key - Türkisch Englisch Wörterbuch

key

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "key" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 150 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
key n. anahtar
A single key is to suffice in future.
Gelecekte tek bir anahtar yeterli olacaktır.

More Sentences
key n. tuş
Use the left and right keys to tilt up and down, maintain balance, and overcome obstacles like wooden blocks.
Yukarı ve aşağı eğilmek, dengeyi sağlamak ve tahta bloklar gibi engelleri aşmak için sol ve sağ tuşları kullanın.

More Sentences
General
key n. perde
It'll be difficult for me to sing this song in that key.
Bu şarkıyı o perdeden söylemek benim için zor olur.

More Sentences
key n. cevap anahtarı
Don't forget to make an answer key.
Bir cevap anahtarı hazırlamayı unutmayın.

More Sentences
key n. kilit nokta
The key, of course, is decent State pensions, and funding them is a political choice.
Kilit nokta elbette ki makul devlet emeklilik maaşlarıdır ve bunların finansmanı siyasi bir tercihtir.

More Sentences
key n. anahtar
The concept of trust is a key one to any discussion about the economy.
Güven kavramı, ekonomiyle ilgili her türlü tartışmada anahtar bir kavramdır.

More Sentences
key v. tuşlamak
You cannot key in numbers because the NumLock LED is off.
NumLock LED'i kapalı olduğu için rakamları tuşlayamazsın.

More Sentences
key adj. ana
A key focus of its activities is developing small and medium-sized businesses.
Faaliyetlerinin ana odak noktalarından biri küçük ve orta ölçekli işletmelerin geliştirilmesidir.

More Sentences
key adj. en önemli
That is the key difference compared with the current states in Europe.
Avrupa'daki mevcut devletlerle karşılaştırıldığında en önemli fark budur.

More Sentences
key adj. temel
Afghanistan's key problem is that we will not reach a solution with the Northern Alliance, nor with anyone else.
Afganistan'ın temel sorunu, ne Kuzey İttifakı ile ne de başka biriyle bir çözüme ulaşamayacak olmamızdır.

More Sentences
key adj. önemli
Now let me turn to the key positive results.
Şimdi de önemli olumlu sonuçlara geçelim.

More Sentences
Technical
key n. anahtar
The Middle East is the key to the stability of the world.
Orta Doğu, dünyanın istikrarı için anahtar konumundadır.

More Sentences
key n. tuş
They moved up and down the keys.
Tuşları aşağı yukarı hareket ettirdiler.

More Sentences
Computer
key n. klavye
His fingers ran swiftly over the keys.
Parmakları klavyenin üzerinde hızla hareket etti.

More Sentences
Telecom
key n. anahtar
It is a key to winning back people's confidence in the European project.
İnsanların Avrupa projesine olan güvenini yeniden kazanmanın anahtarıdır.

More Sentences
key n. tuş
They moved up and down the keys.
Onlar tuşları aşağı yukarı hareket ettirdiler.

More Sentences
Automotive
key n. anahtar
The key, of course, is the screening of blood products wherever they come from.
Elbette anahtar kelime, nereden gelirse gelsin kan ürünlerinin taranmasıdır.

More Sentences
Linguistics
key n. anahtar
The key phrase 'level playing field' was mentioned by an earlier speaker.
Daha önceki bir konuşmacı tarafından 'eşit oyun alanı' anahtar ifadesinden bahsedilmişti.

