Tureng - rebel - Englisch Türkisch Sätze

Verlauf

	Englisch	Türkisch
1	rebel	isyancı	n.
	A dirty war on the part of the Russians, but also on the part of the Chechen rebels. Ruslar ve aynı zamanda Çeçen isyancılar açısından kirli bir savaş. The only thing that foreign intervention has done is to bring the rebels into contact with government officials. Dış müdahalenin yaptığı tek şey isyancıları hükûmet yetkilileriyle temasa geçirmek oldu. Someone will have to make the link between the governmental agreement and the rebels. Birilerinin hükümet anlaşması ile isyancılar arasındaki bağlantıyı kurması gerekecek. An estimated 45 000 troops have been sent into the province against 5000 rebels. Eyalete 5000 isyancıya karşı tahmini 45 000 asker gönderildi. The rebels are undoubtedly no better, but it is not for the French army to act as arbiter or policeman. İsyancılar da şüphesiz daha iyi değiller, ancak hakemlik ya da polislik yapmak Fransız ordusuna düşmez. Therefore, ladies and gentlemen, a ceasefire is needed, but on the condition that the rebels surrender their weapons. Bu nedenle, bayanlar ve baylar, isyancıların silahlarını teslim etmeleri koşuluyla ateşkese ihtiyaç vardır. The KLA rebels were taken from Skopje to northern Macedonia with their weapons on air-conditioned buses. KLA isyancıları silahlarıyla birlikte klimalı otobüslerle Üsküp'ten Kuzey Makedonya'ya götürüldü. The population has been terrorised, both by the Indonesian military and by the GAM rebels, since 1976. Halk 1976'dan beri hem Endonezya ordusu hem de Özgür Açe Hareketi isyancıları tarafından terörize edilmektedir. Should this go to the Indonesian Government or to the military, the rebels or the inhabitants themselves? Bu iş Endonezya Hükümeti'ne mi yoksa orduya, isyancılara ya da bölge sakinlerinin kendilerine mi kalmalı? The population has been terrorised, both by the Indonesian military and by the GAM rebels, since 1976. Halk 1976'dan beri hem Endonezya ordusu hem de GAM isyancıları tarafından terörize edilmektedir. Should this go to the Indonesian Government or to the military, the rebels or the inhabitants themselves? Bunun Endonezya Hükümetine mi yoksa orduya, isyancılara ya da bölge sakinlerinin kendilerine mi gitmesi gerekir? The governmental agreement therefore needs to be linked to an agreement with the rebels. Bu nedenle hükûmet anlaşmasının isyancılarla yapılacak bir anlaşmayla bağlantılı olması gerekmektedir. We cannot, for example, build roads and infrastructure while government troops and rebels are buying weapons. Örneğin hükûmet birlikleri ve isyancılar silah satın alırken yol ve altyapı inşa edemeyiz. But even that was evidently not enough for the rebel leader Sankoh. Ancak bunun bile isyancı lider Sankoh için yeterli olmadığı açıktır. Sudan denies any responsibility in the crimes of the LRA's rebels. Sudan, LRA isyancılarının işlediği suçlarda herhangi bir sorumluluğu olduğunu reddetmektedir. The Maoist underground rebels have tried to grab this opportunity to destabilise the country still further. Maoist yeraltı isyancıları ülkeyi daha da istikrarsızlaştırmak için bu fırsatı değerlendirmeye çalıştı. We call on the rebels to lay down their arms and return to the negotiating table. İsyancılara silahlarını bırakmaları ve müzakere masasına dönmeleri çağrısında bulunuyoruz. But if the government refuses to negotiate with the rebels, who will negotiate with them? Ancak hükûmet isyancılarla müzakere etmeyi reddederse onlarla kim müzakere edecek? Therefore, ladies and gentlemen, a ceasefire is needed, but on the condition that the rebels surrender their weapons. Dolayısıyla bayanlar ve baylar, isyancıların silahlarını teslim etmeleri koşuluyla ateşkese ihtiyaç vardır. Those rogue rebels do not deserve to roam the Earth. Bu haydut isyancılar dünyada dolaşmayı hak etmiyorlar. Death to the rebels! İsyancılara ölüm! The rebels took control of the capital. İsyancılar başkentin kontrolünü ele geçirdiler. The rebels attacked him there. İsyancılar ona orada saldırdı. The rebels took control of the capital. İsyancılar başkentin kontrolünü ele geçirdi. We recommend cutting off all further contact with the rebels. İsyancılarla tüm irtibatı kesmenizi tavsiye ediyoruz. Who are these rebels? Bu isyancılar kim? The rebels sabotaged the railroad. İsyancılar demiryolunu sabote etti. The rebels were slaughtered. İsyancılar katledildi. Who are these rebels? Kim bu isyancılar? The rebels were executed. İsyancılar idam edildiler. Tom was cornered by a group of rebels. Tom bir grup isyancı tarafından köşeye sıkıştırıldı. The rebels have captured the broadcasting station. İsyancılar yayın istasyonunu ele geçirdi. Rebel forces prepared to fight. İsyancı güçler savaşmaya hazırlandı. Who doesn't love a rebel? Kim bir isyancıyı sevmez? Tom betrayed his unit and joined rebels. Tom birliğine ihanet etti ve isyancılara katıldı. The army raided the rebel camp. Ordu isyancı kampını bastı. The rebels were executed. İsyancılar idam edildi. The rebels did not only take hostages, but also set the entire village on fire. İsyancılar sadece rehine almakla kalmadı, aynı zamanda tüm köyü ateşe verdi. The rebels made a barricade across the road. İsyancılar yolun karşısına bir barikat kurdular. The rebels attacked him there. İsyancılar orada ona saldırdılar. The rebels tried in vain to sink the submarine. İsyancılar denizaltıyı batırmak için boşuna uğraştılar. The rebels made a barricade across the road. İsyancılar yolun karşısında bir barikat yaptı. The regime was overthrown by rebel militias. Rejim isyancı milisler tarafından devrildi. They urged him to punish the rebels. Onu isyancıları cezalandırmaya çağırdılar. Tom betrayed his unit and joined rebels. Tom birimine ihanet etti ve isyancılara katıldı. All rebels were already dead. Tüm isyancılar çoktan ölmüştü. We were rebels. İsyancılardık. They urged him to punish the rebels. İsyancıları cezalandırmak için ona ısrar etti. Show More (45)
2	rebel	asi	n.
	The regime was overthrown by rebel militias. Rejim asi milisler tarafından devrildi. I'm a rebel. Ben bir asiyim. She's a bit of a rebel. O biraz asi. Tom is a bit of a rebel. Tom biraz asidir. Who doesn't love a rebel? Bir asiyi kim sevmez ki? He's a little rebel. O küçük bir asi. Tom doesn't look like a rebel. Tom bir asiye benzemiyor. Tom is a rebel. Tom bir asi. The rebels sabotaged the railroad. Asiler demir yolunu sabote etti. Tom is a rebel. Tom bir asidir. We were rebels. Biz asiydik. The rebels have captured the broadcasting station. Asiler yayın istasyonunu ele geçirdi. Seems we've got a rebel in our midst, eh? Görünüşe göre aramızda bir asi var, ha? He's a bit of a rebel. O biraz asi. He's a rebel. O bir asi. Death to the rebels! Asilere ölüm! I'm no rebel. Asi değilim. Tom is a rebel, isn't he? Tom bir asi, değil mi? Tom doesn't look like a rebel. Tom bir asi gibi görünmüyor. Those rogue rebels do not deserve to roam the Earth. O haydut asiler dünyada dolaşmayı hak etmiyorlar. She's a little rebel. O küçük bir asi. He's a rebel. O bir asidir. Show More (19)
3	rebel	isyan etmek	v.
	Anybody, any soul, would rebel on seeing the wealth of the colonies and the misery of the refugee camps. Herkes, herhangi bir ruh, sömürgelerin zenginliğini ve mülteci kamplarının sefaletini görünce isyan ederdi. The other family members either accept this situation or feel oppressed and rebel. Diğer aile üyeleri ya bu durumu kabullenir ya da kendilerini baskı altında hissedip isyan ederler. Lenin ordered them to rebel. Lenin onlara isyan etmelerini emretti. Show More (0)
4	rebel	isyankar	n.
	He's a little rebel. O biraz isyankar. Tom is a bit of a rebel. Tom biraz isyankar. Show More (-1)