|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
cool f.
|
soğutmak |
|
Cool slightly before serving.
Servis etmeden önce biraz soğutun.
More Sentences
|
2 |
Yaygın Kullanım |
cool s.
|
serin |
|
For bile disorders, it is very helpful to keep cool and stay out of the sun.
Safra bozukluklarında serin ortamda kalmak ve güneşten uzak durmak oldukça faydalıdır.
More Sentences
|
General |
|
3 |
Genel |
cool i.
|
soğukkanlılık |
|
Tom and Mary kept their cool.
Tom ve Mary soğukkanlılığını korudu.
More Sentences
|
4 |
Genel |
cool f.
|
sakinleştirmek |
|
As soon as you can, get over there and cool him out.
Bir an önce oraya git ve onu sakinleştir.
More Sentences
|
5 |
Genel |
cool down f.
|
sakinleşmek |
|
I'm waiting for Tom to cool down.
Tom'un sakinleşmesini bekliyorum.
More Sentences
|
6 |
Genel |
cool f.
|
serinlemek |
|
For bile disorders, it is very helpful to keep cool and stay out of the sun.
Safra bozuklukları için serinlemek ve güneşten uzak durmak çok faydalıdır.
More Sentences
|
7 |
Genel |
cool f.
|
serinletmek |
|
Cool slightly before serving.
Sunmadan önce biraz serinletin.
More Sentences
|
8 |
Genel |
cool f.
|
soğutmak |
|
Cool the burned finger in running water.
Yanık parmağı akan suda soğutun.
More Sentences
|
9 |
Genel |
cool f.
|
soğumak |
|
Let the mixture cool slightly, then stir in cold milk.
Karışımı hafifçe soğumaya bırakın, ardından soğuk sütle karıştırın.
More Sentences
|
10 |
Genel |
cool down f.
|
soğumak |
|
The tea will cool down if you do not drink it right away.
Çayı hemen içmezseniz soğuyacaktır.
More Sentences
|
11 |
Genel |
cool s.
|
sakin |
|
You're cool.
Sen sakinsin.
More Sentences
|
12 |
Genel |
cool s.
|
iyi |
|
I'm cool.
Ben iyiyim.
More Sentences
|
13 |
Genel |
cool s.
|
soğukkanlı |
|
We needed cool, calm reflection on this.
Bu konuda soğukkanlı ve sakin düşünmeye ihtiyacımız vardı.
More Sentences
|
14 |
Genel |
cool s.
|
soğuk |
|
The climate of Canada is cooler than that of Japan.
Kanada'nın iklimi Japonya'nınkinden daha soğuktur.
More Sentences
|
15 |
Genel |
cool s.
|
klas |
|
I wear cool clothes and cool sunglasses.
Ben klas elbiseler giyerim ve klas gözlükler takarım.
More Sentences
|
16 |
Genel |
cool s.
|
serin |
|
For bile disorders, it is very helpful to keep cool and stay out of the sun.
Safra rahatsızlıkları için, kendimizi serin tutmak ve güneşten uzak durmak son derece faydalıdır.
More Sentences
|
17 |
Genel |
cool and dry s.
|
serin ve kuru |
|
Please store in a cool and dry place, out of direct sunlight.
Lütfen doğrudan güneş ışığı almayan, serin ve kuru bir yerde saklayın.
More Sentences
|
18 |
Genel |
cool s.
|
çok iyi |
|
Tom and Mary are cool.
Tom ve Mary çok iyiler.
More Sentences
|
|
19 |
Genel |
cool s.
|
uygun |
|
Are you cool with that?
Bu senin için uygun olur mu?
More Sentences
|
20 |
Genel |
cool s.
|
havalı |
|
They looked nice and cool for summer.
Yaz için güzel ve havalı görünüyorlardı.
More Sentences
|
21 |
Genel |
cool ünl.
|
harika |
|
That's pretty cool.
Bu oldukça harika.
More Sentences
|
Phrases |
|
22 |
İfadeler |
pretty cool expr.
|
oldukça iyi |
|
That was actually pretty cool.
Aslında oldukça iyiydi.
More Sentences
|
Colloquial |
|
23 |
Konuşma Dili |
stay cool f.
|
istifini bozmamak |
|
Mike always stays cool.
Mike hiçbir zaman istifini bozmaz.
More Sentences
|
24 |
Konuşma Dili |
cool off f.
|
sakinleşmek |
|
I suggest that you take a break and cool off a little.
Biraz ara verip sakinleşmeni öneririm.
More Sentences
|
Idioms |
|
25 |
Deyim |
cool head i.
|
soğukkanlılık |
|
We must, however, keep a cool head.
Yine de soğukkanlılığımızı korumalıyız.
More Sentences
|
26 |
Deyim |
lose your cool f.
|
soğukkanlılığını kaybetmek |
|
Don't lose your cool.
Soğukkanlılığını kaybetme.
More Sentences
|
Speaking |
|
27 |
Konuşma |
cool-looking s.
|
havalı görünen |
|
Tom is wearing a cool-looking hat.
Tom havalı görünen bir şapka takıyor.
