size: - Türkisch Englisch Wörterbuch

size:

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen, die der Begriff "size:" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
size n. ölçü
If the size of the debt is not radically reduced, these countries will be condemned to repaying it forever and ever.
Borcun boyutu önemli ölçüde azaltılmazsa, bu ülkeler sonsuza kadar bu borcu geri ödemeye mahkum olacaklardır.

More Sentences
size n. büyüklük
We cannot just keep increasing the size of an agency.
Bir kurumun büyüklüğünü sürekli arttıramayız.

More Sentences
size n. boyut
The new size reductions required are yet another political blunder and are therefore unacceptable.
Gereken yeni boyut küçültmeleri bir başka siyasi gaftır ve bu nedenle kabul edilemez.

More Sentences
General
shoe size n. ayakkabı numarası
What is his shoe size?
Ayakkabı numarası kaç?

More Sentences
size n. beden (elbise için)
Firstly, there is the ‘one size fits all’ approach.
İlk olarak, 'tek beden herkese uyar' yaklaşımı vardır.

More Sentences
size n. numara (ayakkabı için)
What size shoe does he wear?
Kaç numara ayakkabı giyiyor?

More Sentences
size n. boy
She does have awe-inspiring strength for a girl her size.
O boyda bir kıza göre hayranlık uyandıran bir gücü var.

More Sentences
size n. hacim
The grey economy is also very large, but there are no reliable evaluations of its size.
Gri ekonomi de çok büyüktür, fakat hacmi konusunda güvenilir değerlendirmeler yoktur.

More Sentences
shoe size n. ayakkabı ölçüsü
Tom doesn't know what Mary's shoe size is.
Tom Mary'nin ayakkabı ölçüsünü bilmiyor.

More Sentences
right size n. doğru boyut
It's the right size.
Bu doğru boyut.

More Sentences
size v. değerlendirmek
He sized up the situation and acted immediately.
Durumu değerlendirdi ve derhal harekete geçti.

More Sentences
one-size-fits-all adj. herkese uyan
We cannot use a one-size-fits-all approach across the areas covered by the plan.
Planın kapsadığı alanlarda herkese uyan tek bir yaklaşım kullanamayız.

More Sentences
Trade/Economic
increase in size v. büyümek
Our class has increased in size.
Sınıfımız daha da büyüdü.

More Sentences
mid-size adj. orta büyüklükte
These tire tracks were made by a mid-size vehicle.
Bu lastik izleri orta büyüklükte bir araç tarafından yapılmış.

More Sentences
Technical
size n. büyüklük
We cannot just keep increasing the size of an agency.
Bir ajansın büyüklüğünü arttırmaya devam edemeyiz.

More Sentences
size n. boy
Why don't you pick on someone your own size?
Neden boyuna göre birini seçmiyorsun?

More Sentences
size n. boyut
Intelligence does not come automatically purely by virtue of size.
Zeka, sadece boyut nedeniyle otomatik olarak ortaya çıkmaz.

More Sentences
size n. ebat
Tom couldn't assemble the bed because he didn't have the right sized Allen key.
Tom, doğru ebatta alyan anahtarı olmadığı için karyolanın montajını yapamadı.

