have a for something

Bedeutungen, die der Begriff "have a for something" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 116 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	have a scent for something v.	kokusunu almak
2	General	have a fancy for something v.	içi çekmek
3	General	have a scent for something v.	sezmek
4	General	not have a need for something v.	gerek görmemek
5	General	not to have a need for something v.	gerek duymamak
6	General	have a compensation for something v.	acısı çıkmak
Idioms
7	Idioms	have a knack for something v.	bir şeye eli yatkın olmak
8	Idioms	have a knack for something v.	eli bir şeye yatkın olmak
9	Idioms	have a penchant for doing something v.	bir şeyi yapmaya aşırı düşkünlüğü/meyli olmak
10	Idioms	have a penchant for doing something v.	bir şeyi yapma eğilimi içinde olmak
11	Idioms	have a thirst for something v.	bir şeye susamış olmak
12	Idioms	have a penchant for doing something v.	bir şeyi yapmaya düşkün/meyilli olmak
13	Idioms	have a penchant for doing something v.	bir şeyi yapmaya meyletmek
14	Idioms	have a passion for something v.	bir şeyi arzulamak
15	Idioms	have a taste for something v.	canı istemek
16	Idioms	have a taste for something v.	istemek
17	Idioms	have a thirst for something v.	susamak
18	Idioms	have a reputation for something v.	-ile ünlemek/ünlü olmak
19	Idioms	have (a) use for someone or something v.	birine/bir şeye ihtiyacı olmak
20	Idioms	have (a) use for someone or something v.	birine/bir şeye gereksinim duymak
21	Idioms	have (a) use for someone or something v.	birinden/bir şeyden hoşlanmak
22	Idioms	have (a) use for someone or something v.	birini/bir şeyi sevmek
23	Idioms	have (got) a knack for (something) v.	(bir şeye) eli yatkın olmak
24	Idioms	have (got) a knack for (something) v.	(bir şeyde) usta/yetenekli olmak
25	Idioms	have (got) a knack for (something) v.	(bir şeyi) çok iyi becermek
26	Idioms	have (got) a knack for (something) v.	(bir şeyde) maharetli olmak
27	Idioms	have a fable for (something) v.	(bir şeye) karşı yakınlık hissetmek
28	Idioms	have a fable for (something) v.	(bir şeye) meyli olmak
29	Idioms	have a fable for (something) v.	(bir şeye) sempatisi olmak/sempati duymak
30	Idioms	have a fable for (something) v.	(bir şeye) zaafı olmak
31	Idioms	have a feel for something v.	bir şeyi anlamak
32	Idioms	have a feel for something v.	bir şeyi iyi yapmak/becermek
33	Idioms	have a feel for something v.	dilinden anlamak
34	Idioms	have a flair for something v.	bir şeye doğal yeteneği olmak
35	Idioms	have a flair for something v.	bir şeyde doğuştan yetenekli olmak
36	Idioms	have a flair for something v.	bir şeye doğal becerisi olmak
37	Idioms	have a gift for (doing) something v.	(bir şey yapmaya) doğal yeteneği olmak
38	Idioms	have a gift for (doing) something v.	bir şey (yapma) konusunda doğal becerisi olmak
39	Idioms	have a gift for (doing) something v.	bir şey (yapma) konusunda doğuştan yetenekli olmak
40	Idioms	have a hand for (someone or something) v.	(birine/bir şeye) yardım etmek
41	Idioms	have a hankering for (something) v.	canı (bir şey) çekmek
42	Idioms	have a hankering for (something) v.	(bir şey) krizine girmek
43	Idioms	have a hankering for (something) v.	(bir şeyi) çok istemek
44	Idioms	have a hankering for (something) v.	(bir şeye) karşı aşırı özlem duymak
45	Idioms	have a hankering for (something) v.	(bir şeyin) özlemini çekmek
46	Idioms	have a hankering for (something) v.	(bir şeyi) mumla aramak
47	Idioms	have a hankering for (something) v.	(bir şeyi) çok arzulamak
48	Idioms	have a hard-on for (someone or something) v.	(birine/bir şeye) kafayı takmak ve onunla uğraşmak
49	Idioms	have a hard-on for (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) intikam almak istemek
50	Idioms	have a hard-on for (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) canına okumak istemek
51	Idioms	have a hard-on for (someone or something) v.	(birine/bir şeye) fiziksel zarar vermek istemek
52	Idioms	have a head for something v.	bir şeye becerisi olmak
53	Idioms	have a head for something v.	bir şeye yeteneği olmak
54	Idioms	have a head for something v.	bir şeye kafası çalışmak
55	Idioms	have a head for something v.	bir şeye kafası basmak
56	Idioms	have a jones for (something) v.	canı (bir şey) çekmek
57	Idioms	have a jones for (something) v.	(bir şey) krizine girmek
58	Idioms	have a jones for (something) v.	(bir şeye) aşermek
59	Idioms	have a jones for (something) v.	(bir şeyi) çok istemek
60	Idioms	have a jones for (something) v.	(bir şeye) karşı aşırı özlem duymak
61	Idioms	have a jones for (something) v.	(bir şeyin) özlemini çekmek
62	Idioms	have a jones for (something) v.	(bir şeyi) mumla aramak