More Sentences
|
Technical |
|
28 |
Teknik |
cool f.
|
soğumak |
|
Let the mixture cool slightly, then stir in cold milk.
Karışımı biraz soğumaya bırakın, ardından soğuk sütle karıştırın.
More Sentences
|
29 |
Teknik |
cool f.
|
soğutmak |
|
Cool the burned finger in running water.
Yanmış parmağı akan suda soğut.
More Sentences
|
Slang |
|
30 |
Argo |
are we cool? expr.
|
barıştık mı? |
|
Are we cool yet?
Barıştık mı?
More Sentences
|
Common Usage |
|
31 |
Yaygın Kullanım |
cool i.
|
serinlik |
|
32 |
Yaygın Kullanım |
cool-headed s.
|
serinkanlı |
|
33 |
Yaygın Kullanım |
cool s.
|
havalı (tip) |
|
General |
|
34 |
Genel |
the cool i.
|
serinlik |
|
35 |
Genel |
cool headedness i.
|
serinkanlılık |
|
36 |
Genel |
cool i.
|
serin yer |
|
37 |
Genel |
cool aegean summer sea-breeze i.
|
imbat |
|
38 |
Genel |
cool place i.
|
serin yer |
|
|
39 |
Genel |
cool driver i.
|
soğukkanlı sürücü |
|
40 |
Genel |
cool-headed driver i.
|
soğukkanlı sürücü |
|
41 |
Genel |
cool box i.
|
buz kutusu |
|
42 |
Genel |
cool box i.
|
portatif soğutucu |
|
43 |
Genel |
cool i.
|
baskı altında soğukkanlılık |
|
44 |
Genel |
cool weather i.
|
serin hava |
|
45 |
Genel |
the cool i.
|
serin vakit |
|
46 |
Genel |
the cool i.
|
serin yer |
|
47 |
Genel |
cool-off i.
|
soğuma süresi |
|
48 |
Genel |
cool-off i.
|
yatışma dönemi |
|
49 |
Genel |
cool f.
|
yatışmak |
|
50 |
Genel |
keep cool f.
|
sakin kalmak |
|
51 |
Genel |
become cool f.
|
serinlemek |
|
52 |
Genel |
cool down f.
|
sakinleştirmek |
|
53 |
Genel |
cool something f.
|
serinlik vermek |
|
54 |
Genel |
get cool f.
|
serinleşmek |
|
55 |
Genel |
cool f.
|
serinleşmek |
|
56 |
Genel |
cool f.
|
sönmek (öfke/arzu vb) |
|
57 |
Genel |
cool somebody down f.
|
sakinleştirmek |
|
58 |
Genel |
cool f.
|
sakinleşmek |
|
59 |
Genel |
cool off f.
|
serinlemek |
|
60 |
Genel |
cool down f.
|
yatışmak |
|
61 |
Genel |
be cool towards something f.
|
soğuk bakmak (bir şeye) |
|
62 |
Genel |
cool one's heels f.
|
ağaç olmak |
|
63 |
Genel |
cool f.
|
küllenmek |
|
64 |
Genel |
lose one's cool f.
|
tepesinin tası atmak |
|
65 |
Genel |
cool down f.
|
gevşemek |
|
66 |
Genel |
cool f.
|
söndürmek (öfke/arzu vb'ni) |
|
67 |
Genel |
cool f.
|
yatıştırmak |
|
68 |
Genel |
keep cool f.
|
soğukkanlılığını korumak |
|
69 |
Genel |
be cool towards something f.
|
bir şeye soğuk bakmak |
|
70 |
Genel |
cool down f.
|
yatıştırmak |
|
71 |
Genel |
(anger) cool down f.
|
öfkesi dinmek |
|
72 |
Genel |
(anger) cool off f.
|
öfkesi dinmek |
|
73 |
Genel |
(anger) cool down f.
|
öfkesi yatışmak |
|
74 |
Genel |
(anger) cool off f.
|
öfkesi yatışmak |
|
75 |
Genel |
apply a cool compress f.
|
soğuk kompres uygulamak |
|
76 |
Genel |
cool f.
|
hevesi kaçmak |
|
77 |
Genel |
cool f.
|
gönlü geçmek |
|
78 |
Genel |
cool f.
|
(bir işten, hedeften) soğumak |
|
|
79 |
Genel |
cool f.
|
güçsüzleştirmek |
|
80 |
Genel |
cool f.
|
etkisiz hale getirmek |
|
81 |
Genel |
cool f.
|
durdurmak |
|
82 |
Genel |
cool f.
|
öldürmek |
|
83 |
Genel |
cool f.
|
nakavt etmek |
|
84 |
Genel |
cool s.
|
kayıtsız |
|
85 |
Genel |
cool s.
|
tamı tamına |
|
86 |
Genel |
cool s.
|
serinkanlı |
|
87 |
Genel |
cool s.
|
abartısız |
|
88 |
Genel |
as cool as a cucumber s.
|
serin kanlı |
|
89 |
Genel |
cool s.
|
insanı serin tutan (giysi) |
|
90 |
Genel |
as cool as cucumber s.
|
kıl |
|
91 |
Genel |
as cool as a cucumber s.