More Sentences
Common Usage
grain size analysis n. tane büyüklüğü analizi
serving size n. porsiyon
General
grand size n. büyük beden
grain size analysis n. tane büyüklüğü analizi
size n. tutkal
size of assets n. aktif hacmi
type size n. punto
unit size n. birim büyüklüğü
book size n. kitap ebadı
size n. apre
family size n. geniş aile
size n. uzam
size n. önemli miktar
nominal size n. nominal büyüklük
body size n. vücut ölçüsü
standard size n. normal boy
sample size n. numune büyüklük
family size/scale farm n. aile çiftliği
unit size n. tane
size n. çiriş
lot size n. öbek büyüklüğü
market size n. piyasa ebadı
size n. durum
size n. çap
size n. boy (şişe/kutu için)
newspaper size n. gazete firması
grand size n. büyük boy
size constancy n. boyut sabitliği
maximum size n. en büyük boy
size n. ahar
size n. beden
size n. oylum
sample size n. örnek boyutu
size n. numara
king size n. battal boy
shoe size n. ayak numarası
huge size n. battal boy
medium size n. orta boy
step size n. adım boyu
company size n. şirket büyüklüğü
class size n. sınıf mevcudu
austenite grain size n. ostenit tane büyüklüğü
average size n. ortalama büyüklük
sample size n. örnek hacmi
sample size n. numune ölçüsü
word size n. sözcük uzunluğu
size zero n. sıfır beden
size 0 n. sıfır beden
ring size n. yüzük ölçüsü
5 gallon dispenser size bottled water n. damacana su
dispenser size water n. damacana su
dispenser size bottled water n. damacana su
picture size n. resim boyutu
picture size n. resim ölçüsü
queen-size bed n. 153 x 203 cm boyutlarında iki kişilik yatak
king-size bed n. 198 x 203 cm boyutlarında iki kişilik yatak
foot size n. ayak numarası
bite size chocolate n. tek/bir lokmalık çikolata
bite size chocolate n. tek/bir ısırımlık çikolata
correct size n. doğru boyut
ticket size n. bilet boyutu
body size n. vücut büyüklüğü
life-size dummy n. gerçek boyutlu manken/model/maket
national size n. ulusal boyut
real size n. gerçek boyut
leg size n. bacak boyu
leg size n. bacak boyutu
bigger size n. daha büyük beden
sheer size n. büyük beden
economy size n. ekonomik boy
regular size n. orta boyut
plus-size n. giyimde büyük beden kategorisi
plus-size n. büyük beden kıyafet
plus-size n. büyük beden giyen kimse
size [obsolete] n. sabit standart
size [obsolete] n. değişmez özellik
size [obsolete] n. varsayılan durum
size n. kıdemli olma
size n. yetkinlik
size n. güvenilirlik
size n. nüfuzlu olma
size n. gerçek durum
size n. mevcut vaziyet
size n. gerçek karakter
size n. esas kimlik
size n. gerçek önem
size roll n. rulo parşömeni
size roll n. ruloya ait kağıt parçası
size comparison n. boyut karşılaştırması
sheer size n. müthiş büyüklük
size comparison n. boyut kıyaslaması
sheer size n. muazzam büyüklük
size up v. değer biçmek
size somebody up v. numarasını vermek
size up v. eşit olmak
size up v. ölçüp biçmek
size v. çirişlemek
size up v. tartmak
size up v. anlamaya çalışmak
size up v. not vermek
size v. tutkallamak
size v. büyüklüğüne göre ayırmak
change size v. büyüklüğü değiştirmek
size v. boyutlandırmak
size-up v. tartmak
size up v. -in nasıl bir biri olduğunu anlamak
size up v. -in nasıl bir şey olduğunu anlamak
cut down to size v. küçültüp gerçek boyutlarına döndürmek
reach a certain size v. (şirket vb.) belirli bir büyüklüğe gelmek
reach a certain size v. (şirket vb.) belli bir büyüklüğe ulaşmak
reach a certain size v. (şirket vb.) belirli bir büyüklüğe ulaşmak
reach a certain size v. (şirket vb.) belli bir büyüklüğe gelmek
enlarge the size of v. boyutunu büyütmek
try something on for size v. (üzerine olup olmadığını görmek için) giysi denemek
measure the size of v. ölçüsünü almak
measure the size v. ölçü almak
size v. (askerleri) hizaya dizmek
size v. (insanları) konuşlandırmak
size v. ölçüp biçmek
size v. eşit olmak
size v. denk olmak
size v. kıyas götürmek
size v. artmak
size v. çoğalmak
size v. büyümek
size v. (kağıdı) suya dayanıklı hale getiren maddeyle işlemek
size v. (kumaşı) haşıllamak
size v. aprelemek
size v. apre uygulamak
size v. (keçeyi) sertleştirmek
size v. (keçeyi) kompakt hale getirmek
middle size adj. orta boy
all of a size adj. hepsi aynı büyüklükte
a size too big adj. bir numara büyük
life size adj. doğal boyutlarında
life size adj. doğal ölçüsünde
king-size adj. büyük boy
half size adj. yarı ölçekli
half size adj. yarım boy
life-size adj. doğal büyüklükte (resim/heykel)
half-size adj. yarı boyut
king-size adj. aile boyu
size-based adj. büyüklüğe dayalı
middle-size adj. orta boy
full-size adj. gerçek boyutlu
life-size adj. gerçek boyutlu
full-size adj. gerçeğe uygun boyutta
life-size adj. gerçeğe uygun boyutta
pint-size adj. ufak tefek
large-size adj. büyük
large-size adj. geniş
large-size adj. büyük beden
large-size adj. geniş beden
king-size adj. çok büyük
king-size adj. önemli
king-size adj. ciddi
king-size adj. esas
king-size [us] adj. battal boy yatağa uygun olan
