concern - Türkisch Englisch Wörterbuch

concern

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "concern" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 64 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
concern n. endişe
The rise of concern about the environment will impact the elections.
Çevre konusundaki endişelerin artması seçimleri etkileyecektir.

More Sentences
concern n. kaygı
Thereafter, the permanent concern of Parliament, and obviously of our group, is safety.
Bundan sonra Parlamento'nun ve tabii ki grubumuzun daimi kaygısı güvenliktir.

More Sentences
concern n. ilgi
I was moved by the concern I received after my accident.
Geçirdiğim kazadan sonra gördüğüm ilgiden ötürü duygulandım.

More Sentences
concern v. ilgilendirmek
There is good reason to discuss these matters, for they concern the financing of the Convention.
Sözleşme'nin finansmanını ilgilendirdiği için bu konuları tartışmak için iyi bir neden var.

More Sentences
General
concern n. kuruluş
This bakery is a family concern.
Bu fırın bir aile kuruluşudur.

More Sentences
concern n. firma
It is no concern of our firm.
Bu, firmamızı ilgilendirmiyor.

More Sentences
concern n. şey
Our immediate concern is the successful launch of the euro on 1 January.
İvedilikle gerçekleşmesini istediğimiz şey, avronun 1 Ocak'ta başarı ile piyasaya sürülmesidir.

More Sentences
concern n. sorun
There are clearly specific problems and they clearly concern the arrest warrant, which merits close reflection.
Açıkça belli başlı sorunlar vardır ve bunlar, üzerinde dikkatle düşünülmesi gereken tutuklama emriyle ilgilidir.

More Sentences
concern n. mesele
We should make it our concern.
Bunu kendi meselemiz haline getirmeliyiz.

More Sentences
concern n. madde
My fifth point concerns Schengen cooperation and police cooperation.
Beşinci madde Schengen iş birliği ve polis iş birliği ile ilgilidir.

More Sentences
concern n. kaygı
It will have contrived to replace delight in the renewal of old acquaintances with generalised concern.
Eski tanıdıkların yenilenmesinden duyulan memnuniyetin yerine genel bir kaygıyı koymayı başarmış olacaktır.

More Sentences
concern n. dert
Her main concern right now is to pass the exam.
Şu anda asıl derdi sınavı geçmek.

More Sentences
concern v. ilgilenmek
This raft of issues concerns various standing committees in this Parliament.
Bu konular Parlamento'daki çeşitli daimi komiteleri de ilgilendirmektedir.

More Sentences
concern v. endişelendirmek
This is, in fact, causing me concern, for I do believe that it is vital that we should do this.
Aslında bu beni endişelendiriyor, çünkü bunu yapmamızın hayati önem taşıdığına inanıyorum.

More Sentences
concern v. hakkında olmak
These articles concern the plight of the refugees.
Bu makaleler mültecilerin kötü vaziyeti hakkındadır.

More Sentences
concern v. ilgili olmak
In committee, the disagreements tended to concern the way in which the objectives were defined and implemented.
Komitede, anlaşmazlıklar hedeflerin tanımlanma ve uygulanma şekliyle ilgili olma eğilimindeydi.

More Sentences
concern v. endişe uyandırmak
The case of Dr Aghajari has rightly aroused huge interest and concern in Iran and abroad.
Dr Aghajari'nin davası İran'da ve yurtdışında haklı olarak büyük ilgi ve endişe uyandırdı.

More Sentences
Trade/Economic
concern n. şirket
Mr Ettl's report concerns the solvency of life assurance undertakings.
Mr Ettl'in raporu hayat sigortası şirketlerinin ödeme gücüne ilişkindir.

More Sentences
Law
concern n. şirket
The second matter concerns the contracts airlines have with their customers.
İkinci konu, hava yolu şirketlerinin müşterileriyle yaptıkları sözleşmelerle ilgilidir.