|
soğuk kanlı |
|
92 |
Genel |
cool s.
|
ilgisiz |
|
93 |
Genel |
cool s.
|
küstah |
|
94 |
Genel |
as cool as cucumber s.
|
antipatik |
|
95 |
Genel |
cool s.
|
mayhoş |
|
96 |
Genel |
cool s.
|
sade |
|
97 |
Genel |
cool-headed s.
|
soğukkanlı |
|
98 |
Genel |
cool s.
|
soğutma tesisi olan |
|
99 |
Genel |
cool s.
|
soğutulan |
|
100 |
Genel |
cool s.
|
deneyimli |
|
101 |
Genel |
cool s.
|
tecrübeli |
|
102 |
Genel |
cool s.
|
komplike |
|
103 |
Genel |
cool s.
|
sofistike |
|
104 |
Genel |
cool s.
|
zayıf (koku) |
|
105 |
Genel |
cool s.
|
kasti |
|
106 |
Genel |
cool s.
|
kasıtlı |
|
107 |
Genel |
cool s.
|
planlı |
|
108 |
Genel |
cool s.
|
tasarlanmış |
|
109 |
Genel |
cool ünl.
|
mükemmel |
|
Phrasals |
|
110 |
Öbek Fiiller |
cool someone off f.
|
birini yatıştırmak |
|
111 |
Öbek Fiiller |
cool someone out f.
|
birisini sakinleştirmek |
|
112 |
Öbek Fiiller |
cool someone down f.
|
birini yatıştırmak |
|
113 |
Öbek Fiiller |
cool someone off f.
|
birini sakinleştirmek |
|
114 |
Öbek Fiiller |
cool someone down f.
|
birini sakinleştirmek |
|
115 |
Öbek Fiiller |
cool off f.
|
soğutmak |
|
116 |
Öbek Fiiller |
cool someone down f.
|
serinletmek |
|
117 |
Öbek Fiiller |
cool someone off f.
|
serinletmek |
|
118 |
Öbek Fiiller |
cool down f.
|
soğutmak |
|
119 |
Öbek Fiiller |
cool out f.
|
sakinleştirmek |
|
120 |
Öbek Fiiller |
cool out f.
|
yatıştırmak |
|
121 |
Öbek Fiiller |
cool off f.
|
yatışmak |
|
122 |
Öbek Fiiller |
cool off f.
|
yoğunluğunu kaybetmek |
|
123 |
Öbek Fiiller |
cool off f.
|
yoğunluğu azalmak |
|
124 |
Öbek Fiiller |
cool off f.
|
şiddeti azalmak |
|
125 |
Öbek Fiiller |
cool out f.
|
(atı) yoğun antrenmandan sonra teri soğuyup dinlenene kadar yavaşça sürmek |
|
126 |
Öbek Fiiller |
cool out f.
|
(atı) dinlendirerek yürütmek |
|
Phrases |
|
127 |
İfadeler |
keep cool expr.
|
serin yerde tutunuz |
|
128 |
İfadeler |
keep in a cool and dry place expr.
|
soğuk ve kuru bir yerde muhafaza edin |
|
129 |
İfadeler |
pretty cool expr.
|
son derece iyi |
|
Colloquial |
|
130 |
Konuşma Dili |
cool stuff i.
|
güzel şeyler |
|
131 |
Konuşma Dili |
cool girl i.
|
havalı kız |
|
132 |
Konuşma Dili |
cool i.
|
havalı tip |
|
133 |
Konuşma Dili |
cool customer i.
|
kontrollü kimse |
|
134 |
Konuşma Dili |
a cool-sounding name i.
|
kulağa çok hoş gelen isim |
|
135 |
Konuşma Dili |
cool customer i.
|
sakin |
|
136 |
Konuşma Dili |
cool customer i.
|
soğukkanlı |
|
137 |
Konuşma Dili |
the cool thing about i.
|
(bir şeyin) güzel yanı |
|
138 |
Konuşma Dili |
cool hunter i.
|
(pazarlamada, ticarette) gelecek trendleri tespit eden kimse |
|
139 |
Konuşma Dili |
play it cool f.
|
duygularını belli etmemek |
|
140 |
Konuşma Dili |
cool out f.
|
gözünü yıldırmak |
|
141 |
Konuşma Dili |
cool out f.
|
gözünü korkutmak |
|
142 |
Konuşma Dili |
play it cool f.
|
soğukkanlılığını korumak |
|
143 |
Konuşma Dili |
cool out f.
|
yıldırmak |
|
144 |
Konuşma Dili |
cool off f.
|
siniri/öfkesi yatışmak |
|
145 |
Konuşma Dili |
cool off f.
|
durulmak |
|
146 |
Konuşma Dili |
cool off f.
|
öfkesi dinmek |
|
147 |
Konuşma Dili |
cool off f.
|
sakinleştirmek |
|
148 |
Konuşma Dili |
cool off f.
|
yatıştırmak |
|
149 |
Konuşma Dili |
cool off f.
|
öfkesini dindirmek |
|
150 |
Konuşma Dili |
cool off f.
|
tutkuyu kaybetmek |
|
151 |
Konuşma Dili |
cool off f.
