|
Kategorie |
Englisch |
Türkisch |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
attack n.
|
atak |
|
In chess, harmonious coordination of attack and defense forces is of utmost importance.
Satrançta, atağın düzenli koordinasyonu ve savunma güçleri son derece önemlidir.
More Sentences
|
2 |
Common Usage |
heart attack n.
|
kalp krizi |
|
The army's claim that they had all died of heart attacks is cynical.
Ordunun hepsinin kalp krizinden öldüğünü iddia etmesi alaycı bir yaklaşımdır.
More Sentences
|
3 |
Common Usage |
attack n.
|
saldırı |
|
Yet those enforcing the no-fly zones have themselves come under constant attack.
Yine de uçuşa yasak bölgeleri uygulayanların kendileri sürekli saldırı altında.
More Sentences
|
4 |
Common Usage |
panic attack n.
|
panik atak |
|
I had a panic attack.
Panik atak geçirdim.
More Sentences
|
5 |
Common Usage |
attack v.
|
saldırmak |
|
First of all I would like to emphasise the deep sympathy we feel for the victims of last week's attack.
Öncelikle geçen haftaki saldırının kurbanlarına duyduğumuz derin sempatiyi vurgulamak isterim.
More Sentences
|
General |
|
6 |
General |
attack on n.
|
saldırı |
|
This goes hand in hand with an attack on social security systems.
Bu, sosyal güvenlik sistemlerine yönelik bir saldırı ile el ele gidiyor.
More Sentences
|
7 |
General |
attack n.
|
kriz |
|
Tom died in the attack.
Tom krizde öldü.
More Sentences
|
8 |
General |
plan of attack n.
|
saldırı planı |
|
Tom laid out a plan of attack.
Tom bir saldırı planı hazırladı.
More Sentences
|
9 |
General |
terrorist attack n.
|
terör saldırısı |
|
It is patently obvious that terrorist attacks are serious crimes that should be treated accordingly.
Terör saldırılarının ciddi suçlar olduğu ve buna göre muamele görmesi gerektiği apaçık ortadadır.
More Sentences
|
10 |
General |
bombing attack n.
|
bombalı saldırı |
|
This suspicion dates back to the 1993 bomb attack on the World Trade Centre in New York.
Bu şüphe 1993 yılında New York'taki Dünya Ticaret Merkezi'ne yapılan bombalı saldırıya kadar uzanmaktadır.
More Sentences
|
11 |
General |
attack n.
|
saldırı |
|
He condemned the attack, offered his condolences and assured India of EU support in the fight against terrorism.
Saldırıyı kınadı, başsağlığı diledi ve Hindistan'a terörle mücadelede AB desteği konusunda güvence verdi.
More Sentences
|
12 |
General |
terrorist attack n.
|
terörist saldırı |
|
It disturbs me when I hear terrorist attacks described as legitimate resistance.
Terörist saldırıların meşru direniş olarak tanımlandığını duymak beni rahatsız ediyor.
More Sentences
|
13 |
General |
attack n.
|
nöbet |
|
Anne was the victim of an overwhelming attack of stage fright.
Anne büyük bir sahne korkusu nöbetinin kurbanı oldu.
More Sentences
|
14 |
General |
suicide attack n.
|
intihar saldırısı |
|
The Palestinian Authority must, in the first instance, adopt a much tougher stance with regard to suicide attacks.
Filistin Yönetimi ilk etapta intihar saldırıları konusunda çok daha sert bir tutum benimsemelidir.
More Sentences
|
15 |
General |
shark attack n.
|
köpek balığı saldırısı |
|
Tom lost his leg in a shark attack.
Tom bir köpek balığı saldırısında bacağını kaybetti.
More Sentences
|
16 |
General |
deadly attack n.
|
ölümcül saldırı |
|
The deadliest attack was on October 20th.
En ölümcül saldırı 20 Ekim'de oldu.
More Sentences
|
17 |
General |
bear attack n.
|
ayı saldırısı |
|
Are bear attacks common around here?
Buralarda ayı saldırıları yaygın mı?
More Sentences
|
18 |
General |
counter-attack n.
|
karşı saldırı |
|
Attack and counter-attack are leading nowhere.
Saldırı ve karşı saldırılar hiçbir yere varmıyor.
More Sentences
|
19 |
General |
attack v.
|
saldırıya geçmek |
|
They're going to attack.
Saldırıya geçecekler.
More Sentences
|
20 |
General |
attack v.
|
yakalanmak |
|
He was suddenly attacked by a mysterious disease.
Bir anda esrarengiz bir hastalığa yakalandı.
More Sentences
|
|
21 |
General |
attack v.
|
saldırı düzenlemek |
|
Undercover secret police officers dressed as demonstrators mounted particularly brutal attacks.
Gösterici kılığına girmiş gizli polis memurları özellikle acımasız saldırılar düzenledi.
More Sentences
|
22 |
General |
attack v.
|
saldırıda bulunmak |
|
A personal attack has been made on me.
Şahsıma yönelik kişisel bir saldırıda bulunulmuştur.
More Sentences
|
23 |
General |
attack v.
|
saldırı yapmak |
|
Unfortunately, we also saw serious attacks carried out during this recapture.
Maalesef bu yeniden ele geçirme sırasında ciddi saldırıların yapıldığını da gördük.
More Sentences
|
24 |
General |
attack v.
|
saldırmak |
|
The United States has been the victim of a terrible attack.
Amerika Birleşik Devletleri korkunç bir saldırının kurbanı oldu.
More Sentences
|
25 |
General |
attack from behind v.
|
arkadan saldırmak |
|
We were attacked from behind.
Arkadan saldırıya uğradık.
More Sentences
|
26 |
General |
under attack adj.
|
saldırı altında |
|
Today not only Irish but also Portuguese waters are under attack.
Bugün sadece İrlanda değil Portekiz suları da saldırı altında.
More Sentences
|
Colloquial |
|
27 |
Colloquial |
attack n.
|
kriz |
|
I had an angina attack.
Ben bir anjin krizi geçirdim.
