Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Synonyme
Sätze
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf
kötülük
Bedeutungen von dem Begriff
"kötülük"
im Englisch Türkisch Wörterbuch : 94 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
Common Usage
1
Common Usage
kötülük
evil
n.
General
2
General
kötülük
malignancy
n.
3
General
kötülük
disservice
n.
4
General
kötülük
misdeed
n.
5
General
kötülük
malignment
n.
6
General
kötülük
misdoing
n.
7
General
kötülük
malignity
n.
8
General
kötülük
ill
n.
9
General
kötülük
malfeasance
n.
10
General
kötülük
beastliness
n.
11
General
kötülük
iniquity
n.
12
General
kötülük
wrongdoing
n.
13
General
kötülük
evilness
n.
14
General
kötülük
a bad turn
n.
15
General
kötülük
darkness
n.
16
General
kötülük
enormity
n.
17
General
kötülük
egregiousness
n.
18
General
kötülük
miserableness
n.
19
General
kötülük
villainy
n.
20
General
kötülük
vice
n.
21
General
kötülük
grievousness
n.
22
General
kötülük
harm
n.
23
General
kötülük
deviltry
n.
24
General
kötülük
belial
n.
25
General
kötülük
badness
n.
26
General
kötülük
wickedness
n.
27
General
kötülük
bad action
n.
28
General
kötülük
malignite
n.
29
General
kötülük
perversity
n.
30
General
kötülük
diskindness
n.
31
General
kötülük
wrong
n.
32
General
kötülük
iniquitousness
n.
33
General
kötülük
venom
n.
34
General
kötülük
mischief
n.
35
General
kötülük
seaminess
n.
36
General
kötülük
bad
n.
37
General
kötülük
malice
n.
38
General
kötülük
nefariousness
n.
39
General
kötülük
bane
n.
40
General
kötülük
devilry
n.
41
General
kötülük
adharma
n.
42
General
kötülük
terribleness
n.
43
General
kötülük
the bad
n.
44
General
kötülük
ugliness
n.
45
General
kötülük
vengeance [obsolete]
n.
46
General
kötülük
unholiness
n.
47
General
kötülük
unpleasingness
n.
48
General
kötülük
unrightfulness
n.
49
General
kötülük
unskill [obsolete]
n.
50
General
kötülük
unvirtue
n.
51
General
kötülük
malevolence
n.
52
General
kötülük
malevolency
n.
53
General
kötülük
viciousness
n.
54
General
kötülük
villainousness
n.
55
General
kötülük
villainy
n.
56
General
kötülük
malefeasance [obsolete]
n.
57
General
kötülük
vilany
n.
58
General
kötülük
villanage
n.
59
General
kötülük
malicho [obsolete]
n.
60
General
kötülük
mallecho
n.
61
General
kötülük
malum
n.
62
General
kötülük
low-mindedness
n.
63
General
kötülük
harmfulness
n.
64
General
kötülük
miscreancy
n.
65
General
kötülük
mistreading [obsolete]
n.
66
General
kötülük
gloat
n.
67
General
kötülük
objectionableness
n.
68
General
kötülük
damnability
n.
69
General
kötülük
dere
n.
70
General
kötülük
rottenness
n.
71
General
kötülük
illness [obsolete]
n.
72
General
kötülük
devilry
n.
73
General
kötülük
deviltry
n.
74
General
kötülük
diablerie
n.
75
General
kötülük
diablerie
n.
76
General
kötülük
disvalue
n.
77
General
kötülük
corruption [dialect] [uk]
n.
78
General
kötülük
scabbedness
n.
79
General
kötülük
scoundreldom
n.
80
General
kötülük
scoundrelism
n.
81
General
kötülük
foulness
n.
82
General
kötülük
egregious
adj.
83
General
kötülük
nought [obsolete]
pron.
Colloquial
84
Colloquial
kötülük
no good
n.
Trade/Economic
85
Trade/Economic
kötülük
malice
n.
Law
86
Law
kötülük
mischief
n.
87
Law
kötülük
malfeasance
n.
88
Law
kötülük
malice
n.
89
Law
kötülük
malfaisance
n.