|
tutkusu azalmak |
|
152 |
Konuşma Dili |
cool off f.
|
başarısı düşmek |
|
153 |
Konuşma Dili |
blow cool f.
|
çileden çıkmak |
|
154 |
Konuşma Dili |
blow cool f.
|
sakinliğini bozmak |
|
155 |
Konuşma Dili |
blow cool f.
|
soğukkanlılığını yitirmek |
|
156 |
Konuşma Dili |
blow cool f.
|
kendine hakim olamamak |
|
157 |
Konuşma Dili |
cool s.
|
janti |
|
158 |
Konuşma Dili |
way-cool s.
|
harika |
|
159 |
Konuşma Dili |
way-cool s.
|
müthiş |
|
160 |
Konuşma Dili |
cool zf.
|
soğukkanlılıkla |
|
161 |
Konuşma Dili |
cool zf.
|
serinkanlı bir şekilde |
|
162 |
Konuşma Dili |
cool beans ünl.
|
yaşa |
|
163 |
Konuşma Dili |
cool beans ünl.
|
yaşasın |
|
164 |
Konuşma Dili |
cool beans ünl.
|
oley |
|
165 |
Konuşma Dili |
cool beans ünl.
|
muhteşem |
|
166 |
Konuşma Dili |
cool beans ünl.
|
harika |
|
167 |
Konuşma Dili |
cool beans ünl.
|
mükemmel |
|
168 |
Konuşma Dili |
cool beans ünl.
|
oooo |
|
169 |
Konuşma Dili |
cool beans ünl.
|
vay canına |
|
170 |
Konuşma Dili |
cool beans ünl.
|
vay be |
|
171 |
Konuşma Dili |
cool beans! ünl.
|
yaşa |
|
172 |
Konuşma Dili |
cool beans! ünl.
|
yaşasın |
|
173 |
Konuşma Dili |
cool beans! ünl.
|
oley |
|
174 |
Konuşma Dili |
cool beans! ünl.
|
muhteşem |
|
175 |
Konuşma Dili |
cool beans! ünl.
|
harika |
|
176 |
Konuşma Dili |
cool beans! ünl.
|
mükemmel |
|
177 |
Konuşma Dili |
cool beans! ünl.
|
oooo |
|
178 |
Konuşma Dili |
cool beans! ünl.
|
vay canına |
|
179 |
Konuşma Dili |
cool beans! ünl.
|
vay be |
|
180 |
Konuşma Dili |
cool bananas! ünl.
|
yaşa |
|
181 |
Konuşma Dili |
cool bananas! ünl.
|
yaşasın |
|
182 |
Konuşma Dili |
cool bananas! ünl.
|
oley |
|
183 |
Konuşma Dili |
cool bananas! ünl.
|
muhteşem |
|
184 |
Konuşma Dili |
cool bananas! ünl.
|
harika |
|
185 |
Konuşma Dili |
cool bananas! ünl.
|
mükemmel |
|
186 |
Konuşma Dili |
cool bananas! ünl.
|
oooo |
|
187 |
Konuşma Dili |
cool bananas! ünl.
|
vay canına |
|
188 |
Konuşma Dili |
cool bananas! ünl.
|
vay be |
|
189 |
Konuşma Dili |
something really cool happened today expr.
|
bugün müthiş bir şey oldu |
|
190 |
Konuşma Dili |
everybody be cool! expr.
|
herkes olduğu yerde kalsın! |
|
191 |
Konuşma Dili |
everybody's cool with everybody expr.
|
herkes herkesle iyi geçiniyor |
|
192 |
Konuşma Dili |
everybody be cool! expr.
|
herkes sakin olsun |
|
193 |
Konuşma Dili |
way-cool expr.
|
olağanüstü |
|
194 |
Konuşma Dili |
(I've been) keeping cool expr.
|
sıcaklarla aram fena değil |
|
195 |
Konuşma Dili |
(I've been) keeping cool expr.
|
serinlemeye çalışıyorum |
|
196 |
Konuşma Dili |
(I've been) keeping cool expr.
|
serin kalmaya çalışıyorum |
|
197 |
Konuşma Dili |
(I've been) keeping cool expr.
|
pek sıcakta kalmıyorum |
|
198 |
Konuşma Dili |
been keeping cool? expr.
|
sıcaklarla aran nasıl? |
|
199 |
Konuşma Dili |
I'm cool with that/it expr.
|
bana uyar |
|
200 |
Konuşma Dili |
I'm cool with that/it expr.
|
benim için hava hoş |
|
201 |
Konuşma Dili |
cool bananas exclam.
|
vay |
|
202 |
Konuşma Dili |
cool bananas exclam.
|
vay be |
|
203 |
Konuşma Dili |
cool bananas exclam.
|
vay canına |
|
204 |
Konuşma Dili |
cool bananas exclam.
|
hadi be |
|
205 |
Konuşma Dili |
cool bananas exclam.
|
inanmıyorum |
|
206 |
Konuşma Dili |
cool bananas exclam.
|
harika |
|
207 |
Konuşma Dili |
cool bananas exclam.
|
süper |
|
208 |
Konuşma Dili |
cool beans exclam.
