much of

"much of" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 119 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	make much of f.	çok önem vermek
Most women make much of fashion. Çoğu kadın modaya çok önem verir. More Sentences
Idioms
2	Deyim	make much of (someone or something) f.	(birini/bir şeyi) çok önemsemek
You must make much of time. Zamanı çok önemsemelisin. More Sentences
General
3	Genel	not to think much of f.	gözü tutmamak
4	Genel	make much of f.	fazlasıyla önemsemek
5	Genel	make much of somebody f.	başının üstünde gezdirmek
6	Genel	not to think much of f.	iyi gözle bakmamak
7	Genel	make much of somebody f.	birisini ağırlamak
8	Genel	make much of something f.	mübalağa etmek
9	Genel	make much of f.	tezahürat yaparak sevgisini belirtmek
10	Genel	make much of something f.	izam etmek
11	Genel	make much of f.	fazlasıyla üstünde durmak
12	Genel	make much of somebody f.	birisi için bayram yapmak
13	Genel	make much of f.	önemsemek
14	Genel	make much of something f.	büyütmek
15	Genel	make much of f.	önem vermek
16	Genel	spend too much time in front of the tv f.	televizyonun karşısında çok vakit geçirmek
17	Genel	not leave much of a trail f.	pek iz bırakmamak
18	Genel	make much of f.	faydalanmak
19	Genel	make much of f.	istifade etmek
20	Genel	make much of f.	anlam çıkarmak
21	Genel	much thought of s.	gözde
22	Genel	as much as half of ed.	-nın yarısı kadar
23	Genel	in much of ed.	---'ın birçok yerinde
Phrases
24	İfadeler	in much of istanbul expr.	istanbul'un birçok yerinde
Proverb
25	Atasözü	have too much of a good thing	sevilen şeyler çok tüketilirse eskisi kadar zevk vermeyebilir
26	Atasözü	you can have too much of a good thing	azı karar çoğu zarar
27	Atasözü	you can have too much of a good thing	bu kadarı da biraz çok
28	Atasözü	you can have too much of a good thing	aşırıya da kaçmamak gerek
29	Atasözü	you can have too much of a good thing	bir şeyin cılkını/suyunu da çıkarmamak gerek
30	Atasözü	you can have too much of a good thing	bir şeyi fazla abartmamak gerek
31	Atasözü	you can have too much of a good thing	her şey ölçüsünde ve kararında güzel
32	Atasözü	too much of anything is good for nothing	her şeyin fazlası zarar
Colloquial
33	Konuşma Dili	be much of a muchness f.	aşırı benzer olmak
34	Konuşma Dili	be much of a muchness f.	neredeyse aynı olmak
35	Konuşma Dili	be much of a muchness f.	birbirine çok benzer olmak
36	Konuşma Dili	be much of a muchness f.	nerdeyse birbirinin aynı olmak
37	Konuşma Dili	be much of a muchness f.	birbirinden neredeyse farksız olmak
38	Konuşma Dili	be much of a muchness f.	hemen hemen aynı olmak
39	Konuşma Dili	be not much of a (something) f.	pek de iyi (bir şey) olmamak
40	Konuşma Dili	be not much of a (something) f.	pek matah (bir şey) olmamak
41	Konuşma Dili	be not much of a (something) f.	o kadar da iyi (bir şey) olmamak
42	Konuşma Dili	be not much of a (something) f.	pek etkileyici (bir şey) olmamak
43	Konuşma Dili	not be much of a something f.	pek de iyi bir şey olmamak
44	Konuşma Dili	not be much of a something f.	pek matah bir şey olmamak
45	Konuşma Dili	not be much of a something f.	o kadar da bir şey olmamak
46	Konuşma Dili	not be much of a something f.	pek de bir şey olmamak
47	Konuşma Dili	not be much of a something f.	pek de etkileyici bir şey olmamak
48	Konuşma Dili	not much of a expr.	çok iyi değil
49	Konuşma Dili	much of a muchness expr.	çok
50	Konuşma Dili	much of a muchness expr.	çok miktarda
51	Konuşma Dili	not that i've taken much advantage of it yet expr.	gerçi bundan yeterince faydalandığım pek söylenemez
52	Konuşma Dili	(very) much of a muchness expr.	hemen hemen aynı
53	Konuşma Dili	not much to speak of expr.	sözünü edecek pek bir şey yok
54	Konuşma Dili	not much to speak of expr.	bahse değecek pek bir şey yok
55	Konuşma Dili	not much to speak of expr.	sözünü etmeye değmez
56	Konuşma Dili	not much to speak of expr.	sözü edilecek pek bir şey yok
57	Konuşma Dili	not much to speak of expr.	hakkında konuşmaya değecek pek bir şey yok
58	Konuşma Dili	not much to speak of expr.	üzerinde durmaya değecek pek bir şey yok
59	Konuşma Dili	not much to speak of expr.	önemsenecek pek bir şey yok