More Sentences
Common Usage
concern n. alaka
General
concern n. tasa
concern n.
concern n. merak
concern n. irtibat
concern n. aidiyet
concern n. ortaklık
concern n. bağlantı
concern n. tecessüs
concern n. pay
concern n. gerek
concern n. yakınlık
concern n. bir kimseyi ilgilendiren şey
concern n. ilgi alanı
concern v. alakadar etmek
concern v. etkilemek
concern v. taalluk etmek
concern v. karışmak
concern v. ırgalamak
concern v. ait olmak
concern v. alakalandırmak
concern v. kaygılandırmak
concern v. dokunmak
concern v. ilişkisi olmak
concern v. ilişiği olmak
concern v. -i ilgilendirmek
concern v. endişe vermek
Colloquial
concern n. kişinin önemsemediği nesne
concern n. zımbırtı
Trade/Economic
concern n. ekonomik birim
concern n. ekonomik girişim
concern n. işletme
concern n.
concern n. kurum
concern n. konsern
concern n. kuruluş
concern n. müessese
concern n. teşebbüs
concern n. ticarethane
Law
concern n. iktisadi teşebbüs
concern n. ticari işletme
concern n. ticari teşebbüs
Technical
concern n. belirli işlev için üretilmiş küçük mekanik aygıt
Computer
concern n. program kodu üzerinde etkili olan bilgi grubu
Religious
concern n. (quaker topluluğunda) dinsel iç görüden ileri gelen güçlü inanış

Bedeutungen, die der Begriff "concern" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 209 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
primary concern n. temel sorun
Where to go and what to see were my primary concerns.
Temel sorun, nereye gideceğim ve ne göreceğimdi.

More Sentences
primary concern n. asıl konu
Where to go and what to see were my primary concerns.
Asıl konu, nereye gideceğim ve ne göreceğimdi.

More Sentences
source of concern n. endişe kaynağı
In the Middle East, Iraq still is a serious source of concern as far as weapons of mass destruction are concerned.
Ortadoğu'da Irak, kitle imha silahları konusunda hala ciddi bir endişe kaynağıdır.

More Sentences
public concern n. kamuoyu endişesi
Otherwise, public concerns may well drive economic activity across the Atlantic.
Aksi takdirde kamuoyunun endişeleri Atlantik ötesindeki ekonomik faaliyetleri yönlendirebilir.

More Sentences
concern about v. ilgilenmek
It is a conference for those who are concerned about these things.
Bu konularla ilgilenenler için bir konferanstır.

More Sentences
Phrasals
concern (oneself) about (someone or something) v. (biri/bir şey) hakkında endişelenmek
We are becoming concerned about matters that do not suffer from lack of funds for their implementation.
Uygulanmaları için fon yetersizliği olmayan konular hakkında endişelenmeye başlıyoruz.

More Sentences
concern with v. ile ilgilenmek
The European Union has been concerned with Colombia for a long time.
Avrupa Birliği uzun süredir Kolombiya ile ilgilenmektedir.

More Sentences
Speaking
not my concern expr. beni ilgilendirmez
It's not my concern.
Bu beni ilgilendirmez.

More Sentences
Trade/Economic
commercial concern n. ticari kaygı
Once again, commercial concerns are being portrayed as acts of generosity.
Bir kez daha ticari kaygılar cömertlik eylemleri olarak gösteriliyor.