bite-size adj. tek lokmalık
bite-size adj. kolaylık sağlamak için küçük parçalara ayrılmış
queen-size adj. ortalamadan daha büyük boyutlu
queen-size adj. büyük beden kadın kıyafeti ile ilgili
medium-size adj. orta boy
moderate-size adj. orta büyüklükte
moderate-size adj. orta boyda
giant-size adj. dev boyda
plus-size adj. büyük beden kıyafet giyen
plus-size adj. fazla kilolu (kimse)
-size adj. … ebadında
-size adj. … ağırlığında
-size adj. … boy
small-size adj. küçük ölçekli
small-size adj. küçük boy
pocket-size adj. küçük
pocket-size adj. minik
pocket-size adj. ufak
pocket-size adj. cep boy
in size adv. cismen
for size adv. ölçerek
for size adv. tartarak
for size adv. belirleyerek
for size adv. farklı boyutlara göre
-size suf. … ölçülü anlamına gelen son ek
-size suf. … büyüklüğünde anlamına gelen son ek
-size suf. … ebatlı anlamına gelen son ek
-size suf. … beden anlamına gelen son ek
Phrasals
size up v. tahmin etmek
size up v. nasıl biri olduğunu kestirmek
size up v. karakterini tartmak
size somebody up v. değerlendirmek
size somebody up v. notunu vermek
cut someone down (to size) v. birine ağzının payını vermek
cut someone down (to size) v. birine haddini bildirmek
cut someone down (to size) v. birinin ne olduğunu ortaya dökmek
take someone down (to size) v. birine ağzının payını vermek
take someone down (to size) v. birine haddini bildirmek
take someone down (to size) v. birinin ne olduğunu ortaya dökmek
whittle (something) down to size v. (bir şeyi) kırparak küçültmek/kısaltmak
whittle (something) down to size v. (bir şeyi) eleyerek azaltmak
Phrases
size of it n. gerçek durum
size of it n. mevcut vaziyet
size of it n. mevcut durum
in such a big size expr. bu büyüklükte
one-size-fits-all expr. herkese uyacak bir kalıp
function matters, not size expr. önemli olan boyu değil işlevi
Colloquial
person of size n. şişman kimse
person of size n. obez kimse
person of size n. aşırı şişman kimse
size n. genel gidişat
size n. genel durum
size n. durum özeti
drop a size or two v. bir iki beden incelmek
size someone up v. birini tartmak
drop a size v. bir beden incelmek
pick on someone your own size! expr. dişine göre birini bul!
kids twice my size expr. iki katım olan çocuklar
guys twice my size expr. iki katım olan herifler/adamlar
men twice my size expr. iki katım olan adamlar
size matters expr. boyut önemlidir
size matters expr. daha büyük penise sahip bir erkek partnerini daha iyi tatmin eder/partneri için daha çekicidir
size matters expr. boyut fark eder
size matters expr. boyutu büyük olan bir şey küçük olandan daha iyidir
Idioms
cut down to size v. ağzının payını vermek
size someone up v. birine puan vermek
cut somebody down to size v. birine haddini bildirmek
whittle someone down to size v. birinin egosunu kırmak
beat someone down to size v. boyunun ölçüsünü almak
knock someone down to size v. boyunun ölçüsünü almak
whittle someone down to size v. birini hizaya getirmek
beat someone down to size v. dersini vermek
knock someone down to size v. dersini vermek
cut down to size v. haddini bildirmek
pick on someone your own size v. kendi dişine görene birine çatmak
pick on somebody your own size v. kendi dişine göre birine çatmak
cut down to size v. ne olduğunu ortaya dökmek
try something on for size v. (olup olmadığını görmek için) giysiyi üzerinde denemek
try something for size v. (olup olmadığını görmek için) giysiyi üzerinde denemek
cut someone down size v. yüzünü yere getirmek
beat (one) down to size v. (birinin) boyunun ölçüsün almak
beat (one) down to size v. (birine) dersini vermek
beat (one) down to size v. (birine) haddini bildirmek
beat (one) down to size v. (birinin) burnunu sürtmek
beat down to size v. boyunun ölçüsün almak
beat down to size v. dersini vermek
beat down to size v. haddini bildirmek
beat down to size v. burnunu sürtmek
cut (someone) down to size v. (birine) ağzının payını vermek
cut (someone) down to size v. (birine) haddini bildirmek
cut (someone) down to size v. (birinin) ne olduğunu ortaya dökmek
cut (something) down to size v. (bir şeyin) önemini azaltmak/düşürmek
cut (something) down to size v. (bir şeyi) etkisiz hale getirmek
cut (something) down to size v. (bir şeyi) güçsüz düşürmek
cut someone down to size v. birine haddini bildirmek
cut someone down to size v. birine dersini vermek
cut someone down to size v. birine ağzının payını vermek
cut someone down to size v. birinin havasını söndürmek
knock (one) down to size v. (birinin) ağzının payını vermek
knock (one) down to size v. (birinin) egosunu yerle bir etmek
knock (one) down to size v. (birine) gününü göstermek
knock (one) down to size v. (birini) rezil etmek
knock (one) down to size v. (birini) yerin dibine sokmak
knock (one) down to size v. (birine) dersini vermek
pick on your own size v. dişine göre birini bulmak
