cast

Meanings of "cast" in Turkish English Dictionary : 163 result(s)

	Category	English	Turkish
Common Usage
1	Common Usage	cast v.	atmak
We sat on the beach, casting stones into the water. Sahilde oturmuş, suya taş atıyorduk. More Sentences
General
2	General	cast n.	atma
Never cast dirt into that fountain of which you have sometime drunk. Bir zamanlar içtiğin çeşmeye asla pislik atma. More Sentences
3	General	cast n.	rol alanlar
The movie was cast mostly with Americans. Filmde çoğunlukla Amerikalılar rol aldı. More Sentences
4	General	cast n.	alçı (kırık kemiğe)
My arm is going to be in a cast for five weeks. Kolum beş hafta boyunca alçıda kalacak. More Sentences
5	General	cast n.	oyuncular
It's great to see the cast of "Friends" together again. Friends dizisinin oyuncularını yeniden bir arada görmek harika. More Sentences
6	General	cast n.	fırlatma
The fisherman cast his line into the water. Balıkçı oltasını suya fırlattı. More Sentences
7	General	cast n.	kalıp
First, she prepared several silicone casts for the candles. Önce mumlar için birkaç silikon kalıp hazırladı. More Sentences
8	General	cast n.	renk yansıması
Some green beetles have a purple cast. Bazı yeşil böcekler mor bir renk yansımasına sahiptir. More Sentences
9	General	cast n.	ağ atma
He caught a large fish at his first cast. Ağı ilk atışında kocaman bir balık yakalamıştı. More Sentences
10	General	cast v.	vermek (oy)
I have also cast a generous eye over the amendments and where possible given them a plus. Ben de değişikliklere cömert bir gözle baktım ve mümkün olan yerlerde onlara artı puan verdim. More Sentences
11	General	cast v.	çevirmek (bakış vb'ni)
Even now, we must cast our eyes beyond external borders. Şimdi bile gözlerimizi dış sınırların ötesine çevirmeliyiz. More Sentences
12	General	cast v.	düşürmek
These actions are completely at odds with the UN resolutions and cast doubt on the work of the inspectors. Bu eylemler BM kararlarıyla tamamen çelişmekte ve denetçilerin çalışmalarına şüphe düşürmektedir. More Sentences
13	General	cast v.	bırakmak (deri/kuyruk)
Sami cast everything else aside and focused on Layla. Sami her şeyi bir kenara bırakıp Layla'ya odaklandı. More Sentences
14	General	cast v.	saçmak
The torch cast a bright light upon his surroundings. El feneri çevresine parlak bir ışık saçıyordu. More Sentences
15	General	cast v.	(bakış) atmak
The teacher cast a suspicious look at the student. Öğretmen öğrenciye şüphe dolu bir bakış attı. More Sentences
16	General	cast v.	(kalıba) dökmek
She cast the statue in a clay mold. Heykeli kilden bir kalıba döktü. More Sentences
17	General	cast v.	(film vb.) rol almak
He was happy to be cast in such a popular sitcom. Böylesine popüler bir komedi dizisinde rol aldığına memnundu. More Sentences
18	General	cast v.	(rolüne) sokmak
She is trying to cast me in the role of victim, but I'm a survivor. O beni kurban rolüne sokmaya çalışıyor, ama ben sağ kalanlardanım. More Sentences
19	General	cast v.	ağ atmak
They went casting by the bay right before dawn. Şafaktan hemen önce körfezde ağ atmaya gittiler. More Sentences
20	General	cast v.	(hapse) atılmak
He was cast into a cold dungeon. Soğuk bir zindana atılmıştı. More Sentences
21	General	cast v.	(deri) değiştirmek
Watching a snake cast its skin is fascinating. Bir yılanı deri değiştirirken izlemek büyüleyicidir. More Sentences
Technical