63	Idioms	have a jones for (something) v.	(bir şeyi) çok arzulamak
64	Idioms	have a look for (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) aramak/bulmaya çalışmak/araştırmak
65	Idioms	have a lot of time for somebody/something [uk] v.	birini/bir şeyi çok sevmek
66	Idioms	have a lot of time for somebody/something [uk] v.	birine/bir şeye çok saygı duymak
67	Idioms	have a lot of time for somebody/something [uk] v.	birine/bir şeye hayran olmak
68	Idioms	have a lot of time for somebody/something [uk] v.	birine/bir şeye gıpta etmek
69	Idioms	have a nose for something v.	(bir şey konusunda) burnu iyi koku almak
70	Idioms	have a nose for something v.	(bir şeyin) kokusunu hemen almak
71	Idioms	have a penchant for (something) v.	(bir şeye) aşırı düşkünlüğü/meyli olmak
72	Idioms	have a penchant for (something) v.	(bir şey) yapma eğilimi içinde olmak
73	Idioms	have a penchant for (something) v.	(bir şeye) düşkün/meyilli olmak
74	Idioms	have a penchant for (something) v.	(bir şeye) meyletmek
75	Idioms	have a soft spot for someone/something v.	birine/bir şeye karşı zaafı olmak
76	Idioms	have a soft spot for someone/something v.	birinden/bir şeyden hoşlanmak
77	Idioms	have a soft spot for someone/something v.	birini/bir şeyi sevmek
78	Idioms	have a soft spot for someone/something v.	birine/bir şeye düşkün olmak
79	Idioms	have a soft spot for somebody/something v.	birine/bir şeye karşı zaafı olmak
80	Idioms	have a soft spot for somebody/something v.	birinden/bir şeyden hoşlanmak
81	Idioms	have a soft spot for somebody/something v.	birini/bir şeyi sevmek
82	Idioms	have a soft spot for somebody/something v.	birine/bir şeye düşkün olmak
83	Idioms	have a thing for (something) v.	(bir şeye) bir düşkünlüğü olmak
84	Idioms	have a thing for (something) v.	(bir şeyden) çok keyif almak
85	Idioms	have a thing for (something) v.	(bir şeyden) çok hoşlanmak
86	Idioms	have a thing for (something) v.	(bir şeye) özel bir ilgisi olmak
87	Idioms	have a tin ear (for something) v.	(müzik) kulağı zayıf olmak
88	Idioms	have a tin ear (for something) v.	kulağı (müziğe) yatkın olmamak
89	Idioms	have a tin ear (for something) v.	zayıf bir (müzik) kulağına sahip olmak
90	Idioms	have a weak spot for (someone or something) v.	(birine/bir şeye) karşı zaafı olmak
91	Idioms	have a weak spot for (someone or something) v.	(birine/bir şeye) zaafı olmak
92	Idioms	have a weakness for someone or something v.	(birine/bir şeye) karşı zaafı olmak
93	Idioms	have a weakness for someone or something v.	(birine/bir şeye) zaafı olmak
94	Idioms	have a yen for (something) v.	canı (bir şey) çekmek
95	Idioms	have a yen for (something) v.	(bir şey) krizine girmek
96	Idioms	have a yen for (something) v.	(bir şeye) aşermek
97	Idioms	have a yen for (something) v.	(bir şeyi) çok istemek
98	Idioms	have a yen for (something) v.	(bir şeye) karşı aşırı özlem duymak
99	Idioms	have a yen for (something) v.	(bir şeyin) özlemini çekmek
100	Idioms	have a yen for (something) v.	(bir şeyi) mumla aramak
101	Idioms	have a yen for (something) v.	(bir şeyi) çok arzulamak
102	Idioms	have (a) use for someone or something v.	biri/bir şey işine yaramak
103	Idioms	never have a good word to say for (someone of something) v.	(biri/bir şey) hakkında hiç iyi bir söz söylememek
104	Idioms	never have a good word to say for (someone of something) v.	(birini/bir şeyi) hep tenkit etmek
105	Idioms	never have a good word to say for (someone of something) v.	(birini/bir şeyi) hiç beğenmemek
106	Idioms	never have a good word to say for (someone of something) v.	(biri/bir şey) hakkında hiç güzel bir şey söylememek
107	Idioms	never have a good word to say for (someone of something) v.	(biri/bir şey) hakkında söyleyecek iyi bir şeyi olmamak
108	Idioms	never have a good word to say for (someone of something) v.	(birinden/bir şeyden) hep kötü bahsetmek
109	Idioms	never have a good word to say for (someone of something) v.	(birini/bir şeyi) sürekli eleştirmek
110	Idioms	not have a good word to say for (someone of something) v.	(biri/bir şey) hakkında hiç iyi bir söz söylememek
111	Idioms	not have a good word to say for (someone of something) v.	(birini/bir şeyi) hep tenkit etmek
112	Idioms	not have a good word to say for (someone of something) v.	(birini/bir şeyi) hiç beğenmemek
113	Idioms	not have a good word to say for (someone of something) v.	(biri/bir şey) hakkında hiç güzel bir şey söylememek
114	Idioms	not have a good word to say for (someone of something) v.	(biri/bir şey) hakkında söyleyecek iyi bir şeyi olmamak
115	Idioms	not have a good word to say for (someone of something) v.	(birinden/bir şeyden) hep kötü bahsetmek
116	Idioms	not have a good word to say for (someone of something) v.	(birini/bir şeyi) sürekli eleştirmek