|
vay |
|
209 |
Konuşma Dili |
cool beans exclam.
|
vay be |
|
210 |
Konuşma Dili |
cool beans exclam.
|
vay canına |
|
211 |
Konuşma Dili |
cool beans exclam.
|
hadi be |
|
212 |
Konuşma Dili |
cool beans exclam.
|
inanmıyorum |
|
213 |
Konuşma Dili |
cool beans exclam.
|
harika |
|
214 |
Konuşma Dili |
cool beans exclam.
|
süper |
|
215 |
Konuşma Dili |
cool bananas exclam.
|
harika |
|
216 |
Konuşma Dili |
cool bananas exclam.
|
süper |
|
217 |
Konuşma Dili |
cool bananas exclam.
|
müthiş |
|
218 |
Konuşma Dili |
cool bananas exclam.
|
on numara |
|
219 |
Konuşma Dili |
not cool! exclam.
|
hoş değil! |
|
220 |
Konuşma Dili |
not cool! exclam.
|
hiç uygun bir davranış değil! |
|
Idioms |
|
221 |
Deyim |
cool cat i.
|
havalı tip (genelde erkek) |
|
222 |
Deyim |
cool cat i.
|
janti |
|
223 |
Deyim |
cool reception i.
|
soğuk karşılama |
|
224 |
Deyim |
cool reception i.
|
ilgi göstermeme |
|
225 |
Deyim |
cool reception i.
|
yüz vermeme |
|
226 |
Deyim |
cool reception i.
|
aldırış etmeme |
|
227 |
Deyim |
cool cat i.
|
havalı adam |
|
228 |
Deyim |
cool cat i.
|
sıkı adam |
|
229 |
Deyim |
a cool head i.
|
sakin kafa |
|
230 |
Deyim |
a cool head i.
|
soğunkanlılık |
|
231 |
Deyim |
cool head i.
|
sakinlik |
|
232 |
Deyim |
cool head i.
|
sakin kafa |
|
233 |
Deyim |
cool the heels f.
|
bir dediğini iki etmemek |
|
234 |
Deyim |
cool the heels f.
|
etrafında dört dönerek müsaade beklemek |
|
235 |
Deyim |
cool (one's) jets f.
|
sakin olmak |
|
236 |
Deyim |
cool (one's) jets f.
|
kendine gelmek |
|
237 |
Deyim |
cool (one's) jets f.
|
kendine mukayyet olmak |
|
238 |
Deyim |
cool (one's) jets f.
|
kendine hakim olmak |
|
239 |
Deyim |
cool (one's) jets f.
|
soğukkanlı olmak |
|
240 |
Deyim |
cool (one's) jets f.
|
rahatlamak |
|
241 |
Deyim |
cool (one's) jets f.
|
gevşemek |
|
242 |
Deyim |
cool (one's) jets f.
|
acele etmemek |
|
243 |
Deyim |
cool (one's) jets f.
|
telaşa mahal vermek |
|
244 |
Deyim |
cool (one's) jets f.
|
dizginlemek |
|
245 |
Deyim |
cool (one's) jets f.
|
soluklanmak |
|
246 |
Deyim |
cool one's heels f.
|
ağaç olmak |
|
247 |
Deyim |
lose one's cool f.
|
balatayı sıyırmak |
|
248 |
Deyim |
lose one's cool f.
|
balatayı yakmak |
|
249 |
Deyim |
cool one's heels f.
|
beklemek |
|
250 |
Deyim |
cool one's heels f.
|
bekletilmek |
|
251 |
Deyim |
grow cool towards someone f.
|
birine karşı soğumaya başlamak |
|
252 |
Deyim |
grow cool towards someone f.
|
birine karşı mesafeli/soğuk davranmaya başlamak |
|
253 |
Deyim |
be cool towards someone f.
|
birine karşı soğuk davranmak |
|
254 |
Deyim |
blow one's cool f.
|
çileden çıkmak |
|
255 |
Deyim |
lose one's cool f.
|
dinden imandan çıkmak |
|
256 |
Deyim |
blow one's cool f.
|
kendine hakim olamamak |
|
257 |
Deyim |
keep a cool head f.
|
kontrolünü kaybetmemek |
|
258 |
Deyim |
keep one's cool f.
|
kendine hakim olmak |
|
259 |
Deyim |
lose one's cool f.
|
kendine hakim olamamak |
|
260 |
Deyim |
lose one's cool f.
|
soğukkanlılığını yitirmek |
|
261 |
Deyim |
keep one's cool f.
|
soğukkanlılığını korumak |
|
262 |
Deyim |
keep a cool head f.
|
sakin kalmak |
|
263 |
Deyim |
play it cool f.
|
soğukkanlılığını yitirmemek |
|
264 |
Deyim |
cool one's heels f.
|
soluklanmak |
|
265 |
Deyim |
keep a cool head f.
|
sakin olmak |
|
266 |
Deyim |
blow one's cool f.
|
soğukkanlılığını yitirmek |
|
267 |
Deyim |
lose one's cool f.
|
şalteri atmak |
|
268 |
Deyim |
keep a cool head f.
|
panik yapmamak |
|
269 |
Deyim |
lose one's cool f.
