| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Phrasals | ||||
| Öbek Fiiller | interfere with (something) f. | (bir şeye) müdahale etmek | ||
|
I believe it is right for the proposal on the Union's powers not to interfere with the systems of the individual States. Birliğin yetkilerine ilişkin teklifin tek tek Devletlerin sistemlerine müdahale etmemesinin doğru olduğuna inanıyorum. More Sentences |
||||
| Öbek Fiiller | interfere with (something) f. | (bir şeye) burnunu sokmak | ||
| Öbek Fiiller | interfere with (something) f. | (bir şeye) karışmak | ||
| Öbek Fiiller | interfere with (something) f. | (bir şeyi) engellemek | ||
| Öbek Fiiller | interfere with (something) f. | (bir şeyi) kurcalamak | ||
| Öbek Fiiller | interfere with (something) f. | (bir şeyle) oynamak | ||
| Öbek Fiiller | interfere with (something) f. | (bir şeyi) ellemek | ||