More Sentences
General
borrowing concern n. kredi verme kurumu
public concern n. kamu firması
book concern n. kitapçılık firması
motor concern n. otomobil firması
self concern n. kaygı
steel concern n. çelik şirketi
a matter of concern n. kaygılanacak bir şey
industrial concern n. sanayi firması
true concern n. içten merak
commercial concern n. ticaret firması
going concern n. kar eden ticari kuruluş
industrial concern n. sanayii firması
concern for the future n. gelecek endişesi
concern for the future n. gelecek kaygısı
emphatic concern n. empatik ilgi
necessary concern n. gereken ilgi
key concern n. asıl endişe konusu
key concern n. asıl iştigal alanı
key concern n. asıl merak konusu
people of concern n. ilgi alanındaki kişiler
issue of concern n. endişe konusu
issue of concern n. merak konusu
aesthetic concern n. estetik kaygı
small business concern n. küçük sanatlar işletmesi
safety concern n. güvenlik kaygısı
main concern n. asıl sorun/problem
self concern n. kendini beğenmişlik
environmental concern n. çevre meselesi/sorunu
least concern n. asgari kaygı/endişe
cause for concern n. endişeye neden
cause for concern n. endişe nedeni
privacy concern n. gizlilik endişesi
the whole concern n. hepsi belirli bir mesele veya iş ile bağlantılı olan şey
earthly concern n. dünyevi kaygı
earthly concern n. fani dert
worldly concern n. dünyevi endişeler
worldly concern n. dünyevi kaygılar
printing concern n. ticari basım şirketi
printing concern n. matbaacılık
self-concern n. kendini düşünme
self-concern n. bencillik
self-concern n. benmerkezcilik
concern oneself with v. ile meşgul olmak
concern oneself v. meşgul olmak
concern oneself v. bakmak
show concern for v. arayıp sormak
concern oneself v. ilgilenmek
concern oneself with v. ile ilgilenmek
be of concern v. mevzu bahis olmak
concern oneself v. karışmak
concern oneself with v. yakından ilgilenmek
show concern for v. yakınlık göstermek
have no concern with v. karışmamak
have no concern with v. hiç ilgisi olmamak
have no concern with v. ilgisi olmamak
have no concern with v. alakası olmamak
concern oneself with v. üzerine eğilmek
not concern v. ilgilenmemek
follow the developments with deep concern v. gelişmeleri kaygıyla takip etmek
take something as a prime concern v. öncelikli tutmak
watch the developments with deep concern v. gelişmeleri kaygıyla izlemek
watch the developments with deep concern v. gelişmeleri kaygıyla takip etmek
follow the developments with deep concern v. gelişmeleri kaygıyla izlemek
be of particular concern to v. yakından ilgilendirmek
be a particular concern to v. yakından ilgilendirmek
concern oneself with something v. bir şeyle ilgilenmek
concern oneself about something v. bir şeyle ilgilenmek
become a serious health concern v. önemli bir halk sağlığı sorunu haline gelmek
become a serious health concern v. önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya başlamak
concern closely v. yakından ilgilendirmek
prompt concern v. endişe uyandırmak
concern [obsolete] v. önemli olmak
concern [obsolete] v. önem taşımak
with deep concern adv. derin endişe ile
without concern adv. endişelenmeden
without concern adv. korkusuzca
Phrasals
concern (someone) in (something) v. (birini bir şeye) sürüklemek
concern (someone) in (something) v. (birine bir şeye) karıştırmak
concern (someone) in (something) v. (birini bir şeyle) ilgilendirmek
concern (someone) in (something) v. (birinin bir mesele vb.ne) dahil etmek
concern (someone) with (someone or something) v. (birini bir kişi ya da bir şey) hakkında endişelendirmek
concern (someone) with (someone or something) v. (birini bir kişi ya da bir şey) hakkında endişelendirmek
concern (oneself) about (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) ilgili kaygılanmak
concern (oneself) about (someone or something) v. (birini/bir şeyi kendine) dert edinmek
concern (oneself) about (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) meşgul olmak
concern (oneself) over (someone or something) v. tüm ilgisini (birine/bir şeye) yönlendirmek
concern (oneself) over (someone or something) v. (birine/bir şeye) odaklanmak
concern (oneself) over (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) ilgili sorumluluk duymak
concern (oneself) over (someone or something) v. tüm dikkatini (birine/bir şeye) vermek
concern in v. -e sürüklemek
concern in v. '-e karıştırmak
concern in v. ile ilgilendirmek
concern in v. '-e dahil etmek
concern with v. ile meşgul olmak
concern (for) v. kaygılanmak
concern (for) v. dert edinmek
concern (for) v. endişelenmek
Phrases
a matter of some concern n. endişe sebebi
with a concern expr. endişe ile
addressed to whom it may concern expr. ilgili makama hitaben
thanks for your concern expr. ilginize teşekkür ederiz
thanks for your concern expr. ilginiz için teşekkür ederiz
to whom this may concern expr. ilgiliye
to whom this may concern expr. ilgili kişiye