pick on your own size v. dişine göre birine çatmak
pick on your own size v. dişine göre birini seçmek
whittle down to size v. küçültmek
whittle down to size v. kısaltmak
whittle down to size v. azaltmak
whittle down to size v. egosunu kırkmak
whittle down to size v. hizaya getirmek
of a size adj. benzer boyutta
of a size adj. hemen hemen aynı boyutta
of a size adj. aynı büyüklükte
to size adv. istenen ölçüye
about the size of it expr. aynen öyle
about the size of it expr. budur
about the size of it expr. tam olarak bu işte
about the size of it expr. doğrudur
one-size-fits-all solution expr. her soruna uygun tek çözüm
cut to size expr. istenilen ölçüde
that's about the size of it expr. aynen
that's about the size of it expr. aynen öyle
that's about the size of it expr. tam da öyle
that's about the size of it expr. doğru
that's about the size of it expr. durum bu
that's about the size of it expr. gerçek bu
that's about the size of it expr. durumun özeti bu
Speaking
what shoe size are you? expr. ayakkabı numaran kaç?
what shoe size do you wear? expr. ayakkabı numaran kaç?
what size does love wear? expr. aşk kaç beden giyer?
that's about the size of it! expr. aynen öyle!
i don't think we have the same size foot expr. ayak numaramızın aynı olduğunu sanmıyorum
do you have this in another size? expr. bunun başka bedeni var mı?
the size of your success depends on the depth of your desire expr. başarınızın büyüklüğü isteklerinizin derinliğine bağlıdır
that's about the size of it! expr. doğru duymuşsun
that's about the size of it! expr. dediğin doğru
which size expr. hangi beden
which size expr. hangi ebat
how do we know what size she wears? expr. kaç beden giydiğini nereden anlayacağız?
what size do you wear? expr. kaç numara giyiyorsun?
why don't you pick on someone your own size? expr. neden boyuna göre birini seçmiyorsun?
what size? expr. kaç beden?
what shoe size do you wear? expr. kaç numara ayakkabı giyiyorsun?
what size do you wear? expr. kaç beden giyiyorsunuz?
how do we know what size she wears? expr. kaç beden giydiğini nasıl/nereden bileceğiz?
what size do you wear? expr. kaç beden giyiyorsun?
why don't you pick on someone your own size? expr. neden dişine göre birini seçmiyorsun?
how do we know what size she wears? expr. kaç beden giydiğini nasıl anlayacağız?
just my size expr. tam benim ölçüme göre
what size are your shoes? expr. (ayakkabı) kaç numara giyiyorsun?
Trade/Economic
size of assets n. aktif hacmi
size of assets n. aktif büyüklük
probability proportional to size sampling n. büyüklükle orantılı olasılık örneklemesi
balance sheet size n. bilanço büyüklüğü
large-size taxpayers n. büyük mükellefler
size n. cesamet
common-size percentage n. dikey yüzde analizi
most efficient size of plant n. en etkin üretim ölçeği
economic size n. ekonomik büyüklük
size of income n. gelir miktarı
size distribution of income n. gelir dağılımı
size effect n. hacim etkisi
size n. hacim
one-size-fits-all approach n. herkese tek beden elbise yaklaşımı
trading size/volume n. işlem hacmi
transaction size n. işlem hacmi
issue size n. ihraç edilen miktar (hisse senedi vb)
size of an enterprise n. işletme büyüklüğü
trading size n. işlem hacmi
size of the organisation n. kurumun büyüklüğü
one-size-fits-all approach n. ortak yaklaşım
optimum scale size n. optimum ölçek büyüklüğü
optimum plant size n. optimum tesis büyüklüğü
economies of size n. ölçek ekonomileri
size of the market n. pazar hacmi
market size n. piyasa büyüklüğü
size of market n. piyasa büyüklüğü
market size n. pazar büyüklüğü
size of the market n. piyasa hacmi
fund size n. para hacmi
size of market n. pazar büyüklüğü
lot size n. parti büyüklüğü
size of order n. sipariş boyutu
size of the sector n. sektörün büyüklüğü
size of order n. sipariş hacmi
the size of the order n. siparişin hacmi
lot size n. sipariş miktarı
order size n. sipariş hacmi
size of the company n. şirketin genişliği
company size n. şirketin genişliği
tick size n. tick genişliği
total land size n. toplam arazi varlığı
economic lot size n. ünitelerin birden aynı zaman zarfında üretimi
economic lot size n. üretim veya satış miktarını maliyeti en düşük olacak biçimde belirleme
common size income statement n. yüzdelerle beyan edilen kar zarar hesabı
common size balance sheet n. yüzdelerle hesaplanan bilanço
common size balance sheet n. yüzdelerle ifade edilen bilanço
middle-size adj. orta büyüklükte
micro-size adj. mikro ölçekli
Law
size [dialect] [uk] n. yargılama
size [dialect] [uk] n. resmi soruşturma
size [dialect] [uk] n. duruşma
size [dialect] [uk] n. tahkikat
size [dialect] [uk] n. adli soruşturma
Politics
economic size unit n. ekonomik büyüklük birimi
small and medium size enterprise n. küçük ve orta boy işletme
standard market size n. standart piyasa büyüklüğü
estimation size n. tahmin büyüklüğü