22	Technical	cast n.	fırlatma
The fishermen cast their nets into the sea. Balıkçılar ağlarını denize fırlattılar. More Sentences
Computer
23	Computer	cast n.	oyuncular
Who's your favorite CSI cast member? En sevdiğiniz CSI oyuncusu kim? More Sentences
Common Usage
24	Common Usage	cast n.	döküm
25	Common Usage	cast v.	dökmek
General
26	General	cast n.	talih
27	General	cast n.	sac
28	General	cast n.	maket
29	General	cast n.	oynayanlar
30	General	cast n.	olta iğnesi
31	General	cast n.	şans
32	General	cast n.	yöntem
33	General	cast n.	boşaltım hayvanlarda
34	General	cast n.	ton
35	General	cast n.	zarda gelen sayı
36	General	cast n.	atış
37	General	cast n.	mesafe
38	General	cast n.	dökümcülük
39	General	cast n.	zoka
40	General	cast n.	eşhas
41	General	cast n.	dökme (metal)
42	General	cast n.	kast
43	General	cast n.	tip
44	General	cast n.	temayül
45	General	cast n.	eğrilik
46	General	cast n.	az bir miktar
47	General	cast n.	çeşit
48	General	cast n.	tertip
49	General	cast n.	pik
50	General	cast n.	çarpıklık
51	General	cast n.	kalite
52	General	cast n.	eğilim
53	General	cast n.	nüans
54	General	cast n.	dış görünüş
55	General	cast n.	şaşılık
56	General	cast n.	dökmecilik
57	General	cast n.	voli
58	General	cast n.	mukavim
59	General	cast n.	cins
60	General	cast n.	rol dağıtımı
61	General	cast n.	oyuncular (tiyatro)
62	General	cast n.	alma
63	General	cast n.	dökme
64	General	cast n.	kabuk
65	General	cast n.	hesaplama
66	General	cast n.	varsayım
67	General	cast n.	tahmin
68	General	cast n.	kehanet
69	General	cast n.	öngörü
70	General	cast n.	eğilim
71	General	cast n.	zar atışı
72	General	cast n.	şahincinin tek seferde saldığı bir çift şahin
73	General	cast n.	uzaklık
74	General	cast n.	olta atma
75	General	cast n.	düzen
76	General	cast n.	meyil
77	General	cast n.	ağ fırlatma
78	General	cast v.	dökmek (deri/tırnak/kabuk/tüy)
79	General	cast v.	rol vermek
80	General	cast v.	erken doğum yapmak
81	General	cast v.	kokuyu takip etmek
82	General	cast v.	bükmek
83	General	cast v.	yöneltmek
84	General	cast v.	tasarlamak
85	General	cast v.	toplamak
86	General	cast v.	savurmak
87	General	cast v.	eğrilmek
88	General	cast v.	kalıba dökmek
89	General	cast v.	kaybetmek
90	General	cast v.	rol dağıtımı yapmak
91	General	cast v.	fırlatmak
92	General	cast v.	rol taksimi yapmak
93	General	cast v.	kehanette bulunmak
94	General	cast v.	çarpıtmak
95	General	cast v.	kıvırmak
96	General	cast v.	yem atmak
97	General	cast v.	biçim vermek
98	General	cast v.	döküm yapmak
99	General	cast v.	ayrılmak
100	General	cast v.	atfetmek
101	General	cast v.	çıkarmak
102	General	cast v.	değiştirmek
103	General	cast v.	kusmak
104	General	cast v.	istifra etmek
105	General	cast v.	kusarak çıkarmak
106	General	cast v.	kura çekmek
107	General	cast v.	hesaplamak
108	General	cast v.	düzenlemek
109	General	cast v.	şekillendirmek
110	General	cast v.	ifade etmek
111	General	cast v.	ortaya koymak
112	General	cast v.	belirlemek
113	General	cast v.	karar vermek
114	General	cast v.	(hapse vb.) zorla atmak
115	General	cast v.	göz atmak
116	General	cast v.	serpmek
117	General	cast v.	salmak
118	General	cast v.	(iskambil kağıdı) çekmek
119	General	cast v.	(oltayı) sallamak
120	General	cast v.	şekil vermek
121	General	cast v.	planlamak
122	General	cast adj.	atılmış
123	General	cast adj.	dökme
124	General	cast adj.	kalkamayacak şekilde sırt üstü düşmüş (hayvan)
Irregular Verb
