branch - Turkish English Dictionary
History

branch

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "branch" in Turkish English Dictionary : 78 result(s)

English Turkish
Common Usage
branch n. şube
branch n. dal
branch n. branş
branch v. dallanmak
General
branch n. kısım
branch n. çay
branch n. dere
branch n. kol (nehre ait)
branch n. göbek
branch n. kol bitki
branch n. ağaç dalı
branch n. sınıf
branch n. branş
branch n. şube müdürlüğü
branch n. bölüm
branch n. çatallanma
branch n. aynı atadan gelen bir soyun alt kolu
branch n. akarsu suyu
branch n. gelişimin doğal bir sonucu
branch n. at nalının iki yanından her biri
branch n. ana merkezden uzaktaki bir postane şubesi
branch n. (mormonluk) lds kilisesinin yerel bir cemaati
branch n. çocuk
branch n. organ
branch n. taraf
branch n. (tren) yan hat
branch v. yayılmak
branch v. bölmek
branch v. dallandırmak
branch v. dal budak salmak
branch v. kollara ayrılmak
branch v. dallara ayrılmak
branch v. ayırmak
branch v. sapmak
branch v. dal sürmek
branch v. ayrılmak
branch adj. dal
Trade/Economic
branch n. banka şubesi
branch n. branş
branch n. şube
Law
branch n. şube
branch n. hükümetin belirli işlev yerine getiren bileşeni
Technical
branch n. ağaç dalı
branch n. branş
branch n. bölüm
branch n. kol
branch n. çatal boru
branch n. çatallı boru bağlantısı
branch n. bir çalışma bandının sıfır çizgisinden zıt yönlerde ilerleyen iki kısmi seriden her biri
branch v. ayrı yönlere ayrılmak
branch v. ayrı yönlere bölünmek
branch v. ayrı yönlere dağılmak
branch v. bölümlere ayrılmak
branch v. bölünmek
branch v. dağılmak
Computer
branch n. bilgisayar programında bazı değişkenlerin değerine bağlı olarak normal talimat dizisinin kontrolü bıraktığı program talimatı dizisi
branch n. bilgisayar programında bazı değişkenlerin değerine bağlı olarak normal talimat dizisinin kontrolü bırakmasıyla yerine getirilen talimatlar
branch n. dallanma
branch n. çatallanma
branch n. koşullu olarak uygulanan bir kod dizisi
branch v. bir dalın var olması nedeniyle kontrolü başka bir talimat dizisine bırakmak
Textile
branch v. çiçek desenli nakışla süslemek
Architecture
branch n. gotik tonozlardaki küçük bir kaburga
Traffic
branch n. yan yol
Aeronautic
branch v. bölümlere ayrılmak/dağılmak/bölünmek
Marine
branch n. pilot gemilerine belirli sularda kılavuz izni veren yetki veya komisyon
branch n. ingiliz sularında kaptanlık yapmaya imkan tanıyan bir sertifika
Math
branch n. dal
Physics
branch n. atomik veya nükleer bozunma serisinde alternatif yol
Chemistry
branch n. atom zinciri dallanması
Marine Biology
branch n. nehir kol
Linguistics
branch n. dil ailesinin alt kolu
Military
branch n. ordunun bir kolu
branch n. alternatif plan
branch n. acil durum seçeneği
Sport
branch n. branş
Archaic
branch n. evlat
branch n. alt soy

Meanings of "branch" with other terms in English Turkish Dictionary : 391 result(s)

English Turkish
Common Usage
branch office n. şube
branch out v. dallanmak
General
olive branch n. zeytin dalı
tree branch n. ağaç dalı
branch premises n. şube binası
branch office n. şube
manager of a branch n. şube müdürü
river branch n. azmak
chief of a branch n. şube müdürü
branch road n. yan yol
branch bound technique n. dal sınır yöntemi
manager of a branch office n. şube müdürü
olive branch n. barış sembolü olarak kullanılan herhangi bir şey
branch banks n. banka şubeleri
branch bank n. banka şubesi
this branch of knowledge n. ilmin bu dalı
palm branch n. zafer simgesi olan hurma dalı
manufacturing trade branch n. iş kolu
branch administration n. şube yönetimi
branch teacher n. branş öğretmeni
junior branch n. gençlik örgütü
youth branch n. gençlik örgütü
junior branch n. gençlik kolu
youth branch n. gençlik kolu
branch representative n. şube temsilcisi
branch manager n. şube müdürü
corporate branch n. kurumsal şube
women's branch n. kadın kolları
women's branch n. kadın kolu