one-size-fits-all adj. bireylerin ihtiyaçlarına uyarlanmamış (politika)
Tourism
small-size facility n. küçük ölçekli tesis
tourism size n. turizm hacmi
Advertising
family-size adj. büyük boy
family-size adj. aile boyu
Technical
nominal size n. anma ebadı
selection of nominal size n. anma ölçüsünün seçilmesi
allocation unit size n. ayırma birim sığası
astm grain size index n. astm tane büyüklüğü imleci
opening size n. açma boyutu
aggregate size n. agrega boyu
aggregate maximum size n. agreganın azami büyüklüğü
nominal size n. anma boyutu
rated size n. anma boyutu
selection of nominal size n. anma boyutunun seçimi
nominal size n. anma büyüklüğü
astmaustenitic grain size n. astm östenit tane büyüklüğü
astm grain size n. astm tane büyüklüğü
a.s.t.m. grain size number n. astm tane büyüklüğü sayısı
astm grain size number n. astm tane büyüklüğü sayısı
grit size n. aşındırıcı büyüklüğü
abrasive grain size n. aşındırıcı tane büyüklüğü
abrasive grit size n. aşındırıcı tanecik büyüklüğü
particle size distribution of ultra-fine powders n. aşırı ince toz numunelerin tane büyüklüğü dağılımı
maximum size n. azami irilik
spot size n. benek çapı
size n. beden
size reduction machine n. boyut ufaltma makinesi
unit load size n. birim yük büyüklüğü
size range n. boyut aralığı
drill size n. burgu büyüklüğü
size designation n. büyüklük gösterilişi
size exclusion chromatography n. büyüklük etmeni
actual size n. bitmiş boyut
size effect n. büyüklük etkisi
off-size n. boyut kayması
size exclusion chromatography n. büyüklük dışlanımlı kromatografi
block size n. blok büyüklüğü
size reduction machine n. boyut azaltım makinesi
size enlargement n. büyütme
size factor n. büyüklük etmeni
pipe size n. boru büyüklüğü
opening size n. boşluk büyüklüğü
size of the voids n. boşlukların boyutu
size series n. boyut serileri
size range n. büyüklük aralığı
size reduction machine n. boyut küçültme makinesi
size distribution graph n. büyüklük dağılımı eğrisi
size dimensions n. büyüklük boyutları
size distribution n. büyüklük dağılımı
minimum size of the operating element n. çalıştırma elemanının en küçük boyutu
glass size n. cam boyutu
precipitate size n. çökelti büyüklüğü
ultrafine-grain-size n. çok küçük tane büyüklüğü
original crack size n. çatlağın ilk büyüklüğü
crack size n. çatlak büyüklüğü
droplet size n. damlacık büyüklüğü
variable size record n. değişken boylu tutanak
aperture size n. delik açıklığı
overall size n. dıştan dışa boyut
free-size rolling n. değişken boyutlu haddeleme
variable size record n. değişken boylu kayıt
nonferrous grain size standards n. demirdışı tane büyüklüğü standartları
size of weld n. dikiş boyu
weighting size n. dolgu apresi ağırlaştırma apresi
natural size distribution n. doğal büyüklük dağılımı
folder size n. dizin boyutu
weighting size n. dolgunluk apresi
determination of size content n. dolgu muhtevasının tayini
size of threads n. dişlerin boyutu
natural size n. doğal boyut
full size n. doğal boy
king size n. en büyük boy
subsieve size n. elekaltı büyüklüğü
screen size n. ekran büyüklüğü
screen size n. elek ebadı
effective size n. efektif boyut
basic size n. esas boy
determination of particle size distribution by sieving n. eleme ile tanecik boyutu dağılımının belirlenmesi
near-size particles n. elek delik boyutuna yakın parçacıklar
determination of the particle size distribution of aggregates by sieving analysis n. elek analizi ile agregaların tane büyüklüğü dağılımının belirlenmesi
aperture size n. elek göz açıklığı
basic size n. esas boyut
equivalent-sphere particle size distribution n. eşdeğer-küre parçacık büyüklüğü dağılımı
size of industrial radiographic sources n. endüstriyel radyografik kaynakların boyutu
screen size n. ekran ebadı
grain-size analysis by sieving n. eleme ile tane boyutu analizi
grain-size analysis by sieving n. elek analizi
mesh size n. elek numarası
maximum size n. en büyük boy
equivalent grain size n. eşdeğer tane boyu
screen size n. ekran boyu
screen size n. elek büyüklüğü
phase size n. faz boyutu
furnace size n. fırın büyüklüğü
ferrite grain size n. ferrit tane büyüklüğü
effective crack size n. etkin çatlak büyüklüğü
physical crack size n. fiziksel çatlak büyüklüğü
effect size n. etki büyüklüğü
burden size n. fırın dolgu büyüklüğü
ferrite grain size n. ferrit tanesi büyüklüğü
micrographic determination of the ferrite or austenitic grain size n. ferrit veya ostenitik tane büyüklüğünün mikrografik tayini
effective size n. etkin boy
effective focal spot size n. etkin odak nokta boyutu
apparent size n. görünür büyüklük
horizontal size control n. genişlik ayarı
grain-size curve n. granülometri eğrisi
pore size n. gözenek büyüklüğü
horizontal size n. genişlik
grain size index n. gren büyüklüğü indisi
aperture size n. göz açıklığı
viewport size n. görüş alanı boyutu
pore size distribution n. gözenek büyüklüğü dağılımı
actual size n. gerçek boyut

Bedeutungen, die der Begriff "size:" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 252 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
size you pron.
That, I can promise you, is when things will turn ugly!
Size söz veriyorum, işler o zaman çirkinleşecek!

More Sentences
Colloquial
yazıklar olsun size! shame on you! expr.
Shame on you guys.
Yazıklar olsun size.

More Sentences
Speaking
size for you expr.
I have a few direct questions for you, Minister.
Size doğrudan birkaç sorum var Sayın Bakan.

More Sentences
size to you expr.
I have communicated this opinion to you in the strongest terms.
Bu görüşümü size en güçlü ifadelerle ilettim.

More Sentences
General
tehlike sorumluluğu size ait olmak üzere at your risk adv.
riski size ait olmak üzere at your own risk adv.
bu ihbarnamenin size tebliğ edilmesinden (tebliğ edildiği tarihten) 30 gün sonra 30 days after service of this notice on you expr.
Phrasals
başkalarına bilgilerinin ya da statülerinin daha yüksek olmalarından ötürü (fikirlerine katılmasanız bile) sizinle ilgili karar almalarına ya da size bir şey yaptırmalarına müsaade etmek defer to someone v.
Phrases
bu size bir hediye this is a gift for you expr.
gerisi size kalmış the rest is up to you expr.
size kolaylık olması için for your convenience expr.
size söylüyorum (uyarmak amacıyla) (and) no messing expr.
size saygım sonsuz ancak with all due respect expr.
size uygun bir zamanda at your convenience expr.
size kalmış at your decision expr.
size de mutlu yıllar happy new year to you too expr.
size yardımcı olabilmemiz için bize yardım edin help us help you expr.
size ve ailenize mutlu yıllar happy new year to you and your family expr.
size uygun gelen bir zamanda at your convenience expr.
riskin size ait olduğunu bilerek girin enter at your own risk expr.
size doğru towards you expr.
umarım bu e-posta size ulaştığında sağlık ve esenlik içindesinizdir I hope this email finds you well expr.
size kalmış (just) as you wish [uk] expr.
ben size uyarım (just) as you wish [uk] expr.
Colloquial
size göre değil not your cup of tea expr.
size yardımcı olabileceğim başka bir şey var mı? anything else can I do for you? expr.
size başka nasıl yardımcı olabilirim? anything else can I do for you? expr.
birazdan sana/size katılacağım with you in a minute expr.
birazdan sana/size katılacağım with you in a moment expr.
size içki alabilir miyim? (could I) buy you a drink? expr.
size içecek/içki olarak ne vereyim? (could I) get you something (to drink)? expr.
size içecek bir şeyler getireyim mi? (could I) get you something (to drink)? expr.
sana/size içki alabilir miyim? buy you a drink? expr.
sana/size bir içki ısmarlayabilir miyim? buy you a drink? expr.
size dönsün mü? could I have call you? expr.
tam sana/size göre (bir şeyim) var! have I got for you! expr.
sana/size nasıl yardımcı olabilirim? what can I do you for? expr.
Idioms
(bir şeyi yapmak için) (alın size) bir sebep all the more reason expr.
sıra ona/size geliyor/sıradaki in the hopper expr.
size kalsa if you had your druthers expr.
tam sana/size göre bir şeyim var have I got something for you expr.
Formal
size rica ediyorum I entreat you expr.
Speaking
bunu size kim verdi? who gave you this? expr.
bu size iyi gelecek it'll do you good expr.
burada size ihtiyacımız var we need you here expr.
ben size ne olduklarını söyleyeyim let me tell you what they are expr.
birazdan/hemen size döneceğim I'll be right with you expr.
bir iki satırla size bildiriyorum just a line to tell you expr.
ben söyleyeyim size ne olduklarını I'll tell you what they are expr.
bu konuda size yardım edemem I can't help you with that expr.
bu bagaj size mi ait? is this luggage yours? expr.
bu size bir şey ifade ediyor mu? does this mean anything to you? expr.
bu bagaj size mi ait? does this luggage belong to you? expr.
ben söyleyeyim size ne olduklarını let me tell you what they are expr.
bunu size yazılı halde göndersem daha mı kolay olur? would it be easier if I sent this in writing? expr.
ben size ne olduklarını söyleyeyim I'll tell you what they are expr.
bu size bir şeyler hatırlatıyor mu? does that ring a bell? expr.
bakın size ne getirdim look what I've brought you expr.
bu yaptıklarınız için size gerçekten minnettarım I really appreciate what you are doing expr.
bu size tanıdık geliyor mu? does that sound familiar? expr.
hiçbir şey söylemeyeceğim size I'm not telling you anything expr.
hoş geldiniz size nasıl yardımcı olabilirim? welcome how can I help you? expr.
her şey size bağlı everything's up to you expr.
hiç kimse size çok güzel bir gülüşünüz olduğunu söyledi mi? has anyone ever told you that you have a beautiful smile? expr.
her şey size bağlı everything is up to you expr.
helal size you rock expr.
her şey size kalmış everything is up to you expr.
her şey size kalmış everything's up to you expr.
helal size well done expr.
en kısa zamanda size dönüş yapacağım I'll get back to you as soon as possible expr.
en kısa zamanda size geri dönüş yapacağım I'll get back to you as soon as possible expr.
en kısa zamanda size dönüş yapacağım I'll get back to you shortly expr.
en kısa zamanda size geri dönüş yapacağım I'll get back to you shortly expr.
istediğiniz her şeyi size vereceğiz we'll give you anything you want expr.
inanamıyorum size I can't believe you expr.
kusura bakmayın size yardım edemeyiz I'm sorry we can't help you expr.
kusura bakmayın size yardımcı olamayacağım sorry I can't help you expr.
onlar size neyi hatırlatıyor/anımsatıyor? what do they remind you of? expr.
o zevki size tattırmayacağım I won't give you the satisfaction expr.
kapım sana/size her zaman açık my door is always open to you expr.
özür dilerim size yardımcı olamayacağım sorry I can't help you expr.
mesajımın size ulaşıp ulaşmadığını merak ediyorum I wonder if you received my message expr.
ne oldu size? what happened to you? expr.
kötü bir ruh hali içinde olduğunuzda size kendinizi ne iyi hissettirir? what makes you feel better when you are in a bad mood? expr.
ne demiştim size? what did I tell you? expr.
size hangi saat uyar? what time works best for you? expr.
size nasıl yardımcı olabilirim how can I help you expr.
size açıkça söylüyorum I tell you straight expr.
size dürüst olacağım I will be honest with you expr.
size/sana ne ikram edebilirim? what can I get you? expr.
size bazı sorular sormamız gerekiyor we need to ask you some questions expr.
size hediyem olsun my gift to you expr.
size nasıl hitap etmemi istersiniz? what do you want me to call you? expr.
size nasıl yardımcı olabilirim? how may I help you? expr.
size yardım edebilir miyim? can I help you? expr.
size gerçekten borçlandım I am deeply indebted to you expr.
size söylüyorum I'm telling you expr.
size birkaç sorum olacak I got a few questions for you expr.
size söz verdim I gave you my word expr.
size komik olduğunu söylemiştim I told you he was funny expr.
size dikkatli olmanızı söylemiştim I told you to be careful expr.
size telefon var there is a call for you expr.
size teşekkür etmek isterim I want to thank you expr.
şahsım adına size teşekkür ederim thanks on behalf of myself expr.
size isminizle hitap edebilir miyim? can I call you by your first name? expr.
size söylenen şeyleri yapıyorsunuz you do what you're told expr.
size bir şey sorabilir miyim? can I ask you something? expr.
size bırakıyorum I leave it to you expr.
size bir örnek vereyim let me give you an example expr.
size ne kadar teşekkür etsek azdır thank you very much expr.
size dikkat etmenizi söylemiştim I told you to be careful expr.
size nasıl yardım edebiliriz? how can we help you? expr.
size sürprizlerim var I have surprises for you expr.
size katılmamda bir sakınca var mı? do you mind if I join you? expr.
size arkadaşımı tanıtmak istiyorum I want to introduce my friend to you expr.
size nasıl hitap edebilirim? what would you like to be called? expr.
size bir fotoğraf gönderiyorum I'm sending you a photo expr.
size ulaşabileceğimiz bir numara var mı? do you have a number we can reach you at? expr.
size söz verdim you have my word (on it) expr.
size ne kadar teşekkür etsem azdır I can't thank you enough expr.
size biraz yiyecek getirdim I brought you some food expr.
size nasıl yardımcı olabilirim? how can I be of service to you? expr.
size daha önce yazmıştım I wrote to you before expr.
size kendimi ve ailemi tanıtmak istiyorum I want to introduce me and my family to you expr.
size kalmış it is up to you expr.
size de same to you expr.
size yardım edebilir miyim? could I help you? expr.
size bir şey göstermek istiyorum I want to show you something expr.
size söz verdim you have my word expr.
size mutlu noeller diliyorum I wish you a merry christmas expr.
size sen diyebilir miyim? can I call you by your first name? expr.
size ne kadar teşekkür etsek azdır thank so very much expr.
size zarar vermeye gelmedim I am not here to hurt you expr.
size değer veriyorum I value you expr.
size içecek olarak ne getirebilirim? what can I get you to drink? expr.
size adınızla hitap edebilir miyim? can I call you by your first name? expr.
size bağlı it is up to you expr.
size yardım edebiliriz we can help you expr.
size zarar vermek niyetinde değiliz we don't mean you any harm expr.
size daha önce yazmıştım I wrote to you earlier expr.
size ne kadar teşekkür etsem azdır I can't thank you enough expr.
size bunu söylemek hiç hoşuma gitmiyor I hate to tell you this expr.
size yardım edebilir miyim? can I help you? expr.
size bu yüzden geldim that's why I came to you expr.
size kendimi tanıtayım let me introduce myself to you expr.
size bu sabah telefon açtı mı? did she call you this morning? expr.
size hemen döneceğiz we will get back to you shortly expr.
sana/size nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum I don't know how to thank you expr.
size niye yardım edeyim ki? why should I help you? expr.
size kesinlikle katılıyorum I absolutely agree with you expr.
size türkiye'den yazıyorum I'm writing to you from turkey expr.
size/sana ne kadar teşekkür etsem az can't thank you enough expr.
size katılabilir miyim? do you care if I join you? expr.
size kısa süre içinde döneceğiz we will get back to you shortly expr.
size/sana ne verebilirim? what can I get you? expr.
size güvenebilir miyim? can I trust you? expr.
size böyle hitap edebilir miyim? do you mind if I call you? expr.
size bu sabah telefon açtı mı? did he call you this morning? expr.
size bir şey söylemem lazım I have to tell you something expr.
size katılabilir miyim? mind if I join you expr.
size güvenebilir miyim may I count on you expr.
size zahmet verdiğim için üzgünüm sorry to trouble you expr.
size anlatsam herhalde inanmazdınız you wouldn't believe it if I told you expr.
size bu sabah telefon açtı mı? did he phone you this morning? expr.
sana/size nasıl teşekkür edeceğim bilmiyorum I don't know how to thank you expr.
size nasıl yardım edebilirim how can I help you expr.
size uyar mı? sound good? expr.
size ait it's yours expr.
