|
- I think it's time for me to start taking my responsibilities seriously.
- Sanırım sorumluluklarımı ciddiye alma zamanım geldi.
- I think it's time for me to contact him by phone.
- Sanırım onunla telefonla iletişime geçme zamanım geldi.
- I think it's time for me to discuss the matter with him.
- Sanırım bu konuyu onunla konuşmamın zamanı geldi.
- I think it's time for me to refill this prescription.
- Sanırım bu reçeteyi yeniden doldurmamın zamanı geldi.
- It's time for Tom to understand how we want things done.
- Tom'un işlerin nasıl yapılmasını istediğimizi anlamasının zamanı geldi.
- I think it's time for me to call it a day.
- Sanırım benim için bir gün aramanın zamanı geldi.
- It's time for you to buy a new car.
- Yeni bir araba almanın zamanı geldi.
- I think it's time for me to consult a lawyer.
- Sanırım bir avukata danışmamın zamanı geldi.
- It's time for you to start telling me the truth.
- Bana gerçeği anlatmaya başlamanın zamanı geldi.
- I think it's time for me to get a job.
- Sanırım bir iş bulmamın zamanı geldi.
- I think it's time for me to get a new pair of glasses.
- Sanırım yeni bir gözlük almamın zamanı geldi.
- I think it's time for me to make some new friends.
- Sanırım yeni arkadaşlar edinme zamanım geldi.
- It's time for payback.
- Ödeşme zamanı geldi.
- I think it's time for us to start getting ready.
- Bence hazırlanmaya başlamamızın zamanı geldi.
- It's time for Tom to make a new friend besides Mary.
- Tom'un Mary dışında yeni bir arkadaş edinmesinin zamanı geldi.
- I think it's time for me to confront that problem.
- Sanırım bu sorunla yüzleşmemin zamanı geldi.
- It's time for you to get home.
- Eve gitmenizin zamanı geldi.
- I think it's time for me to get my own place.
- Sanırım kendi evime çıkma zamanım geldi.
- I think it's time for me to clean the garage.
- Sanırım garajı temizlememin zamanı geldi.
- I think it's time for you to go.
- Sanırım senin gitme zamanın geldi.
- I think it's time for me to apologize to her.
- Sanırım ondan özür dileme zamanım geldi.
- I think it's time for me to do my homework.
- Sanırım ödevimi yapma zamanım geldi.
- I think it's time for me to turn on the radio.
- Sanırım radyoyu açmamın zamanı geldi.
- It's time for you to renew your domain name.
- Alan adınızı yenilemenizin zamanı geldi.
- It's time for you to get up.
- Kalkma zamanın geldi.
- I think it's time for me to come clean.
- Sanırım temizlenme zamanım geldi.
- I think it's time for me to go back to work.
- Sanırım işe geri dönme zamanım geldi.
- It's time for my break.
- Mola zamanım geldi.
- I think it's time for me to spend a little time with my children.
- Sanırım çocuklarımla biraz vakit geçirme zamanım geldi.
- I think it's time for a career change.
- Sanırım kariyer değişikliği zamanı geldi.
- I think it's time for me to return to Boston.
- Sanırım Boston'a dönme zamanım geldi.
- It's time for Tom to go.
- Tom'un gitme zamanı geldi.
- I think it's time for me to walk away from this mess.
- Sanırım bu karmaşadan uzaklaşmamın zamanı geldi.
- I think it's time for me to give up on this relationship.
- Sanırım bu ilişkiden vazgeçme zamanım geldi.
- It's time for the truth.
- Gerçekleri zamanı geldi.
- I think it's time for me to consider going on a diet.
- Sanırım diyet yapmayı düşünmemin zamanı geldi.
- I think it's time for me to admit that I never cared about you.
- Sanırım seni hiç önemsemediğimi kabul etme zamanım geldi.
- I think it's time for me to buy a house.
- Sanırım bir ev almamın zamanı geldi.
- It's time for us to get out of here.
- Buradan çıkmamızın zamanı geldi.
- I think it's time for me to move to the suburbs.
- Sanırım banliyöye taşınma zamanım geldi.
- I think it's time for me to buy a new camera.
- Sanırım yeni bir fotoğraf makinesi almamın zamanı geldi.
- I think it's time for me to buy a decent car.
- Sanırım iyi bir araba almamın zamanı geldi.
- I think it's time for me to consult a doctor.
- Sanırım bir doktora danışmamın zamanı geldi.
- I think it's time for me to put new bait on the hook.
- Sanırım oltaya yeni yem takma zamanım geldi.
- I think it's time for me to throw a little party.
- Sanırım küçük bir parti vermemin zamanı geldi.
- I think it's time for me to give her a ride home.
- Sanırım onu eve bırakmamın zamanı geldi.
- It's time for us to leave this place.
- Bu yeri terk etme zamanımız geldi.
- I think it's time for me to change jobs.
- Sanırım iş değiştirme zamanım geldi.
- It's time for us to change the system.
- Sistemi değiştirmemizin zamanı geldi.
- I think it's time for me to buy my son a car.