More Sentences
|
Idioms |
|
28 |
Idioms |
come under attack v.
|
saldırıya uğramak |
|
This is especially so in the current climate in which the EU seems to be needlessly coming under attack from all sides.
Bu durum özellikle de AB'nin gereksiz yere her taraftan saldırıya uğradığı mevcut ortamda geçerlidir.
More Sentences
|
29 |
Idioms |
under attack expr.
|
saldırı altında |
|
After 11 September quite clearly one partner, America, feels that it is a nation under attack.
11 Eylül'den sonra açıkça bir ortak, Amerika, saldırı altında bir ulus olduğunu hissetmektedir.
More Sentences
|
Law |
|
30 |
Law |
attack n.
|
saldırı |
|
The British Government is just splitting hairs in its pathetic attempts to justify military attack.
İngiliz Hükûmeti askeri saldırıyı meşrulaştırmaya yönelik zavallı girişimlerinde adeta kılı kırk yarıyor.
More Sentences
|
31 |
Law |
attack v.
|
saldırmak |
|
The United States has been the victim of a terrible attack.
Amerika Birleşik Devletleri korkunç bir saldırının kurbanı olmuştur.
More Sentences
|
Politics |
|
32 |
Politics |
armed attack n.
|
silahlı saldırı |
|
The resolution does not legitimise any intervention or any armed attack upon a foreign state.
Karar, yabancı bir devlete yönelik herhangi bir müdahaleyi veya silahlı saldırıyı meşrulaştırmaz.
More Sentences
|
33 |
Politics |
terrorist attack n.
|
terör saldırısı |
|
Since the terrorist attacks of 11 September in America, the profit expectations of the arms industry have risen.
Amerika'da 11 Eylül'de meydana gelen terör saldırılarından bu yana silah endüstrisinin kar beklentileri yükseldi.
More Sentences
|
Technical |
|
34 |
Technical |
attack v.
|
saldırmak |
|
A few days ago in Britain, a nineteen-year-old Muslim girl and a taxi driver were the victims of an unprovoked attack.
Birkaç gün önce İngiltere'de on dokuz yaşında bir Müslüman kız ve bir taksi şoförü sebepsiz bir saldırının kurbanı oldu.
More Sentences
|
Medical |
|
35 |
Medical |
asthma attack n.
|
astım atağı |
|
As a child, my daughter had frequent asthma attacks.
Çocukken kızım sık sık astım atakları yaşadı.
More Sentences
|
36 |
Medical |
asthma attack n.
|
astım krizi |
|
I cannot speak without people smoking behind me and that gives me an asthma attack and that is harassment.
İnsanlar arkamda sigara içmeden konuşamıyorum ve bu bana astım krizi geçirtiyor ve bu tacizdir.
More Sentences
|
37 |
Medical |
heart attack n.
|
kalp krizi |
|
The army's claim that they had all died of heart attacks is cynical.
Ordunun hepsinin kalp krizinden öldüğü iddiası alaycı bir yaklaşımdır.
More Sentences
|
Military |
|
38 |
Military |
attack n.
|
saldırı |
|
He had disturbed his killers as they were preparing for an attack.
Saldırıya hazırlandıkları sırada katillerini rahatsız etmişti.
More Sentences
|
Common Usage |
|
39 |
Common Usage |
attack n.
|
hücum |
|
40 |
Common Usage |
attack v.
|
hücum etmek |
|
|
General |
|
41 |
General |
fierce attack n.
|
savlet |
|
42 |
General |
attack of nerves n.
|
sinir krizi |
|
43 |
General |
attack n.
|
tutulma |
|
44 |
General |
attack n.
|
hamle |
|
45 |
General |
attack n.
|
taarruz |
|
46 |
General |
warning of attack n.
|
taaruz alarmı |
|
47 |
General |
attack n.
|
atılış |
|
48 |
General |
attack n.
|
tecavüz |
|
49 |
General |
attack n.
|
dil uzatma |
|
50 |
General |
flank attack n.
|
kanat taarruzu |
|
51 |
General |
attack n.
|
tasallut |
|
52 |
General |
attack n.
|
çatma |
|
53 |
General |
attack n.
|
hücum |
|
54 |
General |
attack rate n.
|
yayılma hızı |
|
55 |
General |
accidental attack n.
|
kazara saldırı |
|
56 |
General |
missile attack n.
|
roket saldırısı |
|
57 |
General |
attack n.
|
girişme |
|
58 |
General |
munition attack n.
|
saldırı |
|
59 |
General |
wanton attack n.
|
nedensiz saldırı |
|
60 |
General |
vasovagal attack n.
|
vagal atak |
|
61 |
General |
attack n.
|
yakalanma |
|
62 |
General |
attack n.
|
koyulma |
|
63 |
General |
sudden attack n.
|
baskın |
|
64 |
General |
angle of attack n.
|
saldırı açısı |
|
65 |
General |
frontal attack n.
|
cepheden taarruz |
|
66 |
General |
panic attack n.
|
panik saldırısı |
|
67 |
General |
ground attack n.
|
kara saldırısı |
|
68 |
General |
frontal attack n.
|
cephe taarruzu |
|
69 |
General |
road rage attack n.
|
yol verdin yol vermedin kavgası |
|
70 |
General |
massive attack n.
|
büyük saldırı |
|
71 |
General |
terrorist attack n.
|
terörist eylem |
|
72 |
General |
bloody terrorist attack n.
|
kanlı terör eylemi |
|
73 |
General |
attack on personal rights n.
|
kişilik haklarına saldırı |
|
74 |
General |
bloody attack n.
|
kanlı eylem |
|
75 |
General |
dog attack n.
|
köpek saldırısı |
|
76 |
General |
heinous attack n.
|
çirkin saldırı |
|
77 |
General |
ugly attack n.
|
çirkin saldırı |
|
78 |
General |
an ugly attack n.
|
çirkin bir saldırı |
|
79 |
General |
missile attack n.
|
füze saldırısı |
|
80 |
General |
word attack skills n.
|
sözel beceriler |
|
|
81 |
General |
word attack skills n.
|
anlama (dinleme-okuma) ve anlatma (konuşma-yazma) becerileri |
|
82 |
General |
word attack skills n.