Medical
90
Medical
kötülük
malignance
n.
91
Medical
kötülük
malignancy
n.
Religious
92
Religious
kötülük
devil
n.
Archaic
93
Archaic
kötülük
bale
n.
94
Archaic
kötülük
livor
n.
Bedeutungen, die der Begriff
"kötülük"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 160 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
kötülük eden kimse
mischiefmaker
n.
2
General
kötülük etme
malefaction
n.
3
General
kötülük yuvası
hotbed
n.
4
General
kötülük eden
evildoer
n.
5
General
kötülük eden kimse
evildoer
n.
6
General
kaynak (fesat/kötülük/huzursuzluk)
hotbed
n.
7
General
yatak (fesat/kötülük/huzursuzluk)
hotbed
n.
8
General
büyük kötülük
enormity
n.
9
General
kötülük eden kimse
rascal
n.
10
General
yuva (fesat/kötülük/huzursuzluk)
hotbed
n.
11
General
kötülük eden kimse
malefactor
n.
12
General
kötülük dolu
balefulness
n.
13
General
kökleşmiş kötülük
malignity
n.
14
General
çok kötülük
awfulness
n.
15
General
kötülük belirtisi
portent
n.
16
General
kötülük eden kimse
wrongdoer
n.
17
General
kötülük alameti
harbinger of doom
n.
18
General
kötülük isteyen kimse
ill-wisher
n.
19
General
kötülük eden kimse
rascaille
n.
20
General
büyük kötülük
bale
n.
21
General
aşırı kötülük
facinorousness
n.
22
General
kötülük yapan kimse
maligner
n.
23
General
kötülük yapan kimse
evildoing
n.
24
General
kötülük eden kadın
malefactress
n.
25
General
zarar verme veya kötülük yapma
maleficence
n.
26
General
kötülük yapan
wronger
n.
27
General
yaklaşan kötülük
menace
n.
28
General
daha yüksek dereceli kötülük
worse
n.
29
General
yapılabilecek en büyük kötülük
worst
n.
30
General
kötülük eden kimse
wronger
n.
31
General
kötülük yeri
hell
n.
32
General
kötülük yapan kimse
misdoer
n.
33
General
kötülük korkusu
misdread
n.
34
General
aşırı kötülük
immanity [obsolete]
n.
35
General
yaklaşan kötülük
imminence
n.
36
General
kötülük eden kimse
faulter
n.
37
General
kötülük diyarı
pandaemonium
n.
38
General
başkasının kötülük arzusuna hizmet eden kimse
pander
n.
39
General
kötülük yuvası
sinkhole
n.
40
General
(kötülük) yuva
sump
n.
41
General
kötülük etmek
wrong
v.
42
General
kötülük etmek
harm
v.
43
General
kötülük etmek
get at
v.
44
General
intikam almak (kötülük yapan birinden)
pay someone back
v.
45
General
kötülük yapmak
harm
v.
46
General
kötülük yapmak
misdo
v.
47
General
kötülük beslemek
wish harm on another
v.
48
General
hakkından gelmek (kötülük yapan birinin)
pay someone back
v.
49
General
kötülük yapmak
do wrong
v.
50
General
kötülük etmek
do somebody harm
v.
51
General
birinden kötülük gelmek
get injured by
v.
52
General
birinden kötülük gelmek
be harmed
v.
53
General
birinden kötülük gelmek
be damaged by
v.
54
General
kötülük yapmak
do evil
v.
55
General
kötülük getirmek
bring evil
v.
56
General
kötülük görmek
suffer evil
v.
57
General
kötülük etmek
aguilt
v.
58
General
kötülük yapmak
maleficiate [obsolete]
v.
59
General
kötülük barındırmak
malice [obsolete]
v.
60
General
kötülük yapmak
wrong
v.
61
General
cezalandırmak için kötülük yapmak
hang
v.
62
General
kötülük etmek
wrang [scotland]
v.
63
General
kötülük peşinde olan
wicked
adj.
64
General
ruhunda kötülük besleyen
wicked
adj.
65
General
kötülük habercisi
ominous
adj.
66
General
kötülük dolu
baleful
adj.
67
General
kötülük yapmış
unholy
adj.