More Sentences
General
key n. ses perdesi
key n. açar
key n. şifre cetveli
key n. kurma sapı
key n. çözüm
key n. tuş (klavyede)
key n. rumuz
key n. dil
key n. kurgu
key n. çözüm yolu
key n. zemberek kurgusu
key n. maniple
key n. kilit
key n. etiket
key n. açıklayıcı ve basitleştirilmiş tablo
key n. çeşitli sembollerin anlamlarını gösteren liste
key n. düşünce tarzı
key n. ses perdesi
key n. tasnif
key n. anahtar kart
key n. kart anahtar
key n. konuşmada benimsenen üslup
key n. hitabet tarzı
key n. istenen sonuca ulaşmak için kullanılan araç
key n. erişim için gerekli araç
key n. kontrol etmek için gerekli araç
key n. ruh hali
key n. ayırt edici tarz
key n. yorumlamaya yarayan şey
key n. tanımlamaya yarayan şey
key n. ipucu
key v. coşturmak
key v. akort etmek
key v. uydurmak
key v. anahtarlamak
key v. tuşlara basmak
key v. tutturmak
key v. sıkıştırmak
key v. tespit etmek
key v. kilitlemek
key v. (bilgisayara) girmek
key v. anahtar yapmak
key v. kitabı okurken notlar almak
key v. çözmek
key v. çözüm bulmak
key v. (canlı türü) sınıflandırmak
key v. tuşa basmak
key v. uyumlu hale getirmek
key v. ayarlamak
key v. uyarlamak
key v. dikkatini vermek
key v. önemsemek
key v. çeşitli sembollerin anlamlarını gösteren bir liste vermek
key v. anahtarla çizerek zarar vermek
key v. anahtarla çizerek şeklini bozmak
key v. renk anahtarıyla üretmek
key v. renk anahtarına göre düzenlemek
key v. renk anahtarı kullanmak
key v. dikkat kesilmek
key v. odaklanmak
key v. çok büyük önem arz etmek
key v. en önemli unsur olmak
key adj. baş
key adj. asli
key adj. esas
key adj. kilit
Colloquial
key n. kilo
key n. kilogram
Trade/Economic
key n. ana sanayi
key n. temel para
key n. temel sanayi
Law
key v. anahtarla (arabanın) boyasını çizmek
Technical
key n. anahtarı
key n. açkı
key n. açar
key n. derz dişi
key n. dil
key n. kama
key n. kontak anahtarı
key n. maniple
key n. somun anahtarı
key n. tesbit kaması
key n. vida anahtarı
key v. devreye sokmak
key v. kiplemek
key v. kilitlemek
key v. vericiyi çalıştırmak
Computer
key n. şifre
Informatics
key n. veri tabanında veya başka bilgisayar dosyalarında yer alan kayıtları tanımlayan karakter grubu
Architecture
key n. kemerin en yüksek noktasında bulunan kilit taşı
key n. yüzeyde oluklar açarak ya da yüzeyi kazıyarak daha iyi yapışma sağlama
key n. yüzeye kaba bir sıva uygulayarak daha iyi yapışma sağlama
key v. (kemerde) kilit taşı kullanmak
key v. (kemere) kilit taşı koymak
Automotive
key n. allen anahtarı
key n. kama
key n. zımparalı yüzey
key v. çizmek
Railway
key n. rayın sabit durması için ray ve ray yatağı arasına konulan ahşap bir takoz
Printing
key v. simgeler kullanarak nüsha veya eserin mizanpajını yapmak
Biology
key n. bir grup canlının sınıflandırma sırasında kullanılan ayırt edici özellikleri
key v. (biyolojik numuneyi) tanımlamak
key v. (biyolojik numunenin) ne olduğunu belirlemek
Botanic
key n. akçaağaç tohumu
key n. samara
key n. kanatlı meyve
key n. dişbudak ağacının yemişi
Education
key n. edebiyat, sanat veya müzik eserlerini açıklayan metin
Linguistics
key n. biçem düzlemi
key n. davranca
Geography
key n. açık denizde düz ada
key n. açık denizde düz kayalık
key n. (ufak ve düz) ada
Sport
key v. etkinliğini kısıtlamak için karşı takım oyuncusunu yakın takibe almak
key v. diğer oyuncunun hareketlerine bakarak kendi sırasını kontrol etmek
Basketball
key n. serbest atış bölgesi
key n. üç saniye koridoru
key n. sahanın her iki ucunda saha çizgisi ve faul çizgisi arasındaki alan
Music
key n. tonalite
key n. majör veya minör gamın esas notası
key n. (ana) ton
Painting
key n. hakim renk
key n. ana renk
key v. renkleri ayarlamak
key v. renkleri uyumlu kılmak
Photography
key n. video ve fotoğraflarda belirli kısımların renk anahtarı yardımıyla başka görüntü ile değiştirilmesi
key v. (video veya fotoğraf) belirli kısımları renk anahtarı yardımıyla başka görüntü ile değiştirmek
Engineering
key n. lejant
key n. harita üzerindeki açıklayıcı bilgiler
Slang
key n. sigara paketi
key n. 1 kilo uyuşturucu madde
key n. bir kilo kenevir/esrar

Bedeutungen, die der Begriff "key" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
key word n. anahtar kelime
Strategic' is, in my mind, the key word in terms of what I am talking about.
Stratejik", bana göre, bahsettiğim şey açısından anahtar kelimedir.