125	Irregular Verb	cast v.	cast - cast
Law
126	Law	cast n.	kazaya uğramış tekne
127	Law	cast v.	davayı reddetmek
Technical
128	Technical	cast n.	biçim
129	Technical	cast n.	dökme
130	Technical	cast n.	dökülmüş maden
131	Technical	cast n.	döküm
132	Technical	cast n.	eritme
133	Technical	cast n.	renk tonu
134	Technical	cast n.	şekil
135	Technical	cast v.	sayılar eklemek
136	Technical	cast adj.	kalıba dökülmüş
Computer
137	Computer	cast n.	çevirim
138	Computer	cast n.	kalıp
Marine
139	Marine	cast v.	(gemiyi) çevirmek
140	Marine	cast v.	rotayı tersine döndürmek
Physiology
141	Physiology	cast n.	boşaltım, deri değiştirme, salgı vb. yoluyla dışarı atılan şey
Pathology
142	Pathology	cast n.	vücutta oluşan hastalıklı kitle
Astrology
143	Astrology	cast v.	astrolojik olarak hesaplamak
Archaeology
144	Archaeology	cast n.	iskelet, fosil vb. organik kalıntının organik olmayan replikası
145	Archaeology	cast n.	kalıp dökümü
Geology
146	Geology	cast n.	yumuşak tortu tabakasında çökmeyi gösteren tortul yapı
Military
147	Military	cast n.	döküm
Hunting
148	Hunting	cast n.	iz üstündeki av hayvanının arazide yaptığı keşif
149	Hunting	cast v.	(köpek, kurt vb.) iz sürmeye göndermek
Sport
150	Sport	cast n.	okçuluk maçında son atışta kazanana verilen önce atış yapma hakkı
151	Sport	cast n.	yayın oka kazandırdığı hız
Theatre
152	Theatre	cast n.	oyundaki karakter
153	Theatre	cast n.	oyunda rol alanlar
154	Theatre	cast n.	rol dağılımı
155	Theatre	cast n.	rol dağıtımı
156	Theatre	cast n.	(bir oyunda) oynayanlar
Cinema
157	Cinema	cast n.	rol alanlar
158	Cinema	cast n.	rol alan kimseler (bir tiyatro oyununda/filmde)
Printery
159	Printery	cast v.	(yazının) basılı uzunluğunu tahmin etmek
Archaic
160	Archaic	cast n.	örneklem
161	Archaic	cast n.	numune
162	Archaic	cast v.	hastalığı teşhis için (idrarı) incelemek
Ornithology
163	Ornithology	cast n.	kuş midesinde sindirilmemiş gıda kitlesi

Meanings of "cast" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

	Category	English	Turkish
General
1	General	cast a net v.	ağ atmak
As Jesus passed along the Sea of Galilee, he saw Simon and his brother Andrew casting a net into the lake. İsa Celile Denizi'nden geçerken Simun ve kardeşi Andreas'ın göle ağ attıklarını gördü. More Sentences
2	General	cast a spell v.	büyü yapmak
Tell the black magic witch doctor to cast a spell on me. Kara büyü büyücüsüne söyle bana büyü yapsın. More Sentences
3	General	cast aside v.	bir kenara bırakmak
The Karas report strengthens this provision by casting aside government authorisation. Karas raporu, hükümet iznini bir kenara bırakarak bu hükmü güçlendiriyor. More Sentences
4	General	wear a cast v.	(kırılan kemiği) alçıya aldırmak
Tom is wearing a cast on his arm. Tom kırılan kolunu alçıya aldırıyordu. More Sentences
5	General	cast-iron adj.	sağlam
However, that opinion is not as cast-iron or as tight as we would like to think it is. Ancak bu görüş, düşündüğümüz kadar sağlam ya da sıkı değil. More Sentences
6	General	in a cast adj.	alçılı (kol, bacak)
Tom has had his leg in a cast for a few weeks now. Tom'un bacağı birkaç haftadır alçıda. More Sentences
Phrasals
7	Phrasals	cast aside v.	bir kenara bırakmak
The Karas report strengthens this provision by casting aside government authorisation. Karas raporu, hükûmet iznini bir kenara bırakarak bu hükmü güçlendirmektedir. More Sentences
Colloquial
