Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | be confused v. | kafası karışmak | ||
Sami was confused by Layla's erratic behavior. Layla'nın dengesiz davranışları Sami'nin kafasını karıştırdı. More Sentences |
||||
General | be confused v. | şaşırmak | ||
I was confused and I felt stupid. Ben şaşırdım ve kendimi aptal hissettim. More Sentences |
||||
General | be confused v. | kafası karışık olmak | ||
Tom thought Mary was confused. Tom, Mary'nin kafasının karışık olduğunu düşündü. More Sentences |
||||
General | be confused v. | karışmak | ||
General | be confused v. | zihni bulanmak | ||
General | be confused v. | zihni karışmak | ||
General | be confused v. | aklı karışmak | ||
General | be confused v. | allak bullak olmak | ||
General | be confused v. | ambale olmak |