|
dil becerileri |
|
83 |
General |
attack side n.
|
saldırı yönü |
|
84 |
General |
attack side n.
|
saldırı tarafı |
|
85 |
General |
attack of nerves n.
|
sinir buhranı |
|
86 |
General |
doner knife attack n.
|
döner bıçağıyla saldırı |
|
87 |
General |
mode of attack n.
|
saldırı şekli |
|
88 |
General |
savagery of the attack n.
|
saldırının vahşet derecesi |
|
89 |
General |
meat cleaver attack n.
|
satırlı saldırı |
|
90 |
General |
knife attack method n.
|
bıçakla saldırı yöntemi |
|
91 |
General |
knife attack n.
|
bıçaklı saldırı |
|
92 |
General |
atrocious/heinous/outrageous/ hateful attack n.
|
menfur saldırı |
|
93 |
General |
stinging attack n.
|
iğneleyici saldırı |
|
94 |
General |
first serious attack n.
|
ilk ciddi atak |
|
95 |
General |
first serious attack n.
|
ilk ciddi saldırı |
|
96 |
General |
verbal attack n.
|
sözlü saldırı |
|
97 |
General |
a jealousy attack n.
|
kıskançlık krizi |
|
98 |
General |
brute force attack n.
|
kaba kuvvet saldırısı |
|
99 |
General |
all-out attack n.
|
topyekün saldırı |
|
100 |
General |
fierce attack n.
|
şiddetli saldırı |
|
101 |
General |
sleep attack n.
|
uyku krizi |
|
102 |
General |
air attack n.
|
hava akını |
|
103 |
General |
morally reprehensible attack n.
|
ahlaken kınanası saldırı |
|
104 |
General |
attack dog n.
|
komut verildiğinde saldırmak için eğitilmiş bekçi köpeği |
|
105 |
General |
attack dog n.
|
sert ve aleni sözlü saldırılarıyla tanınan kimse |
|
106 |
General |
heart attack n.
|
(mecaz) ölüm |
|
107 |
General |
heart attack n.
|
yıkım |
|
108 |
General |
heart attack n.
|
başarısızlık |
|
109 |
General |
brute force attack n.
|
deneme yanılma saldırısı |
|
110 |
General |
attack v.
|
aşındırmak |
|
111 |
General |
attack a meal like a ravenous wolf v.
|
aç kurt gibi saldırmak |
|
112 |
General |
repulse an attack v.
|
saldırıyı püskürtmek |
|
113 |
General |
repel an attack v.
|
saldırıyı püskürtmek |
|
114 |
General |
be under attack v.
|
topa tutulmak |
|
115 |
General |
attack v.
|
uğraşmak |
|
116 |
General |
attack v.
|
üstüne varmak |
|
117 |
General |
attack v.
|
vurmak |
|
118 |
General |
attack v.
|
atağa kalkmak |
|
119 |
General |
beat off the attack v.
|
saldırıyı tamamen püskürtmek |
|
120 |
General |
have a heart attack v.
|
damla inmek |
|
121 |
General |
die of heart attack v.
|
kalpten ölmek |
|
122 |
General |
attack v.
|
atılmak |
|
123 |
General |
attack v.
|
çatmak |
|
124 |
General |
attack v.
|
baskın yapmak |
|
125 |
General |
attack v.
|
atağa geçmek |
|
126 |
General |
attack v.
|
girişmek |
|
127 |
General |
be under attack v.
|
saldırılara maruz kalmak |
|
128 |
General |
go on attack v.
|
atağa kalkmak |
|
129 |
General |
attack v.
|
tutulmak |
|
130 |
General |
beat off an attack v.
|
saldırıyı püskürtmek |
|
131 |
General |
attack v.
|
dil uzatmak |
|
132 |
General |
attack v.
|
taarruz etmek |
|
133 |
General |
attack v.
|
tecavüz etmek |
|
134 |
General |
attack with a drawn knife v.
|
bıçak çekmek |
|
135 |
General |
proceed to attack v.
|
atağa geçmek |
|
136 |
General |
attack v.
|
eleştirmek |
|
137 |
General |
attack suddenly v.
|
basmak |
|
138 |
General |
attack v.
|
hamle yapmak |
|
139 |
General |
attack v.
|
basmak |
|
140 |
General |
attack v.
|
koyulmak |
|
141 |
General |
attack v.
|
tutmak |
|
142 |
General |
make a surprise attack v.
|
baskın düzenlemek |
|
143 |
General |
make a sudden attack v.
|
baskın düzenlemek |
|
144 |
General |
have an attack v.
|
atak geçirmek |
|
145 |
General |
carry out an attack v.
|
saldırı yapmak |
|
146 |
General |
attack with a knife v.
|
bıçakla saldırmak |
|
147 |
General |
carry out an attack v.
|
saldırıda bulunmak |
|
148 |
General |
carry out an attack v.
|
saldırı gerçekleştirmek |
|
149 |
General |
suffer a heart attack v.
|
kalp krizi geçirmek |
|
150 |
General |
have a heart attack v.
|
kalp krizi geçirmek |
|
151 |
General |
attack v.
|
hücum etmek |
|
152 |
General |
mount an attack against v.
|
-e karşı saldırıya geçmek |
|
153 |
General |
have an attack of nerves v.
|
sinir krizi geçirmek |
|
154 |
General |
have a hysteria attack v.
|
cinnet geçirmek |
|
155 |
General |
turn an attack v.
|
saldırıya karşılık vermek |
|
156 |
General |
repel the attack v.
|
saldırıyı püskürtmek |
|
157 |
General |
die of a heart attack v.
|
kalpten ölmek |
|
158 |
General |
die of a heart attack v.
|
kalbine yenik düşmek |
|
159 |
General |
organize an attack v.
|
saldırı düzenlemek |
|
160 |
General |
organise an attack v.
|
saldırı düzenlemek |
|
161 |
General |
have an attack v.
|
kriz geçirmek |
|
162 |
General |
attack someone with meat cleaver v.
|
birine satırla saldırmak |
|
163 |
General |
attack someone for no reason v.