branch name n. şube adı
subsidiary branch n. alt branş
branch office n. şube müdürlüğü
branch road n. yan sokak
main branch n. ana branş
branch chief n. şube şefi
double branch n. çift çatal
branch of industry-economic activity n. iş kolu
art branch n. sanat dalı
branch of art n. sanat dalı
branch concept n. şube konsepti
palm branch n. hurma dalı
new branch n. yeni şube
branch of sports n. spor branşı
long branch n. uzun dal
sub-branch n. alt dal
sub-branch n. yan dal
branch water [dialect] n. akarsu suyu
branch water n. (özellikle viski gibi bir içkiyle karıştırılmış) sade su
olive branch n. çocuk
olive branch n. evlat
branch portal n. şube portalı
branch off v. dallanmak
branch out v. branşlaşmak
branch off v. kol olarak ayrılmak
branch off v. kollara ayrılmak
branch out v. dallanıp budaklanmak
branch out into v. asıl faaliyetine devam ederken yeni bir faaliyete girmek
branch out v. gelişmek
hold out the olive branch v. zeytin dalı uzatmak
branch out v. işi genişletmek
branch off into v. konu dışına çıkmak
(a bird) to land on a branch v. (kuş vb.) dala konmak
saw the branch off of the tree v. dalı ağaçtan testereyle kesmek
perch on a branch v. (kuş vb.) dala konmak
branch out to v. dışa açılmak
root-and-branch adj. kusursuz
root-and-branch adj. köklü
root-and-branch adj. radikal
root and branch adv. hepsi
root and branch adv. kökten
root and branch adv. tamamiyle
root and branch adv. tamamıyla
root and branch adv. toptan
root-and-branch adv. tamamen
root-and-branch adv. tümüyle
root-and-branch adv. kökten
root-and-branch adv. toptan
-branch suf. solungaçlı anlamı veren son ek
-branch suf. çok sayıda solungaçlı anlamı veren son ek
-branch suf. solungaç anlamı veren son ek
-branch suf. solungaç benzeri bir organ anlamı veren son ek
Phrasals
branch off v. farklı dallara ayrılmak
branch off v. ayrı bir parçaya bölünmek
branch off v. ayrılmak
branch out v. dallanıp budaklanmak
branch out v. genişlemek
branch out to v. işleri genişletmek
branch out v. yayılmak
branch off (from something) v. (bir şeyden) kollara ayrılmak
branch off (from something) v. (bir şeyden) dallanmak
branch off (from something) v. (bir şeyden) farklı dallara ayrılmak
branch out (into something) v. (bir şeye) ayrılmak
branch out (into something) v. (bir şeye) dallanmak
branch out (into something) v. dallanarak (bir şeye) ayrılmak
branch out (into something) v. yeni yollara/bölümlere ayrılmak
branch out (into something) v. (bir şeylere) ayrılarak çeşitlenmek
branch off v. ana yoldan ayrılmak
branch off v. (yol) çatallanmak
branch off v. ana yoldan patikaya ayrılmak
Proverb
the highest branch is not the safest roost v. konumunda yükselmek güvende olduğun anlamına gelmez
the highest branch is not the safest roost v. herkesin gıpta ettiği bir noktaya/pozisyona gelmek güvende olduğun anlamına gelmez
Idioms
an/the olive branch n. zeytin dalı
an/the olive branch n. barış eli/çubuğu
an/the olive branch n. barış için atılan adım
branch out v. dallanıp budaklanmak
branch out v. dal budak salmak
offer an olive branch v. zeytin dalı uzatmak
hold out an olive branch v. zeytin dalı uzatmak
extend an olive branch v. zeytin dalı uzatmak
hold out the olive branch v. zeytin dalı uzatmak
hold out an olive branch (to someone) v. (birine) zeytin dalı uzatmak
hold out the olive branch (to someone) v. (birine) zeytin dalı uzatmak
offer an olive branch (to someone) v. (birine) zeytin dalı uzatmak
offer the olive branch (to someone) v. (birine) zeytin dalı uzatmak
root and branch expr. kökünden (yok etmek)
root and branch expr. kökünden (bitirmek)
root and branch expr. tepeden tırnağa
Trade/Economic
main branch n. ana şube
branch bank n. banka şubesi
branch banking n. bankaların birden fazla yörede faaliyet göstermelerine olanak veren bir sistem
bank branch manager n. banka şube yöneticisi
bank branch manager n. banka şube müdürü
bank branch manager n. banka şubesi müdürü
