make bad - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

make bad

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen, die der Begriff "make bad" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 31 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
make bad blood v. aralarını açmak
make a bad impression on someone v. kötü bir izlenim bırakmak
make the best of a bad situation v. kötü bir durum karşısında idare etmeye çalışmak
make someone bad-tempered v. huysuzlaştırmak
make bad decisions v. kötü kararlar almak
Proverb
make the best of a bad job kötü bir işi elden geldiğince düzeltmek
hard cases make bad laws kurunun yanında yaş da yanar
hard cases make bad laws aptalca eylemler anlamsız kurallara yol açar
hard cases make bad laws tekil ve saçma durumlar için konulan kurallara uyulmasını beklemek de saçmadır
Colloquial
make some bad choices v. bazı yanlış seçimler yapmak
Idioms
make the best of a bad bargain v. her şeye göğüs germek
make the best of a bad situation v. zarardan yarar sağlamak
make the best of a bad bargain v. yapabileceğinin en iyisini yapmak
make the best of a bad situation v. zor koşullar altında elinden gelenin en iyisini yapmak
make bad weather of it v. kötü hava koşullarıyla başa çıkamamak
make bad weather of it v. hava koşullarına dayanamamak
make bad weather of it v. kötü hava koşullarında zorlanmak
make bad weather of it v. (bir gemi için) fırtınayla baş edememek
make the best of a bad bargain v. sıkıntılı bir durumu kendi yararına çevirmek
make the best of a bad bargain v. şanssızlığı şansa çevirmek
make the best of a bad bargain v. elindekini en iyi şekilde kullanmak/değerlendirmek
make the best of a bad bargain v. zor koşullar altında elinden gelenin en iyisini yapmak
make the best of a bad bargain v. zarardan yarar sağlamak
make a bad fist of (something) v. (bir şeyi) kötü yapmak
make a bad fist of (something) v. kötü bir iş çıkarmak
make the best of a bad job v. eldekini en iyi şekilde kullanmak
make the best of a bad job v. elindekini sonuna kadar kullanmak
make the best of a bad job v. elindekinden en iyi şekilde faydalanmaya/yarar sağlamaya bakmak
Trade/Economic
make bad business v. kötü işler yapmak
make bad business v. kirli işler yapmak
Marine
make good or bad weather v. bir gemiyi fırtınada iyi kötü abramak