|
- In summer, the girls usually go swimming either at the river or at the park.
- Yazın kızlar genellikle ya nehirde ya da parkta yüzmeye giderler.
- It was a fine day, so we went swimming.
- Güzel bir gündü, biz de yüzmeye gittik.
- Tom didn't know who Mary was planning to go swimming with.
- Tom, Mary'nin kiminle yüzmeye gitmeyi planladığını bilmiyordu.
- If the weather is nice, I'll go swimming.
- Hava güzel olursa yüzmeye gideceğim.
- If Tom goes swimming, so will I.
- Eğer Tom yüzmeye giderse, ben de giderim.
- Tom said he wanted to go swimming with us.
- Tom bizimle yüzmeye gitmek istediğini söyledi.
- When I was young, Tom and I used to often go swimming together.
- Ben gençken Tom ve ben sık sık birlikte yüzmeye giderdik.
- How about going swimming?
- Yüzmeye gitmeye ne dersin?
- We went swimming in the river yesterday.
- Dün nehirde yüzmeye gittik.
- Who did you go swimming with?
- Kiminle yüzmeye gittin?
- We would often go swimming in the river.
- Sık sık nehirde yüzmeye giderdik.
- I don't think Tom and Mary go swimming together.
- Tom ve Mary'nin birlikte yüzmeye gideceğini sanmıyorum.
- I'm not the only one who wants to go swimming.
- Yüzmeye gitmeyi isteyen tek kişi ben değilim.
- Even though Tom knew he shouldn't, he went swimming by himself.
- Tom gitmemesi gerektiğini bilmesine rağmen tek başına yüzmeye gitti.
- I'm too tired to go swimming today.
- Bugün yüzmeye gitmek için çok yorgunum.
- Where can we go swimming?
- Nerede yüzmeye gidebiliriz?
- During our stay in Nice, I plan to go swimming in the sea.
- Nice'teki kalışımız sırasında, denize yüzmeye gitmeyi planlıyorum.
- Tom hasn't gone swimming in a long time.
- Tom uzun zamandır yüzmeye gitmedi.
- I often go swimming with my friends.
- Arkadaşlarımla sık sık yüzmeye giderim.
- How often do you go swimming with your friends?
- Ne sıklıkla arkadaşlarınla yüzmeye gidiyorsun?
- I went swimming in the river.
- Nehirde yüzmeye gittim.
- Tom doesn't go swimming very often.
- Tom çok sık yüzmeye gitmez.
- I'll go swimming.
- Ben yüzmeye gidiyorum.
- I'd really rather go swimming.
- Gerçekten yüzmeye gitmeyi tercih ederim.
- I don't go swimming as often as I used to.
- Ben eskiden olduğu kadar sık yüzmeye gitmem.
- It was such a hot day that we went swimming.
- O kadar sıcak bir gündü ki, yüzmeye gittik.
- I'll go swimming with you.
- Seninle yüzmeye gideceğim.
- Tom and Mary are planning to go swimming together this afternoon.
- Tom ve Mary bu öğleden sonra birlikte yüzmeye gitmeyi planlıyorlar.
- Do you want to go swimming or not?
- Yüzmeye gitmek istiyor musun, istemiyor musun?
- I still sometimes go swimming.
- Hâlâ bazen yüzmeye giderim.
- I didn't even get a chance to go swimming.
- Yüzmeye gitmek için bir şansım bile olmadı.
- Tom likes to go swimming in the summer.
- Tom yazın yüzmeye gitmeyi sever.
- I sometimes go swimming with Tom.
- Bazen Tom'la yüzmeye giderim.
- I go swimming once a week.
- Haftada bir kez yüzmeye giderim.
- I would rather go swimming.
- Yüzmeye gitmeyi tercih ederdim.
- It was a warm day, so we went swimming.
- Sıcak bir gündü, bu yüzden yüzmeye gittik.
- Mama, is it okay if I go swimming?
- Yüzmeye gidebilir miyim, anne?
- I didn't even get a chance to go swimming.
- Yüzmeye gitme şansım bile olmadı.
- When can we go swimming?
- Ne zaman yüzmeye gidebiliriz?
- Tom wanted to go swimming.
- Tom yüzmeye gitmek istedi.
- Tom might not want to go swimming with us.
