çürük - Turc Anglais Dictionnaire

çürük

Sens de "çürük" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 67 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
çürük rotten adj.
Almost all these apples are rotten.
Bu elmaların neredeyse hepsi çürük.

More Sentences
General
çürük rot n.
Don't talk rot, Tom.
Çürük çürük konuşma, Tom.

More Sentences
çürük bruise n.
Sami had a bruise under his right eye.
Sami'nin sağ gözünün altında bir çürük vardı.

More Sentences
çürük decayed adj.
I think I have a decayed tooth.
Sanırım çürük bir dişim var.

More Sentences
çürük unsound adj.
When a president is elected with 97% of the votes, the elections are unsound.
Bir başkan oyların %97'sini alarak seçiliyorsa, seçimler çürüktür.

More Sentences
çürük rotten adj.
One rotten apple spoils the barrel.
Bir çürük elma sepetteki tüm elmayı çürütür.

More Sentences
çürük bad adj.
They are going to put the bad law in force.
Bu çürük yasayı yürürlüğe sokacaklar.

More Sentences
çürük black and blue adj.
Two high school boys beat Tom black and blue.
İki lise öğrecisi, Tom'u dövüp çürükler içerisinde bıraktılar.

More Sentences
Trade/Economic
çürük bad adj.
She had a bad tooth taken out.
Çürük bir dişi çektirdi.

More Sentences
Medical
çürük bruise n.
Show her your bruise.
Ona çürüğünü göster.

More Sentences
Dentistry
çürük cavity n.
I have a cavity.
Bir çürüğüm var.

More Sentences
Gastronomy
çürük rotten adj.
Tom tossed the rotten apple into the garbage can.
Tom çürük elmayı çöp kutusuna attı.

More Sentences
Music
çürük rotten adj.
The oranges in this bag are rotten.
Bu torbadaki portakallar çürüktür.

More Sentences
Common Usage
çürük decay n.
General
çürük tooth decay n.
çürük carious tooth n.
çürük doat n.
çürük dry-rot n.
çürük decay n.
çürük crush [obsolete] n.
çürük putrid adj.
çürük addle adj.
çürük carious adj.
çürük feeble adj.
çürük corrupt adj.
çürük unsubstantial adj.
çürük faulty adj.
çürük flimsy adj.
çürük untenable adj.
çürük putrefactive adj.
çürük rocky adj.
çürük fallacious adj.
çürük putrefacient adj.
çürük dicky adj.
çürük unfounded adj.
çürük wildcat adj.
çürük dickey adj.
çürük spoiling adj.
çürük sleazy adj.
çürük disabled adj.
çürük sleazier adj.
çürük draft-exempt adj.
çürük jerry-built adj.
çürük black-and-blue adj.
çürük aeriform adj.
çürük cankery adj.
çürük tinny adj.
çürük manky adj.
çürük worm-eaten adj.
çürük mosey [dialect] adj.
çürük rickety adj.
çürük overripe adj.
çürük poxy adj.
çürük dazed [dialect] [uk] adj.
çürük non-able-bodied adj.
çürük putrifacted [obsolete] adj.
çürük surbet [obsolete] adj.
Idioms
çürük full of holes adj.
çürük jerry built adj.
Railway
çürük unstable adj.
Medical
çürük ecchymoses n.
çürük ecchymosis n.
çürük contusion n.
çürük caried adj.
Dentistry
çürük caries n.
çürük decay n.
Military
çürük unfit for service adj.

Sens de "çürük" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 162 résultat(s)

Turc Anglais
General
çürük diş decayed tooth n.
The dentist pulled out his decayed tooth.
Diş hekimi onun çürük dişini çekti.

More Sentences
çürük elma bad apple n.
There are therefore bad apples that need to be removed.
Bu nedenle ayıklanması gereken çürük elmalar vardır.

More Sentences
çürük yumurta rotten egg n.
Tom threw a rotten egg at Mary.
Tom Mary'ye bir çürük yumurta attı.