|
birine nedensiz yere saldırmak |
|
164 |
General |
give someone a heart attack v.
|
birine kalp krizi geçirtmek |
|
165 |
General |
launch an attack against someone v.
|
birine karşı bir saldırı başlatmak |
|
166 |
General |
attack someone with a knife v.
|
birine bıçakla saldırmak |
|
167 |
General |
have a jealousy attack v.
|
kıskançlık krizine girmek |
|
168 |
General |
attack an officer v.
|
bir memura saldırmak |
|
169 |
General |
attack someone verbally v.
|
birine sözlü olarak saldırmak |
|
170 |
General |
attack someone v.
|
birine saldırmak |
|
171 |
General |
unleash an attack upon the enemy v.
|
düşmana karşı kaçınılmaz olan saldırıyı başlatmak |
|
172 |
General |
unleash an attack on the enemy v.
|
düşmana karşı kaçınılmaz olan saldırıyı başlatmak |
|
173 |
General |
unleash an attack against the enemy v.
|
düşmana karşı kaçınılmaz olan saldırıyı başlatmak |
|
174 |
General |
come under attack v.
|
saldırıya maruz kalmak/uğramak |
|
175 |
General |
attack v.
|
(yemeğe) iştahla saldırmak |
|
176 |
General |
attack v.
|
zarar vermeye başlamak |
|
177 |
General |
attack v.
|
kemirmeye başlamak |
|
178 |
General |
attack v.
|
küfretmek |
|
179 |
General |
attack v.
|
sövüp saymak |
|
180 |
General |
counter-attack v.
|
karşı saldırı yapmak |
|
181 |
General |
open to attack adj.
|
saldırıya açık |
|
182 |
General |
attack adj.
|
sert eleştiri içeren |
|
183 |
General |
attack adj.
|
sivri dilli |
|
184 |
General |
attack adj.
|
kalemi keskin |
|
185 |
General |
under attack adj.
|
kınamaya maruz kalan |
|
186 |
General |
under attack adj.
|
suçlanan |
|
187 |
General |
under attack adj.
|
eleştiri alan |
|
Phrases |
|
188 |
Phrases |
attack is the best form of defense expr.
|
saldırı en iyi savunma biçimidir |
|
189 |
Phrases |
attack is the best form of defense expr.
|
en iyi savunma saldırıdır |
|
Proverb |
|
190 |
Proverb |
attack is the best form of defense expr.
|
en iyi savunma saldırıdır |
|
191 |
Proverb |
attack is the best form of defense expr.
|
saldırı en iyi savunma yoludur |
|
192 |
Proverb |
attack is the best form of defense
|
en iyi savunma saldırıdır |
|
193 |
Proverb |
attack is the best form of defense
|
saldırı en iyi savunma şeklidir |
|
Colloquial |
|
194 |
Colloquial |
big mac attack n.
|
big mac krizi |
|
195 |
Colloquial |
big mac attack n.
|
mcdonald's big mac sandviçini aşerme |
|
196 |
Colloquial |
big mac attack n.
|
aniden gelen karşı konulmaz big mac yeme isteği |
|
197 |
Colloquial |
a fatal heart attack n.
|
ölümcül bir kalp krizi |
|
198 |
Colloquial |
big mac attack n.
|
big mac çıkarması |
|
199 |
Colloquial |
big mac attack n.
|
big mac'e duyulan aşırı istek |
|
200 |
Colloquial |
spoofing attack n.
|
telefon dolandırıcılığı |
|
201 |
Colloquial |
spoofing attack n.
|
internet dolandırıcılığı |
|
202 |
Colloquial |
attack n.
|
nöbet |
|
203 |
Colloquial |
an attack of (some illness) n.
|
(bir hastalık) krizi |
|
204 |
Colloquial |
an attack of (some illness) n.
|
(bir hastalık) atağı |
|
205 |
Colloquial |
an attack of (some illness) n.
|
(bir hastalık) nöbeti, krizi, atağı |
|
206 |
Colloquial |
an attack n.
|
kriz |
|
207 |
Colloquial |
an attack n.
|
atak |
|
208 |
Colloquial |
an attack n.
|
nöbet |
|
Idioms |
|
209 |
Idioms |
an attack of nerves n.
|
sinir krizi |
|
210 |
Idioms |
bloody nose attack n.
|
kanlı burun saldırısı |
|
211 |
Idioms |
bloody nose attack n.
|
önleyici ama karşı saldırıya yol açmayacak derece dar darbe/müdahale |
|
212 |
Idioms |
a malicious attack n.
|
hain saldırı |
|
213 |
Idioms |
attack in force v.
|
güruh halinde saldırmak |
|
214 |
Idioms |
suffer an attack v.
|
nöbet geçirmek |
|
215 |
Idioms |
be on the attack against v.
|
saldırıya geçmek |
|
216 |
Idioms |
produce an attack (of some illness) v.
|
(bir hastalığın) krizini tetiklemek |
|
217 |
Idioms |
produce an attack (of some illness) v.
|
(bir hastalığın) atağını tetiklemek |
|
218 |
Idioms |
produce an attack (of some illness) v.
|
(bir hastalık) atağı/krizi geçirmesine neden olmak |
|
219 |
Idioms |
produce an attack (of some illness) v.
|
(bir hastalık) atağı/krizi yaratmak |
|
220 |
Idioms |
produce an attack (of some illness) v.
|
(bir hastalık) atağına/krizine yol açmak |
|
221 |
Idioms |
produce an attack v.
|
bir krizi tetiklemek |
|
222 |
Idioms |
produce an attack v.
|
bir atağı tetiklemek |
|
223 |
Idioms |
produce an attack v.
|
bir atağa/krize neden olmak |
|
224 |
Idioms |
produce an attack v.
|
bir atak/kriz yaratmak |
|
225 |
Idioms |
produce an attack v.
|
bir atağa/krize yol açmak |
|
226 |
Idioms |
give (one) a heart attack v.
|
(birine) kalp krizi geçirtmek |
|
227 |
Idioms |
have a panic attack v.
