- O, hasta babasına baktı.
- She cared for the children.
- Çocuklara o baktı.
- She must care for the old man.
- Yaşlı adama bakmak zorundaydı.
- After retirement, Teresa devoted herself to caring for orphans.
- Teresa emekli olduktan sonra kendini yetimlere bakmaya adadı.
- He cared for the baby.
- Bebeğe o baktı.
- Tom cared for his sick father.
- Tom hasta babasına baktı.
- Sami cared for Layla's dog.
- Sami, Leyla'nın köpeğine bakıyordu.
- Is Tom being properly cared for?
- Tom'a uygun şekilde bakılıyor mu?
- Those children were being cared for by an aunt.
- O çocuklara bir teyze tarafından bakılıyordu.
- She cared for her father until his death.
- O, ölümüne kadar babasına baktı.
- Mary cared for Tom's daughter while he was in jail.
- Tom hapisteyken Mary onun kızına baktı.
- While they were on vacation, their neighbors cared for their dog.
- Onlar tatildeyken komşuları onların köpeğine baktı.
- His neighbor will care for the children while she is away.
- Komşusu o yokken çocuklara bakacak.
- She cared for her son.
- O oğluna baktı.
- Tom sent money to help Mary care for her children.
- Tom çocuklarına bakmasına yardım etmek için Mary'ye para gönderdi.
- While they were on vacation, their neighbors cared for their dog.
- Onlar tatildeyken, köpeklerine komşuları baktı.
- Sami will care for Layla.
- Sami, Layla'ya bakacak.
- She cared for his wound.
- Yarasına o baktı.
- She cared for my children very kindly.
- O çocuklarıma çok nazik bir şekilde baktı.
- You can't care for pets.
- Evcil hayvanlara bakamazsın.
Show More (48)
|
| 2 |
care for |
istemek |
v. |
|
- We want unrestricted participation, no longer to be cared for outside society in the way we once were.
- Sınırsız katılım istiyoruz artık bir zamanlar olduğu gibi toplumun dışında bakılmak istemiyoruz.
- We want unrestricted participation, no longer to be cared for outside society in the way we once were.
- Sınırsız katılım istiyoruz, artık bir zamanlar olduğu gibi toplumun dışında bakılmak istemiyoruz.
- Would you care for some refreshments?
- Biraz serinletici içki ister misin?
- Would you care for some more cake?
- Biraz daha pasta ister misin?
- Would you care for some milk and cookies?
- Biraz süt ve kurabiye ister misin?
- Would you gents care for some refreshments?
- Siz centilmenler biraz serinletici içki ister misiniz?
- Would you care for a drink?
- Bir içki ister misin?
- Would you gents care for some refreshments?
- Siz beyler bir şeyler içmek ister misiniz?
- Would you care for drinks?
- Bir şeyler içmek ister misiniz?
- I don't care for ice cream.
- Dondurma istemiyorum.
- Would you care for more coffee?
- Biraz daha kahve ister misin?
- This is a drink I don't particularly care for.
- Bu özellikle istemediğim bir içki.
- Would you care for another glass of beer?
- Bir bardak bira daha ister misin?
- Would you care for some food?
- Biraz yiyecek ister misin?
- Would you care for something to drink?
- İçecek bir şey ister misiniz?
- I don't care for green tea.
- Ben yeşil çay istemiyorum.
- Would you care for some refreshments?
- Bir şeyler içmek ister misiniz?
- Would you care for some more cake?
- Biraz daha kek ister misiniz?
- Would you care for a drink?
- Bir şeyler içmek ister misiniz?
- Would you care for more coffee?
- Biraz daha kahve ister misiniz?
- Would you care for another cup of tea?
- Bir fincan daha çay ister misin?
- Would you care for some food?
- Biraz yemek ister misin?
- Would you care for drinks?
- İçecekler ister misiniz?
- I've never cared for Mexican food.
- Asla Meksika yiyeceği istemedim.
- Would you care for another sandwich?
- Bir sandviç daha ister misin?
- Would you care for some tea?
- Biraz çay ister misin?
- Would you care for a little wine?
- Biraz şarap ister misin?
- Would you care for another cup of coffee?
- Bir fincan kahve daha ister misiniz?
- Would you ladies care for some refreshments?
- Bir şeyler içmek ister misiniz hanımlar?
- Would you care for another cup of coffee?
- Bir fincan daha kahve ister misin?
- Would you care for a cup of tea?
- Bir bardak çay ister misin?
- Would you care for a cup of tea?
- Bir fincan çay ister misiniz?
- I don't care for coffee.
- Kahve istemiyorum.
- Would you care for more cookies?
- Biraz daha kurabiye ister misiniz?
- Would you care for a piece of pie?
- Bir dilim turta ister misiniz?
- Would you care for a dish of ice cream?
- Bir tabak dondurma ister misin?
- Would you care for another glass of beer?
- Bir bardak daha bira ister misin?
- Would you care for another cup of tea?