- Tom bizimle yüzmeye gitmek istemeyebilir.
- Mama, is it okay if I go swimming?
- Anne, yüzmeye gidebilir miyim?
- How often do you go swimming with Tom?
- Tom ile ne sıklıkla yüzmeye gidiyorsun?
- Tom is going to go swimming this afternoon.
- Tom bu öğleden sonra yüzmeye gidecek.
- Who did Tom go swimming with?
- Tom kiminle yüzmeye gitti?
- I want to go swimming with a friend.
- Bir arkadaşımla yüzmeye gitmek istiyorum.
- I'm looking forward to going swimming with you.
- Seninle yüzmeye gitmeye can atıyorum.
- Do you remember the first time we went swimming together?
- İlk kez birlikte yüzmeye gittiğimiz zamanı hatırlıyor musun?
- Let's go swimming together.
- Hadi birlikte yüzmeye gidelim.
- Some people say that you shouldn't go swimming right after you eat.
- Bazı insanlar yemekten hemen sonra yüzmeye gitmemen gerektiğini söylüyor.
- When I was young, I used to go swimming in a nearby creek.
- Gençken yakındaki bir derede yüzmeye giderdim.
- Why don't we go swimming with Tom?
- Neden Tom'la yüzmeye gitmiyoruz?
- None of us plan to go swimming today.
- Hiçbirimiz bugün yüzmeye gitmeyi planlamıyoruz.
- We're about to go swimming.
- Yüzmeye gitmek üzereyiz.
- Mommy, may I go swimming?
- Anne, yüzmeye gidebilir miyim?
- I wanted to go swimming.
- Ben yüzmeye gitmek istedim.
- I still sometimes go swimming.
- Ben hâlâ bazen yüzmeye giderim.
- Can you remember the first time you went swimming?
- İlk kez yüzmeye gittiğin zamanı hatırlayabiliyor musun?
- Tom is going to go swimming with Mary tomorrow.
- Tom yarın Mary ile yüzmeye gidecek.
- Are you sure you really want to go swimming on a day like this?
- Böyle bir günde yüzmeye gitmek istediğine emin misin?
- Yesterday I went swimming with Tom.
- Dün Tom'la yüzmeye gittim.
- I may not be able to go swimming with you this afternoon.
- Bu öğleden sonra seninle yüzmeye gidemeyebilirim.
- Do you feel like going swimming?
- Yüzmeye gitmek ister misin?
- I asked Tom if he wanted to go swimming.
- Tom'a yüzmeye gitmek isteyip istemediğini sordum.
- In the winter, I go swimming in frozen lakes.
- Kışın donmuş göllerde yüzmeye giderim.
- I'll go swimming.
- Ben yüzmeye gideceğim.
- Since Tom was sick, he couldn't go swimming.
- Tom hasta olduğu için yüzmeye gidemedi.
- When I was young, I used to go swimming in a nearby creek.
- Gençken yakın bir derede yüzmeye giderdim.
- We went swimming at the beach.
- Sahilde yüzmeye gittik.
- Tom didn't want to go swimming with Mary.
- Tom Mary ile yüzmeye gitmek istemedi.
- I'm looking forward to going swimming with you.
- Seninle yüzmeye gitmeyi iple çekiyorum.
- Tom said he didn't want to go swimming with us.
- Tom bizimle yüzmeye gitmek istemediğini söyledi.
- If the weather is fine, I'll go swimming in the river.
- Hava iyiyse ırmağa yüzmeye gideceğim.
- Who do you plan to go swimming with?
- Kiminle yüzmeye gitmeyi planlıyorsun?
- Do you want to go swimming or not?
- Yüzmeye gitmek ister misin yoksa istemez misin?
- Tom will go swimming this afternoon.
- Tom bu öğleden sonra yüzmeye gidecek.
- I know Tom wants us to go swimming with Mary.
- Tom'un Mary ile yüzmeye gitmemizi istediğini biliyorum.
- I'd like to go swimming this afternoon.
- Bu öğleden sonra yüzmeye gitmek istiyorum.
- Let's go swimming with Tom.
- Tom'la yüzmeye gidelim.
- It was so hot that we went swimming.
- O kadar sıcaktı ki yüzmeye gittik.
- Have you gone swimming with Tom before?
- Daha önce Tom'la yüzmeye gittin mi?