8	Colloquial	cast in stone adj.	kesinleşmiş
The European Union's action plan is not cast in stone. Avrupa Birliği'nin eylem planı kesinleşmiş değildir. More Sentences
9	Colloquial	cast in stone adj.	kesin
The European Union's action plan is not cast in stone. Avrupa Birliği'nin eylem planı kesin değildir. More Sentences
Common Usage
10	Common Usage	cast a spell over v.	büyü yapmak
General
11	General	cast of a net n.	voli
12	General	gypsum cast n.	alçı kalıbı
13	General	sand cast n.	kum dök
14	General	cast iron n.	font
15	General	leaf cast n.	yaprak dökümü
16	General	cast of mind n.	düşünüş şekli
17	General	cast net n.	serpme
18	General	cast iron n.	pik
19	General	lime cast n.	kireç sıvısı
20	General	cast of features n.	yüz
21	General	cast of mind n.	düşünce tarzı
22	General	cast light n.	aydınlatma
23	General	cast of features n.	sima
24	General	rough cast n.	taslak
25	General	cast off n.	eskiler
26	General	cast off n.	eski elbiseler
27	General	cast-off n.	döküntü
28	General	cast-off n.	istenmeyen giysi
29	General	cast-off n.	kullanılmayıp atılan şey
30	General	a cast of the eye n.	hafif şaşılık
31	General	cast [scottish] n.	yardım
32	General	cast-off n.	atma
33	General	cast-off n.	ıskartaya çıkarma
34	General	cast-off n.	yazının basılı uzunluğunu tahmin etme
35	General	the last cast n.	son şans
36	General	the last cast n.	son çaba
37	General	cast away v.	fırlatmak
38	General	cast loose v.	ayırmak
39	General	cast anchor v.	demir atmak
40	General	cast a glance v.	şöyle bir bakmak
41	General	rough cast v.	kaba sıva vurmak
42	General	cast aspersions v.	iftira atmak
43	General	cast something adrift v.	bir şeyi akıntıya bırakmak
44	General	cast out v.	kovmak
45	General	cast down v.	canını sıkmak
46	General	cast in v.	paylaşmak
47	General	cast up v.	yığmak
48	General	cast a slur on v.	lekelemek
49	General	cast amorous glances v.	baygınlaşmak
50	General	cast around v.	çare aramak
51	General	cast a net v.	ağ bırakmak
52	General	cast around v.	araştırmak
53	General	cast aspersions on v.	iftira atmak
54	General	cast a spell over v.	aklını almak
55	General	cast loose v.	çözmek
56	General	be cast v.	dökülmek
57	General	cast down v.	keyfini kaçırmak
58	General	cast out v.	uzaklaştırmak
59	General	cast off v.	atmak
60	General	cast down v.	üzmek
61	General	cast around v.	tasarlamak
62	General	cast a slur on v.	iftira etmek
63	General	cast away v.	ıssız adada bırakmak
64	General	cast a spell over v.	büyü yapmak
65	General	cast a suspicion on v.	gölgelemek
66	General	cast an eye v.	göz gezdirmek
67	General	put in a plaster cast v.	alçıya koymak
68	General	cast a spell over v.	büyülemek
69	General	cast a spell on v.	büyülemek
70	General	cast a shadow upon v.	üstüne gölge yapmak
71	General	cast a shadow on v.	gölge etmek
72	General	cast type v.	hurufat dökmek
73	General	cast a glance v.	bir göz atmak
74	General	cast away v.	boşa harcamak
75	General	cast a vote v.	oy vermek
76	General	cast about v.	araştırmak
77	General	cast a slur on v.	leke sürmek
78	General	cast about v.	tasarlamak
79	General	cast away v.	atmak
80	General	cast a horoscope v.	zayiçesine bakmak
81	General	cast lots for something v.	kura çekmek
82	General	cast one's vote v.	oy vermek
83	General	cast about v.	düşünmek
84	General	cast a damp over v.	aksatmak
85	General	cast a ballot v.	sandığa gitmek
86	General	cast about v.	çare aramak
87	General	cast off v.	reddetmek