More Sentences
master key n. ana anahtar
I have the master key.
Ana anahtar bende.

More Sentences
key point n. kilit noktası
I will focus once again on a number of what I feel to be key points.
Bir kez daha kilit noktalar olduğunu düşündüğüm bazı hususlara odaklanacağım.

More Sentences
car key n. araba anahtarı
Give me the car keys.
Araba anahtarlarını bana ver.

More Sentences
key feature n. temel özellik
What are the key features of the situation in these difficult border regions?
Bu zorlu sınır bölgelerindeki durumun temel özellikleri nelerdir?

More Sentences
key message n. kilit mesaj
One key message in all this is the need for consistency.
Tüm bunlardaki kilit mesajlardan biri de tutarlılık ihtiyacıdır.

More Sentences
key importance n. kilit önem
Exchanging information and best practices via the Internet platform is of key importance.
İnternet platformu aracılığıyla bilgi ve en iyi uygulamaların paylaşılması kilit önem taşımaktadır.

More Sentences
spare key n. yedek anahtar
Do you have a spare key?
Yedek anahtarın var mı?

More Sentences
key issue n. temel mesele
These key issues have been developed further in recent years.
Bu temel meseleler son yıllarda daha da gelişmiştir.

More Sentences
key issue n. anahtar mesele
I understand this position in some ways, because poverty is of course the key issue for the developing countries.
Bu tutumu bazı açılardan anlıyorum, çünkü yoksulluk elbette gelişmekte olan ülkeler için anahtar meseledir.

More Sentences
key element n. ana unsur
Motivation is a key element.
Motivasyon ana unsurdur.

More Sentences
key element n. temel unsur
It provides the key elements for the in-depth revision of the Directive.
Direktifin derinlemesine revizyonu için temel unsurları sağlamaktadır.

More Sentences
key aspect n. kilit unsur
External relations, therefore, will be another key aspect of the Irish presidency.
Dolayısıyla dış ilişkiler İrlanda dönem başkanlığının bir diğer kilit unsuru olacaktır.

More Sentences
a key role n. önemli bir rol
He played a key role in the movement.
Harekette önemli bir rol oynadı.

More Sentences
key term n. anahtar terim
The key term is sustainable aquaculture that puts the focus upon employment, consumers and the environment.
Anahtar terim, istihdam, tüketiciler ve çevreye odaklanan sürdürülebilir su ürünleri yetiştiriciliğidir.

More Sentences
key determinant n. temel belirleyici
This changed in the mid-1990s, when research and innovation became the key determinants.
Bu durum, araştırma ve inovasyonun temel belirleyiciler haline geldiği 1990'ların ortalarında değişmiştir.

More Sentences
key issues n. temel konular
Let me nonetheless indicate some general impressions on some of the key issues raised in your report.
Yine de raporunuzda gündeme getirilen bazı temel konulara ilişkin bazı genel izlenimlerimi belirtmeme izin verin.

More Sentences
key issues n. önemli konular
One of the key issues on the minds of group leaders has been the security of those who may go.
Grup liderlerinin aklındaki en önemli konulardan biri de gidebilecek olanların güvenliği olmuştur.

More Sentences
key word n. anahtar sözcük
The key word is equality.
Anahtar sözcük, eşitliktir.

More Sentences
turn the key v. anahtarı çevirmek
He turned the key.
Anahtarı çevirdi.

More Sentences
off-key adj. detone
Maria sings as off-key as a cat.
Maria bir kedi gibi detone şarkı söylüyor.

More Sentences
Colloquial
key to (something) n. (bir şeyin) anahtarı
The key to the enlarged community has to be the integrity of the single market.
Genişlemiş topluluğun anahtarı tek pazarın bütünlüğü olmalıdır.

