hammer - English Turkish Sentences
English Turkish
hammer çekiç n.
  • They again fear finding themselves between the hammer and the anvil.
  • Yine kendilerini çekiç ile örs arasında bulmaktan korkuyorlar.
  • You remember when the Ivory Coast was playing around with money and the hammer fell.
  • Fildişi Sahili'nin parayla oynadığı ve çekicin düştüğü zamanı hatırlıyorsunuz.
  • They again fear finding themselves between the hammer and the anvil.
  • Onlar yine kendilerini çekiç ve örs arasında bulmaktan korkuyorlar.
Show More (69)
hammer çekiçlemek v.
  • The nail that sticks out gets hammered down.
  • Uzayan tırnak çekiçlenir.
Show More (-2)
hammer işlemek v.
  • I intend to hammer this idea into the student's heads.
  • Ben bu fikri öğrencilerin kafalarına işlemek niyetindeyim.
Show More (-2)