|
panik atak geçirmek |
|
228 |
Idioms |
suffer an attack of (some illness) v.
|
(bir hastalık) atağı/nöbeti geçirmek |
|
Speaking |
|
229 |
Speaking |
I'm about to have a heart attack expr.
|
kalp krizi geçirmek üzereyim |
|
230 |
Speaking |
we are under attack expr.
|
saldırı altındayız |
|
231 |
Speaking |
you almost gave me a heart attack expr.
|
(karşıdaki kişiye) kalbime inecekti |
|
Trade/Economic |
|
232 |
Trade/Economic |
speculative attack n.
|
spekülatif atak |
|
Law |
|
233 |
Law |
bomb attack n.
|
bombalı saldırı |
|
234 |
Law |
attack against council of state n.
|
danıştaya düzenlenen saldırı |
|
235 |
Law |
attack against council of state n.
|
danıştay saldırısı |
|
236 |
Law |
council of state attack n.
|
danıştay saldırısı |
|
237 |
Law |
council of state attack n.
|
danıştaya düzenlenen saldırı |
|
238 |
Law |
smash and grab attack n.
|
kap kaç |
|
239 |
Law |
attack on one's personal life n.
|
özel hayata saldırı |
|
240 |
Law |
attack on someone's private life n.
|
özel hayata saldırı |
|
241 |
Law |
attack n.
|
saldırma |
|
242 |
Law |
attack v.
|
hücum etmek |
|
243 |
Law |
attack v.
|
taarruz etmek |
|
244 |
Law |
attack v.
|
tecavüz etmek |
|
Politics |
|
245 |
Politics |
halabja poison gas attack n.
|
halepçe katliamı |
|
246 |
Politics |
counter attack n.
|
karşı atak |
|
247 |
Politics |
armed attack n.
|
silahlı eylem |
|
248 |
Politics |
claim responsibility for the attack v.
|
saldırıyı üstlenmek |
|
249 |
Politics |
claim responsibility for the attack v.
|
saldırının sorumluluğunu üstlenmek |
|
250 |
Politics |
claim the attack v.
|
saldırıyı üstlenmek |
|
Industry |
|
251 |
Industry |
attack n.
|
çeşitli taahhütler çerçevesinde çalışmaya başlama |
|
252 |
Industry |
attack n.
|
başlangıç prosedürü |
|
Media |
|
253 |
Media |
attack ad n.
|
bir siyasi partinin rakibini eleştirdiği kamuya açık basın-yayın duyurusu |
|
Technical |
|
254 |
Technical |
impingement attack n.
|
akış korozyonu |
|
255 |
Technical |
impingement attack n.
|
akış yenimi |
|
256 |
Technical |
acid attack n.
|
asit etkisi |
|
257 |
Technical |
acid attack n.
|
asit saldırganlığı |
|
258 |
Technical |
acid attack n.
|
asit saldırısı |
|
259 |
Technical |
definition of hazard classes of biological attack n.
|
biyolojik tahribat derecesine ait tehlike sınıflarının tarifi |
|
260 |
Technical |
deposit attack n.
|
bırakıntı yenimi |
|
261 |
Technical |
knife line attack n.
|
bıçak çizgisi atağı |
|
262 |
Technical |
under-deposit attack n.
|
bırakıntı altı saldırısı |
|
263 |
Technical |
interdendritic attack n.
|
dallantılararası saldırı |
|
264 |
Technical |
attack polishing n.
|
dağlamalı parlatma |
|
265 |
Technical |
resistance against manual attack n.
|
el darbelerine karşı dayanıklılık |
|
266 |
Technical |
angle of attack n.
|
hücum açısı |
|
267 |
Technical |
air attack n.
|
hava saldırısı |
|
268 |
Technical |
chemical attack n.
|
kimyasal madde etkisi |
|
269 |
Technical |
liquid-metal attack n.
|
sıvı metal saldırısı |
|
270 |
Technical |
resistance to attack by aqueous alkaline solutions n.
|
sulu alkali çözeltilerin etkisine dayanım |
|
271 |
Technical |
uniform attack n.
|
tekdüze saldırı |
|
272 |
Technical |
grain boundary attack n.
|
tane sınırına saldırı |
|
273 |
Technical |
intergranular attack n.
|
tanelerarası korozyon |
|
274 |
Technical |
virus attack n.
|
virüs saldırısı |
|
275 |
Technical |
enlisted terminal attack controller n.
|
saldırı uçağına silahların manevrasını kontrol ve kullanım izni verme yetkisine sahip asker |
|
276 |
Technical |
etac (enlisted terminal attack controller) n.
|
saldırı uçağına silahların manevrasını kontrol ve kullanım izni verme yetkisine sahip asker |
|
277 |
Technical |
cutoff attack n.
|
kestirme taarruz |
|
278 |
Technical |
cutoff attack n.
|
önleme uçağı noktasından hedef istikametindeki önleme noktasına doğrusal vektör sağlayan bir taarruz |
|
279 |
Technical |
attack v.
|
hücum etmek |
|
280 |
Technical |
attack v.
|
zarar vermek |
|
281 |
Technical |
subject to frost attack adj.
|
don tesirine dayanıksız |
|
Computer |
|
282 |
Computer |
attack n.
|
başlama |
|
283 |
Computer |
dictionary attack n.
|
bir şifreyi bulmak için bir çok deneme yaparak çözme |
|
284 |
Computer |
combo attack n.
|
birleşik saldırı |
|
285 |
Computer |
cross site scripting attack (xss attack) n.
|
çapraz site betik saldırısı |
|
286 |
Computer |
phishing attack n.
|
e-dolandırıcılık saldırısı |
|
287 |
Computer |
random attack n.
|
rastgele saldırı |
|
288 |
Computer |
attack level n.
|
saldırı düzeyi |
|
289 |
Computer |
attack time n.
|
saldırı zamanı |
|
290 |
Computer |
cyber attack n.
|
siber saldırı |
|
291 |
Computer |
zero-hour attack n.
|
sıfır saat saldırısı |
|
292 |
Computer |
zero-day attack n.