size hayatımı borçluyum I owe you my life expr.
size babalık yapamadım I've failed you as a father expr.
size çok güzel olduğunuzu söyleyen oldu mu hiç? did anyone ever tell you’re so beautiful? expr.
size katılabilir miyim? could I join you? expr.
size neden yardım edeyim? why should I help you? expr.
size bu sabah telefon açtı mı? did she phone you this morning? expr.
size bazı sorular sormamız gerek we need to ask you some questions expr.
size zahmet olacak if it isn't too much trouble expr.
size değer veriyorum I care about you expr.
size yardımcı olmaktan memnuniyet duyarım I'd be glad to help you expr.
size dikkatli olun demiştim I told you to be careful expr.
size/sana bağlı that depends on you expr.
size şöyle anlatayım I'll put it to you this way expr.
size iyi geceler good night to you expr.
şahsım adına size teşekkür ederim thank you on behalf of myself expr.
size sormak istediğim bir şey var there is something I wanted to ask you expr.
size büyük başarılar dilerim I wish you great success expr.
size katılmamda bir sakınca var mı? do you care if I join you? expr.
size ait it belongs to you expr.
size/sana bağlı that's up to you expr.
size bir fıkra anlatayım let me tell a joke expr.
size daha kaç kez söylemek zorundayım? how many times do I have to tell you? expr.
size yiyecek bir şeyler hazırlayayım I'll fix you something to eat expr.
size yardım edebilir miyim? may I help you? expr.
size katılmamda bir sakınca var mı? could I join you? expr.
size memnuniyetle yardım ederim I'd be glad to help you expr.
size bir soru sormak istiyorum I want to ask you a question expr.
size katılabilir miyim? do you mind if I join you? expr.
size minnettarım I am grateful to you expr.
size biraz kendimden bahsedeyim let me tell you about myself a little bit expr.
size katılabilir miyim? could I join you? expr.
size ailemi tanıtayim let me introduce my family expr.
size söz verdim I promised you expr.
size karşı dürüst olacağım I'm going to be honest with you expr.
size katılabilir miyim? do you care if I join you? expr.
size kısa süre içinde döneceğiz we will get in touch with you shortly expr.
size uyar değil mi? are you with this? expr.
size özel special for you expr.
size hemen döneceğiz we will get in touch with you shortly expr.
size güvenebilir miyim? can I count on you? expr.
size küçük bir ipucu vereyim let me give you one little tip expr.
size minnettarım I'm indebted to you expr.
size yardımcı olamayacağım I'm afraid I can't help you expr.
size örnek olması için to set an example for you expr.
size katılabilir miyim? do you mind if I join you? expr.
size dikkat edin demiştim I told you to be careful expr.
size yalvarıyorum I'm begging you expr.
size/sana ne kadar teşekkür etsem az I can't thank you enough expr.
size yardım etmeye hazırım I remain at your disposal expr.
size ne kadar teşekkür etsem azdır I don't know how to thank you enough expr.
size daha fazla yardımcı olmak isterdim I wish I could be of more help to you expr.
size söz veriyorum! I promise you! expr.
size katılıyorum I agree with you expr.
size yardımcı olmaktan mutluluk duyarım I'd be glad to help you expr.
size mutlu noeller diliyoruz we wish you a merry christmas expr.
tam sana/size göre bir şeyim var I got something for you expr.
(garson vs) buyrun size nasıl yardımcı olabilirim? may I help you? expr.
üzgünüm size yardımcı olamayız I'm sorry we can't help you expr.
yaptığınız şey için size nasıl teşekkür edebilirim? how can I thank you for what you've done? expr.
(garson vs) buyrun size nasıl yardımcı olabilirim? how can I serve you? expr.
(garson vs) buyrun size nasıl yardımcı olabilirim? how may i help you? expr.
(garson vs) buyrun size nasıl yardımcı olabilirim? what can i do for you? expr.
(garson vs) buyrun size nasıl yardımcı olabilirim? how can I help you? expr.
(birisi) size dönsün mü? can I have (one) call you? expr.
(birisi) size dönsün mü? could I have someone call you? expr.
acaba mesajım size ulaştı mı? I wonder if you received my message expr.
izninizle size kendimi tanıtayım let me introduce myself to you expr.
sana/size katılabilir miyim? can I join you? expr.
sana/size eşlik edebilir miyim? can I join you? expr.
size katılabilir miyim? could I join you? expr.
size eşlik edebilir miyim? could I join you? expr.
şimdi size odamı tarif edeceğim now I'm going to describe my room to you expr.
şimdi size odamı tarif edeceğim now I'm going to describe my room expr.
size hafta içi bir günde neler yaptığımı anlatacağım I'll tell you what I do on a weekday expr.
size hafta içi bir günde neler yaptığımı anlatacağım I will tell you what I do on a weekday expr.
bugün size başımdan geçenleri anlatacağım I'll tell you what happened to me today expr.
Trade/Economic
riziko size ait olmak üzere at your risk n.
risk size ait olmak üzere at your risk n.
size aşağıdaki teklifi yapmak istiyoruz we would like to make you the following offer n.
Computer
konum bilgilerinize göre size yakınlardaki pokemonları haber verip onları yakalamanıza olanak tanıyan, niantic tarafından geliştirilen ve the pokémon company tarafından yayımlanan, iOS ve Android tabanlı artırılmış gerçeklik oyunu pokemon go n.
bizden size from us to you expr.
size borçluyum i o u expr.
Transportation
kiralık taksi hizmeti (amerika'da sarı ticari taksilerden farklı olmak üzere caddelerde müşteri aramayan ve sadece telefon ile çağırabileceğiniz daha lüks otomobillerden oluşan size özel taksi hizmeti) livery cab service n.
Slang
alın size ezikler! suck it losers! expr.