More Sentences
key to (something) n. (bir şeyin) kilit noktası
The key to those proposals was to take the balanced approach.
Bu önerilerin kilit noktası dengeli bir yaklaşım benimsemekti.

More Sentences
Trade/Economic
key factors n. ana faktörler
Capital, land and labor are the three key factors of production.
Sermaye, toprak ve iş gücü üretiminin üç ana faktörüdür.

More Sentences
Technical
allen key n. alyan anahtarı
Tom couldn't assemble the bed because he didn't have the right sized Allen key.
Tom yatağı monte edemedi çünkü doğru boyutta alyan anahtarı yoktu.

More Sentences
Common Usage
skeleton key n. maymuncuk
General
master key n. maymuncuk
key official n. anahtar yetkili
latch key n. kapı anahtarı
key position n. kilit yeri
key fob n. anahtarlık
key card n. anahtar kartı
key ring n. anahtarlık
winding key n. kurgu
key sending n. tuşla gönderme
skeleton key n. kilit açmak için maymuncuk
clock key n. kurgu
key criterion n. temel ölçüt
key combination n. tuş dizisi
key position n. yetkili mevki
key staff n. anahtar personel
key position n. kilit noktası
key criterion n. ana kriter
church key n. kilise anahtarı
key money n. hava parası
ignition key n. ateşleme anahtarı
key resistance n. ana direnç
key plug n. anahtar deliği
break key n. kesme tuşu
major key n. majör perdesi
pass key n. maymuncuk
key fossil n. kılavuz fosil
key idea n. kilit fikir
key word n. madde başı sözcük
key industry n. ana sanayi
minor key n. minör anahtarı
key holder n. anahtarlık
key position n. anahtar konum
key person n. kilit noktası
soft key n. yumuşak anahtar
allocation key n. dağıtım anahtarı
key word n. şifre
key maker n. açkıcı
key position n. önemli yer
key bounce n. tuş tutukluğu
sending key n. maniple
key man n. üstün adam
key item n. temel madde
key advisor n. başdanışman
key activities n. ana faaliyetler
key area n. kilit bölge
key depot n. özel depo
key point n. kilit nokta
key position n. çok önemli durum
key post n. kilit kadro
key phrase n. anahtar cümle
key witness n. en önemli tanık
cipher key n. şifre anahtarı
key man n. kilit adam
key law n. kilit yasa
key people n. kilit kişiler
key point (about something) n. işin püf noktası
key point (about something) n. bir işin püf noktası
key feature n. ana özellik
key features n. kilit özellikler
key feature n. kilit özellik
key actor n. kilit aktör
key actor n. önemli aktör
the key part (of a matter) n. püf nokta
alternate key n. seçenek anahtar
key figure n. anahtar figür
key figure n. en önemli figür
option key n. seçme tuşu
key technical personnel n. anahtar teknik personel
key skills n. anahtar beceriler
key lock n. tuş kilidi
duplicate key n. yedek anahtar
spare room key n. yedek anahtar
enter key n. gir tuşu
gib-headed key n. başlı kama
key-maker n. anahtarcı
gib-headed key n. burunlu kama
key-hole n. anahtar deliği
car-key n. araç anahtarı
turn-key basis n. anahtar teslimi
turn-key cost n. teslim fiyatı
telegraph key n. mors alfabesi
key stage n. ingiltere'de milli eğitim programının dört basamağından her biri
key concern n. asıl iştigal alanı
key concern n. asıl merak konusu
key concern n. asıl endişe konusu
public key n. kamusal anahtar
key technology n. anahtar teknoloji
safety interlock key n. güvenlik kilidi anahtarı
key differences n. temel farklılıklar
key difference n. temel farklılık
key differences n. esas farklılıklar
key difference n. anahtar farklılık
key difference n. esas farklılık
key differences n. anahtar farklılıklar
key consideration n. kilit faktör
key issue n. ana mesele
key element n. temel öğe
key element n. temel eleman
key aspect n. kilit nokta