|
sıfır gün saldırısı |
|
293 |
Computer |
virus attack n.
|
virüs saldırısı |
|
294 |
Computer |
dos attack n.
|
hizmet engelleme saldırısı |
|
295 |
Computer |
dos attack n.
|
dos saldırısı |
|
Informatics |
|
296 |
Informatics |
known-plaintext attack n.
|
açık belgeyle şifre kırma |
|
297 |
Informatics |
password attack n.
|
giriş şifresi hırsızlığı |
|
298 |
Informatics |
denial of service attack n.
|
hizmeti engelleme saldırısı |
|
299 |
Informatics |
exhaustion attack n.
|
kaba kuvvet saldırı |
|
300 |
Informatics |
malicious attack n.
|
kötücül saldırı |
|
301 |
Informatics |
passive attack n.
|
pasif saldırı |
|
Telecom |
|
302 |
Telecom |
receiver attack-time delay n.
|
alıcının tepki verme gecikme zamanı |
|
303 |
Telecom |
a generalized attack detection model n.
|
genel bir saldırı algılama modeli |
|
304 |
Telecom |
hybrid attack n.
|
karma saldırı |
|
305 |
Telecom |
smurf attack n.
|
smurf saldırı |
|
306 |
Telecom |
tear drop attack n.
|
sistemi çökertici saldırı |
|
307 |
Telecom |
dictionary attack n.
|
sözlük saldırısı |
|
308 |
Telecom |
transmitter attack time n.
|
verici başlangıç süresi |
|
309 |
Telecom |
transmitter attack-time delay n.
|
vericinin gönderme gecikme süresi |
|
Construction |
|
310 |
Construction |
resistance against bullet attack n.
|
mermi darbesine karşı dayanıklılık |
|
311 |
Construction |
sulfate attack n.
|
sülfat atağı |
|
312 |
Construction |
sulphate attack n.
|
sülfat atağı |
|
Automotive |
|
313 |
Automotive |
attack angle n.
|
hücum açısı |
|
314 |
Automotive |
attack mode n.
|
takviye modu |
|
Aeronautic |
|
315 |
Aeronautic |
angle of attack indicator n.
|
hücum açısı göstergesi |
|
316 |
Aeronautic |
angle of attack boundary n.
|
hücum açısı sınırı |
|
317 |
Aeronautic |
angle of attack n.
|
hücum açısı |
|
318 |
Aeronautic |
air attack n.
|
hava taaruzu |
|
319 |
Aeronautic |
ideal angle of attack n.
|
ideal hücum açısı |
|
320 |
Aeronautic |
angle of attack n.
|
kanat profilinde küt burun kısmı ile kuyruk arasındaki çizginin yatayla yaptığı açı |
|
321 |
Aeronautic |
attack aircraft n.
|
saldırı uçağı |
|
322 |
Aeronautic |
angle of attack n.
|
uçağın havadaki açısı/pozisyonu/konumu |
|
323 |
Aeronautic |
angle of attack n.
|
uçağın havada seyrederkenki konumu/durumu/açısı |
|
324 |
Aeronautic |
angle of attack n.
|
uçağın seyir halindeki konumu/durumu/açısı |
|
Marine |
|
325 |
Marine |
chloride attack n.
|
klorid atağı |
|
326 |
Marine |
attack submarine n.
|
saldırı denizaltısı |
|
327 |
Marine |
resistance to acid attack adj.
|
aside karşı dirençli |
|
328 |
Marine |
resistance to alkali attack adj.
|
alkaliye karşı dirençli |
|
Medical |
|
329 |
Medical |
attack of acute atrial fibrillation n.
|
akut atriyal fibrilasyon atağı |
|
330 |
Medical |
severe asthma attack n.
|
ağır astım atağı |
|
331 |
Medical |
treatment of acute attack n.
|
akut atak tedavisi |
|
332 |
Medical |
patient with asthma attack n.
|
astım ataklı hasta |
|
333 |
Medical |
attack rate n.
|
atak hızı |
|
334 |
Medical |
drop attack n.
|
düşme atağı |
|
335 |
Medical |
epileptic attack n.
|
epilepsi nöbeti |
|
336 |
Medical |
febrile neutropenic attack n.
|
febril nötropeni atağı |
|
337 |
Medical |
transient ischemic attack n.
|
geçici iskemik atak |
|
338 |
Medical |
wheezing attack n.
|
hışıltı atağı |
|
339 |
Medical |
hypnic headache attack n.
|
hipnik baş ağrısı atakları |
|
340 |
Medical |
ischemic attack n.
|
iskemik atak |
|
341 |
Medical |
risk of heart attack n.
|
kalp krizi riski |
|
342 |
Medical |
risk of heart attack n.
|
kalp krizi tehlikesi |
|
343 |
Medical |
ketoacidotic attack n.
|
ketoasidotik atak |
|
344 |
Medical |
cataplectic attack n.
|
kataplektik nöbet |
|
345 |
Medical |
a minor heart attack n.
|
küçük bir kalp krizi |
|
346 |
Medical |
migraine attack frequency n.
|
migren atak sıklığı |
|
347 |
Medical |
migraine attack n.
|
migren nöbeti |
|
348 |
Medical |
migraine attack duration n.
|
migren atak süresi |
|
349 |
Medical |
a rare transient ischemic attack n.
|
nadir bir geçici iskemik atak |
|
350 |
Medical |
attack n.
|
nöbet |
|
351 |
Medical |
pulmonary emboli attack n.
|
pulmoner emboli atağı |
|
352 |
Medical |
renal colic attack n.
|
renal kolik atağı |
|
353 |
Medical |
sepsis attack n.
|
sepsis atağı |
|
354 |
Medical |
local cellulitis attack on the scrotal skin n.
|
sol skrotum derisinde lokal sellülit atağı |
|
355 |
Medical |
secondary attack rate n.
|
sekonder atak hızı |
|
356 |
Medical |
a minor heart attack n.
|
ufak bir kalp krizi |
|
357 |
Medical |
vagal attack n.
|
vagal atak |
|
358 |
Medical |
massive heart attack n.
