suçsuz - Türkisch Englisch Wörterbuch

suçsuz

Bedeutungen von dem Begriff "suçsuz" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 29 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
suçsuz blameless adj.
This provision means that the names of quite blameless citizens are to be found in the SIS computers.
Bu hüküm, oldukça suçsuz vatandaşların isimlerinin DİE bilgisayarlarında bulunacağı anlamına gelmektedir.

More Sentences
General
suçsuz blameless adj.
Similarly, Member States are not blameless in this funding fiasco.
Benzer şekilde Üye Devletler de bu finansman fiyaskosunda suçsuz değildir.

More Sentences
suçsuz not guilty adj.
I plead not guilty.
Suçsuzum.

More Sentences
suçsuz innocent adj.
Sami is innocent of what he said he did.
Sami yaptığını söylediği şeyden dolayı suçsuzdur.

More Sentences
suçsuz clear adj.
Tom was cleared of wrongdoing.
Tom suçsuz bulundu.

More Sentences
Law
suçsuz not guilty adj.
Tom has been found not guilty.
Tom'un suçsuz olduğu anlaşıldı.

More Sentences
suçsuz innocent adj.
He is innocent of the crime.
Suçsuz o.

More Sentences
suçsuz blameless adj.
The cosmetics industry is not entirely blameless in this.
Kozmetik endüstrisi bu konuda tamamen suçsuz değildir.

More Sentences
General
suçsuz harmless adj.
suçsuz guilt free adj.
suçsuz sinless adj.
suçsuz inculpable adj.
suçsuz unimpeachable adj.
suçsuz crimeless adj.
suçsuz guiltless adj.
suçsuz unblamable adj.
suçsuz unblameable adj.
suçsuz unculpable adj.
suçsuz unguilty adj.
suçsuz unrebukable adj.
suçsuz unreproached adj.
suçsuz witeless adj.
suçsuz offenceless adj.
suçsuz offenseless adj.
suçsuz offenseless adj.
suçsuz irreprehensible adj.
suçsuz cleanhanded adj.
suçsuz clean-handed adj.
Law
suçsuz inculpable adj.

Bedeutungen, die der Begriff "suçsuz" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 71 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
suçsuz olmak be innocent v.
Tom insisted he was innocent.
Tom suçsuz olduğunu vurguladı.

More Sentences
Idioms
(birini) suçsuz bulmak find (one) not guilty v.
Tom was found not guilty.
Tom suçsuz bulundu.

More Sentences
General
suçsuz çıkarma exculpating n.
suçsuz kimse innocent n.
suçsuz çıkarmak acquit v.
suçsuz çıkarmak exonerate v.
suçsuz çıkarmak clear v.
suçsuz çıkarmak excuse v.
suçsuz bulunmak be cleared of blame v.
suçsuz bulunmak be declared innocent v.
suçsuz bulunmak be absolved v.
suçsuz görünmek seem innocent v.
suçsuz görünmek look innocent v.
suçsuz çıkarmak acquight [obsolete] v.
suçsuz çıkarmak acquite [obsolete] v.
suçsuz göstermek whiten v.
suçsuz çıkartılmış exculpated adj.
suçsuz çıkartan exculpatory adj.
suçsuz bulunmuş acquitted adj.
suçsuz bulunmamış unabsolved adj.
suçsuz çıkarılabilir exculpable adj.
suçsuz birşekilde innocently adv.
suçsuz olarak unguiltily adv.
suçsuz bir şekilde unimpeachably adv.
suçsuz bir şekilde innocently adv.
suçsuz bir şekilde unblameably adv.
suçsuz bir şekilde inculpably adv.
Phrasals
(birini herhangi bir suçtan veya kabahatten) suçsuz bulmak acquit (one) of (something) v.
(birini herhangi bir suçtan veya kabahatten) suçsuz bulmak acquit someone of something v.
(birinin/kendinin bir şeyde) suçsuz olduğunu kanıtlamak vindicate (someone or oneself) of (something) v.
(birinin/kendinin bir şeyde) suçsuz olduğunu ispat etmek vindicate (someone or oneself) of (something) v.
birinin bir şeyde suçsuz olduğunu kanıtlamak vindicate someone of something v.
birinin suçsuz olduğunu ispat etmek vindicate someone of something v.
suçsuz bulmak find for v.
suçsuz olduğuna karar vermek find for v.
(birini) suçsuz bulmak find for (someone or something) v.
(birinin) suçsuz olduğuna karar vermek find for (someone or something) v.
(bir şeyden) suçsuz bulunmak get off on (something) v.
'-de suçsuz olduğunu kanıtlamak vindicate of v.
'-de suçsuz olduğunu ispat etmek vindicate of v.
Idioms
birini suçsuz bulmak find someone innocent v.
birini suçsuz bulmak find someone not guilty v.
suçsuz bulmak find someone not guilty v.
suçsuz görünmek smell like a rose v.
suçsuz olmak have clean hands v.
suçsuz bulmak find someone innocent v.
suçsuz kabul etmek give the benefit of the doubt v.
(önce yargılanmak/eleştirilmektense) suçsuz kabul edilmek have the benefit of the doubt v.
(aksi bir kanıt olmadığı sürece) suçsuz kabul etmek give/have the benefit of the doubt v.
suçsuz olmak have clean hands v.
(birini) suçsuz bulmak find (one) innocent v.
(birinin) masum/suçsuz olduğuna karar vermek find (one) innocent v.
(birinin) masum/suçsuz olduğuna karar vermek find (one) not guilty v.
(yeterli bilgi/kanıt yokken) suçsuz kabul edilmek get the benefit of the doubt v.
birini masum/suçsuz kabul etmek give somebody the benefit of the doubt v.
Law
suçsuz olma nonguilt n.
bir sanığın suçsuz olduğunun birkaç tanığın şahadeti ile kabul edilmesi compurgation n.
jürinin suçsuz olduğuna karar vermesi return a verdict of innocent n.
suçluluğu ispat edilene kadar şüpheli ya da sanık da olsa herkesin masum ve suçsuz olduğu ilkesi presumption of innocence n.
suçsuz taraf innocent party n.
suçsuz bulmak acquight v.
suçsuz olduğunu ispatlamak exculpate v.
suçsuz çıkarmak get off v.
suçsuz olduğuna karar vermek return a verdict of innocent v.
suçsuz bulmak acquit v.
suçsuz bulunmak be found innocent v.
suçsuz olduğuna karar vermek (jüri) return a verdict of innocent v.
suçsuz olduğunu iddia etmek claim to be not guilty v.
suçsuz olduğunu iddia etmek claim to be innocent v.
suçsuz çıkarmak discharge [obsolete] v.
suçsuz bulunmuş acquitted adj.