key aspect n. anahtar nokta
key aspect n. kilit durum
key money n. kapora
key study n. anahtar çalışma
key tone n. tuş tonu
key factor n. kilit unsur
a key role n. büyük bir rol
key plan n. anahtar plan
key and door n. anahtar ve kapı
church key n. (şişe) açacak
church key n. şişe açacağı
key parameters n. önemli parametreler
key parameters n. anahtar parametreler
key to the success n. başarının anahtarı
key card n. bankamatik kartı
key participant n. temel/anahtar katılımcı
key competence n. anahtar beceri
key competence n. kilit beceri
a low-key ceremony n. sade bir tören
key location n. kilit nokta
key facts n. önemli gerçekler
the key slipping into a lock n. kilide giren anahtar
the key entering a lock n. kilide giren anahtar
hash key n. kare tuşu
church key n. teneke açacağı
key groove n. anahtar oluğu
key chain n. anahtarlık
key findings n. temel bulgular
hash key # n. kare işareti
hash key # n. kare tuşu
key concept n. ana kavram
key person n. kilit isim
key issues n. ana sorunlar
key issues n. önemli sorunlar
key position n. kilit mevkii
the key under the mat n. paspasın altındaki anahtarı
key finding n. temel bulgu
key risk n. ana risk
key figures n. önemli rakamlar
key area n. can alıcı nokta
key fact n. ana unsur
key fact n. temel unsur
key team n. kilit ekip
key customers n. kilit müşteriler
key customer n. anahtar müşteri
key customer n. kilit müşteri
key customer n. önemli müşteri
key qualification n. anahtar nitelik
key point n. anahtar noktası
key information n. anahtar bilgi
key necklace n. anahtar kolye
key benefits n. temel faydalar
key findings n. ana bulgular
key words n. anahtar sözcükler
key copy n. anahtar çoğaltma
key copying n. anahtar çoğaltma
copying a key n. anahtar çoğaltma
duplicating a key n. anahtar çoğaltma
key message n. ana mesaj
key club n. sadece üyelerini ve onların davetlilerini kabul eden, üyelerinde mekanın anahtarının bulunduğu bir gece kulübü
key employee n. işvereni tarafından önemli bir pozisyon için yedek olarak belirlenmiş çalışan
key pal n. elektronik posta ve anlık mesajlaşma gibi dijital platformlarda klavye ile yazışılan kimse
key worker n. bir vakaya, hastaya veya çocuğa atanan çalışan
key worker n. sağlık veya eğitim gibi temel hizmetlerde görevli çalışan
key worker n. (britanya'da) toplumsal sağlık, güvenlik ve eğitim için elzem görülen kamu çalışanı
key ingredient n. anahtar bileşen
minor key n. melankoli hali
minor key n. acıma hali
minor key n. ölçülü davranış biçimi
minor key n. küçük ölçek
minor key n. sınırlı ölçek
low-key n. kontrollü durum
low-key n. sakin durum
key making n. anahtarcılık
false key n. maymuncuk
false key n. yanlış anahtar
false key n. hatalı anahtar
false key n. saplama
key holder n. kapı görevlisi
key holder n. bekçi
skate key n. (eski moda patenlerde) paten anahtarı
star key n. (tuşlu telefonda) yıldız tuşu
key up v. heyecanlandırmak
key up v. canlandırmak
turn the key v. kilitlemek
change key v. anahtarı değiştirmek
key up v. coşturmak
key in v. kilitlemek
key on v. kilitlemek
turn the car key v. kontağı çevirmek
key to v. -e uydurmak
key to v. -e uygun duruma getirmek
key to v. -e göre ayarlamak
key in v. (veri) girmek
play a key role v. kilit bir rol oynamak
play a key role v. kilit rol oynamak
play a key role v. önemli bir rol oynamak
key the car v. (anahtarla vb.) arabayı çizmek
highlight key points v. önemli noktaları vurgulamak
modulate to a different key v. farklı bir gama/perdeye geçmek
sell key chains v. anahtarlık satmak
be out of key v. akortsuz olmak
be out of key v. akordu bozuk olmak
open the door with a key v. kapıyı anahtarla açmak
