dilekçe

Bedeutungen von dem Begriff "dilekçe" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 15 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	dilekçe	petition n.
Their petitions illuminate the path the Union still has to travel to ensure peace of mind for our citizens. Dilekçeleri, Birliğin vatandaşlarımızın huzurunu sağlamak için kat etmesi gereken yolu aydınlatıyor. More Sentences
Trade/Economic
2	Trade/Economic	dilekçe	petition n.
Yesterday, my party in the UK launched a petition to our parliament demanding it. Dün Birleşik Krallık'taki partim parlamentomuza bu yönde bir talep içeren bir dilekçe sundu. More Sentences
Law
3	Law	dilekçe	petition n.
The petition claims that the United Kingdom Government has not properly applied the EU insurance directives. Dilekçe, Birleşik Krallık Hükümetinin AB sigorta yönergelerini gerektiği gibi uygulamadığını iddia etmektedir. More Sentences
Politics
4	Politics	dilekçe	petition n.
I once presented a youth petition for a referendum for service and justice and against privilege. Bir keresinde hizmet ve adalet için ve ayrıcalığa karşı bir referandum için bir gençlik dilekçesi sunmuştum. More Sentences
Technical
5	Technical	dilekçe	petition n.
The European Parliament is therefore grateful for his petition since it draws attention to a problem with the law. Bu nedenle Avrupa Parlamentosu, yasadaki bir soruna dikkat çektiği için bu dilekçeye minnettardır. More Sentences
General
6	General	dilekçe	application n.
7	General	dilekçe	prayer n.
8	General	dilekçe	request n.
9	General	dilekçe	address n.
10	General	dilekçe	letter of application n.
11	General	dilekçe	contemplation [obsolete] n.
Trade/Economic
12	Trade/Economic	dilekçe	application n.
13	Trade/Economic	dilekçe	libel n.
14	Trade/Economic	dilekçe	bill n.
Politics
15	Politics	dilekçe	motion n.

Bedeutungen, die der Begriff "dilekçe" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 81 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	dilekçe sahibi	petitioner n.
The petitioner gathered signatures for a petition to ban plastic straws in their city. Dilekçe sahibi, şehirlerinde plastik pipetlerin yasaklanması için imza kampanyası düzenledi. More Sentences
2	General	dilekçe verme	petitioning n.
Petitioning Parliament is an essential right for the citizens of Europe. Parlamento'ya dilekçe vermek Avrupa vatandaşları için vazgeçilmez bir haktır. More Sentences
3	General	dilekçe vermek	petition v.
Many of these parents have now decided to petition this Parliament. Bu ebeveynlerin çoğu şimdi Parlamentoya dilekçe vermeye karar verdi. More Sentences
4	General	dilekçe vermek	submit a petition v.
Few citizens, however, are aware that they may submit a petition. Ancak çok az vatandaş dilekçe verebileceğinin farkındadır. More Sentences
Trade/Economic
5	Trade/Economic	dilekçe sahibi	petitioner n.
Why not reveal the questions to the public, why not to the petitioners? Neden sorular kamuoyuna açıklanmıyor, neden dilekçe sahiplerine açıklanmıyor? More Sentences
Law
6	Law	dilekçe hakkı	right of petition n.
That reflects a negative attitude towards the European citizens' right of petition. Bu, Avrupa vatandaşlarının dilekçe hakkına yönelik olumsuz bir tutumu yansıtmaktadır. More Sentences
7	Law	dilekçe sahibi	petitioner n.
The situations in which petitioners find themselves are often Kafkaesque. Dilekçe sahiplerinin kendilerini içinde buldukları durumlar genellikle Kafkaesktir. More Sentences
8	Law	dilekçe vermek	petition v.
A number of European citizens have petitioned this Parliament about problems with Lloyds of London. Bir dizi Avrupa vatandaşı Lloyds of London ile ilgili sorunlar hakkında Parlamentoya dilekçe verdi. More Sentences
Politics
9	Politics	dilekçe komisyonu	petition committee n.
Our first report is from the Petitions Committee by the Earl of Stockton on the case of the Reverend Owen. İlk raporumuz Stockton Kontu'nun Muhterem Owen'ın davasıyla ilgili Dilekçe Komitesi'nden. More Sentences
10	Politics	dilekçe komisyonu	committee on petition n.
That petition was declared admissible by the Committee on Petitions. Bu dilekçe Dilekçe Komitesi tarafından kabul edilebilir bulunmuştur. More Sentences
Institutes
11	Institutes	dilekçe komisyonu	committee on petitions n.
We should renounce those Member States which obstruct the work of the Committee on Petitions. Dilekçeler Komitesi'nin çalışmalarını engelleyen Üye Devletlerden vazgeçmeliyiz. More Sentences
