curl - English Turkish Sentences
English Turkish
curl kıvrılmak v.
  • The poster has got ragged and shabby and curling at the edges.
  • Poster yırtık pırtık, perişan ve kenarları kıvrılmış durumda.
  • He was a dapper man with a mustache that curled neatly at each tip.
  • O her ucundan özenle kıvrılmış bir bıyığı olan şık bir adamdı.
  • He was a dapper man with a mustache that curled neatly at each tip.
  • Uçları düzgünce kıvrılmış bıyıkları olan şık bir adamdı.
Show More (1)
curl bukle n.
  • French hairstyles and curls were a favorite with women back then.
  • Fransız saç modelleri ve bukleleri o zamanlar kadınların favorisiydi.
  • French hairstyles and curls were a favorite with women back then.
  • Fransız saç modelleri ve bukleler o zamanlar kadınların favorisiydi.
  • She keeps her hair in curls.
  • Saçlarını bukleler halinde tutuyor.
Show More (0)
curl bukle yapmak v.
  • Curling my hair takes a lot of time.
  • Saçımı bukle yapmak çok zaman alıyor.
Show More (-2)
curl ondüle yapmak v.
  • My hair curls easily.
  • Saçım kolayca ondüle yapılır.
Show More (-2)
curl kıvırmak v.
  • She curled her hair with curlers.
  • Saçını bigudiyle kıvırdı.
Show More (-2)