Geçmiş

be ending

"be ending" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 226 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	be at an end f.	sona ermek
2	Genel	be at the end of one's tether f.	son kozunu oynamış olmak
3	Genel	be at one's wits end f.	eli ayağı dolaşmak
4	Genel	be at an end f.	bitmek
5	Genel	be at the end of one's tether f.	dayanacak gücü kalmamak
6	Genel	be at an end f.	sonuçlanmak
7	Genel	be at the end of one's rope f.	çaresiz kalmak
8	Genel	be at a loose end f.	boşta olmak
9	Genel	be at the end f.	arkada kalmak
10	Genel	be at an end f.	neticelenmek
11	Genel	be at the end of one's rope f.	sabrı taşmak
12	Genel	be at the end of one's tether f.	sabrı taşmak
Colloquial
13	Konuşma Dili	be at an end f.	bitmek
14	Konuşma Dili	be at an end f.	sonuçlanmak
15	Konuşma Dili	be at an end f.	sona ermek
16	Konuşma Dili	be at an end f.	tükenmek
17	Konuşma Dili	be the end of (one) f.	(birinin) sonu olmak
18	Konuşma Dili	be the end of (one) f.	(birinin) sonunu getirmek
19	Konuşma Dili	be the end of (one) f.	(birini) öldürmek (mecazi)
20	Konuşma Dili	be the end f.	bardağı taşıran son damla olmak
21	Konuşma Dili	be the end f.	her şeyi bitirmek
22	Konuşma Dili	be the end f.	her şeyin sonu olmak
23	Konuşma Dili	be the end f.	artık katlanılacak gibi olmamak
24	Konuşma Dili	be the end [uk] f.	çok sinir bozucu olmak
25	Konuşma Dili	be the end [uk] f.	katlanılmaz/çekilmez olmak
26	Konuşma Dili	be the end [uk] f.	son raddede olmak
27	Konuşma Dili	(not) the be-all and end-all expr.	en önemli şey değil
28	Konuşma Dili	(not) the be-all and end-all expr.	her şey demek değil
29	Konuşma Dili	(not) the be-all and end-all expr.	dünyanın sonu değil
30	Konuşma Dili	(not) the be-all and end-all expr.	en önemli amaç değil
Idioms
31	Deyim	the be-all and end-all i.	en önemli faktör
32	Deyim	be all and end all i.	en önemli amaç
33	Deyim	the be-all and end-all i.	en önemli şey
34	Deyim	be all and end all i.	en önemli faktör
35	Deyim	be all and end all i.	en önemli öge
36	Deyim	the be-all and end-all i.	en önemli amaç
37	Deyim	be-all and end-all i.	can alıcı nokta
38	Deyim	be-all and end-all i.	kilit nokta
39	Deyim	be-all and end-all i.	zurnanın zırt dediği yer
40	Deyim	be-all and end-all i.	baş koyulan şey
41	Deyim	be-all and end-all i.	adam olmaz tip
42	Deyim	be-all and end-all i.	umutsuz vaka
43	Deyim	(be) a means to an end i.	amaca götüren bir araç (olmak)
44	Deyim	(be) a means to an end i.	amaca ulaştıracak bir yol (olmak)
45	Deyim	(be) a means to an end i.	bir amaca hizmet eden bir şey (olmak)
46	Deyim	the be-all and end-all i.	kilit nokta
47	Deyim	the be-all and end-all i.	can alıcı nokta
48	Deyim	the be-all and end-all i.	en önemli şey
49	Deyim	the be-all and end-all i.	her şey demek
50	Deyim	the be-all and end-all i.	en önemli amaç
51	Deyim	the be-all and end-all i.	en önemli faktör
52	Deyim	the be-all and end-all i.	en önemli öğe
53	Deyim	the be-all and end-all i.	en önemli etmen
54	Deyim	the be-all and end-all i.	olmazsa olmaz şey
55	Deyim	the be-all and end-all (of something) i.	(bir şeyin) kilit noktası
56	Deyim	the be-all and end-all (of something) i.	(bir şeyin) can alıcı noktası
57	Deyim	the be-all and end-all (of something) i.	(bir şeyin) en önemli şeyi
58	Deyim	the be-all and end-all (of something) i.	(bir şeyin) en önemli amacı
59	Deyim	the be-all and end-all (of something) i.	(bir şeyin) en önemli faktörü
60	Deyim	the be-all and end-all (of something) i.	(bir şeyin) en önemli öğesi
61	Deyim	the be-all and end-all (of something) i.	(bir şeyin) en önemli etmeni
62	Deyim	the be-all and end-all (of something) i.	(bir şeyin) olmazsa olmazı
63	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	elifi mertek sanmak
