flirt - Türkçe İngilizce Sözlük

flirt

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"flirt" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 20 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
flirt f. flört etmek
I wasn't flirting.
Flört etmiyordum.

More Sentences
General
flirt i. çapkın
You're such a flirt.
Çok çapkınsın.

More Sentences
flirt f. flört etmek
Mary spotted Tom and Conchita flirting together.
Mary, Tom ve Conchita'yı birlikte flört ederken gördü.

More Sentences
flirt f. kur yapmak
It never occurred to Tom that Mary might've been flirting with him.
Mary'nin ona kur yapıyor olabileceği Tom'un aklına hiç gelmemişti.

More Sentences
Common Usage
flirt i. flört
flirt f. cilvelenmek
General
flirt i. kur
flirt i. kadınlara aşık rolü yapmayı seven erkek
flirt i. erkeklere cilve yapmayı seven kadın
flirt f. sallamak
flirt f. korte etmek
flirt f. fıkırdamak
flirt f. sallanmak
flirt f. fırlatmak
flirt f. fırlamak
flirt f. fırlanmak
flirt f. çıkmak
flirt f. cilve yapmak (kadın erkeğe)
flirt f. aşıktaşlık etmek
flirt f. cilvelenmek

"flirt" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 32 sonuç

İngilizce Türkçe
General
flirt with f. kırıştırmak
The waitress flirted with Tom thinking that he'd leave her a larger tip.
Garson kız onun ona daha fazla bahşiş bırakacağını düşünerek Tom'la kırıştırıyordu.

More Sentences
flirt with everyone f. herkesle flört etmek
Layla flirted with everyone on the ward.
Leyla semtteki herkesle flört etti.

More Sentences
flirt with f. flört etmek
It looks like Tom is flirting with Mary.
Görünüşe göre Tom, Mary ile flört ediyor.

More Sentences
jill-flirt i. hafif kadın
jill-flirt i. serkeş kadın
jill-flirt i. hoppa kadın
jill-flirt i. serkeş kız
jill-flirt i. ahlaksız kız
gill-flirt i. hafif kadın
gill-flirt i. serkeş kadın
gill-flirt i. hoppa kadın
gill-flirt i. serkeş kız
gill-flirt i. ahlaksız kız
flirt with somebody f. korte etmek
flirt with each other f. cilveleşmek
flirt with f. aşık gibi davranmak
flirt with everyone f. herkese mavi boncuk dağıtmak
Phrasals
flirt with f. üzerine düşünmek
flirt with (someone) f. (biriyle) flört etmek
flirt with (someone) f. (biriyle) kırıştırmak
flirt with (someone) f. (biriyle) romanti kveya cinsel bir etkileşime girmek
flirt with (something) f. (bir şeyi) öylesine düşünmek
flirt with (something) f. (bir şeyi) pek ciddi olmadan düşünmek
flirt with (something) f. (bir şeyi) zaman zaman düşünmek
flirt with (something) f. (bir şeyi) kısa bir süreliğine düşünmek
flirt with (something) f. (bir şeyle, sonuçla) burun buruna gelmek
flirt with (something) f. (bir şeye, sonuca) çok yaklaşmak
Idioms
flirt with the idea of doing something f. bir şeyi yapma fikrine kendini kaptırmak
flirt with the idea of doing something f. (bir şeyi yapmayı vb) düşünmek
flirt with disaster f. ateşle oynamak
flirt with the idea of doing f. yapma fikrine kendini kaptırmak
flirt with the idea of doing f. yapmayı düşünmek