name of bank branch n. banka şube adı
branch company n. bayi şirket
name of branch n. banka şube adı
bank branch manager n. banka şube müdürü
branch office n. bir satıcı firmanın belli bir yöredeki satışlarını yürüten şubesi
branch of industry n. endüstri branşı
pension business branch n. emeklilik branşı
branch-plant n. fabrika şubesi
internet branch n. internet şubesi
branch house n. imalatçı veya toptancı işletmenin şubesi
branch of activity n. iş kolu
interactive branch n. interaktif şube
manufacturer's branch office n. imalatçı şubesi
head-office and branch current account n. merkez ve şubeler cari hesabı
head office and branch current account n. merkez ve şubeler car hesabı
local branch n. mahalli şube
main branch n. merkez şube
branch of industry n. sanayi dalı
sales branch n. satış şubesi
branch of industry n. sanayi kolu
sales-branch n. satış şubesi
branch store n. satış şubesi
branch banking n. şube bankacılığı
branch registration n. şube tescili
branch account n. şube hesabı
branch-free banking n. şubesiz bankacılık
branch accounts n. şube hesapları
assistant branch manager n. şube müdür yardımcısı
branch network n. şube ağı
branch director n. şube müdürü
branch office n. şube
branch house n. şube
branch manager n. şube müdürü
branch chief n. şube müdürü
closing of branch n. şubenin kapatılması
branch accounting n. şube muhasebesi
branch-plant n. şube tesisleri
deposit and loan amounts per branch n. şube başına mevduat ve kredi büyüklükleri
branch code n. şube kodu
inter-branch n. şubeler arası
sub-branch n. tali şube
subsidiary branch n. tali şube
branch of trade n. ticaret şubesi
concentration branch n. temerküz şube
commercial branch n. ticari şube
wholesale branch n. toptan satış şubesi
branch factory abroad n. ülke dışında fabrika şubesi
production branch n. üretim dalı
branch company n. yan şirket
foreign branch n. yabancı şube
local branch n. yerel şube
foreign branch n. yurtdışı şube
branch chairperson n. şube başkanı
chairperson of the branch n. şube başkanı
branch out v. bayiler açarak genişlemek
open a branch v. şube açmak
Law
branch of activity n. faaliyet dalı
women's branch n. kadın kolları
directorate of anti-smuggling and organized crime branch n. kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele şube müdürlüğü
special action branch n. özel harekat şubesi
branch banking n. şube bankacılığı
branch chairperson or chairperson of the branch n. şube başkanı
legislative branch n. yasama organı
judicial branch n. yargı organı
executive branch n. yürütme organı
cib (criminal investigation branch) [new zealand] abrev. (yeni zelanda polisi) suç soruşturma şubesi
Politics
women's branch head n. kadın kolları başkanı
women's branch president n. kadın kolları başkanı
anti-terror branch n. terörle mücadele şubesi
foreigners branch n. yabancılar şubesi
executive branch n. yürütme organı
Institutes
public security branch office n. asayiş şube müdürlüğü
narcotic branch office n. narkotik şube müdürlüğü
Industry
branch plant [canada] n. merkezi farklı ülkede bulunan şirketin kanada'daki bir fabrikası
branch factory [canada] n. merkezi farklı ülkede bulunan şirketin kanada'daki bir fabrikası
Insurance
pension business branch n. emeklilik branşı
general branch n. genel branş
insurance branch n. sigorta kolu/dalı
Technical
principal branch n. ana dal
instrument branch pipe n. aygıt bağlama branşmanı
principal branch n. başat dal
branch line n. branşman hattı
branch circuit n. branşman hattı
branch line n. branş hattı
branch duct n. branşman
branch circuit n. branşman devresi
branch pipe n. branşman borusu
branch take-off n. boru ayrımı
branch valve n. branşman valfi
branch duct n. branş kanalı
branch take-off n. boru branşmanı
pipe branch n. boru branşmanı
branch pipe n. çatal boru
wye branch n. çatal
y-branch n. çatal dallanma
y-branch n. çatal
branch cutting machine n. çubuk kesme makinesi
