accord - Türkisch Englisch Wörterbuch

accord

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "accord" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 48 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
accord n. uyum
Today, after mature consideration and in complete accord with my conscience, I have voted 'no'.
Bugün olgun bir değerlendirmenin ardından ve vicdanımla tam bir uyum içerisinde "hayır" oyu kullandım.

More Sentences
General
accord n. göre
A New World did not established according the principles of freedom, human rights and real democracy.
Yeni Dünya özgürlük, insan hakları ve gerçek demokrasi ilkelerine göre kurulmamıştır.

More Sentences
accord n. uyuşma
Their reports don't accord.
Raporları uyuşmuyor.

More Sentences
accord n. anlaşma
Lastly, ladies and gentlemen, the principle of impartiality is wholly in line with the Oslo accords.
Son olarak bayanlar ve baylar, tarafsızlık ilkesi Oslo anlaşmalarıyla tamamen uyumludur.

More Sentences
accord n. birlik
We have to convince people that it is essential to accord a single, full and complete personality to the Union.
İnsanları, Birliğe tek, tam ve eksiksiz bir kişilik kazandırmanın elzem olduğuna ikna etmeliyiz.

More Sentences
accord v. vermek
Despite the high priority which Parliament accords this budget chapter, the appropriations were already reduced in 2002.
Parlamentonun bu bütçe faslına verdiği yüksek önceliğe rağmen, 2002 yılında ödenekler zaten azaltılmıştı.

More Sentences
accord v. anlaşmak
The Lusaka and Arusha peace accords have failed to end the violence and internal conflict.
Lusaka ve Arusha barış anlaşmaları şiddeti ve iç çatışmayı sona erdirmekte başarısız oldu.

More Sentences
Trade/Economic
accord n. anlaşma
Did the Commission and the Council take specific action in response to a further breach of the Oslo accords?
Komisyon ve Konsey, Oslo anlaşmalarının bir kez daha ihlal edilmesi karşısında özel bir adım attı mı?

More Sentences
accord n. sağlama
This option accords with established procedures and ensures proper scrutiny.
Bu seçenek yerleşik usullere uygundur ve uygun bir inceleme yapılmasını sağlamaktadır.

More Sentences
Law
accord n. anlaşma
It is high time we returned to the letter and spirit of the Oslo Accords.
Oslo Anlaşmalarının lafzına ve ruhuna dönmenin tam zamanıdır.

More Sentences
Politics
accord n. anlaşma
You have spoken of having more than an accord à minimum.
Asgari bir anlaşmadan daha fazlasına sahip olmaktan bahsettiniz.

More Sentences
accord n. mutabakat
Fifteen Member States reached common accord and a common position, along with the Commission.
On beş Üye Devlet, Komisyon ile birlikte ortak bir mutabakata ve ortak bir pozisyona varmıştır.

More Sentences
accord n. uyum
Today, after mature consideration and in complete accord with my conscience, I have voted 'no'.
Bugün, olgun bir değerlendirmenin ardından ve vicdanımla tam bir uyum içerisinde 'hayır' oyu kullandım.

More Sentences
Common Usage
accord n. akort
accord v. uymak
General
accord n. itilaf
accord n. razı olma
accord n. ittihat
accord n. birleşme
accord n. ahenk
accord n. istek
accord n. anlaşma (iki devlet arasında olan)
accord n. ittifak
accord n. muvafakat
accord n. mahkeme dışında uzlaşma
accord n. uzlaşma
accord n. rıza
accord n. onay
accord v. ahenk vermek
accord v. uzlaştırmak
accord v. uyumlu hale getirmek
accord v. teslim etmek
accord v. uyum sağlamak
accord v. bağdaşmak
accord v. uyum göstermek
accord v. uzlaşmak
accord v. anlaştırmak
accord v. mutabık olmak
accord v. uyum sağlamak
Trade/Economic
accord n. gümrük tarifelerinde uzlaşma
accord n. karşılığında verme
accord n. sulh olma
accord n. uzlaşma
accord n. uygunluk
accord n. uyum gösterme
Law
accord n. mahkeme dışında anlaşma
Politics
accord n. razı olma
accord n. uygunluk

Bedeutungen, die der Begriff "accord" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 103 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
accord with v. uyum sağlamak
His speech did not accord with his feelings.
Onun konuşması duygularıyla uyum sağlamadı.

More Sentences
Phrasals
accord with (something) v. (bir şeyle) bağdaşmak
The story is not in accord with the facts.
Hikaye gerçeklerle bağdaşmıyor.

More Sentences
accord with (something) v. (bir şeyle) uyuşmak
His speech did not accord with his feelings.
Konuşması duygularıyla uyuşmuyordu.

More Sentences
accord with (something) v. (bir şeye) uygun olmak
The directive should therefore accord with this principle.
Dolayısıyla direktif bu ilkeye uygun olmalıdır.

More Sentences
Politics
peace accord n. barış antlaşması
After prolonged and difficult discussions, a peace accord was signed.
Uzun ve zorlu görüşmeler sonunda bir barış antlaşması imzalandı.