cut a key v. anahtar çekmek (kopyalamak)
put the key under the mat v. anahtarı paspasın altında koymak
copy a key v. anahtar çoğaltmak
duplicate a key v. anahtar çoğaltmak
key punch v. delgi makinesi kullanarak (delikli kart veya kağıt bantlara) delik açmak
master-key v. ana anahtara uygun bir dizi kilit tasarlamak
low-key v. az kontrast oluşturmak
low-key v. sadeleştirmek
low-key v. ölçülü hale getirmek
off-key adj. düzeni bozuk
key driven adj. tuşlamalı
low-key adj. ılımlı
low-key adj. gösterişten uzak
low-key adj. sade
low-key adj. uyumlu
low-key adj. sönük
low-key adj. şatafatsız
off-key adj. düzensiz
off-key adj. akortsuz
off-key adj. tam olarak uymayan
key-cold adj. metal anahtar kadar soğuk
key-cold adj. buz gibi
key-cold adj. cansız
low-key adj. yoğunluğu az olan
low-key adj. (stil veya nitelik) ölçülü
low-key adj. (stil veya nitelik) belirli bir ölçüde
low-key adj. dingin
off-key adj. aykırı
off-key adj. saçma
off-key adj. uyumsuz
off-key adj. garip
off-key adj. anlaşılmaz
off-key adj. uygunsuz
off-key adj. normal olmayan
off-key adj. uygun olmayan
off-key adj. akordu bozuk
off-key adj. ahenksiz
off-key adj. müstehcen
off-key adj. açık saçık
off-key adj. hayasız
low-key adj. hafiften
low-key adj. ufaktan
low-key adj. az buçuk
under lock and key adv. kilit altında
off key adv. düzensiz bir şekilde
off key adv. akortsuz bir şekilde
off-key adv. düzensiz bir şekilde
off-key adv. anormal bir şekilde
off-key adv. bozuk bir şekilde
the key doesn't work expr. anahtar çalışmıyor
the key doesn't work expr. anahtar kapıyı açmıyor
Phrasals
key up v. heyecanlandırmak
key up v. coşturmak
key up v. cesaretlendirmek
key up v. teşvik etmek
key out v. (bitkibilimi veya biyolojide) ne olduğunu tespit etmek
key in v. klavyeyle yazmak
key in v. bilgisayara geçirmek/yazmak
key in v. bilgisayarda yazmak
key in v. bilgisayara girmek (bir bilgiyi, yazıyı)
key in v. odaklanmak
key in v. dikkatini vermek
key in v. yoğunlaşmak
key in v. bilgisayara girişini/girdisini yapmak
key in v. bilgiyi bilgisayara aktarmak
key in v. bilgiyi bilgisayar ortamına girmek/aktarmak
key in v. duyarlı olmak
key in v. karşılık vermek
key in v. tepki/cevap vermek
key in v. duyarlı olmasını sağlamak
key in v. bilgilendirmek
key to (something) v. (bir şeye) uydurmak
key to (something) v. (bir şeyle) tutarlı hale getirmek
key to (something) v. (bir şeye) uygun hale getirmek
key to (something) v. (bir şeyle) uyuştuğundan emin olmak
key down v. dinlenmek
key down v. rahatlamak
key down v. sakinleşmek
key down v. hafifletmek
key down v. azaltmak
key down v. klavyeyle bilgisayar ekranında aşağı doğru inmek
key into (something) v. (bir şeye) klavye aracılığıyla yazmak/girmek
key into (something) v. (bir sisteme/ağa) erişmek
key into (something) v. (bir şeyle) bağlantı kurmak
key into (something) v. (bir şeyi) anlamak
key into (something) v. (bir şeyi) fark etmek
key into (something) v. (bir şeye) dokunmak
key into (something) v. (bir şey) hakkında bilgi vermek
key into (something) v. (bir şeyden) haberdar etmek
key into (something) v. (bir yere) anahtarla girmek
key into (something) v. (bir yere) kilidi açıp girmek
key into (something) v. (bir yere) girmesini/geçişini sağlamak
key into (something) v. (bir yere) giriş izni sağlamak
key off v. düğmesinden/anahtarından kapatmak
key off v. şüphelendirmek
key off v. farkına vardırmak
key off v. gammazlamak
key off v. ispiyonlamak
key off v. ele vermek
key off v. anahtar olarak bir kaynağı/bilgiyi kullanmak
key off v. bir bilgiyi/kaynağı temel olarak almak
Proverb
a golden key can open any door para her kapıyı açar
