bring out - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

bring out

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "bring out" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 44 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
bring out v. yapmak (yeni bir şeyi)
bring out v. ortaya çıkarmak
bring out v. meydana çıkarmak
bring out v. belli etmek
bring out v. piyasaya yeni mal sürmek
bring out v. çıkarmak
bring out v. yayımlamak
bring out v. yayımlamak (yeni bir şeyi)
bring out v. üretmek
bring out v. konuşarak rahatlamasını sağlamak
bring out v. üzerinde durmak
bring out v. yayınlamak
bring out v. görülmesini sağlamak
bring out v. yapmak
bring out v. -i açmak
bring out v. piyasaya sürmek
bring out v. su yüzüne çıkarmak
Phrasals
bring out v. gün yüzüne çıkartmak
bring out v. (birini) sosyal çevresine tanıştırmak
bring out v. dile getirmek
bring out v. bir şeyi dışarı çıkarmak
bring out v. bir şey sunmak
bring out v. bir şey dağıtmak
bring out v. belirginleştirmek
bring out v. görünür kılmak
bring out v. dışına çıkarmak
bring out v. birinin bir şeyi açıklamasını sağlamak
bring out v. birinin bir şeyi deşifre etmesini/ortaya dökmesini sağlamak
bring out v. birinin bir şeyi açığa vurmasını/açık etmesini sağlamak
bring out v. birinin bir şeyi ifşa etmesini sağlamak
bring out v. bir şeyi vurgulamak
bring out v. bir şeye ışık tutmak
bring out v. bir şeye dikkat çekmek
bring out v. toplamak
bring out v. harekete geçirmek
bring out v. teşvik etmek
bring out v. öne çıkarmak
bring out v. öne çıkmasını sağlamak
bring out v. pekiştirmek
bring out v. (çekingen birini) kabuğundan çıkarmak
bring out v. (zıtlık yoluyla) dikkati yöneltmek
bring out v. ilk defa sahneye sunmak
bring out v. söylemek
bring out v. deyivermek