|
tepesi atmak |
|
270 |
Deyim |
take a cool look at something f.
|
dikkatli ve etraflıca düşünmek/incelemek |
|
271 |
Deyim |
take a cool look at something f.
|
sakin ve dikkatlice düşünmek/incelemek |
|
272 |
Deyim |
take a cool look at something f.
|
enine boyuna düşünmek |
|
273 |
Deyim |
take a cool look at something f.
|
uzun uzun/dikkatlice ölçüp tartmak |
|
274 |
Deyim |
been keeping cool f.
|
serin kalmaya çalışmak |
|
275 |
Deyim |
been keeping cool f.
|
serinlemeye çalışmak |
|
276 |
Deyim |
blow your cool f.
|
çileden çıkmak |
|
277 |
Deyim |
blow your cool f.
|
soğukkanlılığını yitirmek |
|
278 |
Deyim |
blow your cool f.
|
kendini kaybetmek |
|
279 |
Deyim |
blow your cool f.
|
kendine hakim olamamak |
|
280 |
Deyim |
blow your cool f.
|
sakinliğini yitirmek |
|
281 |
Deyim |
cool your heels f.
|
ağaç olmak |
|
282 |
Deyim |
cool your heels f.
|
çok beklemek |
|
283 |
Deyim |
cool your heels f.
|
bekletilmek |
|
284 |
Deyim |
keep your cool f.
|
sakinliğini korumak |
|
285 |
Deyim |
keep your cool f.
|
kendine hakim olmak |
|
286 |
Deyim |
keep your cool f.
|
soğukkanlılığını korumak |
|
287 |
Deyim |
lose your cool f.
|
sakinliğini koruyamamak |
|
288 |
Deyim |
lose your cool f.
|
kendini kaybetmek |
|
289 |
Deyim |
lose cool f.
|
tepesinin tası atmak |
|
290 |
Deyim |
lose cool f.
|
balatayı yakmak |
|
291 |
Deyim |
lose cool f.
|
balatayı sıyırmak |
|
292 |
Deyim |
lose cool f.
|
dinden imandan çıkmak |
|
293 |
Deyim |
lose cool f.
|
kendine hakim olamamak |
|
294 |
Deyim |
lose cool f.
|
soğukkanlılığını yitirmek |
|
295 |
Deyim |
lose cool f.
|
şalteri atmak |
|
296 |
Deyim |
lose cool f.
|
tepesi atmak |
|
297 |
Deyim |
lose your cool f.
|
tepesinin tası atmak |
|
298 |
Deyim |
lose your cool f.
|
balatayı sıyırmak |
|
299 |
Deyim |
lose your cool f.
|
balatayı yakmak |
|
300 |
Deyim |
lose your cool f.
|
dinden imandan çıkmak |
|
301 |
Deyim |
lose your cool f.
|
kendine hakim olamamak |
|
302 |
Deyim |
lose your cool f.
|
soğukkanlılığını yitirmek |
|
303 |
Deyim |
lose your cool f.
|
şalteri atmak |
|
304 |
Deyim |
lose your cool f.
|
tepesi atmak |
|
305 |
Deyim |
cool calm and collected s.
|
tümüyle kendine hakim |
|
306 |
Deyim |
cool and collected s.
|
telaşlı olmayan |
|
307 |
Deyim |
cool as a cucumber s.
|
sakin |
|
308 |
Deyim |
(as) cool as a cucumber s.
|
aladağ'dan serin |
|
309 |
Deyim |
cool heels s.
|
ağaç olmuş (kimse) |
|
310 |
Deyim |
ice-cool s.
|
soğukkanlı |
|
311 |
Deyim |
ice-cool s.
|
kontrollü |
|
312 |
Deyim |
ice-cool s.
|
sakin |
|
313 |
Deyim |
keep your breath to cool your porridge expr.
|
başkalarıyla değil kendinle ilgilen |
|
314 |
Deyim |
keep your breath to cool your porridge expr.
|
başkalarının hayatına karışma |
|
315 |
Deyim |
keep your breath to cool your porridge expr.
|
başkasının işine karışma |
|
316 |
Deyim |
keep your breath to cool your porridge expr.
|
başkasının işine burnunu sokma |
|
317 |
Deyim |
keep your breath to cool your porridge expr.
|
her şeye maydanoz olma |
|
318 |
Deyim |
keep your breath to cool your porridge expr.
|
kendi işine bak |
|
319 |
Deyim |
keep your breath to cool your porridge expr.
|
kendi hayatına bak |
|
320 |
Deyim |
keep your breath to cool your porridge expr.
|
başkalarına değil kendine odaklan |
|
321 |
Deyim |
cool and collected expr.
|
aklı başında |
|
322 |
Deyim |
as cool as a cucumber expr.
|
buz gibi (insan) |
|
323 |
Deyim |
cool calm and collected expr.
|
duygularını belli etmez |
|
324 |
Deyim |
cool calm and collected expr.
|
heyecan nedir bilmez |
|
325 |
Deyim |
cool and collected expr.
|
heyecanlı olmayan |
|
326 |
Deyim |
as cool as a cucumber expr.