- Sanırım oğluma bir araba almamın zamanı geldi.
- I think it's time for me to turn off the TV.
- Sanırım televizyonu kapatma zamanım geldi.
- I think it's time for me to ask for her help.
- Sanırım ondan yardım istememin zamanı geldi.
- I think it's time for me to lose some weight.
- Sanırım biraz kilo vermemin zamanı geldi.
- I think it's time for me to start cooking dinner.
- Sanırım yemek pişirmeye başlamamın zamanı geldi.
- I think it's time for me to talk to the boss about this problem.
- Sanırım patronla bu sorun hakkında konuşmamın zamanı geldi.
- I think it's time for me to sharpen my pencil.
- Sanırım kalemimi sivriltme zamanım geldi.
- It's time for some spring cleaning.
- Bahar temizliği zamanı geldi.
- I think it's time for me to join the fight.
- Sanırım savaşa katılma zamanım geldi.
- I think it's time for me to write my mother another letter.
- Sanırım anneme bir mektup daha yazmamın zamanı geldi.
- I think it's time for me to organize a party.
- Sanırım bir parti düzenlememin zamanı geldi.
- It's time for us to leave here.
- Bizim için buradan ayrılma zamanı geldi.
- I think it's time for me to get a bit of exercise.
- Sanırım biraz egzersiz yapmamın zamanı geldi.
- I think it's time for me to ask for directions.
- Sanırım yol sormamın zamanı geldi.
- It's time for you to tell me the whole truth.
- Bana tüm gerçeği anlatmanın zamanı geldi.
- It's time for this to end.
- Bunun bitme zamanı geldi.
- It's time for us to do something about it.
- Bu konuda bir şeyler yapmamızın zamanı geldi.
- I think it's time for me to reconsider how I've been living.
- Sanırım nasıl yaşadığımı yeniden gözden geçirme zamanım geldi.
- I think it's time for me to move into a smaller home.
- Sanırım daha küçük bir eve taşınmamın zamanı geldi.
- I think it's time for me to discuss the problem with her.
- Sanırım sorunu onunla konuşmamın zamanı geldi.
- I think it's time for me to get a dog.
- Sanırım bir köpek almamın zamanı geldi.
- I think it's time for me to buy a new car.
- Sanırım yeni bir araba almamın zamanı geldi.
- I think it's time for me to buy my daughter a decent computer.
- Sanırım kızıma iyi bir bilgisayar almamın zamanı geldi.
- I think it's time for me to get a new email address.
- Sanırım yeni bir e-posta adresi almamın zamanı geldi.
- It's time for something to eat.
- Bir şeyler yemenin zamanı geldi.
- It's time for us to go back home.
- Eve dönme zamanımız geldi.
- I say it's time for a change.
- Değişim zamanı geldi diyorum.
- I think it's time for me to say what I really think.
- Sanırım gerçekten ne düşündüğümü söylememin zamanı geldi.
- It's time for change.
- Değişim zamanı geldi.
- I think it's time for me to ask for his advice.
- Sanırım ondan tavsiye isteme zamanım geldi.
- I think it's time for an oil change.
- Sanırım yağ değiştirme zamanı geldi.
- I think it's time for me to say goodbye.
- Sanırım veda etme zamanım geldi.
- It's time for us to fight back.
- Karşı koyma zamanımız geldi.
- I think it's time for me to get a new job.
- Sanırım yeni bir iş bulmamın zamanı geldi.
- It's time for you to start getting ready for school.
- Okul için hazırlanmaya başlamanın zamanı geldi.
- I think it's time for me to stop allowing her to always have her own way.
- Sanırım onun her zaman kendi bildiğini yapmasına izin vermeyi bırakmamın zamanı geldi.
- I think it's time for me to take a break.
- Sanırım biraz ara vermemin zamanı geldi.
- I think it's time for me to change my plans.
- Sanırım planlarımı değiştirmemin zamanı geldi.
- I think it's time for me to retire.
- Sanırım emekli olma zamanım geldi.
- I think it's time for me to mow the lawn.
- Sanırım çimleri biçme zamanım geldi.
- It's time for us to go.
- Gitme zamanımız geldi.
- I think it's time for me to step aside.
- Sanırım kenara çekilme zamanım geldi.
- I think it's time for me to buy a decent camera.
- Sanırım iyi bir fotoğraf makinesi almamın zamanı geldi.
- I think it's time for me to accept responsibility for that problem.
- Sanırım bu sorunun sorumluluğunu kabul etme zamanım geldi.
- I think it's time for me to speak up.
- Sanırım yüksek sesle konuşmamın zamanı geldi.
- I think it's time for me to get my eyes checked.
- Sanırım gözlerimi kontrol ettirme zamanım geldi.
- It's time for us to start thinking about how we can improve the situation.
- Durumu nasıl iyileştirebileceğimizi düşünmeye başlamanın zamanı geldi.
- I think it's time for you to start helping out around here.
- Sanırım burada yardım etmeye başlamanın zamanı geldi.
- I think it's time for us to come to an agreement.
- Sanırım bir anlaşmaya varmamızın zamanı geldi.
Show More (95)
|