a golden key can open any door paranın açamayacağı kapı yoktur
Colloquial
key to (something) n. (bir şeyin) sırrı
key to (something) n. (bir şeyi) yapmanın/başarmanın sırrı
key to (something) n. (bir şeye) giden yol
key to (something) n. (bir şeyi) yapma/başarma yolundaki en önemli unsur
key to (something) n. (bir şeyin) başarıya ulaşmasında birincil önem taşıyan
key in v. tanımak
key in v. bilmek
key in v. farkında olmak
key in v. dikkat vermek
key in v. haberdar etmek
key in v. bilgilendirmek
key in v. bilgi vermek
key in v. bildirmek
key in v. malumat vermek
key in v. söylemek
key in v. duyarlı olmak
key in v. dikkate almak
high-key adj. önemli ölçüde
high-key adj. bariz/belirgin şekilde
high-key adj. yüksek ölçüde
low-key adv. gereksiz samimiyete girmeden
give me the key expr. anahtarı bana ver
key to this expr. bunun püf noktası
Idioms
key to success n. başarının anahtarı
hold the key v. bir şeyin derdi devası/ilacı olmak
hold the key v. bir şeyin yolu/yöntemi olmak
hold the key to the truth v. gerçeğin anahtarını elinde tutmak
lock (someone) up and throw away the key v. (birini) ömür boyu hapis cezasına çarptırmak
lock (someone) up and throw away the key v. (birini) ömür boyu içeri kapatmak
lock (someone) up and throw away the key v. (birini) süresiz olarak hapse atmak/hapsetmek
lock (someone) up and throw away the key v. (birini) ebediyen içeri kapatmak
modulate to (some other) key v. (başka) bir gama/perdeye geçmek
modulate to a key v. bir gama/perdeye geçmek
under lock and key expr. hapse atılmış
under lock and key expr. hapsedilmiş
under lock and key expr. kilit altında
under lock and key expr. kapatılmış
under lock and key expr. kilitlenmiş
a golden key can open any door expr. paranın açamayacağı kapı yoktur
a golden key can open any door expr. para her kapıyı açar
in a minor key expr. abartısız/ince bir tavırla
in a minor key expr. minör bir tonda
in a minor key expr. ölçülü bir tonda
in a minor key expr. ince bir zekayı yansıtan bir tavır içinde
in a minor key expr. üstü kapalı bir şekilde
in a minor key expr. ustaca bir tavırla
in a minor key expr. bariz olmayan
in a minor key expr. üstü kapalı
in a minor key expr. içten içe
in a minor key expr. alttan alta
in key expr. uyum içerisinde
in key expr. uyumlu
in key expr. ahenk içinde
in key expr. uygun tarzda
out of key expr. uyumsuz
out of key expr. ahenksiz
in key expr. diğer unsurlarla uyumlu
in key expr. diğer unsurlarla uyum içerisinde
in key expr. diğer unsurlarla ahenk içerisinde
in key expr. uyum içinde
in key expr. ahenk içinde
in key expr. uyumluluk içinde
in key expr. bütünlük içinde
out of key expr. ahenksiz
out of key expr. uyumsuz
Speaking
I've lost my key expr. anahtarımı kaybettim
I know where the key is expr. anahtarın nerede olduğunu biliyorum
I know where the key is expr. anahtarın yerini biliyorum
I have lost my key expr. anahtarımı kaybettim
is this your key? expr. bu senin anahtarın mı?
Trade/Economic
turn-key job n. yüklenicinin işi hazır bir şekilde teslim etmeyi kabul ettiği anahtar teslim iş
key industry n. ana sanayi
key currency n. anahtar para
public key cryptography n. açık anahtarlı kriptografi
key market n. anahtar piyasa
key industry n. anahtar sanayi
key performance indicator n. anahtar performans göstergesi
key management personnel n. anahtar yönetim personeli
key performance indicator n. ana performans göstergesi
public key infrastructure-pki n. açık anahtar altyapısı-aaa
key audit points n. anahtar denetim noktaları
public key n. açık anahtar
key activities n. ana faaliyetler
key consideration n. ana faktör
key suppliers n. ana tedarikçiler
key comparison n. anahtar karşılaştırma
key market n. anahtar pazar
key-ready n. anahtar teslim
turn-key solutions n. anahtar teslim çözümler
turn-key n. anahtar teslimi
key-ready n. anahtar teslimi
turn-key type project n. anahtar teslimi proje
key management n. anahtar yönetimi
key recovery agency n. anahtarı bulan kurum
key money n. hava parası
key managerial personnel n. kilit konumdaki yönetici personel
key position n. kilit pozisyon
key accounts sales executive n. kilit müşteriler satış yöneticisi
key industry n. kilit sanayi
key strength n. kilit güçlü yan
key sector n. kilit sektör
key customers n. kilit müşteriler
key personnel n. kilit personel
key accounts n. kilit müşteriler
key management personnel n. kilit yönetici personel
key market n. kilit piyasa
key account manager n. kilit müşteri yöneticisi
key account management n. kilit müşteri yönetimi
key personnel n. kilit mevkideki personel
key executives n. kilit yöneticiler
key currency n. kilit para
key market n. kilit pazar
key-employee life insurance n. kritik işçi yaşam sigortası
key contacts n. önemli bağlantılar
key executives n. önemli yöneticiler
key contacts n. önemli irtibatlar
key audit points n. önemli denetim noktaları
key player n. piyasadaki önemli ya da kilit rol oynayan firma
key factors n. temel etkenler
key sector n. temel sektör
key industry n. temel endüstri
key provision n. temel hüküm
key provision n. temel/vazgeçilemez şart
key element n. temel öge
key performance indicator (kpi) n. temel performans göstergesi
single key cryptography n. tek anahtarlı kriptografi
key indicators n. temel göstergeler
key success factors n. temel başarı faktörleri
key visual n. anahtar görsel
key visual n. kilit görsel
play a key role v. başrol oynamak
turn-key adj. anahtar teslim
Law
turn-key adj. anahtar teslim
Politics
key country n. anahtar ülke
key disputes n. başlıca sorunlar
key of the situation n. çözüm yolu
key country n. kilit ülke
key actors n. kilit aktörler
key expert n. kilit uzman
key of the situation n. meselenin anahtarı
key state n. önemli devlet
key disputes n. temel ihtilaflar
Insurance
key-man assurance n. ölümü büyük kayba sebep olacak deneyimli çalışan için çıkarılan hayat sigortası poliçesi
Tourism
key clerk n. anahtar görevlisi
key card n. otel odalarının kapısını açmaya yarayan küçük kart
the key for room number two hundred and two expr. iki yüz iki numaralı odanın anahtarı lütfen
the key, please expr. anahtar lütfen
the key, please expr. anahtarı verebilir misiniz lütfen
Technical
change key n. master kilit sistemi içerisinde bir alt-grup kilitten yalnızca birini açmak üzere ayarlanmış anahtar
nose key n. cıvatanın ayrık ucunu genişletmeye yarayan kama
nut key n. takoz sökme gereci
thrust key n. kilidi döndürme hareketinden ziyade içe doğru ittirme ile açan anahtar
push key n. kilidi döndürme hareketinden ziyade içe doğru ittirme ile açan anahtar
search key n. arama anahtarı
key badge n. anahtar arması
key list n. anahtar listesi
adjusting key n. ayar anahtarı
key process input variables n. anahtar süreç girdi değişkenleri
key collision n. anahtar çarpışması
key exchange certificate name n. anahtar değişim sertifikası adı
key generation centre n. anahtar üretim merkezi
key frame n. anahtar çerçeve
adjusting key n. ayar kaması
key performance criteria n. anahtar performans kriterleri
key manufacturing machine n. anahtar imalat makinesi
device operating the semi-trailer coupling-pin key n. aküplöman tespit tertibatı
key manufacturing methods n. anahtar imalat yöntemleri
key container name n. anahtar kabı adı