|
kayış gibi |
|
327 |
Deyim |
as cool as a cucumber expr.
|
kılı kıpırdamaz |
|
328 |
Deyim |
as cool as a cucumber expr.
|
soğukkanlı |
|
329 |
Deyim |
(have you) been keeping cool? expr.
|
sıcaklarla aran nasıl? |
|
330 |
Deyim |
(have you been) keeping cool? expr.
|
sıcaklarla aran nasıl? |
|
331 |
Deyim |
you been keeping cool? expr.
|
sıcaklarla aran nasıl? |
|
332 |
Deyim |
as cool as a cucumber expr.
|
soğuk |
|
333 |
Deyim |
as cool as a tree expr.
|
sepserin/ağaç gibi serin |
|
334 |
Deyim |
as cool as a cucumber expr.
|
sakin |
|
335 |
Deyim |
cool your jets! exclam.
|
sakin ol |
|
336 |
Deyim |
cool your jets! exclam.
|
kendine gel |
|
337 |
Deyim |
cool your jets! exclam.
|
kendine mukayyet ol |
|
338 |
Deyim |
cool your jets! exclam.
|
kendine hakim ol |
|
339 |
Deyim |
cool your jets! exclam.
|
soğukkanlı ol |
|
340 |
Deyim |
cool your jets! exclam.
|
rahatla |
|
341 |
Deyim |
cool your jets! exclam.
|
gevşe |
|
Speaking |
|
342 |
Konuşma |
one's parents be cool with it f.
|
ailesi bir şey dememek |
|
343 |
Konuşma |
be cool with it f.
|
hoş karşılamak |
|
344 |
Konuşma |
cool-looking s.
|
ağır görünen |
|
345 |
Konuşma |
cool-looking s.
|
kendini ağırdan satan |
|
346 |
Konuşma |
I'm cool with it expr.
|
benim için hava hoş |
|
347 |
Konuşma |
I'm cool with it expr.
|
bana uyar |
|
348 |
Konuşma |
this is not cool at all expr.
|
bu hiç hoş değil |
|
349 |
Konuşma |
that's cool expr.
|
çok iyi |
|
350 |
Konuşma |
you guys seem pretty cool expr.
|
çok kafa heriflere benziyorsunuz |
|
351 |
Konuşma |
cool-looking expr.
|
cool takılan/görünen |
|
352 |
Konuşma |
that's cool expr.
|
harika |
|
353 |
Konuşma |
I'm cool expr.
|
iyiyim |
|
354 |
Konuşma |
there's just so many cool things expr.
|
o kadar çok süper şey var ki |
|
355 |
Konuşma |
just cool it expr.
|
sakin ol |
|
356 |
Konuşma |
be cool expr.
|
rahat ol |
|
357 |
Konuşma |
cool it expr.
|
sakin olun |
|
358 |
Konuşma |
cool out! expr.
|
sakin ol! |
|
359 |
Konuşma |
cool it expr.
|
sakin ol |
|
360 |
Konuşma |
just be cool expr.
|
sakin ol yeter |
|
361 |
Konuşma |
cool it! expr.
|
sakin ol! |
|
362 |
Konuşma |
be cool expr.
|
sakin ol |
|
363 |
Konuşma |
keep your cool expr.
|
sakinliğini koru |
|
364 |
Konuşma |
are you cool? expr.
|
sakin misin? |
|
365 |
Konuşma |
just be cool expr.
|
sadece sakin ol |
|
366 |
Konuşma |
be cool with it expr.
|
tepki göstermemek |
|
Law |
|
367 |
Hukuk |
cool blood i.
|
soğukkanlılık ve sakinlik |
|
Media |
|
368 |
Medya |
cool media i.
|
soğuk iletişim aracı |
|
Technical |
|
369 |
Teknik |
cool storage i.
|
soğuk depo |
|
370 |
Teknik |
cool bag i.
|
soğuk torba |
|
371 |
Teknik |
magic cool zone i.
|
sihirli soğutma bölgesi |
|
372 |
Teknik |
cool flame i.
|
soğuk alev |
|
373 |
Teknik |
freshwater cool kit i.
|
tatlı su soğutma kiti |
|
374 |
Teknik |
air cool f.
|
hava ile soğutmak |
|
375 |
Teknik |
air-cool f.
|
havayla soğutmak |
|
376 |
Teknik |
water-cool f.
|
su ile soğutmak |
|
377 |
Teknik |
keep cool expr.
|
serin yerde tutunuz |
|
Computer |
|
378 |
Bilgisayar |
modern cool i.
|
modern görünüş |
|
379 |
Bilgisayar |
cool-down time i.
|
bekleme süresi |
|
380 |
Bilgisayar |
cool down i.
|
(bilgisayar oyunlarında) kullanılan bir yetenek, eşyanın tekrar kullanılabilmesi için beklenecek minimum süre |
|
381 |
Bilgisayar |
modern cool s.
|
modern şık |
|
Textile |
|
382 |
Tekstil |
protection against cool environments i.
|
soğuk ortamlara karşı koruma |
|
Dyeing |
|
383 |
Boyacılık |
cool s.