General
12	General	daire şeklinde imzalanan dilekçe	round robin n.
13	General	dilekçe sahibi	supplicant n.
14	General	dilekçe sahibi	suitor n.
15	General	dilekçe örneği	petition sample n.
16	General	dilekçe veren kimse	asker n.
17	General	dilekçe veren kimse	motioner [obsolete] n.
18	General	dilekçe sahibi	orator n.
19	General	dilekçe sahibi kadın	oratress n.
20	General	(dilekçe) talep kısmı	prayer n.
21	General	dilekçe sahiplerinin davalarını mahkemeye taşımayı meslek edinmiş kimse	suit broker n.
22	General	yazılı dilekçe	supplication n.
23	General	resmi dilekçe	supplication n.
24	General	dilekçe yazan kimse	supplicator n.
25	General	dilekçe sahibi	supplicator n.
26	General	dilekçe vermek	make a petition v.
27	General	arzetmek (dilekçe vb'ni)	lodge v.
28	General	dilekçe almak	receive a petition v.
29	General	dilekçe yazmak	write a petition v.
30	General	dilekçe göndermek	submit a petition v.
31	General	dilekçe sunmak	submit a petition v.
32	General	dilekçe vermek	address v.
33	General	dilekçe yazmak	solicit v.
34	General	dilekçe vermek	solicit v.
35	General	dilekçe ile elde edilebilen	impetrable [obsolete] adj.
36	General	dilekçe üzerine iptal edilebilen	impetrable [obsolete] adj.
Phrasals
37	Phrasals	resmi dilekçe vermek	put in v.
38	Phrasals	dilekçe yazmak	put up v.
39	Phrasals	(bir şey) için dilekçe vermek	petition for (something) v.
40	Phrasals	(bir şey) için dilekçe yazmak	petition for (something) v.
Trade/Economic
41	Trade/Economic	dilekçe tarihi	filling date n.
42	Trade/Economic	dilekçe veren	applicant n.
43	Trade/Economic	dilekçe tarihi	date of filling n.
44	Trade/Economic	dilekçe sahibi	applicant n.
45	Trade/Economic	dilekçe encümeni	committee on petition n.
46	Trade/Economic	dilekçe veren	petitioner n.
47	Trade/Economic	dilekçe sahibi	proponent n.
48	Trade/Economic	ödeme süresinin uzatılması için yazılan dilekçe	petition for remission of payment n.
Law
49	Law	bir üst mahkemede dava açma talebini içeren dilekçe	bill of certiorari n.
50	Law	dilekçe sahibi	libellant n.
51	Law	dilekçe sahibi	orator n.
52	Law	dilekçe hakkının kötüye kullanılması	abuse of the right of petition n.
53	Law	dilekçe hakkı	right to petition n.
54	Law	dilekçe sahibi	libelant n.
55	Law	dilekçe hakkı	petition right n.
56	Law	dilekçe veren	petitioner n.
57	Law	dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi	preventing the exercise of the right to petition n.
58	Law	dilekçe hakkı	right to petition n.
59	Law	hatalı dilekçe	petition in error n.
60	Law	ihtiyari dilekçe	voluntary petition n.
61	Law	ilave dilekçe	supplemental bill n.
62	Law	sözleşmenin düzenlenmesi için verilen dilekçe	petition for arrangement n.
63	Law	toplu dilekçe	collective petition n.
64	Law	resmi dilekçe	rogation [obsolete] n.
65	Law	biri yeterliyken iki veya daha fazla dilekçe verme	duplicity n.
66	Law	davalının davacıdan şikayetini bildiren dilekçe	cross-bill n.
67	Law	(dilekçe veya metinde) hakaret niteliğindeki ifadeye ilişkin açıklama	inuendo n.
68	Law	dilekçe vermek	file a petition v.
69	Law	dilekçe vermek	submit a petition v.
70	Law	dilekçe yazmak	petition v.
71	Law	vermek (dilekçe)	file v.
72	Law	dilekçe ile	by petition adv.
73	Law	adımıza dilekçe tanzimine, neticelerini istihsale	prepare applications on our behalf and to finalize the matters therein specified expr.
Politics
74	Politics	dilekçe veren	declarant n.
75	Politics	dilekçe hakkı	right of petition n.
76	Politics	yüksek dilekçe kurulu	ombudsman n.
Education
77	Education	(üniversitede bölüm açma veya bölüm birleştirme amaçlı verilen) resmi dilekçe	supplicat [uk] n.
78	Education	(üniversitede bölüm açma veya bölüm birleştirme amaçlı verilen) resmi dilekçe	supplicate n.
79	Education	(üniversitede bölüm açma veya bölüm birleştirme amaçlı verilen) resmi dilekçe	supplication [uk] n.
History
80	History	eski zamanlarda dilekçe ve taleplere kraliyet adına cevap yazıp gönderen kişilere verilen unvan	referendary [obsolete] n.
Archaic
81	Archaic	dilekçe vermede, davada aciliyet	instance n.