More Sentences
çürük diş bad tooth n.
I have a lot of bad teeth.
Bir sürü çürük dişim var.

More Sentences
Gastronomy
çürük yumurta rotten egg n.
Last one in is a rotten egg.
Son gelen çürük yumurtadır.

More Sentences
General
çürük tahta punk n.
çürük sav unsound argument n.
çürük gaz exhaust n.
çürük para counterfeit money n.
kahverenkli çürük brown stain n.
kahverengi çürük brown rot n.
çürük kaya dead rock n.
çürük budak rotten knot n.
çürük kereste rotten wood n.
beyaz çürük white rot n.
çürük/çürümüş meyve rotten fruit n.
çürük dişler decayed teeth n.
çürük yapı rickle n.
çürük malzeme putrefaction n.
çürük malzeme putrescence n.
çürük olmak embrittle v.
çürük çıkmak prove to be untrue v.
çürük çıkmak turn out rotten v.
çürük tahtaya basmak fall into a trap v.
en çürük dotiest adj.
çürük çarık (şey) rickety adj.
ahlakça temelden çürük rotten to the core adj.
çürük (yara vb) bruised adj.
en çürük flimsiest adj.
(diş vb) çürük carious adj.
çürük çarık worn-out adj.
çürük elma gibi kokan cidery adj.
tadı çürük elma gibi olan cidery adj.
(özellikle kereste) çürük peggy adj.
çürük bir şekilde rottenly adv.
Phrases
son gelen çürük yumurta last one in is a rotten egg expr.
sona kalan çürük yumurta last one in is a rotten egg expr.
Proverb
sepetteki bir çürük elma tüm sepeti çürütür rotten apple spoils the barrel
çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar a bad apple spoils the (whole) barrel
çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar a rotten apple spoils the (whole) bushel
çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar it takes one bad apple to spoil the (whole) barrel
çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar a bad apple spoils the (whole) barrel
kendisini övenin ipi çürük olur self-praise is no praise (at all)
çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar a rotten apple spoils the barrel
çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar a rotten apple spoils the whole barrel
çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar one bad apple spoils the (whole) barrel
çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar one bad apple spoils the (whole) bunch
çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar one bad apple spoils the (whole) bushel
çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar one rotten apple spoils the (whole) barrel
çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar one rotten apple spoils the (whole) bunch
çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar one rotten apple spoils the (whole) bushel
Colloquial
bozuk/çürük yiyecekler satan mekan ptomaine domain n.
bozuk/çürük yiyecekler satan mekan ptomaine palace n.
çürük olmak be off v.
Idioms
çürük yumurta problem child n.
birkaç çürük elma a few bad apples n.
çürük elma a rotten apple n.
çürük elma a bad apple n.
çürük elma dead wood n.
(bir şeyin/yerin) çürük kısmı/yeri the sick man of (something or somewhere) n.
çürük elma a bad/rotten apple n.
çürük elma a rotten apple n.
çürük elma a bad apple n.
çürük elmaları ayıklamak cull the herd v.
temelden çürük olmak be built on sand v.
(bir şeyin) çürük noktasını bulmak poke a hole in (something) v.
çürük olmak be full of holes v.
ahlakça temelden çürük olmak be rotten to the core v.
-in çürük noktasını bulmak poke a hole in v.
(bir şeyin) çürük noktasını bulmak poke a hole through (something) v.
temeli çürük built on sand adj.
Speaking
dişlerim çürük my teeth are rotten expr.
dişlerim çürük I have rotten teeth expr.
dişlerim çürük my teeth are decayed expr.