to whom this may concern expr. ilgililerin dikkatine
to whom this may concern expr. ilgililere
to whom this may concern expr. ilgilinin dikkatine
to whom this may concern expr. ilgili makama
to whom this may concern expr. sayın ilgili
to whom this may concern expr. sayın yetkili
Colloquial
a matter of concern n. endişe konusu
consarn (concern) n. kaygı
consarn (concern) n. endişe
cleanup is not my chief concern expr. temizlik benim öncelikli sorunum değil
it's none of my concern expr. beni ırgalamaz
Idioms
a going concern n. geleceği parlak iş/girişim
a going concern n. iyi giden iş/girişim
a going concern n. kar getiren iş/girişim
a going concern n. kazançlı iş/girişim
raise concern over v. bir şey hakkındaki endişeleri dile getirmek
raise concern about v. bir şey hakkındaki endişeleri dile getirmek
raise concern about v. dikkat çekmek
concern oneself v. dert edinmek
raise concern over v. dikkat çekmek
concern oneself v. endişelenmek
concern oneself over v. tüm ilgisini (bir şeye) yönlendirmek
concern oneself about v. tüm ilgisini (bir şeye) yönlendirmek
concern oneself with v. tüm ilgisini (bir şeye) yönlendirmek
act out of concern for someone v. (birinin) iyiliğini düşünmek
it's not my concern expr. beni bağlamaz
(that's) no concern of mine expr. beni bağlamaz
not my concern expr. beni bağlamaz
out of concern for (someone) expr. (birinin) iyiliği için
Speaking
this doesn't concern you expr. bu seni ilgilendirmez
it's not my concern expr. beni alakadar etmez
it's not my concern expr. beni ilgilendirmez
this is not your concern expr. bu işe sen karışma
(that's) no concern of mine expr. beni ilgilendirmez
thanks for your concern expr. ilginize teşekkürler
thanks for your concern expr. ilginiz için teşekkür ederim
thank you for your concern expr. ilginize teşekkür ederiz
thank you for your concern expr. ilginiz için teşekkür ederiz
that's none of your concern expr. sizi ilgilendirmez
it doesn't concern you expr. seni ilgilendirmez
that's none of your concern expr. seni ilgilendirmez
it's not your concern expr. seni ilgilendirmez
I am none of your concern expr. sana ne benden
Trade/Economic
a going concern n. başarılı iş
going concern n. başarılı işletme
market value of going concern n. bir işletmenin cari pazar değeri
going concern n. faaliyetini sürdürmekte olan işletme
business concern n. girişim
going concern concept n. işletmenin devamlılığı ilkesi
going-concern value n. işletme değeri
to whom it may concern n. ilgiliye
going concern n. işletmenin sürekliliği varsayımı
going-concern value n. işleyen teşebbüs değeri
going concern concept n. işletmenin sürekliliği kavramı
going concern value n. işletmenin faaliyet değeri
to whom it may concern n. ilgili kişiye
going concern n. iyi durumda bulunan ticari girişim
going concern n. işletmenin sürekliliği prensibi
area of concern n. iştigal konusu
going concern n. karlı işyeri
a going concern n. parlak iş
going concern value n. şirketin devamlı faaliyet değeri
going concern n. süreklilik
business concern n. ticari işletme
merchandising concern n. ticaret firması
business concern n. ticari teşebbüs
business concern n. ticari firma
trading concern n. ticari iş
business concern n. ticari müessese
business concern n. teşebbüs
business concern n. ticarethane
banking concern n. banka
packaging concern n. ambalaj firması
packaging concern n. paketleme firması
packaging concern n. satış, sevkiyat veya depolama için ürün ambalajlayan firma
for account of whom it may concern expr. ait olduğu hesaba
to whom it may concern expr. ilgili makama
to whom it may concern expr. ilgilinin dikkatine
to whom it may concern expr. ilgililerin dikkatine
to whom it may concern expr. ilgililere
to whom it may concern expr. sayın yetkili
to whom it may concern expr. sayın ilgili
Politics
public health concern n. halk sağlığı sorunu
persons of concern to the high commissioner n. yüksek komiserliğin ilgi alanındaki kişiler
express concern v. kaygılarını ifade etmek
all it may concern expr. ilgililere
Technical
substances of very high concern n. yüksek önem arz eden maddeler
in concern with prep. ilgili olarak
Medical
public health concern n. halk sağlığı sorunu
major public health concern n. kaygılanılacak önemli kamu sağlığı sorunu
Chemistry
threshold of toxicological concern (ttc) n. toksikolojik kaygı eşiği
Environment
birdlife international species of european conservation concern (spec) n. birdlife international'a göre avrupa'daki türlerin koruma öncelikleri
species of global conservation concern, i.e. classified as globally threatened, near threatened or data deficient in the IUCN Red List n. iucn tarafından tehlike altında, neredeyse tehlike altında ya da yetersiz veri olarak sınıflandırılmış türler
contaminate of potential concern (copc) n. potansiyel kaygı verici kirletici
Abbreviation
twimc (to whom it may concern) expr. ilgili makamın dikkatine
twimc (to whom it may concern) expr. sayın yetkili