More Sentences
General
bon-accord n. iyi niyet
bon-accord n. uzlaşma
bon-accord n. arkadaşlık
bon-accord n. dostluk
bring into accord v. uzlaşmaya sevk etmek
come of one's own accord v. ayağı ile gelmek
be in accord with v. ile uyumlu olmak
be in accord with v. anlaşmak
brought into accord v. uzlaşmaya sevk etmek
accord praise v. övmek
accord with v. ile bağdaşmak
accord with v. -e uymak
accord with v. -e yakışmak
accord with v. -e uygun gelmek
accord with v. -e uygun düşmek
accord with v. -e uygun olmak
be in accord with v. -e uymak
accord precedence (over) v. Öncelik/ üstünlük tanımak
of his own accord adj. kendi arzusuyla
in accord adv. uyum içinde
in accord adv. ahenkli
of one's own accord adv. gönüllü
with one accord adv. hep birlikte
with one accord adv. hep beraber
of one's own accord adv. kendi rızasıyla
of one's own accord adv. kendiliğinden
of one's own accord adv. kendi isteğiyle
of one's own accord adv. istenmeden
on his own accord adv. kendi arzusuyla
in accord with prep. ile uyum içinde
in accord with prep. -e uyarak
in accord with prep. -e uygun
Phrasals
accord with (something) v. (bir şeye) uygun gelmek
accord with (something) v. (bir şeye) uymak
accord with (something) v. (bir şeye) uygun düşmek
in accord about (someone or something) expr. (biri veya bir şey hakkında) uyan/anlaşan
in accord about (someone or something) expr. mutabakat içinde
Phrases
in accord with (someone or something) about (someone or something) expr. (biri/bir şey) hakkında (biriyle/bir şeyle) mutabık
in accord with (someone or something) about (someone or something) expr. (biri/bir şey) hakkında (biriyle/bir şeyle) uyuşan
Colloquial
with one accord expr. görüş birliğiyle
of one's own accord expr. gönlüyle
of one's own accord expr. gönüllü olarak
with one accord expr. ittifakla
with one accord expr. oybirliğiyle
of one's own accord expr. kendi isteğiyle
of one's own accord expr. kendiliğinden
Idioms
be in accord with v. aynı düşünceleri paylaşmak
be in accord with v. birbirine çok iyi gitmek
reach an accord with someone v. biriyle bir anlaşmaya varmak
be in accord with v. benzeşmek
reach an accord with someone v. biriyle bir uzlaşmaya varmak
be in accord with v. uyuşmak
be in accord with v. uyum içinde olmak
be in accord with v. uymak
reach an accord v. bir uzlaşmaya varmak
reach an accord v. bir anlaşmaya varmak
reach an accord v. mutabakata varmak
reach an accord v. mutabakat sağlamak
in accord with (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) uyumlu
in accord with (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) bağdaşan/uyuşan
in accord with (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) eşleşen
of own accord expr. kendi arzusuyla
of own accord expr. kendiliğinden
of own accord expr. kendi rızasıyla
of own accord expr. kendi isteğiyle
of own accord expr. ayağıyla
of own accord expr. gönüllü olarak
of own accord expr. gönlüyle
of your own accord expr. kendi arzusuyla
of your own accord expr. kendiliğinden
of your own accord expr. kendi rızasıyla
of your own accord expr. kendi isteğiyle
of your own accord expr. ayağıyla
of your own accord expr. gönüllü olarak
of your own accord expr. gönlüyle
Trade/Economic
merger accord n. birleşme anlaşması
plaza accord n. plaza anlaşması
accord and satisfaction n. zararın ödenmesi için zararı yapan ile zarara uğrayan arasında varılan anlaşma
accord and satisfaction n. zarar ve ziyanın anlaşmayla giderilmesi
Law
accord and satisfaction n. haksız fiilden doğan tazminat hakkı ile ilgili taraflar arasında varılan anlaşma hükümlerinin yerine getirilmesi
accord and satisfaction n. mahkeme dışı anlaşma
accord and satisfaction n. zararın tazmini için yapılan mutabakat
be in accord v. ittifak etmek
Politics
freedom and accord party n. hürriyet ve i̇tilaf fırkası
copenhagen accord n. kopenhag mutabakatı
common accord n. ortak rıza
common accord n. ortak mutabakat
public accord (social agreement) n. toplumsal mutabakat
meech lake accord n. 1987 yılında kanada'nın quebec kentinde yer alan meech gölü'nde imzalanan ve quebec'in 1982 anayasası için öne sürdüğü maddeleri kabul eden anlaşma
accord a treatment v. anlaşmaya varmak
accord advantages v. avantaj tanımak
accord a right v. hak tanımak
accord priority treatment v. öncelikli muamelede bulunmak
accord priority treatment v. öncelikle ele almak
by common accord expr. ortak rızayla
by common accord expr. ortak mutabakatla
Military
dayton accord n. dayton anlaşması
Star Wars
geonosian accord n. geonosis sözleşmesi