Trade/Economic
çürük alacak bad debt n.
çürük alacaklar bad debts n.
çürük senet unsafe bill n.
çürük tahvil junk bond n.
çürük çek bad check n.
çürük senet doubtful bill n.
silinen çürük alacakları business transfer payments n.
çürük tahvil junk n.
çürük tahvil piyasasında kurumsal yeniden yapılandırma yapan para yöneticisi gunslinger n.
çürük tahviller ile ilgili junk adj.
çürük tahvillere benzeyen junk adj.
Law
çürük raporu almak için kendini sakat gibi gösteren kimse malingerer n.
Politics
çürük seçim bölgesi rotten borough n.
Technical
çürük buhar flash steam n.
çürük dişlerin dolgusunda kullanılan kobalt vitallium n.
çürük kereste decayed wood n.
çürük kalay gray tin n.
çürük gaz kanalı exhaust gas duct n.
çürük gaz kanalı exhaust gas channel n.
çürük buhar hattı exhaust steam pipe n.
çürük küfü penicillium n.
çürük buhar tankı flash tank n.
çürük buhar waste steam n.
çürük buhar exhaust steam n.
çürük zemin unstable soil n.
çürük buhar valfi exhaust valve n.
çürük buhar debisi exhaust steam flow n.
çürük kaya kumu rotten rock sand n.
çürük buhar hattı waste steam pipe n.
çürük buhar kasası exhaust steam casing n.
çürük gaz waste gas n.
çürük beton unsound concrete n.
çürük buhar türbini exhaust steam turbine n.
çürük budak unsound knot n.
çürük gaz exhaust gas n.
çürük zemin loose soil n.
çürük buhar dead steam n.
çürük kaya saprolite n.
çürük buhar çıkış kesiti exhaust cross section n.
yaş çürük wet rot n.
Textile
çürük buhar waste steam n.
Construction
çürük zemin unstable soil n.
Woodworking
çürük kereste unsound wood n.
kerestede çürük doze n.
çürük (kereste) dozed adj.
çürük (odun) dozy adj.
çürük noktaları olan (kereste) druxey adj.
özodununda çürük noktalar bulunan (kereste) druxy adj.
Automotive
çürük gaz çıkarılması scavenging n.
çürük buhar exhaust steam n.
çürük buhar yağı ayırıcı exhaust steam oil separator n.
Railway
çürük buhar saturated steam n.
Medical
çürük kemikleri kazımada kullanılan bir alet scalping iron n.
Psychology
çürük şeylerden korkma seplophobia n.
Dentistry
dişlerde birikerek çürük oluşumunu teşvik eden mukus ve bakteri tabakası bacterial plaque n.
kırık veya çürük dişi tamamlayan yapay diş jacket n.
kırık veya çürük dişi tamamlayan yapay diş crownwork n.
kırık veya çürük dişi tamamlayan yapay diş jacket crown n.
dişte çürük oluşturan cariogenic adj.
Parasitology
(elma) acı çürük hastalığı bitter rot n.
acı çürük bitter rot n.
Food Engineering
çürük gaz exhaust gas n.
Gastronomy
çürük yumurta white rot n.
çürük (yumurta) addled adj.
Chemistry
çürük gaz exhaust n.
Botanic
odunda beyaz çürük meydana getiren mantar tinder fungus n.
domateste zararlı bir mantarın neden olduğu çürük tomato black rot n.
domateste zararlı bir mantarın neden olduğu çürük nailhead spot n.
domateste bakterilerden kaynaklanan çürük tomato canker n.
sarımsı, morumsu veya çürük halkalar şeklindeki doku lezyonu ring spot n.
çekirdekli meyvelerde çürük peach blight n.
Agriculture
acı çürük bitter n.
kırmızı çürük red rot n.
kırmızı çürük redrot n.
Tobacco
çürük yapraklar rotten leaves n.
Forestry
çürük kereste timber rot n.
kerestede çürük dry rot n.
kuru çürük dry rot n.
mavi çürük blue stain n.
meyvede çürük dry rot n.
mavi çürük blue sap stain n.
Military
daimi çürük raporu certificate of disability for discharge n.
geçici çürük temporary disable n.
Slang
çürük asker broke dick n.
çürük asker jody n.
sakatlanıp veya sahte çürük raporu alıp askerden yırtmış tip jody n.
sakatlanıp veya sahte çürük raporu alıp askerden yırtmış tip broke dick n.
Star Wars
çürük maytı decay mite n.