- I don't really want to go swimming today.
- Bugün yüzmeye gitmek istemiyorum.
- Maybe I'll go swimming after school.
- Belki okuldan sonra yüzmeye gideceğim.
- I go swimming every chance I get.
- Bulduğum her fırsatta yüzmeye giderim.
- I went swimming earlier today.
- Bugün daha erken yüzmeye gittim.
- Are you going to go swimming this afternoon?
- Bu öğleden sonra yüzmeye gidecek misin?
- I decided to go swimming.
- Yüzmeye gitmeye karar verdim.
- I can't go swimming today.
- Bugün yüzmeye gidemem.
- It was so hot that we went swimming.
- Hava o kadar sıcaktı ki yüzmeye gittik.
- Why don't we go swimming with Tom?
- Neden Tom ile yüzmeye gitmiyoruz?
- Tom couldn't go swimming because he was sick.
- Tom hasta olduğu için yüzmeye gidemedi.
- Do you still want to go swimming with us next weekend?
- Hala gelecek hafta sonu bizimle birlikte yüzmeye gitmek istiyor musun?
- Tom allowed his children to go swimming.
- Tom çocuklarının yüzmeye gitmesine izin verdi.
- You could go swimming if you wanted to.
- İstersen yüzmeye gidebilirsin.
- When was the last time that you went swimming with Tom?
- Tom ile en son ne zaman yüzmeye gittiniz?
- I don't really want to go swimming with Tom.
- Tom'la yüzmeye gitmek istemiyorum.
- I'd rather play football than go swimming.
- Yüzmeye gitmektense futbol oynamayı tercih ederim.
- We were supposed to go swimming together.
- Birlikte yüzmeye gitmemiz gerekiyordu.
- Let's change into our swimsuits and go swimming.
- Mayolarımızı giyelim ve yüzmeye gidelim.
- When was the last time you went swimming with Tom?
- Tom ile en son ne zaman yüzmeye gittiniz?
- I intend to go swimming.
- Yüzmeye gitmeye niyetliyim.
- How often do you go swimming?
- Ne sıklıkta yüzmeye gidersin?
- A drunk went swimming and nearly drowned.
- Bir sarhoş yüzmeye gitti ve neredeyse boğuluyordu.
- We should go swimming.
- Yüzmeye gitmeliyiz.
- Can I go swimming this afternoon?
- Bu öğleden sonra yüzmeye gidebilir miyim?
- Do you plan on going swimming with us this afternoon?
- Bu öğleden sonra bizimle yüzmeye gitmeyi düşünüyor musun?
- I went swimming in the sea.
- Denizde yüzmeye gittim.
- I went swimming with him.
- Onunla yüzmeye gittim.
- Even though Tom knew he shouldn't, he went swimming by himself.
- Tom yapmaması gerektiğini bildiği halde tek başına yüzmeye gitti.
- I asked Tom if he wanted to go swimming.
- Tom'a yüzmeye gitmeyi isteyip istemediğini sordum.
- Tom doesn't want to go swimming.
- Tom yüzmeye gitmek istemiyor.
- Have you gone swimming with Tom before?
- Daha önce Tom ile yüzmeye gittin mi?
- I'm looking forward to going swimming with you.
- Seninle yüzmeye gitmek için sabırsızlanıyorum.
- When was the last time you went swimming with Tom?
- En son ne zaman Tom'la yüzmeye gittin?
- I want to go swimming tomorrow.
- Yarın yüzmeye gitmek istiyorum.
- I went swimming in the river yesterday.
- Dün nehirde yüzmeye gittim.
- Tom allowed his children to go swimming.
- Tom çocuklarına yüzmeye gitmeleri için izin verdi.
- Let's go swimming.
- Hadi yüzmeye gidelim.
- In summer, we used to go swimming in the river.
- Yazları nehirde yüzmeye giderdik.
- I don't really want to go swimming.
- Gerçekten yüzmeye gitmek istemiyorum.
- Tom persuaded Mary not to go swimming by herself.
- Tom, Mary'yi tek başına yüzmeye gitmemesi için ikna etti.
- She's going swimming and she's happy.
- Yüzmeye gidiyor ve çok mutlu.
- I went swimming with Tom.
- Tom'la yüzmeye gittim.
- I went swimming yesterday.
- Dün yüzmeye gittim.