64	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	bir konuda kara cahil/kör cahil/zırcahil olmak
65	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	bir konuda hiç bilgisi olmamak
66	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	bir şeyi diğerinden (başını sonundan/sağını solundan) ayıramamak
67	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	başını sonunu bilememek
68	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	neyin nerede başlayıp bittiğini bilememek
69	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	(bir konu hakkında) beyan edebileceği bir bilgisi olmamak
70	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	bir konuda zırcahil olmak
71	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	(bir konu hakkında) hiçbir şey bilmemek
72	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	(bir konu hakkında) hiçbir fikri olmamak
73	Deyim	be at one's wits' end f.	aklı durmak
74	Deyim	be at one's wits' end f.	apışıp kalmak
75	Deyim	be on the receiving end f.	bir olayın olumsuz sonuçlarına maruz kalmak
76	Deyim	be at a loose end f.	boşlukta olmak
77	Deyim	be at one's wits' end f.	beyni durmak
78	Deyim	be at the receiving end f.	bir olayın olumsuz sonuçlarına maruz kalmak
79	Deyim	be at a loose end f.	boşta olmak
80	Deyim	be at the end of your tether f.	canına tak etmek
81	Deyim	be at a loose end f.	çıkmaza düşmek
82	Deyim	be at the end of one's tether f.	canına tak etmek
83	Deyim	be at a loose end f.	çıkmazda olmak
84	Deyim	be at the end of one's rope f.	dayanma gücünün sonunda olmak
85	Deyim	be at a loose end f.	çıkmazda bulunmak
86	Deyim	be at the end of your rope f.	canına tak etmek
87	Deyim	be at the end of one's rope f.	canına tak etmek
88	Deyim	be at a dead end f.	durma noktasına gelmek
89	Deyim	be at your wits' end f.	elindeki tüm çözümleri tüketmek
90	Deyim	be at a dead end f.	gelişememek
91	Deyim	be on the wrong end of something f.	kötü sonuçlarına katlanmak
92	Deyim	be at a dead end f.	ölü noktaya gelmek
93	Deyim	be at one's wit's end f.	ne yapacağını bilmemek
94	Deyim	be at the end of your tether f.	sabrı taşmak
95	Deyim	be at the end of one's tether f.	sabrı tükenmek
96	Deyim	be at the end of one's rope f.	sabrı tükenmek
97	Deyim	be at the end of your tether f.	sabrı tükenmek
98	Deyim	be at the end of one's tether f.	sabır taşı çatlamak
99	Deyim	be at one's wit's end f.	şaşırmak
100	Deyim	be at the end of one's rope f.	sabrının sınırında olmak
101	Deyim	be at a dead end f.	sonu olmayan olmayan bir aşamaya gelmek
102	Deyim	be at the end of one's rope f.	sabır taşı çatlamak
103	Deyim	be at the end of one's tether f.	sabrın sınırında olmak
104	Deyim	be at a dead end f.	sonuçsuz kalmak
105	Deyim	be at the end of one's tether f.	sabredecek gücü kalmamak
106	Deyim	be at the end of one's rope f.	sabrı taşmak
107	Deyim	be at the end of one's tether f.	sabrı taşmak
108	Deyim	be at the end of one's rope f.	sabredecek gücü kalmamak
109	Deyim	be at the end of your rope f.	sabrı taşmak
110	Deyim	be at the end of one's tether f.	sabrının sınırında olmak
111	Deyim	be at the end of one's tether f.	sabrının sonuna gelmek
112	Deyim	be at the end of one's rope f.	sabrının sonuna gelmek
113	Deyim	be at the end of your rope f.	sabrı tükenmek
114	Deyim	be at the end of one's rope f.	sabrının sonunda olmak
115	Deyim	be at a dead end f.	sonuç elde edilemeyecek duruma gelmek
116	Deyim	be at the end of one's rope f.	sabrın sınırında olmak
117	Deyim	be at the sharp end of something f.	topun ağzında olmak
118	Deyim	be the end of the road f.	yolun sonunda olmak
119	Deyim	be thrown in at the deep end f.	zor bir işin içine hazırlıksız (yaka paça) atılmak
