| Englisch | Türkisch | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Common Usage | topic n. | konu | ||
|
The gentlemen of the Presidency were present for the previous topic. Bir önceki konu için Sayın Cumhurbaşkanlığı yetkilileri hazır bulundular. More Sentences |
||||
| Common Usage | topic n. | başlık | ||
|
It's not a suitable topic for discussion. Tartışma için uygun bir başlık değil. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | topic n. | tema | ||
|
You don't have to come up with an unusual topic for your speech. Konuşmanız için sıradışı bir tema bulmanız şart değil. More Sentences |
||||
| General | topic n. | mevzu | ||
|
We discussed a wide range of topics. Çok çeşitli mevzuları ele aldık. More Sentences |
||||
| General | topic n. | konu | ||
|
The Committee on Fisheries will be dealing with this topic in detail next week, and I have undertaken to attend. Balıkçılık Komitesi önümüzdeki hafta bu konuyu ayrıntılı olarak ele alacak ve ben de katılmayı taahhüt ettim. More Sentences |
||||
| General | topic n. | bahis | ||
| General | topic n. | söz konusu | ||
| General | topic n. | mesele | ||
| Medical | ||||
| Medical | topic | topik | ||
| Linguistics | ||||
| Linguistics | topic n. | genellikle önceki söylem veya ortak yaşantıdan bilgi veren, cümlenin geri kalanının atıfta bulunduğu kelime | ||
| Linguistics | topic n. | izlek | ||
| Linguistics | topic n. | etkilenen | ||
| Linguistics | topic n. | öznelik | ||
| Philosophy | ||||
| Philosophy | topic n. | açıklayıcı akıl yürütmeden ayırt edilen genel argüman | ||
| Philosophy | topic n. | sebep | ||
| Philosophy | topic n. | değerlendirme | ||
| Englisch | Türkisch | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | essence of the topic n. | mevzunun mahiyeti | ||
| General | legal dimension of the topic n. | konunun yasal boyutu | ||
| General | become the main topic of conversation v. | gündeme gelmek | ||
| General | be no longer the main topic of conversation v. | gündemden düşmek | ||
| General | constantly make something the main topic of conversation v. | aynı şeyi durmadan ve her yerde tekrarlamak | ||
| General | get the teacher off topic v. | öğretmeni konudan uzaklaştırmak | ||
| General | get the teacher off topic v. | öğretmeni konudan saptırmak | ||
| General | stay quiet on the topic v. | konu hakkında sessiz kalmak | ||
| General | drift away from the topic v. | konudan sapmak | ||
| General | stray away from the topic v. | konudan sapmak | ||
| General | wander away from the topic v. | konudan sapmak | ||
| General | summarize/recap/conclude the topic v. | konuyu toparlamak | ||
| General | summarize/recap/conclude the topic v. | konuyu bağlamak | ||
| General | raise the topic v. | konuyu gündeme getirmek | ||
