İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | purify f. | arıtmak | ||
Iodine is used to purify water. İyot suyu arıtmak için kullanılır. More Sentences |
||||
Yaygın Kullanım | purify f. | arındırmak | ||
Sami is purifying his nafs. Sami nefsini arındırıyor. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | purify f. | temizlemek | ||
Houseplants help purify the air. Ev bitkileri havayı temizlemeye yardımcı olur. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Teknik | purify f. | temizlemek | ||
Houseplants help purify the air. Ev bitkileri havayı temizlemeye yardım eder. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | purify f. | arınmak | ||
Genel | purify f. | arıtma yapmak | ||
Genel | purify f. | arılaştırmak | ||
Genel | purify f. | sadeleşmek | ||
Genel | purify f. | temize çıkarmak | ||
Genel | purify f. | paklamak | ||
Genel | purify f. | saflaştırmak | ||
Genel | purify f. | sadeleştirmek | ||
Genel | purify f. | saf hale getirmek | ||
Genel | purify f. | tasfiye etmek | ||
Genel | purify f. | arıtmak | ||
Technical | ||||
Teknik | purify f. | arıtmak | ||
Teknik | purify f. | kirlerini gidermek |