120	Deyim	be at a loose end f.	yapacak bir şeyi olmamak
121	Deyim	be the end of the road f.	yolun sonuna gelmek
122	Deyim	be the end of the line f.	yolun sonunda olmak
123	Deyim	be thrown in at the deep end f.	zor bir işi başına sarmak
124	Deyim	be at a dead end f.	umutsuz duruma gelmek
125	Deyim	be the end of the line f.	yolun sonuna gelmek
126	Deyim	be the living end f.	bir şeyin/konunun en iyisi olmak
127	Deyim	be the living end f.	türünün en iyi örneği olmak
128	Deyim	be the living end f.	bir konuda en uç/en üstün örnek olmak
129	Deyim	be the living end f.	yaşayan en iyi örneği olmak
130	Deyim	be the living end f.	harika olur (olumlu veya olumsuz anlamda)
131	Deyim	not know/not be able to tell one end of something from the other f.	hiçbir bilgisi olmamak
132	Deyim	not know/not be able to tell one end of something from the other f.	hiçbir şey anlamamak
133	Deyim	not know/not be able to tell one end of something from the other f.	hiçbir fikri olmamak
134	Deyim	not know/not be able to tell one end of something from the other f.	bir konuda zır cahil olmak
135	Deyim	not know/not be able to tell one end of something from the other f.	başını sonundan ayırt edememek
136	Deyim	not know/not be able to tell one end of something from the other f.	başını sonunu bilememek
137	Deyim	be at the end of one's rope/tether f.	elinde avucunda ne varsa tüketmek
138	Deyim	be at the end of one's rope/tether f.	yolun sonuna gelmek
139	Deyim	be at the end of one's rope/tether f.	her şeyin sonuna gelmek
140	Deyim	be at the end of one's rope/tether f.	sınırlarının sonuna gelmek
141	Deyim	be at the end of one's rope/tether f.	bıçak kemiğe dayanmak
142	Deyim	be at the end of one's rope/tether f.	imkanlarının sonuna gelmek
143	Deyim	be at the end of one's rope/tether f.	son sınıra/noktaya gelmek
144	Deyim	be at one's wits end f.	aklı durmak
145	Deyim	be at one's wits end f.	beyni durmak
146	Deyim	be at one's wits end f.	apışıp kalmak
147	Deyim	be at one's wits end f.	eli ayağı dolaşmak
148	Deyim	be at one's wits end f.	ne yapacağını bilememek
149	Deyim	be at the receiving end f.	bir olayın olumsuz sonuçlarına maruz kalan tarafta olmak
150	Deyim	be at the receiving end f.	olumsuz bir şeye maruz kalmak/bırakılmak
151	Deyim	be on the receiving end f.	bir olayın olumsuz sonuçlarına maruz kalan tarafta olmak
152	Deyim	be on the receiving end f.	olumsuz bir şeye maruz kalmak/bırakılmak
153	Deyim	be not the end of the world f.	dünyanın sonu olmamak
154	Deyim	be at the end of (one's) tether f.	dayanma gücünün sonunda olmak
155	Deyim	be at the end of (one's) tether f.	sabrının sonunda olmak
156	Deyim	be at the end of (one's) tether f.	tahammülünün sonunda/sınırında olmak
157	Deyim	be at the end of (one's) tether f.	çözümlerin tükenmiş olmak
158	Deyim	be at the end of (one's) tether f.	tahammülünün sınırına gelmiş olmak
159	Deyim	be at the end of (one's) tether f.	bıkmış olmak
160	Deyim	be at the end of (one's) tether f.	usanmış olmak
161	Deyim	be at the end of (one's) tether f.	canına tak etmiş olmak
162	Deyim	be at the end of (one's) tether f.	sabrı tükenmiş/taşmış olmak
163	Deyim	be at the end of nowhere f.	cehennemin dibinde olmak
164	Deyim	be at the end of nowhere f.	dağ başında olmak
165	Deyim	be at the end of nowhere f.	kuş uçmaz kervan geçmez bir yerde olmak
166	Deyim	be at the end of nowhere f.	ücra bir yerde olmak
167	Deyim	be at the end of nowhere f.	medeniyetten uzakta olmak
168	Deyim	be at the end of nowhere f.	tanrı'nın unuttuğu yerde olmak
169	Deyim	be at the end of your tether f.	dayanma gücünün sonunda olmak
170	Deyim	be at the end of your tether f.	sabrının sonunda olmak