- On Mondays, I usually go swimming.
- Pazartesi günleri genelde yüzmeye giderim.
- What I really want to do is to go swimming.
- Gerçekten yapmak istediğim şey yüzmeye gitmek.
- I go swimming every day.
- Her gün yüzmeye gidiyorum.
- I don't go swimming as often as I used to.
- Eskisi kadar sık yüzmeye gitmiyorum.
- I went swimming with them.
- Onlarla yüzmeye gittim.
- I don't want to go swimming with you.
- Seninle yüzmeye gitmek istemiyorum.
- Do you feel like going swimming?
- Canın yüzmeye gitmek istiyor mu?
- When I was young, Tom and I used to often go swimming together.
- Ben gençken, Tom ve ben sık sık birlikte yüzmeye giderdik.
- How many times did you go swimming last month?
- Geçen ay kaç kere yüzmeye gittin?
- When would Tom like to go swimming?
- Tom ne zaman yüzmeye gitmek ister?
- Tom is going to go swimming tomorrow morning.
- Tom yarın sabah yüzmeye gidecek.
- We went swimming at the beach.
- Biz sahilde yüzmeye gittik.
- I want to go swimming.
- Ben yüzmeye gitmek istiyorum.
- Tom said he didn't want to go swimming with Mary.
- Tom, Mary ile yüzmeye gitmek istemediğini söyledi.
- On Mondays, I usually go swimming.
- Pazartesileri genellikle yüzmeye giderim.
- Tom asked me if I was going to go swimming tomorrow afternoon.
- Tom bana yarın öğleden sonra yüzmeye gidip gitmeyeceğimi sordu.
- I discouraged him from going swimming because it looked like it was going to rain.
- Yağmur yağacakmış gibi göründüğü için onu yüzmeye gitmekten vazgeçirdim.
- I've never gone swimming with Tom.
- Tom'la asla yüzmeye gitmedim.
- I'm looking forward to going swimming with you.
- Seninle yüzmeye gitmeyi dört gözle bekliyorum.
- I often go swimming at the beach in the summer.
- Yazın sık sık sahile yüzmeye giderim.
- We should go swimming.
- Yüzmeye gitmemiz gerek.
- I know Tom wants us to go swimming with him.
- Tom'un kendisiyle yüzmeye gitmemizi istediğini biliyorum.
- Tom went swimming every Monday last year.
- Tom geçen yıl her pazartesi yüzmeye gitti.
- How often do you go swimming with your friends?
- Arkadaşlarınla ne sıklıkla yüzmeye gidiyorsun?
- I was tempted to go swimming even though the lifeguard was not yet on duty.
- Cankurtaran henüz iş başında olmasa da yüzmeye gitmek için can atıyordum.
- We went swimming in the lake.
- Gölde yüzmeye gittik.
- I never wanted to go swimming as a kid.
- Çocukken yüzmeye gitmeyi hiç istemedim.
- For exercise, I either ride a bicycle or go swimming.
- Egzersiz için ya bisiklete binerim ya da yüzmeye giderim.
- I know Tom wants us to go swimming with him.
- Tom'un onunla yüzmeye gitmemizi istediğini biliyorum.
- Where can we go swimming?
- Nereye yüzmeye gidebiliriz?
- I couldn't go swimming much last summer.
- Geçen yaz çok yüzmeye gidemedim.
- I'll go swimming tomorrow.
- Yarın yüzmeye gideceğim.
- Tom doesn't want to go swimming with us.
- Tom bizimle yüzmeye gitmek istemiyor.
- I often go swimming at the beach in the summer.
- Yazın sık sık plaja yüzmeye giderim.
- Where did you go swimming?
- Nerede yüzmeye gittiniz?
- How often did you go swimming last summer?
- Geçen yaz ne sıklıkta yüzmeye gittin?
- I never wanted to go swimming as a kid.
- Çocukken hiç yüzmeye gitmek istemezdim.
- Tom and I are going swimming tomorrow morning.
- Tom ve ben yarın sabah yüzmeye gidiyoruz.
- If the weather is fine, I'll go swimming in the river.
- Hava iyiyse nehre yüzmeye gideceğim.
- Let's go swimming with Tom.
- Tom'la birlikte yüzmeye gidelim.
- Where did you go swimming?
- Nereye yüzmeye gittin?
- It's been a while since we've gone swimming together.
- Birlikte yüzmeye gittiğimizden beri bir süre oldu.
- I'm not going to go swimming this afternoon.
- Bu öğleden sonra yüzmeye gitmeyeceğim.
- Tom goes swimming every Monday.
- Tom her pazartesi yüzmeye gidiyor.
- I'm almost certain that Tom will go swimming with us.
- Tom'un bizimle yüzmeye gideceğinden neredeyse eminim.
- I often go swimming with my friends.
- Sık sık arkadaşlarımla yüzmeye giderim.
- I'm too tired to go swimming today.
- Bugün yüzmeye gidemeyecek kadar yorgunum.
- Tom wants to go swimming.
- Tom yüzmeye gitmek istiyor.
- Mom, can I go swimming?
- Anne, yüzmeye gidebilir miyim?
- I haven't gone swimming in a long time.
- Uzun zamandır yüzmeye gitmedim.
- I went swimming earlier today.
- Bugün erken saatlerde yüzmeye gittim.
- Would you like to go swimming with us?
- Bizimle yüzmeye gitmek ister misin?
- I don't think I'll be able to go swimming today.
- Bugün yüzmeye gidebileceğimi sanmıyorum.
- Do you remember the first time we went swimming together?
- Birlikte ilk yüzmeye gittiğimiz zamanı hatırlıyor musun?
- He is too young to go swimming alone.
- Tek başına yüzmeye gitmek için çok küçük.
- We went swimming in the lake.
- Biz gölde yüzmeye gittik.
- You've already decided to go swimming, haven't you?
- Zaten yüzmeye gitmeye karar verdiniz, değil mi?
- Tom went swimming in the ocean.
- Tom okyanusta yüzmeye gitti.
- Tom wanted to go swimming.
- Tom yüzmeye gitmek istiyordu.
- You could go swimming if you wanted to.
- Eğer istiyorsan yüzmeye gidebilirsin.
- You've already decided to go swimming, haven't you?
- Yüzmeye gitmeye karar verdiniz, değil mi?
- If the weather is fine, I'll go swimming in the river.
- Hava güzel olursa nehirde yüzmeye gideceğim.
- I intend to go swimming.
- Ben yüzmeye gitmek niyetindeyim.
- In the summer, we're used to going swimming in the river.
- Yazın nehirde yüzmeye gideriz.
- It's been a long time since I've gone swimming.
- Yüzmeye gitmeyeli uzun zaman oldu.
- If the weather is fine, I'll go swimming in the river.
- Hava güzel olursa, nehirde yüzmeye giderim.
- I sometimes go swimming with Tom.
- Bazen Tom ile yüzmeye giderim.
- Can you remember the first time you went swimming?
- İlk kez yüzmeye gittiğin zamanı hatırlıyor musun?
- Do you still go swimming as often as you used to?
- Hâlâ eskiden gittiğin kadar sık yüzmeye gidiyor musun?
- Are you sure you really want to go swimming on a day like this?
- Böyle bir günde gerçekten yüzmeye gitmek istediğinden emin misin?
- Do you think Tom will go swimming with us tomorrow?
- Yarın Tom'un bizimle yüzmeye gideceğini düşünüyor musun?
- Tom went swimming in the river, but when he got out, his clothes had been stolen.
- Tom nehirde yüzmeye gitti, ama o dışarı çıktığında elbiseleri çalınmıştı.
- When would Tom like to go swimming?
- Tom ne zaman yüzmeye gitmek istiyor?
- I used to go swimming with Tom almost every day.
- Neredeyse her gün Tom'la yüzmeye giderdim.
- I didn't go swimming today.
- Bugün yüzmeye gitmedim.
- Since it was so hot, we went swimming.
- Hava çok sıcak olduğu için yüzmeye gittik.
- Let's go swimming tomorrow.
- Yarın yüzmeye gidelim.
- Are you going to go swimming today?
- Bugün yüzmeye gidecek misin?
- Except for Tom, the whole family went swimming.
- Tom hariç, tüm aile yüzmeye gitti.
- I discouraged him from going swimming as it was likely to rain.
- Yağmur yağma ihtimali olduğu için onu yüzmeye gitmekten vazgeçirdim.
- Did the doctor say it was OK for you to go swimming?
- Doktor senin yüzmeye gitmenin bir sakıncası olmadığını söyledi mi?
- I went swimming with her.
- Onunla yüzmeye gittim.
- Some people say that you shouldn't go swimming right after you eat.
- Bazı insanlar yemek yedikten hemen sonra yüzmeye gitmemeniz gerektiğini söylüyor.
- How often do you think you'll go swimming next summer?
- Gelecek yaz ne sıklıkla yüzmeye gideceğinizi düşünüyorsunuz?
- Let's change into our swimsuits and go swimming.
- Mayolarımızı giyip yüzmeye gidelim.
- I don't want to go swimming.
- Yüzmeye gitmek istemiyorum.
- I went swimming after I woke up.
- Uyandıktan sonra yüzmeye gittim.
- Do you want to go swimming with us?
- Bizimle yüzmeye gitmek ister misin?
- I don't think Tom wants to go swimming with us.
- Tom'un bizimle yüzmeye gitmek istediğini sanmıyorum.
- I heard that Tom wanted to go swimming with us next weekend.
- Tom'un gelecek hafta sonu bizimle yüzmeye gitmek istediğini duydum.
- Does Tom still want to go swimming with us next weekend?
- Tom hâlâ gelecek hafta sonu bizimle yüzmeye gitmek istiyor mu?
- He goes swimming in the river every day.
- Her gün nehirde yüzmeye gidiyor.
- I was tempted to go swimming even though the lifeguard was not yet on duty.
- Cankurtaran henüz görevde olmamasına rağmen canım yüzmeye gitmek istedi.
- Tom went swimming with his friends.
- Tom arkadaşlarıyla yüzmeye gitti.
- Do you plan on going swimming with us this afternoon?
- Bu öğleden sonra bizimle yüzmeye gitmeyi planlıyor musun?
- I will go swimming tomorrow.
- Yarın yüzmeye gideceğim.
- I would always go swimming in the sea when I was little.
- Küçükken her zaman denizde yüzmeye giderdim.
- Tom didn't want to go swimming with Mary.
- Tom, Mary ile yüzmeye gitmek istemedi.
- I'd really like to go swimming this afternoon.
- Bu öğleden sonra yüzmeye gitmeyi gerçekten istiyorum.
- Do you still go swimming as often as you used to?
- Hâlâ eskisi kadar sık yüzmeye gidiyor musun?
- Tom and Mary haven't gone swimming together in a long time.
- Tom ve Mary uzun zamandır birlikte yüzmeye gitmedi.
- Tom won't go swimming again today.
- Tom bugün yine yüzmeye gitmeyecek.
- I haven't gone swimming in a long time.
- Uzun süredir yüzmeye gitmedim.
- Tom didn't know who Mary was planning to go swimming with.
- Tom Mary'nin kiminle yüzmeye gitmeyi planladığını bilmiyordu.
- When was the last time you went swimming?
- En son ne zaman yüzmeye gittin?
- I should've never let Tom go swimming by himself.
- Tom'un tek başına yüzmeye gitmesine asla izin vermemeliydim.
- Tom and Mary went swimming together.
- Tom ve Mary birlikte yüzmeye gitti.
- Tom and Mary went swimming together.
- Tom ve Mary birlikte yüzmeye gittiler.
- My father allowed me to go swimming.
- Babam yüzmeye gitmeme izin verdi.
- I don't think Tom and Mary go swimming together.
- Tom ve Mary'nin birlikte yüzmeye gittiklerini sanmıyorum.
- Yesterday I went swimming with Tom.
- Dün Tom ile yüzmeye gittim.
- Ken goes swimming day after day.
- Ken her gün yüzmeye gidiyor.
- Tom and I are going swimming.
- Tom ve ben yüzmeye gidiyoruz.
- Aren't you going to go swimming this afternoon?
- Bu öğleden sonra yüzmeye gitmeyecek misin?
- I've never gone swimming with Tom.
- Tom'la hiç yüzmeye gitmedim.
- Tom persuaded Mary not to go swimming by herself.
- Tom Mary'yi tek başına yüzmeye gitmemesi için ikna etti.
- I want to go swimming again.
- Tekrar yüzmeye gitmek istiyorum.
- Tom never wanted to go swimming as a kid.
- Tom çocukken hiç yüzmeye gitmek istemezdi.