branch removal n. dal koparma
branch circuit n. devre parçası
branch instruction n. dallanma komutu
branch admittance matrix n. dal geçiri matrisi
branch point n. dallanma noktası
branch wire n. ek kablo
branch exchange n. ikincil santral
unconditional branch n. koşulsuz dallanma
unconditional branch n. koşulsuz sapma
branch duct n. kol kanal
conditional branch instruction n. koşullu sapma komutu
conditional branch n. koşullu sapma
unconditional branch instruction n. koşulsuz sapma komutu
branch line n. kol hattı
root locus branch n. kök yereğrisi dalı
bad branch n. kötü sapma
conditional branch instruction n. koşullu dallanma komutu
core branch n. maça çıktısı
branch pipe n. manifold bölümü
branch sewer n. lağım branşmanı
engineering branch n. mühendislik dalı
private automatic branch exchange n. otomatik özel santral
private automatic branch exchange n. PaBX
branch point n. sapma noktası
branch instruction n. sapma komutu
branch contact n. şube kontağı
branch line n. şube hattı
branch sewer n. şube pissu borusu
branch cable n. şube kablosu
branch current n. şube akımı
conditional branch n. şartlı sapma
branch box n. şube bağlantı kutusu
y-branch n. tek çatal y
wye branch n. tek çatal
horizontal branch n. yatay kollu çatal
y-branch n. y-branşmanı
Computer
principal branch n. ana dal
principal branch n. başat dal
branch address n. dallanma adresi
branch point n. dallanma noktası
branch instruction n. dallanma komutu
branch exchange n. ikincil santral
conditional branch n. koşullu sapma
unconditional branch n. koşulsuz dallanma
conditional branch instruction n. koşullu sapma komutu
unconditional branch instruction n. koşulsuz sapma komutu
unconditional branch n. koşulsuz sapma
conditional branch n. koşullu dallanma
unconditional branch n. koşulsuz atlama
bad branch n. kötü sapma
conditional branch instruction n. koşullu dallanma komutu
private branch exchange n. özel santral
private automatic branch exchange n. otomatik özel santral
branch instruction n. sapma komutu
branch point n. sapma noktası
branch address n. sapma adresi
selected branch n. seçili dal
expand branch expr. alt düzeyleri göster
expand branch expr. alt düzeylerini göster
hide branch expr. şube gizle
show branch expr. şube göster
Informatics
unconditional branch n. koşulsuz atlama
private automatic branch exchange (pabx) n. otomatik özel santral
private branch exchange n. özel santral
Telecom
private branch exchange n. abone sistemine dayanan sayısal veya analog telefon santralı
branch drop n. ayrı kollarda gerilim düşümü
private automatic branch exchange n. özel otomatik birim santralı
private branch exchange n. özel birim santralı
private branch exchange n. özel telefon santrali
Electric
branch circuit n. devre parçası
branch instruction n. dallanma talimatı
branch point n. dallanma noktası
branch point n. düğüm noktası
branch wire n. ek kablo
branch circuit n. kol devre
Television
tree-and-branch n. mevcut tüm kanallarının bütün abonelere açık olduğu kablolu televizyon yayını
Automotive
intake branch n. emme yan borusu
intake branch n. emme tali borusu
side branch sub muffler n. yardımcı susturucu
Railway
branch line n. iltisak hattı
branch track n. sapan yol
chief of branch n. şube amiri
branch railroad n. tali demiryolu hattı
Aeronautic
branch pipe n. ara egzoz borusu
branch pilot n. branş pilotu
branch pilot n. ruhsatlı pilot
Medical
trigeminal nerve ophthalmic branch n. beşinci kranyal sinir oftalmik dalı
bilateral bundle branch block n. biblok
branch pattern n. dallanma paterni
branch varices n. dallı varisler
right bundle branch block n. sağ dal bloku
branch retinal vein occlusion n. retinal ven dallarının tıkanıklığı
left bundle branch block n. sol dal bloku
external branch of the superior laryngeal nerve n. süperior larenjeal sinirin eksternal dalı
the branch of medicine n. tıp dalı
ophthalmic branch of trigeminal nerve n. trigeminal sinirin oftalmik dalı