Bedeutungen, die der Begriff "bring out" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 111 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
bring out into the open v. açığa çıkarmak
bring out the best in someone v. birinin içindeki cevheri çıkarmak
bring something out v. üretmek
bring out one’s eyes v. gözlerini ortaya çıkarmak
bring out the truth v. gerçeği ortaya çıkarmak
Phrasals
bring (someone or something) out of (somewhere or someone) v. (bir yerden/durumdan) çıkmasını sağlamak
bring (someone or something) out of (somewhere or someone) v. (bir yerden/durumdan) ortaya çıkmasını/kurtulmasını sağlamak
bring (someone or something) out of (somewhere or someone) v. ağzından laf almak
bring (someone or something) out of (somewhere or someone) v. ağzından zorla/gıdım gıdım laf almak
bring (someone or something) out of (somewhere or someone) v. konuşturmak
bring (someone or something) out of (somewhere or someone) v. söyletmek
bring someone or something out of something v. (bir yerden/durumdan) çıkmasını sağlamak
bring someone or something out of something v. (bir yerden/durumdan) ortaya çıkmasını/kurtulmasını sağlamak
bring someone or something out of something v. sokağa/balkonlara dökmek
bring someone or something out v. (bir yerden/durumdan) çıkmasını sağlamak
bring someone or something out v. (bir yerden/durumdan) ortaya çıkmasını/kurtulmasını sağlamak
bring someone or something out v. sokağa/balkonlara dökmek
bring something out of someone v. ağzından laf almak
bring something out of someone v. ağzından zorla/gıdım gıdım laf almak
bring something out of someone v. konuşturmak
bring something out of someone v. söyletmek
bring something out v. ağzından laf almak
bring something out v. ağzından zorla/gıdım gıdım laf almak
bring something out v. konuşturmak
bring something out v. söyletmek
bring (someone) back out v. (alkışlarla tekrar) sahneye çağırmak
bring (someone) back out v. bis yapmak
bring someone back out v. (alkışlarla tekrar) sahneye çağırmak
bring someone back out v. bis yapmak
bring someone out (on something) v. sahneye çıkarmak
bring someone out (on something) v. alkışlarla sahneye getirmek
bring back out v. alkışlarla tekrar sahneye çağırmak
bring back out v. bis yapmak
bring something out (in someone) v. (birinin içindeki) bir şeyi ortaya çıkarmak
bring something out (in someone) v. (birinin içindeki) bir şeyi açığa çıkarmak
bring something out v. yayınlamak
bring something out v. halka sunmak
bring something out v. (bir yayın) çıkartmak
bring something out v. piyasaya çıkarmak
bring something out v. yayımlamak
bring something out v. söyletmek
bring something out v. anlattırmak
bring something out v. söylemesini/anlatmasını sağlamak
bring out of v. çıkmasını sağlamak
bring out of v. ortaya çıkmasını/kurtulmasını sağlamak
bring out of v. ağzından laf almak
bring out of v. ağzından zorla/gıdım gıdım laf almak
bring out of v. konuşturmak
bring out of v. söyletmek
bring something out of someone v. birinin ötmesini sağlamak
bring something out of someone v. birinin ağzından zorla laf almak
bring something out of someone v. birini zorla konuşturmak
bring something out of someone v. birine zorla bildiklerini söyletmek
bring something out of someone v. birine zorla anlattırmak
bring something out of someone v. birinin ağzından gıdım gıdım laf almak
bring out [uk] v. (bir kızı) sosyeteye tanıtmak
Idioms
bring (someone or something) out in droves v. (bir yerin) insanlarla dolup taşmasını sağlamak
bring (someone or something) out in droves v. insanların/canlıların ilgisini/dikkatini (bir yere) çekmek
bring (someone or something) out in droves v. insanların/hayvanların (bir yere) üşüşmesini sağlamak
bring someone or something out in droves v. (bir yerin) insanlarla dolup taşmasını sağlamak
bring someone or something out in droves v. insanların/canlıların ilgisini/dikkatini (bir yere) çekmek
bring someone or something out in droves v. insanların/hayvanların (bir yere) üşüşmesini sağlamak
get one out of one's shelli bring one out v. birisini kabuğundan çıkarmak
bring out the worst in someone v. birinin içindeki kötü yönleri çıkarmak
bring out the worst in someone v. birinin kötü yönlerini çıkarmak
bring one out v. birini kabuğundan çıkarmak
bring one out of one's shell v. birisini kabuğundan çıkarmak
bring (one) out of one's shell v. birini kabuğundan çıkarmak
bring out of one's shell v. çekingenliğini yenmesine yardımcı olmak
bring something out of mothballs v. naftalinlerin/tozlu yapraklar arasından (sandıktan) çıkarmak
bring out of one's shell v. kabuğundan çıkmak
bring something out of mothballs v. tozlu raflardan çıkarmak
bring out of one's shell v. utangaçlığı üzerinden atmak
bring someone or something out in droves v. insanların/hayvanların bir yere akın etmesini/akın akın gelmesini sağlamak
bring someone or something out in droves v. insanları/hayvanları bir yere çekmek için aklını çelmek
bring someone or something out in droves v. insanları/hayvanları bir yere toplamak/çekmek için kandırmak/ayartmak
bring someone or something out in droves v. insanları/hayvanları sürü halinde bir araya getirmek
bring someone or something out in droves v. insanları/hayvanları kalabalık bir grup halinde bir araya toplamak/getirmek
bring someone or something out in droves v. insanları/hayvanları büyük gruplar halinde bir yere çekmek
bring someone or something out in droves v. bir insan/hayvan seli yaratmak
bring (something) out of mothballs v. (bir şeyi) kullanmaya başlamak
bring (something) out of mothballs v. (bir şeyi) kullanıma sokmak
bring out in droves v. dolup taşmasını sağlamak
bring out in droves v. üşüşmelerini sağlamak
bring out in droves v. akın ettirmek
bring out in droves v. akın akın gelmelerini sağlamak
bring out in droves v. bir araya toplamak/getirmek
bring out in droves v. gruplar halinde bir yere çekmek
bring out in droves v. (insan/hayvan) seli yaratmak
bring (something) out of mothballs v. kullanmaya başlamak
bring (something) out of mothballs v. uygulamak
bring (something) out of mothballs v. yürürlüğe koymak
bring out of shell v. kabuğundan çıkarmak/çıkmak
bring out of shell v. utangaçlığını attırmak/atmak
bring out the best in v. içindeki cevheri ortaya çıkarmak
bring out the best in v. içindeki iyiliği/iyi özellikleri ortaya çıkarmak
bring out the best in v. iyi yanlarını ortaya çıkarmasını sağlamak
bring out the best in (one) v. (birinin) içindeki cevheri ortaya çıkarmak
bring out the best in (one) v. (birinin) içindeki iyiliği/iyi özellikleri ortaya çıkarmak
bring out the best in (one) v. (birinin) iyi yanlarını ortaya çıkarmasını sağlamak
bring out the best in somebody v. birinin içindeki cevheri ortaya çıkarmak
bring out the best in somebody v. birinin içindeki iyiliği/iyi özellikleri ortaya çıkarmak
bring out the best in somebody v. birinin iyi yanlarını ortaya çıkarmasını sağlamak
bring out the worst in (one) v. (birinin) içindeki kötülüğü ortaya çıkarmak
bring out the worst in (one) v. (birinin) içindeki kötü özellikleri ortaya çıkarmak
bring out the worst in (one) v. (birinin) kötü yanlarını dışa vurmasına neden olmak
bring out the worst in somebody v. birinin içindeki kötülüğü ortaya çıkarmak
bring out the worst in somebody v. birinin içindeki kötü özellikleri ortaya çıkarmak
bring out the worst in somebody v. birinin kötü yanlarını dışa vurmasına neden olmak
Trade/Economic
bring out [uk] v. grev yaptırmak
Pathology
bring out (in) v. leke, kızarıklık ile kaplamak