68
General
kötülük peşinde olan
unpitious
adj.
69
General
kötülük yapan
maleficient
adj.
70
General
kötülük habercisi
bodeful
adj.
71
General
kötülük yapan
miscreative
adj.
72
General
kötülük habercisi
doomful
adj.
73
General
kötülük habercisi olan
fatal [obsolete]
adj.
74
General
kötülük getiren
fateful
adj.
75
General
kötülük habercisi
oracular
adj.
Phrasals
76
Phrasals
birine kötü davranmak/zarar vermek/kötülük etmek
mess someone over
v.
77
Phrasals
ödeşmek (kötülük yapan biriyle)
pay someone back
v.
78
Phrasals
(biri için) kötülük dilemek
call something down
v.
Phrases
79
Phrases
şeytan dünyaya gelip ilk aşkını bulduğunda kötülük serbest kalacak
when the devil walks the earth and finds his first love evil shall be released
expr.
80
Phrases
iyiler bir şey yapmadıkça kötülük kazanır
evil triumphs when good men do nothing
expr.
81
Phrases
hiçbir kötülük gütmeden
in all innocence
expr.
82
Phrases
kötülük alışkanlık yapar
evil becomes a habit
expr.
Proverb
83
Proverb
kötülük cezasız kalmaz
mills of god grind slowly yet they grind exceeding small
84
Proverb
kötülük eninde sonunda cezasını bulur
mills of god grind slowly yet they grind exceeding small
85
Proverb
kötülük eden kötülük bulur
the biter gets bit
86
Proverb
kötülük eden kötülük bulur
the weed of crime bears bitter fruit
87
Proverb
tanrıdan iyilik şeytandan kötülük gelir
god sends meat and the devil sends cooks
88
Proverb
tanrı iyilik şeytan kötülük verir
god sends meat and the devil sends cooks
89
Proverb
iyilik eden iyilik bulur kötülük eden kötülük bulur
what goes over the devil's back comes under his belly
90
Proverb
kötülükten uzak durana kötülük de bulaşmaz
avoid evil and it will avoid thee
Colloquial
91
Colloquial
kötülük yapmayı seven kimse
sinnerman
n.
92
Colloquial
kötülük dehası
evil genius
n.
93
Colloquial
kötülük yuvası
sink of iniquity
n.
94
Colloquial
kötülük yuvası
sink of corruption
n.
95
Colloquial
birine kötülük etmeye çalışmak
be out to get someone
v.
96
Colloquial
birine iyilik, kötülük etmek
do somehow by someone
v.
97
Colloquial
-e iyilik, kötülük etmek
do somehow by
v.
98
Colloquial
birine kötülük etmek/yapmak
do someone dirt
v.
99
Colloquial
kötülük etmeye çalışan
out to get
expr.
100
Colloquial
kötülük etmeye çalışan
out to get (one)
expr.
Idioms
101
Idioms
kötülük okunan bakış
the evil eye
n.
102
Idioms
içinde kötülük olan kimse
a rotten egg
n.
103
Idioms
birisine kötülük etmek
do one an ill turn
v.
104
Idioms
iyilikten çok kötülük yapmak
do more harm than good
v.
105
Idioms
içinde hiç kötülük olmamak
pure in heart
v.
106
Idioms
karşılığında kötülük yapmak
do evil in return
v.
107
Idioms
kötülük etmek
screw up
v.
108
Idioms
kötülük yapana iyilik ederek onun suçluluk duymasını sağlamak
heap coals of fire on someone's head
v.
109
Idioms
kızgınlıkla kendi kendine kötülük etmek
cut off one's nose to spite one's face
v.
110
Idioms
birine kötülük yapmak
do somebody no favours
v.
111
Idioms
birine kötülük yapmak
not do somebody any favours
v.
112
Idioms
(birine) kötülük/fenalık yapmak
do (someone) a bad turn
v.
113
Idioms
(birine) kötülük etmek
do (one) a disservice
v.
114
Idioms
(birine) bir kötülük yapmak
do (one) a mischief [uk/australia]
v.
115
Idioms
(birine) kötülük etmek
do (one) a mischief [uk/australia]
v.