- Tom may not want to go swimming with us.
- Tom bizimle yüzmeye gitmek istemeyebilir.
- Who did you go swimming with?
- Kimle birlikte yüzmeye gittin?
- Even if it rains, I'll go swimming tomorrow.
- Yağmur yağsa bile, yarın yüzmeye gideceğim.
- I don't really want to go swimming with Tom.
- Ben gerçekten Tom ile yüzmeye gitmek istemiyorum.
- Tom and Mary have gone swimming together a number of times.
- Tom ve Mary birkaç kez birlikte yüzmeye gittiler.
- Tom hasn't gone swimming in a long time.
- Tom uzun süre yüzmeye gitmedi.
- Do you ever go swimming with Tom?
- Hiç Tom'la yüzmeye gittin mi?
- For exercise, I either ride a bicycle or go swimming.
- Egzersiz için ya bisiklet sürerim ya da yüzmeye giderim.
- We went swimming in the river.
- Nehirde yüzmeye gittik.
- I went swimming in the lake with Hiroko.
- Hiroko ile gölde yüzmeye gittim.
- Tom went swimming in the river, but when he got out, his clothes had been stolen.
- Tom nehirde yüzmeye gitti, ama çıktığında giysilerinin çalındığını gördü.
- I think I won't be able to go swimming today.
- Sanırım bugün yüzmeye gidemeyeceğim.
- Since it was so hot, we went swimming.
- Hava çok sıcak olduğu için, yüzmeye gittik.
- What do you say to going swimming tomorrow?
- Yarın yüzmeye gitmeye ne dersin?
- You are not old enough to go swimming by yourself.
- Tek başına yüzmeye gidecek yaşta değilsin.
- Since Tom had a little free time, he decided to go swimming.
- Tom'un az boş zamanı olduğu için yüzmeye gitmeye karar verdi.
- Tom said he wanted to go swimming.
- Tom yüzmeye gitmek istediğini söyledi.
- You are not old enough to go swimming by yourself.
- Tek başına yüzmeye gidecek kadar büyük değilsin.
- Except for Tom, the whole family went swimming.
- Tom hariç, bütün aile yüzmeye gitti.
- How often do you go swimming with Tom?
- Tom'la ne sıklıkla yüzmeye gidiyorsunuz?
- Can I go swimming after noon?
- Öğleden sonra yüzmeye gidebilir miyim?
- Which would you rather do, go swimming or play tennis?
- Hangisini yapmayı tercih edersin, yüzmeye gitmeyi mi yoksa tenis oynamayı mı?
- Who was Tom planning to go swimming with?
- Tom kiminle yüzmeye gitmeyi planlıyordu?
- In the summer, we're used to going swimming in the river.
- Yazın nehirde yüzmeye gitmeye alışkındık.
- I would always go swimming in the sea when I was little.
- Küçükken hep denizde yüzmeye giderdim.
- How many times did you go swimming last month?
- Geçen ay kaç kez yüzmeye gittin?
- Why don't we go swimming?
- Neden yüzmeye gitmiyoruz?
- It was a fine day, so we went swimming.
- Güzel bir gündü, bu yüzden yüzmeye gittik.
- I go swimming every chance I get.
- Her fırsatta yüzmeye giderim.
- Please go swimming with me.
- Lütfen benimle yüzmeye git.
- Tom almost never goes swimming anymore.
- Tom artık neredeyse hiç yüzmeye gitmiyor.
- I don't really want to go swimming today.
- Gerçekten bugün yüzmeye gitmek istemiyorum.
- Tom could hardly wait for the chance to go swimming again.
- Tom tekrar yüzmeye gitmek için sabırsızlanıyordu.
- Let's go swimming together.
- Birlikte yüzmeye gidelim.
- How often do you go swimming?
- Ne sıklıkla yüzmeye gidiyorsun?
- Tom didn't want to go swimming.
- Tom yüzmeye gitmek istemedi.
- Tom never wanted to go swimming as a kid.
- Tom bir çocuk olarak asla yüzmeye gitmek istemedi.
- If Tom goes swimming, so will I.
- Tom yüzmeye giderse ben de gideceğim.
- I assume you don't want go swimming with us.
- Sanırım bizimle yüzmeye gitmek istemiyorsun.
