stray - English Turkish Sentences
English Turkish
stray serseri (kurşun) adj.
  • Tom came close to being killed by a stray arrow.
  • Tom neredeyse serseri bir okla öldürülmenin eşiğine geldi.
  • Tom came close to being killed by a stray arrow.
  • Tom serseri bir ok tarafından öldürülmeye çok yaklaştı.
  • I hope you get shot by a stray bullet.
  • Umarım serseri bir kurşunla vurulursun.
Show More (3)
stray başıboş adj.
  • He is, as it were, a stray sheep.
  • O, deyim yerindeyse, başıboş bir koyun.
  • Tom was attacked by a stray dog.
  • Tom başıboş bir köpek tarafından saldırıya uğradı.
  • Tom was bitten by a stray dog.
  • Tom başıboş bir köpek tarafından ısırıldı.
Show More (0)
stray sapmak v.
  • We have strayed from the point with the Basques and Spain.
  • Basklar ve İspanya konusunda konudan sapmış durumdayız.
Show More (-2)