116
Idioms
(kendine/birine) kötülük etmek
do (oneself or someone) an injustice
v.
117
Idioms
birine kötülük etmek/yapmak
do someone dirt
v.
118
Idioms
birine kötülük etmek/yapmak
do someone dirty
v.
119
Idioms
birine kötülük etmek
do somebody a disservice
v.
120
Idioms
birine kötülük etmek
do somebody no service
v.
121
Idioms
kendine kötülük yapmak/etmek
do yourself a mischief
v.
122
Idioms
birine kötülük yapmak/etmek
do somebody a mischief
v.
123
Idioms
birine kötülük yapmak/etmek
do someone a mischief
v.
124
Idioms
birine kötülük etmek/yapmak
do the dirt on someone [us]
v.
125
Idioms
kötülük yapana iyilik ederek onun suçluluk duymasını sağlamak
heap coals of fire on (one's) head
v.
126
Idioms
içi kötülük dolu
bad to the bone
adj.
127
Idioms
kötülük iliklerine işlemiş kişi
bad to the bone
adj.
128
Idioms
iliklerine kadar kötülük işlemiş
evil to the core
adj.
129
Idioms
(birinin) damarlarında bir damla bile kötülük/kıskançlık bulunmaz
doesn't have a (certain kind of) bone in (one's) body
expr.
130
Idioms
iyilikten çok kötülük
more kicks than halfpence [obsolete]
expr.
131
Idioms
(birinin) kalbinde kötülük yok
(one's) heart is in the right place
expr.
Law
132
Law
açık kötülük
malice in fact
n.
133
Law
bariz kötülük niyeti
express malice
n.
134
Law
bariz kötülük
malice in fact
n.
135
Law
fiilen kötülük
express malice
n.
136
Law
kötülük eden
malefactor
n.
137
Law
kötülük etme
malefaction
n.
Psychology
138
Psychology
kötülük görme sanrısı
delusion of persecution
n.
139
Psychology
kötülük görme sanrısı
delusions of persecution
n.
Astronomy
140
Astronomy
kötülük belirtisi
disaster [obsolete]
n.
Social Sciences
141
Social Sciences
kötülük doktrini ile ilgilenen bir teoloji alanı
ponerology
n.
Literature
142
Literature
kötülük dolu zaman
night
n.
143
Literature
robert louis setevenson'un "the strange case of dr. jekyll and mr. hyde" romanında, gençliğinde bazı pis işlere karışmış saygıdeğer bir doktor olan ve iyilikle kötülük arasında gidip gelen karakter
jekyll
n.
History
144
History
ortaçağ'da kötülük yerine iyi amaçlar uğruna büyü yaptığına inanılan cadılar
white witch
n.
145
History
ortaçağ'da kötülük yerine iyi amaçlar uğruna büyü yaptığına inanılan cadılar
cunning folk
n.
146
History
ortaçağ'da kötülük yerine iyi amaçlar uğruna büyü yaptığına inanılan cadılar
cunni̇ng folk
n.
Religious
147
Religious
zerdüştlük dininde karanlık ve kötülük tanrısı
ahriman
n.
148
Religious
hindu inanışına göre kötülük tanrıları
asura
n.
149
Religious
zerdüştlük dininde karanlık ve kötülük tanrısı
ariman
n.
150
Religious
özden gelen kötülük
depravity
n.
151
Religious
(jainizmde) kötülük
papa
n.
152
Religious
kötülük peşinde olan
ungodly
adj.
Mythology
153
Mythology
kötülük yapan cadı
bad fairy
n.
154
Mythology
(iskandinav mitolojisinde) kötülük ve kurnazlık tanrısı
lok
n.
Archaic
155
Archaic
büyük kötülük
devil
n.
Slang
156
Slang
etrafına kötülük saçan kimse
typhoid mary
n.
157
Slang
-e kötülük yapmak
do a number on
v.
Star Wars
158
Star Wars
kötülük mağarası
cave of evil
n.
159
Star Wars
kötülük gözünü sana dikti
evil has its eyes on you
n.
160
Star Wars
pislik ve kötülük yuvası
wretched hive of scum and villany
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of kötülük
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy