the challenge - Türkisch Englisch Wörterbuch

the challenge

Bedeutungen von dem Begriff "the challenge" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 88 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
challenge n. meydan okuma
This was a direct challenge to the authority of the King.
Bu, Kral'ın otoritesine doğrudan bir meydan okumaydı.

More Sentences
challenge n. zorluk
She thought she was equipped for the challenges of early motherhood.
Anneliğin ilk dönemlerindeki zorluklara karşı hazırlıklı olduğunu düşünüyordu.

More Sentences
challenge v. karşı çıkmak
It seemed like no one had challenged his ideas before.
Görünüşe göre daha önce hiç kimse onun fikirlerine karşı çıkmamıştı.

More Sentences
General
challenge n. davet
Tom accepted Mary's challenge to a tennis match.
Tom Mary'nin bir tenis maçına davetini kabul etti.

More Sentences
challenge n. sorun
Unfortunately, Afghanistan still faces very difficult challenges.
Ne yazık ki Afganistan hala çok zorlu sorunlarla karşı karşıya.

More Sentences
challenge n. itiraz
Tom accepted my challenge.
Tom benim itirazımı kabul etti.

More Sentences
challenge n. mücadele
We would therefore like to take up the challenge of shared development.
Bu nedenle ortak kalkınma mücadelesini üstlenmek istiyoruz.

More Sentences
challenge n. yarışma
They organized a presidency challenge for the upcoming week.
Önümüzdeki hafta için bir başkanlık yarışması düzenlediler.

More Sentences
challenge v. davet etmek
Mr De Rossa mentioned me in particular and challenged me to an argument.
Bay De Rossa benden özellikle bahsetti ve beni tartışmaya davet etti.

More Sentences
challenge v. kafa tutmak
Don't challenge someone who has nothing to lose.
Kaybedecek şeyi olmayan birine kafa tutmayın.

More Sentences
challenge v. mücadele etmek
So there can be no more appropriate time for countries to be working together to confront these humanitarian challenges.
Dolayısıyla ülkelerin bu insani zorluklarla mücadele etmek için birlikte çalışmasından daha uygun bir zaman olamaz.

More Sentences
challenge v. (düello vb.) davet etmek
I challenge you to a duel!
Seni düelloya davet ediyorum!

More Sentences
challenge v. zorlamak
The point of a university education is to challenge you.
Üniversite eğitiminin amacı sizi çalışma konusunda zorlamaktır.

More Sentences
Law
challenge itiraz etmek
Yet never once did anyone challenge our ongoing assessment.
Ancak hiç kimse devam eden değerlendirmemize itiraz etmedi.

More Sentences
challenge itirazda bulunmak
Spain has challenged one of the so-called precautionary reference points against which the state of the stock is judged.
İspanya, rezervlerin durumunun değerlendirildiği sözde ihtiyati referans noktalarından birine itirazda bulunmuştur.

More Sentences
challenge itiraz etmek
And in a democracy, Parliament should be able to challenge the content.
Ve bir demokraside, Parlamento içeriğe itiraz edebilmelidir.

More Sentences
Common Usage
challenge n. zorlu iş/görev
challenge n. imtihan
challenge v. düelloya davet etmek
challenge v. meydan okumak
challenge v. dövüşe davet etmek
General
challenge n. sataşma
challenge n. dürtü
challenge n. insanı kamçılayan bir durum
challenge n. parola sorma
challenge n. meydan okuyuş
challenge n. karşı çıkma
challenge n. gözdağı
challenge n. karşılaşılan engel
challenge n. kimlik sormak
challenge n. parola sormak
challenge n. çetin iş
challenge n. ispata çağrı
challenge n. ispata davet
challenge n. mücadeleyi heyecanlı kılan zorluk
challenge n. çağrı
challenge n. sınama
challenge v. (doğruluğunu) tartışmak
challenge v. alnını karışlamak
challenge v. hiçe saymak
challenge v. kimlik sormak
challenge v. meydan okumak
challenge v. (yetkili olmadığını) iddia etmek
challenge v. sorgulamak
challenge v. soruşturmak
challenge v. boy ölçüşmek
challenge v. mücadele hırsını körüklemek
challenge v. çalışma azmini körüklemek
challenge v. talep etmek
challenge v. gerektirmek
challenge v. ilgi uyandırmak
challenge v. (ilgi) çekmek
challenge v. (dikkat) çekmek
challenge v. muhalefet etmek
challenge v. yalanlamak
challenge v. yalancı çıkarmak
challenge v. şüphe uyandırmak
Colloquial
challenge n. çelınç
Law
challenge hakim veya jüriyi reddetmek
challenge talep
challenge iddia
challenge ret
challenge reddi hakim
challenge itiraz
challenge reddetmek
challenge hakim veya jüriyi ret
challenge yargıcı veya jüriyi reddetme
challenge yargıcı veya jüriyi ret
challenge hak iddia etmek
challenge hak iddiasında bulunmak
challenge yasal olmadığını savunmak
challenge yasal olmadığını iddia etmek
Politics
challenge n. bir şeyin yasalara/kurallara uygun olmadığı iddiası
challenge meydan okumak
challenge kullanılan oyların hükümsüz olduğu iddiası
challenge oy verenlerin yasal yeterliği olmadığı iddia edilmesi
challenge kullanılan oyların geçersizliğini iddia etmek
challenge seçmenin yasal olarak yetersiz olduğunu savunmak
Computer
challenge kimlik sorma
Medical
challenge v. antijen verip hastanın fizyolojik özelliklerini belirlemek
challenge normal fizyolojik cevabın oluşup oluşmadığının gözlemlenmesi için bir hastaya kimyasal bir maddenin uygulanması (immünolojide) önceden duyarlı bir bireyde bir immünolojik yanıtı uyarmak için antijen uygulamasında bulunmak
Veterinary
challenge v. bağışıklanmış deney hayvanına hastalık etkenini enjekte ederek test yapmak
challenge eprüvasyon
challenge eprüve etmek
Military
challenge n. nöbetçi askerin kimlik sorgulaması için dur emri
challenge n. parola sorgusu
Hunting
challenge v. (köpek) av kokusu alarak havlamak
challenge tazının av kokusunu aldıktan sonra havlaması

Bedeutungen, die der Begriff "the challenge" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 16 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
challenge the decision v. karara itiraz etmek
challenge the result v. sonuca itiraz etmek
Idioms
challenge the status quo v. statükoya karşı çıkmak
challenge the status quo v. mevcut duruma itiraz etmek
rise to the challenge v. lafın/meydan okumanın altında kalmamak
be up for the challenge v. mücadeleye hazır olmak
rise to the challenge v. resti görmek
rise to the challenge v. zor bir işin/görevin üstesinden gelmek
take up the challenge v. zorluğu göğüslemek
rise to the challenge v. (güç bir vazifeyi/işi) başarabileceğini/yapabileceğini göstermek
Speaking
the challenge here expr. burada zor olan
Law
challenge to the favor n. tanışıklık, iş ilişkisi vb. durumlardan dolayı tarafsız olamayacağına hükmedilen jüri üyesinin reddedilmesi
challenge to the favor n. tarafgirlik nedeniyle jüri üyesinin reddedilmesi
challenge to the polls n. avukatın jüri üyelerinden bir ya da birkaçına itirazı
challenge to the panel n. tüm jürinin reddi
challenge to the array n. tüm jürinin reddi