|
ölümcül kalp krizi |
|
359 |
Medical |
heart attack n.
|
kalp enfarktüsü |
|
360 |
Medical |
die of heart attack v.
|
kalp krizinden ölmek |
|
361 |
Medical |
have a heart attack v.
|
kalp krizi geçirmek |
|
362 |
Medical |
die from heart attack v.
|
kalp krizi geçirerek ölmek |
|
363 |
Medical |
die of heart attack v.
|
kalp krizi geçirerek ölmek |
|
364 |
Medical |
have an attack v.
|
nöbet geçirmek |
|
365 |
Medical |
die from heart attack v.
|
kalp krizinden ölmek |
|
366 |
Medical |
have an attack v.
|
nöbet gelmek |
|
Psychology |
|
367 |
Psychology |
absence attack n.
|
dalgınlık krizi |
|
368 |
Psychology |
transient ischemic attack n.
|
geçici iskemik atak |
|
369 |
Psychology |
an attack of hysteria n.
|
isteri krizi |
|
370 |
Psychology |
panic attack n.
|
panik nöbeti |
|
371 |
Psychology |
psychomotor attack n.
|
psikomotor atak |
|
Mental Health |
|
372 |
Mental Health |
anxiety attack n.
|
endişe nöbeti |
|
Pathology |
|
373 |
Pathology |
tia (transient ischemic attack) n.
|
geçici iskemik atak |
|
374 |
Pathology |
transient cerebral ischaemic attack n.
|
geçici serebral iskemik atak |
|
Statistics |
|
375 |
Statistics |
attack rate n.
|
atak hızı |
|
Chemistry |
|
376 |
Chemistry |
surprise dosage attack n.
|
aşırı dozda saldırı |
|
377 |
Chemistry |
resistance to attack by hydrochloric acid n.
|
hidroklorik aside dayanıklılık |
|
378 |
Chemistry |
chemical attack n.
|
kimyasal saldırı |
|
379 |
Chemistry |
total dosage attack n.
|
tam doz saldırı |
|
380 |
Chemistry |
attack n.
|
kimyasal maddenin aşındırmaya başlaması |
|
Biochemistry |
|
381 |
Biochemistry |
nucleophylic attack n.
|
artıcıl saldırı |
|
382 |
Biochemistry |
electrophilic attack n.
|
elektrofil saldırı |
|
Marine Biology |
|
383 |
Marine Biology |
electrophilic attack n.
|
eksicil saldırı |
|
Linguistics |
|
384 |
Linguistics |
attack n.
|
ses artikülasyonunun başlangıcı |
|
Religious |
|
385 |
Religious |
attack n.
|
ilahi kurtuluş için dönüşüm çabası |
|
Geography |
|
386 |
Geography |
deposit attack n.
|
birikinti korozyonu |
|
387 |
Geography |
deposit attack n.
|
birikinti yenimi |
|
Military |
|
388 |
Military |
air attack n.
|
hava hücumu |
|
389 |
Military |
air attack n.
|
hava akını |
|
390 |
Military |
air attack n.
|
hava baskını |
|
391 |
Military |
terminal attack control n.
|
saldırı uçağına silahların manevrasını kontrol ve kullanım izni verme yetkisi |
|
392 |
Military |
toxic, chemical, biological, or radiological attack n.
|
toksik, kimyasal, biyolojik veya radyolojik saldırı |
|
393 |
Military |
minimum attack altitude n.
|
asgari taarruz irtifası |
|
394 |
Military |
sudden attack n.
|
ani saldırı |
|
395 |
Military |
surprise attack n.
|
ani saldırı |
|
396 |
Military |
hasty attack n.
|
ani taarruz |
|
397 |
Military |
search attack unit n.
|
arama hücum birliği |
|
398 |
Military |
search and attack priority n.
|
arama ve hücum önceliği |
|
399 |
Military |
successive attack n.
|
art arda taarruz |
|
400 |
Military |
follow forces attack n.
|
artçı kuvvetler taarruzu |
|
401 |
Military |
main attack n.
|
asıl taarruz |
|
402 |
Military |
attack by fire n.
|
ateşle taarruz |
|
403 |
Military |
sneak attack n.
|
baskın taarruzu |
|
404 |
Military |
ballistics attack n.
|
balistik saldırı |
|
405 |
Military |
surprise attack n.
|
baskın taarruzu |
|
406 |
Military |
biological attack n.
|
biyolojik taarruz |
|
407 |
Military |
spoiling attack n.
|
bozucu taarruz |
|
408 |
Military |
computer network attack n.
|
bilgisayar ağı saldırısı |
|
409 |
Military |
successive attack n.
|
birbiri ardınca taarruz |
|
410 |
Military |
divided air attack n.
|
bölünmüş hava taarruzu |
|
411 |
Military |
catalytic attack n.
|
bozguncu taarruz |
|
412 |
Military |
landing attack n.
|
çıkarma taarruzu |
|
413 |
Military |
frontal attack n.
|
cephe taarruzu |
|
414 |
Military |
multipurpose attack helicopter n.
|
çok maksatlı taarruz helikopteri |
|
415 |
Military |
supporting attack n.
|
destekleyici taarruz |
|
416 |
Military |
dive attack n.
|
dalış taarruzu |
|
417 |
Military |
antisubmarine air search attack unit n.
|
denizaltı savunma hava arama hücum birliği |
|
418 |
Military |
deep attack n.
|
derinlikte taarruz |
|
419 |
Military |
enemy air attack n.
|
düşman hava taarruzu |
|
420 |
Military |
attack phase n.
|
dövüş safhası |
|
421 |
Military |
preemptive attack n.
|
düşmanın saldıracağını hissederek ondan önce saldırıya geçme |
|
422 |
Military |
direct attack n.
|
doğrudan taarruz |
|
423 |
Military |
deferred air attack n.
|
ertelenmiş hava taarruzu |
|
424 |
Military |
electronic attack n.
|
elektronik saldırı |
|
425 |
Military |
electronic attack n.
|
elektronik taarruz |
|
426 |
Military |
spoiling attack n.
|
esas gayeyi saklayan perdeleme taarruzu |
|
427 |
Military |
casualty attack n.
