leave alone - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
leave alone yalnız bırakmak v.
  • Carriers must not be left alone; the authorities have responsibilities too.
  • Taşıyıcılar yalnız bırakılmamalıdır; yetkililerin de sorumlulukları vardır.
  • Finally, in order for this work to be a success, the Commission must not be left alone.
  • Son olarak bu çalışmanın başarılı olabilmesi için Komisyon'un yalnız bırakılmaması gerekmektedir.
  • Often, unfortunately, their victims were forgotten and left alone.
  • Ne yazık ki çoğu zaman kurbanları unutuldu ve yalnız bırakıldı.
Show More (60)
leave alone rahat bırakmak v.
  • It is at present extremely difficult to check whether the quoted species are left alone.
  • Alıntılanan türlerin rahat bırakılıp bırakılmadığını kontrol etmek şu anda son derece zor.
  • All Tom wants is to be left alone.
  • Tom'un tek istediği rahat bırakılmak.
Show More (-1)