|
soğuk etkisi veren (renk) |
|
384 |
Boyacılık |
cool s.
|
mor-maviden yeşile kadar olan aralıktaki (renk tonu) |
|
385 |
Boyacılık |
cool-white s.
|
maviye çalan beyaz |
|
Automotive |
|
386 |
Otomotiv |
cool pack i.
|
klima paketi |
|
387 |
Otomotiv |
cool running i.
|
serin dönüş |
|
388 |
Otomotiv |
cool section i.
|
soğuk taraf |
|
Medical |
|
389 |
Medikal |
cool-pack i.
|
buz aküsü |
|
Gastronomy |
|
390 |
Mutfak |
cool bag i.
|
soğutucu çanta |
|
391 |
Mutfak |
cool bag i.
|
pikniklerde yiyecekleri serin tutan yalıtımlı kap |
|
392 |
Mutfak |
cool drink [south africa] i.
|
alkolsüz içecek |
|
393 |
Mutfak |
cool drink [south africa] i.
|
meşrubat |
|
Marine Biology |
|
394 |
Deniz Biyolojisi |
cool-water i.
|
serinsu |
|
395 |
Deniz Biyolojisi |
cool-water fish i.
|
serinsu balığı |
|
Astronomy |
|
396 |
Gökbilim |
ultra-cool dwarf i.
|
aşırı soğuk cüce |
|
Agriculture |
|
397 |
Tarım |
cool-season crops i.
|
serin mevsim mahsulleri |
|
Education |
|
398 |
Eğitim |
cool school [new zealand] i.
|
öğrencilerin sorunlarını öğretmenleri dahil etmeden çözdüğü okul |
|
Geography |
|
399 |
Coğrafya |
cool valley i.
|
missouri eyaletinde şehir |
|
400 |
Coğrafya |
cool i.
|
teksas eyaletinde şehir |
|
Sport |
|
401 |
Spor |
cool down i.
|
yoğun egzersizden sonra kademeli olarak yavaşlayıp soğuma |
|
402 |
Spor |
cool-down i.
|
yoğun egzersiz sonrası dinlenip soğuma evresi |
|
Music |
|
403 |
Müzik |
cool jazz i.
|
ölçülü ve akıcı armonilerle karakterize olan bir tür caz |
|
404 |
Müzik |
cool s.
|
tınısız (ses) |
|
405 |
Müzik |
cool s.
|
rezonanssız (ses) |
|
406 |
Müzik |
cool s.
|
cool caz türüne özgü |
|
Slang |
|
407 |
Argo |
too school for cool i.
|
aklını fikrini eğitime veren kişi |
|
408 |
Argo |
totally cool i.
|
süper ötesi |
|
409 |
Argo |
cool out f.
|
sakinleşmek |
|
410 |
Argo |
cool off f.
|
birini öldürmek |
|
411 |
Argo |
be (as) cool as a cucumber f.
|
serinkanlı olmak |
|
412 |
Argo |
be (as) cool as a cucumber f.
|
soğukkanlı olmak |
|
413 |
Argo |
be (as) cool as a cucumber f.
|
sakin olmak |
|
414 |
Argo |
be (as) cool as a cucumber f.
|
kılı kıpırdamamak |
|
415 |
Argo |
cool s.
|
cillop gibi |
|
416 |
Argo |
totally cool s.
|
harika |
|
417 |
Argo |
cool s.
|
efso |
|
418 |
Argo |
cool ünl.
|
hayhay |
|
419 |
Argo |
cool ünl.
|
pekala |
|
420 |
Argo |
cool ünl.
|
iyi bakalım |
|
421 |
Argo |
cool ünl.
|
iyiymiş |
|
422 |
Argo |
on the cool expr.
|
cidden |
|
423 |
Argo |
cool it expr.
|
hoop |
|
424 |
Argo |
on the cool expr.
|
harbi |
|
425 |
Argo |
cool it expr.
|
hop dedik |
|
426 |
Argo |
on the cool expr.
|
harbiden |
|
427 |
Argo |
it's cool expr.
|
sorun değil |
|
428 |
Argo |
cool it expr.
|
tamam kendine gel |
|
429 |
Argo |
cool it expr.
|
yavaş ol |
|
430 |
Argo |
cool story, bro [us] expr.
|
külahıma anlat, dostum |
|
431 |
Argo |
cool story, bro [us] expr.
|
külahıma anlat, kardeşim |
|
432 |
Argo |
cool story, bro [us] expr.
|
tabii tabii öyledir, dostum |
|
433 |
Argo |
cool story, bro [us] expr.
|
tabii tabii öyledir, kardeşim |
|
434 |
Argo |
cool story, bro [us] expr.
|
ben de yedim/inandım |
|
435 |
Argo |
super cool exclam.
|
çok iyi |
|
436 |
Argo |
super cool exclam.
|
müthiş |
|
437 |
Argo |
super cool exclam.
|
harika |
|
British Slang |
|
438 |
İngiliz Argosu |
play it cool i.
|
panik yapma |
|
439 |
İngiliz Argosu |
play it cool expr.
|
sakin ol |
|
440 |
İngiliz Argosu |
play it cool expr.
|
rahat ol |
|