gözlüklü - Türkisch Englisch Wörterbuch

gözlüklü

Bedeutungen von dem Begriff "gözlüklü" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 7 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
gözlüklü bespectacled adj.
The bespectacled librarian helped me find the book.
Gözlüklü kütüphaneci, kitabı bulmama yardım etti.

More Sentences
gözlüklü spectacled adj.
gözlüklü wearing glasses adj.
gözlüklü begoggled adj.
gözlüklü goggled adj.
gözlüklü spaky adj.
Colloquial
gözlüklü four-eyed adj.

Bedeutungen, die der Begriff "gözlüklü" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 19 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
gözlüklü şirin smurf with glasses n.
gözlüklü şirin brainy smurf n.
Colloquial
aşırı süslü giyinmiş güneş gözlüklü kimse hollywood n.
güneş gözlüklü tip sunglasses n.
Marine
su altı etkinliklerini kolaylaştıracak şekilde dalgıcın gözleri ve burnunu kapatan cam gözlüklü mask face-mask n.
Zoology
beyaz gözlüklü arap bülbülü pycnonotus xanthopygos n.
gözlüklü ayı andean bear (tremarctos ornatus) n.
gözlüklü ayı spectacled bear n.
gözlüklü ayı andean short-faced bear n.
gözlüklü ayı mountain bear n.
gözlüklü kayman yakare (jacare sclerops) n.
gözlüklü penguen jackass penguin (spheniscus demersus) n.
gözlüklü langur spectacled langur n.
Latin
gözlüklü semender salamandrin terdigitata n.
Reptiles
gözlüklü kayman yacare (caiman crocodilus) n.
gözlüklü kayman jacare sclerops n.
gözlüklü kayman spectacled alligator n.
gözlüklü kayman spectacled cayman n.
British Slang
gözlüklü kimse specky-four-eyes n.