60	Konuşma Dili	much of a muchness expr.	neredeyse aynı
61	Konuşma Dili	much of a muchness expr.	aşırı benzer
62	Konuşma Dili	not much of anything expr.	pek bir şey yok
63	Konuşma Dili	not much of anything expr.	pek bir şey değil
64	Konuşma Dili	not much of anything expr.	çok az şey
Idioms
65	Deyim	as much fun as a barrel of monkeys i.	eğlence dolu
66	Deyim	think much of f.	saygı duymak
67	Deyim	think much of f.	gözü tutmak
68	Deyim	make much of something f.	aşırı önem vermek
69	Deyim	have too much of a good thing f.	bir şeyin cılkını çıkarmak
70	Deyim	make too much of someone f.	birini gözünde çok büyütmek
71	Deyim	make much of something f.	çok önem vermek
72	Deyim	think much of someone f.	hakkında iyi/olumlu düşünmek
73	Deyim	make much of something f.	fazlasıyla önemsemek
74	Deyim	make much of f.	el üstünde tutmak
75	Deyim	think much of someone f.	iyi gözle bakmak
76	Deyim	get as much out of it as possible f.	mümkün olduğunca fazla yararlanmak
77	Deyim	make much of f.	önemsemek
78	Deyim	be not much of f.	o kadar da iyi olmamak
79	Deyim	be not much of f.	matah olmamak
80	Deyim	think much of someone f.	takdir etmek
81	Deyim	make much play of/with something f.	çok vurgulamak
82	Deyim	make much play of/with something f.	üzerinde çok durmak
83	Deyim	make much play of/with something f.	şiddetle/önemle vurgulamak
84	Deyim	make much play of/with something f.	bir şeyi önemle belirtmek
85	Deyim	make much play of (something) f.	(bir şeye) önemle dikkat çekmek
86	Deyim	not get much/any change out of somebody f.	birinden pek/hiç hayır/fayda görmemek
87	Deyim	make much of (someone or something) f.	(birinin/bir şeyin) önemini vurgulamak
88	Deyim	make much of (someone or something) f.	(birini/bir şeyi) önemle belirtmek
89	Deyim	make much of (someone or something) f.	(birinin/bir şeyin) önemle üstünde durmak
90	Deyim	make much of (someone or something) f.	(birine/bir şeye) önemle dikkat çekmek
91	Deyim	make much of (someone or something) f.	(birine/bir şeye) çok önem vermek
92	Deyim	make much of (someone or something) f.	(birini/bir şeyi) gözünde çok büyütmek
93	Deyim	not think much of (someone or something) f.	(birini/bir şeyi) gözü tutmamak
94	Deyim	not think much of (someone or something) f.	(birine/bir şeye) iyi gözle bakmamak
95	Deyim	not think much of (someone or something) f.	(biri/bir şey) hakkında olumsuz düşünceleri olmak
96	Deyim	not think much of (someone or something) f.	(birini/bir şeyi) pek beğenmemek
97	Deyim	think much of (someone or something) f.	(birini/bir şeyi) gözü tutmak
98	Deyim	think much of (someone or something) f.	(birine/bir şeye) iyi gözle bakmak
99	Deyim	think much of (someone or something) f.	(biri/bir şey) hakkında olumsuz düşünceleri olmamak
100	Deyim	think much of (someone or something) f.	(birini/bir şeyi) beğenmek
101	Deyim	a lot, not much, etc. in the way of something expr.	bir şeye dair
102	Deyim	a lot, not much, etc. in the way of something expr.	bir şeye ilişkin
103	Deyim	a lot, not much, etc. in the way of something expr.	bakımından
104	Deyim	a lot, not much, etc. in the way of something expr.	istinaden
105	Deyim	too much of a good thing expr.	bu kadarı da biraz çok
106	Deyim	as much fun as a barrel of monkeys expr.	çok eğlenceli
Speaking
107	Konuşma	too much of a good thing i.	azı karar çoğu zarar
108	Konuşma	it's not much of a thing expr.	ahım şahım bir şey değil
109	Konuşma	too much of a good thing is bad expr.	azı karar çoğu zarar
110	Konuşma	I won't take up much of your time expr.	çok vaktinizi almayacağım
111	Konuşma	I'm not much of a drinker expr.	fazla içen biri değilim
112	Konuşma	I am not much of a relationship guy expr.	ilişki bana göre değil
113	Konuşma	first of all thank you very much expr.	öncelikle çok teşekkür ederim
114	Konuşma	how much of it have you studied? expr.	ne kadarını çalıştın?
115	Konuşma	I'm not really much of a dancer expr.	pek iyi dans edemem
116	Konuşma	I am not much of a relationship guy expr.	pek ilişki adamı değilim
117	Konuşma	too much of a good thing expr.	pes doğrusu
118	Konuşma	I hope I didn't take too much of your time expr.	umarım çok vaktini almamışımdır
119	Konuşma	first of all thank you very much expr.	her şeyden önce çok teşekkür ederim