something bad - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

something bad

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen, die der Begriff "something bad" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 54 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
be in bad with something v. başı hoş olmamak
be mixed up in something bad v. adı karışmak
be bad of something v. bir işi pek iyi bilmemek
do something bad v. kötü bir şeyler yapmak
something bad happen to v. başına kötü bir şey gelmek
be bad at something v. bir şeyde kötü olmak
be a sign of the bad quality of something v. bir şeyin kötü kalitesinin işareti olmak
Idioms
give something a bad name v. adını lekelemek
give something up as a bad job v. ipin ucunu bırakmak
have a bad opinion of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) hakkında kötü bir fikre/izlenime sahip olmak
have a bad opinion of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) hakkında olumsuz bir fikre/izlenime sahip olmak
need (something) so bad (that) (one) can taste it v. (bir şeye) çok ihtiyaç duymak
need (something) so bad (that) (one) can taste it v. (bir şeye) gerçekten çok gereksinim duymak
need (something) so bad (that) (one) can taste it v. (bir şeye) rüyalarına girecek kadar çok ihtiyaç duymak
need (something) so bad (that) (one) can taste it v. (bir şeye) hayalinde dokunabilecek kadar çok ihtiyaç duymak
give bad marks to (someone or something) v. (birini/bir şeyi) olumsuz değerlendirmek
give bad marks to (someone or something) v. (birine/bir şeye) olumsuz bakmak
give bad marks to (someone or something) v. (birini/bir şeyi) kötü bulmak
give bad marks to (someone or something) v. (birine/bir şeye) geçer not vermemek
give bad marks to (someone or something) v. (birine/bir şeye) kötü not vermek
ask for something (bad or dire) v. (belasını) aramak
ask for something (bad or dire) v. aranmak
ask for something (bad or dire) v. kaşınmak
be bad news (for somebody/something) v. (biri/bir şey) için kötü olmak
be bad news (for somebody/something) v. (biri/bir şey) için hiç iyi olmamak
be bad news (for somebody/something) v. (biri/bir şey) için sorun olmak
feel bad about (something) v. (bir şey) hakkında kendini kötü hissetmek
feel bad about (something) v. (bir şeyle) ilgili mutsuz olmak
feel bad about (something) v. (bir şeyle) ilgili keyifsiz olmak
feel bad about (something) v. (bir şeyle) ilgili üzgün olmak
give (someone or something) a bad name v. (birinin/bir şeyin) adını lekelemek
give (someone or something) a bad name v. (birinin/bir şeyin) itibarını zedelemek/lekelemek
give (someone or something) a bad name v. (birinin/bir şeyin) adına leke sürmek
give (someone or something) a bad name v. (birinin/bir şeyin) adını kötüye çıkarmak
give a bad name to (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) adını lekelemek
give a bad name to (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) itibarını zedelemek/lekelemek
give a bad name to (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) adına leke sürmek
give a bad name to (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) adını kötüye çıkarmak
give somebody/something up as a bad job v. ipin ucunu bırakmak
give somebody/something up as a bad job v. birinden/bir şeyden umudu kesmek
give somebody/something up as a bad job v. birinden/bir şeyden vazgeçmek
give up (something) as a bad job v. ipin ucunu bırakmak
give up (something) as a bad job v. (bir şeyden) umudu kesmek
give up (something) as a bad job v. (bir şeyden) vazgeçmek
have a bad effect (on someone or something) v. (birine/bir şeye) kötü gelmek
have a bad effect (on someone or something) v. (birini/bir şeyi) kötü etkilemek
make a bad fist of (something) v. (bir şeyi) kötü yapmak
make a bad fist of (something) v. kötü bir iş çıkarmak
want (something) so bad (that) (one) can taste it v. (bir şeyi) çok/aşırı derecede istemek
want (something) so bad (that) (one) can taste it v. (bir şeyi) dayanılmaz şekilde istemek
want (something) so bad (that) (one) can taste it v. (bir şeye) dayanılmaz şekilde ihtiyaç duymak
put someone down as something bad v. birinin kötü olduğunu sanmak/düşünmek
Speaking
something bad is going to happen expr. kötü şeyler olacak
I feel like something bad is going to happen expr. kötü bir şey olacakmış gibi hissediyorum