1 |
knock down |
yıkmak |
v. |
|
- I'll bet that iron guy's strong and could knock down a whole building.
- Bahse girerim o demir adam güçlüdür ve koca bir binayı yıkabilir.
- I'll bet that iron guy's strong and could knock down a whole building.
- Bahse girerim o demir adam çok güçlüdür ve bütün bir binayı yıkabilir.
- They're going to knock down that monument.
- O anıtı yıkacaklar.
- They're going to knock down that monument.
- Onlar o anıtı yıkacaklar.
Show More (1)
|
2 |
knock down |
devirmek |
v. |
|
- The fire knocked down the door.
- Yangın kapıyı devirdi.
- The typhoon knocked down a tree in my yard.
- Tayfun bahçemdeki bir ağacı devirdi.
- The strong winds knocked down a lot of tree branches last night.
- Şiddetli rüzgar dün gece birçok ağaç dalını devirdi.
Show More (0)
|
3 |
knock down |
düşürmek |
v. |
|
- It asked for 33%, knocked down by the Council to 27%.
- Bu oran %33 olarak talep edildi ve Konsey tarafından %27'ye düşürüldü.
- It asked for 33%, knocked down by the Council to 27%.
- 33 talep etmiş, Konsey tarafından %27'ye düşürülmüştür.
Show More (-1)
|
4 |
knock down |
yere sermek |
v. |
|
- I saw a boy knocked down by a car.
- Bir arabanın yere serdiği bir çocuk gördüm.
Show More (-2)
|
5 |
knock down |
indirmek (fiyatı) |
v. |
|
- Could you knock down the price if I buy two?
- İki tane alırsam fiyatı indirir misin?
Show More (-2)
|