171	Deyim	be at the end of your tether f.	tahammülünün sonunda/sınırında olmak
172	Deyim	be at the end of your tether f.	çözümlerin tükenmiş olmak
173	Deyim	be at the end of your tether f.	tahammülünün sınırına gelmiş olmak
174	Deyim	be at the end of your tether f.	bıkmış olmak
175	Deyim	be at the end of your tether f.	usanmış olmak
176	Deyim	be at the end of your tether f.	canına tak etmiş olmak
177	Deyim	be at the end of your tether f.	sabrı tükenmiş/taşmış olmak
178	Deyim	be on the receiving end (of something) f.	(bir şeyin) olumsuz sonuçlarına maruz kalmak
179	Deyim	be on the receiving end (of something) f.	(bir şeyin) hedefinde olmak
180	Deyim	be on the receiving end (of something) f.	(bir şeyin) mağduru olmak
181	Deyim	be at the receiving end (of something) f.	(bir şeyin) olumsuz sonuçlarına maruz kalmak
182	Deyim	be at the receiving end (of something) f.	(bir şeyin) hedefinde olmak
183	Deyim	be at the receiving end (of something) f.	(bir şeyin) mağduru olmak
184	Deyim	be at (one's) wits' end f.	sabrının sonunda olmak
185	Deyim	be at (one's) wits' end f.	tahammülünün sonunda/sınırında olmak
186	Deyim	be at (one's) wits' end f.	çözümlerin tükenmiş olmak
187	Deyim	be at (one's) wits' end f.	tahammülünün sınırına gelmiş olmak
188	Deyim	be at (one's) wits' end f.	bıkmış
189	Deyim	be at (one's) wits' end f.	usanmış olmak
190	Deyim	be at your wits' end f.	aklı durmuş
191	Deyim	be at your wits' end f.	tahammülünün sınırına gelmiş
192	Deyim	be on the receiving end f.	olumsuz sonuçlarına maruz kalmak
193	Deyim	be on the receiving end f.	hedefinde olmak
194	Deyim	be on the receiving end f.	mağduru olmak
195	Deyim	be on the wrong end of (something) f.	(bir şey) mağduru olmak
196	Deyim	be on the receiving end f.	mağdur olmak
197	Deyim	be at the receiving end f.	mağdur olmak
198	Deyim	be on the receiving end (of something) f.	(bir şeyin) mağduru olmak
199	Deyim	be on the receiving end (of something) f.	(bir şeyin) olumsuz sonuçlarına maruz kalmak
200	Deyim	be on the receiving end (of something) f.	(bir şeyin) hedefinde olmak
201	Deyim	be at the receiving end (of something) f.	(bir şeyin) mağduru olmak
202	Deyim	be at the receiving end (of something) f.	(bir şeyin) olumsuz sonuçlarına maruz kalmak
203	Deyim	be at the receiving end (of something) f.	(bir şeyin) hedefinde olmak
204	Deyim	be the end f.	dayanılmaz olmak
205	Deyim	be the end f.	bardağı taşıran son damla olmak
206	Deyim	be the end f.	son nokta olmak
207	Deyim	be the end f.	sabrını tüketmek
208	Deyim	be the end [uk] f.	çok sinir bozucu olmak
209	Deyim	be the end [uk] f.	uç nokta olmak
210	Deyim	be the end of one f.	birinin sonu olmak
211	Deyim	be the end of one f.	birini bitirmek
212	Deyim	be the end of one f.	birinin çöküşü olmak
213	Deyim	be thrown in the deep end f.	karmaşık/bilmediği bir işin içine atılmak
214	Deyim	be thrown in the deep end f.	kendini karmaşık/bilmediği bir şeyin içinde/ortasında bulmak
215	Deyim	be at your wits' end f.	ne yapacağını bilemez halde olmak
216	Deyim	be at your wits' end f.	tahammülünün sonunda/sınırında olmak
217	Deyim	be at your wits' end f.	beyni durmuş olmak
218	Deyim	be at your wits' end f.	sabrının sonunda olmak
219	Deyim	be at your wits' end f.	çözümleri tükenmiş olmak
220	Deyim	be at your wits' end f.	bıkmış olmak
221	Deyim	be at your wits' end f.	usanmış olmak
222	Deyim	be all and end all expr.	en önemli etmen
223	Deyim	the be-all and end-all expr.	en önemli etmen
224	Deyim	(s)he thinks (s)he is the be-all and end-all expr.	kendini bulunmaz hint kumaşı sanmak
225	Deyim	wouldn't be the end of the world expr.	dünyanın sonu değil
Speaking
226	Konuşma	not be the end of the world expr.	dünyanın sonu olmamak