rock hard - Türkçe İngilizce Sözlük

rock hard

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"rock hard" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 29 sonuç

İngilizce Türkçe
General
rock-hard s. kaya gibi
His muscles were rock-hard.
Onun kasları kaya gibi sertti.

More Sentences
hard rock i. kuvvetli kimse
be between a rock and a hard place f. iki arada bir derede kalmak
be between a rock and a hard place f. iki arada kalmak
rock-hard s. derin inanca sahip
rock-hard s. inançlı
Idioms
be between a rock and a hard place f. iki arada bir derede kalmak
be between a rock and a hard place f. ikilemde kalmak
be between a rock and a hard place f. iki arada kalmak
rock-hard s. semsert
hard as a rock s. kaya gibi sert
hard as a rock s. semsert
caught between a rock and a hard place expr. aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık
between a rock and a hard place expr. iki arada bir derede
between a rock and a hard place expr. kırk katır kırk satır
as hard as a rock expr. kaya gibi sert
as hard as a rock expr. semsert
(caught/stuck) between a rock and a hard place expr. aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık
(caught/stuck) between a rock and a hard place expr. iki ucu boklu değnek
(caught/stuck) between a rock and a hard place expr. iki arada bir derede kalmış
Technical
hard rock i. sert kaya
hard rock i. sert maden damarı
Mining
hard sedimentary rock i. sert sedimanter kayaç
hard rock s. tecrübeli (madenci)
hard rock s. yeraltındaki sert kaya oluşumlarında deneyimli
Environment
hard rock i. sağlam kaya
Geology
hard rock medium i. sert kaya ortamları
Music
hard rock i. hard rock
hard rock i. sert rock müzik

"rock hard" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 4 sonuç

Türkçe İngilizce
General
amerikan hard rock grubu guns n' roses i.
Music
hard rock hard rock i.
hard rock müzisyeni headbanger i.
hard rock müzisyeni head-banger i.