|
- The leaves have turned red.
- Yapraklar kızardı.
- These green leaves turn red or yellow in autumn.
- Bu yeşil yapraklar güz aylarında kızarır veya sararırlar.
- Javier is turning red.
- Javier kızarıyor.
- Her face suddenly turned red.
- Onun yüzü aniden kızardı.
- Her cheeks turned red.
- Yanakları kızardı.
- She's turning red.
- O kızarıyor.
- Both of her cheeks turned red.
- İki yanağı da kızardı.
- His cheeks turned red.
- Yanakları kızardı.
- Are you turning red?
- Kızarıyor musun?
- Tom turned red.
- Tom kızardı.
- Tom's cheeks turned red.
- Tom'un yanakları kızardı.
- Upon seeing her, he turned red.
- Onu görünce kızardı.
- Tom's face turned red with anger.
- Tom'un yüzü öfkeden kızardı.
- His face turned red with anger.
- Yüzü sinirden kızardı.
- Tom is turning red.
- Tom kızarıyor.
- The tree leaves turned red.
- Ağaç yaprakları kızardı.
- Her face turned red.
- Onun yüzü kızardı.
- She's turning red.
- Kızarıyor.
- These green leaves turn red or yellow in fall.
- Bu yeşil yapraklar sonbaharda kızarır veya sararır.
- Her face suddenly turned red.
- Yüzü aniden kızardı.
- Both of her cheeks turned red.
- Yanaklarının ikisi kızardı.
- Javier turned red.
- Javier kızardı.
- I turned red.
- Ben kızardım.
- The leaves on the trees have begun to turn red.
- Ağaçtaki yapraklar kızarmaya başladı.
- You're turning red.
- Kızarıyorsun.
- The leaves will turn red in two or three weeks.
- Yapraklar iki veya üç hafta içinde kızaracak.
- These green leaves turn red in the fall.
- Bu yeşil yapraklar sonbaharda kızarırlar.
Show More (25)
|