- Bir fincan çay daha ister misiniz?
- Would you care for a taste?
- Tadına bakmak ister misiniz?
- Would you ladies care for some refreshments?
- Siz bayanlar biraz serinletici içki ister misiniz?
Show More (37)
|
| 3 |
care for |
sevmek |
v. |
|
- As is often the case with Americans, he does not care for raw fish.
- Amerikalılarda sıklıkla olduğu gibi, çiğ balığı sevmez.
- He didn't care for swimming.
- Yüzmeyi pek sevmezdi.
- I don't care for television very much.
- Televizyonu çok fazla sevmem.
- As is often the case with Americans, he does not care for raw fish.
- Genelde Amerikalılar'da olduğu gibi, o çiğ balık sevmez.
- I don't care for foreign food.
- Yabancı yemekleri sevmem.
- Masaru doesn't care for this color.
- Masaru bu rengi sevmiyor.
- He doesn't care for sweet things.
- Tatlı şeyleri pek sevmez.
- To tell you the truth, I don't care for America.
- Sana açık söylemek gerekirse, Amerika'yı sevmiyorum.
- I don't care for green tea.
- Yeşil çayı sevmiyorum.
- Tom doesn't care for ice cream.
- Tom dondurma sevmez.
- I don't care for ice cream.
- Dondurmayı sevmiyorum.
- I don't care for flowers very much.
- Çiçekleri pek sevmem.
- I don't care for television very much.
- Televizyonu pek sevmem.
- He doesn't care for sweet things.
- O, tatlı şeyleri sevmiyor.
- He does not care for ice cream.
- Dondurmayı pek sevmez.
- I don't care for coffee.
- Kahveyi pek sevmem.
- This is a drink I don't particularly care for.
- Bu özellikle sevmediğim bir içki.
- I don't care for alcoholic drinks.
- Alkollü içkileri sevmiyorum.
- I don't care for Thai food.
- Tayland yemeklerini sevmem.
- I do not much care for this kind of drink.
- Bu tür içkileri pek sevmem.
- She doesn't care for sushi.
- Suşi pek sevmez.
- She doesn't care for sushi.
- Suşiyi sevmiyor.
- I've never cared for Mexican food.
- Meksika yemeklerini hiç sevmem.
Show More (20)
|
| 4 |
care for |
ilgilenmek |
v. |
|
- The issue of health care and care for the elderly is an important one and of concern to us all.
- Yaşlılar için sağlık ve bakım konusu önemli ve hepimizi ilgilendiren bir konudur.
- Would you care for my plants while I'm away?
- Ben yokken bitkilerimle ilgilenir misiniz?
- She will care for you from now on.
- Bundan sonra seninle o ilgilenecek.
- She cared for her son.
- Oğluyla ilgileniyordu.
- She cared for the children.
- Çocuklarla ilgilendi.
- Sami cared for Layla's dog.
- Sami, Layla'nın köpeğiyle ilgileniyordu.
- No one is caring for this patient.
- Kimse bu hastayla ilgilenmiyor.
- Neither of them cares for strenuous sports.
- İkisi de yorucu sporlarla ilgilenmiyor.
- I don't care for flowers very much.
- Çiçeklerle fazla ilgilenmem.
- Do you care for classical music?
- Klasik müzikle ilgilenir misiniz?
- Tom and Mary took turns caring for the baby.
- Tom ve Mary sırayla bebekle ilgilendiler.
- She cared for her sick father.
- Hasta babasıyla ilgilendi.
- Somebody must care for the patient.
- Birisi hastayla ilgilenmeli.
- I don't care for Tom's approach.
- Tom'un yaklaşımıyla ilgilenmiyorum.
- She cared for her sick mother.
- Hasta annesiyle ilgilendi.
- Every animal cares for its nest.
- Her hayvan kendi yuvasıyla ilgilenir.
- Layla was the only person who understood Sami and cared for him.
- Layla, Sami'yi anlayan ve onunla ilgilenen tek kişiydi.
- I don't care for sports.
- Sporla ilgilenmiyorum.
Show More (15)
|
| 5 |
care for |
hoşlanmak |
v. |
|
- I don't care for alcoholic drinks.
- Alkollü içeceklerden hoşlanmam.
- I don't care for the way he talks.
- Onun konuşma şeklinden hoşlanmıyorum.
- I don't care for sports.
- Sporlardan hoşlanmam.
- Women didn't care for him.
- Kadınlar ondan hoşlanmadılar.
- My mother doesn't care for our neighbor very much.
- Annem komşumuzdan pek hoşlanmaz.
- Neither of them cares for strenuous sports.
- Onlardan hiçbiri yorucu sporlardan hoşlanmıyor.
Show More (3)
|
| 6 |
care for |
beğenmek |
v. |
|
- Masaru doesn't care for this color.
- Masaru bu rengi beğenmez.
- I don't care for the way he talks.
- Konuşma tarzını beğenmiyorum.
Show More (-1)
|