|
gaz taarruzu |
|
428 |
Military |
attack at night n.
|
gece taarruzu |
|
429 |
Military |
night attack n.
|
gece taarruzu |
|
430 |
Military |
stern attack n.
|
geriden taarruz |
|
431 |
Military |
aerial attack n.
|
hava saldırısı |
|
432 |
Military |
air attack n.
|
hava taarruzu |
|
433 |
Military |
surveillance target and attack radar system n.
|
hedef gözetim ve saldırı radar sistemi |
|
434 |
Military |
landing attack n.
|
hava indirme taarruzu |
|
435 |
Military |
attack aircraft carrier n.
|
hücum uçak gemisi |
|
436 |
Military |
air-to-ground attack n.
|
havadan yere taarruz |
|
437 |
Military |
angle of attack n.
|
hücum açısı |
|
438 |
Military |
attack n.
|
hücum |
|
439 |
Military |
hasty attack n.
|
hazırlıksız taarruz |
|
440 |
Military |
beam attack n.
|
huzme taarruzu |
|
441 |
Military |
off-target attack n.
|
hedef harici saldırı |
|
442 |
Military |
attack helicopter n.
|
hücum helikopteri |
|
443 |
Military |
deliberate attack n.
|
hazırlıklı taarruz |
|
444 |
Military |
attack cargo ship n.
|
hücum yük gemisi |
|
445 |
Military |
spray attack n.
|
havadan gaz püskürtme taarruzu |
|
446 |
Military |
on-target attack n.
|
hedefe doğrudan saldırı |
|
447 |
Military |
spoiling attack n.
|
ikincil derecede öneme sahip |
|
448 |
Military |
drone attack n.
|
insansız hava aracı saldırısı |
|
449 |
Military |
spoiling attack n.
|
imha taarruzu |
|
450 |
Military |
flanking attack n.
|
kanatlardan taarruz |
|
451 |
Military |
counter attack n.
|
karşı taarruz |
|
452 |
Military |
flank attack n.
|
kanat taarruzu |
|
453 |
Military |
shore-to-shore attack n.
|
kıyıdan kıyıya taarruz |
|
454 |
Military |
piecemeal attack n.
|
kısmi taarruz |
|
455 |
Military |
chemical attack n.
|
kimyasal taarruz |
|
456 |
Military |
short-range attack missile n.
|
kısa menzilli saldırı füzesi |
|
457 |
Military |
short-range attack missile n.
|
kısa menzilli taarruz füzesi |
|
458 |
Military |
cut off attack n.
|
kestirme taarruz |
|
459 |
Military |
chemical attack report n.
|
kimyasal taarruz raporu |
|
460 |
Military |
coordinated attack n.
|
koordine taarruz |
|
461 |
Military |
coordinated air attack n.
|
koordine edilmiş hava taarruzu |
|
462 |
Military |
enveloping attack n.
|
kuşatma taarruzu |
|
463 |
Military |
limited attack n.
|
mahdut hedefli taarruz |
|
464 |
Military |
limited objective attack n.
|
mahdut hedefli taarruz |
|
465 |
Military |
local counter attack n.
|
mahalli karşı taarruz |
|
466 |
Military |
limpeteer attack n.
|
limpet mayınları ile taarruz |
|
467 |
Military |
joint attack force n.
|
müşterek çıkarma kuvveti |
|
468 |
Military |
ground-attack n.
|
muharebe |
|
469 |
Military |
zone of attack n.
|
muharebe bölgesi |
|
470 |
Military |
joint direct attack munition n.
|
müşterek doğrudan taarruz mühimmatı |
|
471 |
Military |
local counter attack n.
|
mevzii karşı taarruz |
|
472 |
Military |
local attack n.
|
mevzii taarruz |
|
473 |
Military |
follow forces attack n.
|
müteakip kademe kuvvetleri taarruzu |
|
474 |
Military |
joint surveillance and target attack radar system n.
|
müşterek gözetim ve hedef saldırı radar sistemi |
|
475 |
Military |
submarine attack nuclear n.
|
nükleer tahrikli denizaltı |
|
476 |
Military |
attack aircraft carrier nuclear n.
|
nükleer tahrikli hücum uçak gemisi |
|
477 |
Military |
nuclear attack n.
|
nükleer taarruz |
|
478 |
Military |
preemptive attack n.
|
ön alma taarruzu |
|
479 |
Military |
specialized attack helicopter n.
|
özel taarruz helikopteri |
|
480 |
Military |
deliberate attack n.
|
planlı taarruz |
|
481 |
Military |
dive attack n.
|
pike taarruzu |
|
482 |
Military |
radiological attack n.
|
radyolojik taarruz |
|
483 |
Military |
pre-attack measure n.
|
saldırı öncesi tedbir |
|
484 |
Military |
attack helicopter n.
|
savaş helikopteri |
|
485 |
Military |
attack and recon n.
|
saldırı ve keşif uçağı |
|
486 |
Military |
flood attack n.
|
sel saldırısı |
|
487 |
Military |
cyber attack n.
|
siber hücum |
|
488 |
Military |
cross-border attack n.
|
sınır ötesi saldırı |
|
489 |
Military |
sneak attack n.
|
sinsi taarruz |
|
490 |
Military |
surprise attack n.
|
sürpriz saldırı |
|
491 |
Military |
diversionary attack n.
|
şaşırtma taarruzu |
|
492 |
Military |
submerged attack n.
|
sualtından hücum |
|
493 |
Military |
strategic air attack n.
|
stratejik hava taarruzu |
|
494 |
Military |
diversionary attack n.
|
şaşırtma saldırısı |
|
495 |
Military |
sudden attack n.
|
sürpriz saldırı |
|
496 |
Military |
attack altitude n.
|
taarruz irtifası |
|
497 |
Military |
attack n.
|
taarruz |
|
498 |
Military |
attack pattern n.
|
taarruz paterni |
|
499 |
Military |
attack condition bravo n.
|
taarruz bravo durumu |
|
500 |
Military |
attack size n.
|
taarruz büyüklüğü |
|