- Tom didn't go swimming yesterday.
- Tom dün yüzmeye gitmedi.
- Even though it's a bit cold, let's go swimming.
- Hava biraz soğuk olsa da yüzmeye gidelim.
- I wanted to go swimming.
- Yüzmeye gitmek istiyordum.
- I can't remember the last time Tom and I went swimming together.
- Tom'la en son ne zaman yüzmeye gittiğimizi hatırlamıyorum.
- Tom said he went swimming yesterday.
- Tom dün yüzmeye gittiğini söyledi.
- Is it hot enough to go swimming?
- Yüzmeye gitmek için hava yeterince sıcak mı?
- It was a warm day, so we went swimming.
- Sıcak bir gündü, biz de yüzmeye gittik.
- I go swimming every day.
- Her gün yüzmeye giderim.
- I would rather go swimming.
- Yüzmeye gitmeyi tercih ederim.
- Are you sure you don't want to go swimming with us?
- Bizimle yüzmeye gitmek istemediğinden emin misin?
- How often did you go swimming last summer?
- Geçen yaz ne sıklıkla yüzmeye gittiniz?
- In summer, we used to go swimming in the river.
- Yazın nehirde yüzmeye giderdik.
- Since Tom had a little free time, he decided to go swimming.
- Tom'un biraz boş vakti olduğu için yüzmeye gitmeye karar verdi.
- I'm not the only one who wants to go swimming.
- Yüzmeye gitmek isteyen tek kişi ben değilim.
- I want to go swimming with Tom.
- Tom'la yüzmeye gitmek istiyorum.
- I'll go swimming with Tom tomorrow afternoon.
- Yarın öğleden sonra Tom'la yüzmeye gideceğim.
- Can I go swimming, Mother?
- Yüzmeye gidebilir miyim, anne?
- How often do you think you'll go swimming next summer?
- Gelecek yaz ne sıklıkla yüzmeye gideceğini düşünüyorsun?
- Tom lives near a beach, so he goes swimming almost every day in the summer.
- Tom sahile yakın bir yerde yaşıyor, bu yüzden yazın neredeyse her gün yüzmeye gidiyor.
- I want to go swimming.
- Yüzmeye gitmek istiyorum.
- Don't you know how dangerous it is to go swimming by yourself?
- Tek başına yüzmeye gitmenin ne kadar tehlikeli olduğunu bilmiyor musun?
- I'd like to go swimming this afternoon.
- Bu öğleden sonra yüzmeye gitmek istiyoruz.
- Tom and Mary haven't gone swimming together in a long time.
- Tom ve Mary uzun zamandır birlikte yüzmeye gitmediler.
- I don't think Tom wants to go swimming with me.
- Tom'un benimle yüzmeye gitmek istediğini sanmıyorum.
- Tom doesn't particularly want to go swimming.
- Tom özellikle yüzmeye gitmek istemiyor.
- You shouldn't go swimming after eating a big meal.
- Büyük bir yemek yedikten sonra yüzmeye gitmemelisiniz.
- Where do you usually go swimming?
- Genelde nerede yüzmeye gidersin?
- You shouldn't go swimming after eating a big meal.
- Büyük bir yemek yedikten sonra yüzmeye gitmemelisin.
- Don't let Tom go swimming by himself.
- Tom'un tek başına yüzmeye gitmesine izin verme.
- It's been a while since we've gone swimming together.
- Birlikte yüzmeye gitmeyeli uzun zaman oldu.
- Tom will go swimming with Mary tomorrow.
- Tom yarın Mary ile yüzmeye gidecek.
- Don't let Tom go swimming by himself.
- Tom'un kendi başına yüzmeye gitmesine izin verme.
- I assume you don't want go swimming with us.
- Bizimle yüzmeye gitmek istemediğini varsayıyorum.
- When was the last time that you went swimming with Tom?
- En son ne zaman Tom'la yüzmeye gittin?
- Maybe I'll go swimming after school.
- Belki okuldan sonra yüzmeye giderim.
- Tom hardly ever goes swimming anymore.
- Tom neredeyse artık hiç yüzmeye gitmiyor.
- I used to go swimming every day.
- Eskiden her gün yüzmeye giderdim.
- I'd rather go swimming.
- Yüzmeye gitmeyi tercih ederim.
Show More (316)
|