Psychology
atheromatous branch occlusion n. ateromatöz dal oklüzyonu
Optics
frosted branch angiitis n. donmuş dal anjitisi
Veterinary
animal health branch office n. hayvan sağlığı şube müdürlüğü
Food Engineering
food branch n. gıda dalı
food branch n. gıda branşı
Math
branch point n. dallanma noktası
principal branch n. esas dal
conjugate branch n. eşlenik kol
Statistics
branch and bound methods n. dal ve sınır yöntemleri
Chemistry
pabx (private automatic branch exchange) abrev. telefon santrali
pabx (private automatic branch exchange) abrev. robot operatör ile çalışan özel santral ağı
Marine Biology
branch herring n. kuzey amerika'da bulunan tirsi benzeri bir balık
Astronomy
asymptotic giant branch n. asimptotik dev kol
asymptotic giant branch (agb) n. asimptotik dev kol
Botanic
branch collar n. çot
branch (from) v. (sap, kök) büyüyerek başka bir parçadan ayrılmak
Agriculture
branch collar n. çot
Forestry
branch steel n. dal çeliği
branch shears n. dal makası
Education
branch teacher n. alan öğretmeni
branch teaching n. alan öğretmenliği
branch teacher n. branş öğretmeni
educational branch n. eğitsel kol
major branch n. uzmanlık dalı
History
root-and-branch men n. radikal reformcular
root-and-branch men n. kökten reformcular
Geography
branch county n. michigan eyaletinde bölge
farmers branch n. teksas eyaletinde şehir
drakes branch n. virginia eyaletinde yerleşim yeri
west long branch n. new jersey eyaletinde yerleşim yeri
long branch n. pensilvanya eyaletinde yerleşim yeri
west branch n. michigan eyaletinde şehir
flowery branch n. georgia eyaletinde şehir
dry branch n. georgia eyaletinde şehir
west branch n. iowa eyaletinde şehir
flowery branch n. georgia eyaletinde yerleşim yeri
long branch n. new jersey eyaletinde yerleşim yeri
spring branch n. teksas eyaletinde şehir
olive branch n. mississippi eyaletinde şehir
north branch n. minnesota eyaletinde şehir
plum branch n. güney carolina eyaletinde yerleşim yeri
fort branch n. indiana eyaletinde yerleşim yeri
Geology
central branch of the north anatolian fault n. kuzey anadolu fayının orta kolu
Military
branch united states civilian internee information centre n. abd enterne edilmiş sivil personel danışma merkezi tali kısmı
branch american prisoner of war information bureau n. amerikan harp esirleri danışma bürosu tali kısmı
basic branch n. asıl sınıf
maintenance and repair branch n. bakım ve onarım kolu
computerized branch exchange n. bilgisayarlı kol santrali
basic branch n. esas sınıf
branch american civilian internee information bureau n. enterne edilmiş sivil amerikan personeli danışma bürosu tali kısmı
carrier branch n. geçici sınıf
generals admirals branch n. general amiral şube
duty branch n. görev sınıfı
branch material curriculum n. meslek eğitimi ders programı
descending branch n. mermi yolu alçalış kısmı
ascending branch n. mermi yolu yükseliş kısmı
defence research branch chief n. savunma araştırma şube müdürü
defence research branch n. savunma araştırma şubesi
branch material position n. sınıf görev yeri
branch immaterial n. sınıflandırılmamış
branch immaterial position n. sınıflandırılmamış görev yeri
branch depot n. sınıf deposu
branch material position n. sınıflandırılmış görev yeri
branch qualified officer n. sınıf ehliyetli subay
prisoner of war branch camp n. tali harp esir kampı
branch camp n. tali esir kampı
olive branch operation n. zeytindalı harekatı
branch officer n. kıdemli deniz subayı
no branch adj. sınıfsız
no branch adj. sınıflandırılmamış
Sport
sports branch n. spor dalı
Slang
fell out of the ugly tree and hit every branch on the way down expr. çirkin ördek yavrusu
fell out of the ugly tree and hit every branch on the way down expr. bakılmayacak kadar çirkin
Star Wars
branch-class vehicle n. branş-sınıfı taşıt
exploratory branch of outer rim oreworks n. dış halka maden işleri'nin araştırma dalı