88	General	cast down v.	indirmek
89	General	cast somebody down v.	kahretmek
90	General	cast lots v.	kura çekmek
91	General	cast a cloud on something v.	gölgelemek
92	General	be cast adrift v.	akıntıya bırakılmak
93	General	cast the blame v.	iftira etmek
94	General	cast away v.	çöpe atmak
95	General	cast a cloud on something v.	berbat etmek
96	General	cast an affirmative vote v.	lehte oy vermek
97	General	cast a spell on v.	büyü yapmak
98	General	cast out v.	sürmek
99	General	cast down v.	devirmek
100	General	cast a fly v.	olta atmak
101	General	cast away v.	çarçur etmek
102	General	cast the blame v.	suçu yüklemek
103	General	cast a shadow v.	gölge yapmak
104	General	cast up v.	toplamak
105	General	cast off v.	çıkarıp atmak
106	General	cast a spell upon v.	büyü yapmak
107	General	cast reflection on somebody v.	ayıplamak
108	General	cast aspersions upon somebody v.	çamur atmak
109	General	cast aspersions upon somebody v.	iftira atmak
110	General	cast reflection on somebody v.	kusur bulmak
111	General	cast reflection on somebody v.	kınamak
112	General	cast a damper on (something) v.	tadını kaçırmak
113	General	have (a specified) cast v.	rengi çalmak
114	General	cast something in mold v.	kalıba dökmek
115	General	cast mold v.	kalıp dökmek
116	General	cast off v.	(ilmek) iğneden çıkarmak
117	General	cast off v.	kurtulmak
118	General	cast off v.	çıkarmak
119	General	cast off v.	ilişkisini kesmek
120	General	cast light v.	ışık yaymak
121	General	cast a spell on v.	-i büyülemek
122	General	rebroad cast v.	aktarmak
123	General	cast up v.	hesaplamak
124	General	cast up v.	hesap etmek
125	General	cast up v.	hastalanmak
126	General	cast the first stone v.	ilk taşı atmak
127	General	cast up v.	toplamını çıkarmak
128	General	cast up v.	sahilde yıkamak
129	General	cast up v.	yukarı atmak
130	General	cast up v.	kıyıda yıkamak
131	General	cast up v.	kötü bir şeyi hatırlatmak
132	General	cast up v.	yukarı fırlatmak
133	General	cast upon v.	örgüde ilk ilmeği atmak
134	General	cast off v.	ilmek atmak
135	General	cast around v.	sıkıntıyla aramak
136	General	cast off v.	şişe ilmek geçirmek
137	General	cast off v.	örgüde ilk ilmeği atmak
138	General	cast round v.	sıkıntıyla aramak
139	General	cast about v.	aranıp durmak
140	General	cast off v.	örgüye başlamak
141	General	cast upon v.	örgüye başlamak
142	General	cast upon v.	şişe ilmek geçirmek
143	General	cast upon v.	ilmek atmak
144	General	cast on v.	şişe ilmek geçirmek
145	General	cast about v.	sıkıntıyla aramak
146	General	cast on v.	ilmek atmak
147	General	cast on v.	örgüde ilk ilmeği atmak
148	General	cast around v.	aranıp durmak
149	General	cast round v.	aranıp durmak
150	General	cast on v.	örgüye başlamak
151	General	cast off v.	terk etmek
152	General	cast off v.	başından atmak
153	General	cast away v.	tahrip etmek
154	General	be cast away v.	deniz kazasından kurtulup karaya çıkmak
155	General	be cast away v.	kazazede olmak
156	General	cast off v.	ortada bırakmak
157	General	cast suspicion v.	şüphe yaratmak
158	General	cast a spell v.	sihir yapmak
159	General	cast a role v.	rol biçmek
160	General	cast doubt on v.	şüphe uyandırmak
161	General	cast doubts on v.	şüphe çekmek
162	General	cast doubts on v.	şüphe uyandırmak
163	General	cast doubt on v.	şüphe çekmek
164	General	cast someone out of the community v.	toplumdan dışlamak
165	General	cast out v.	toplumdan dışlamak
166	General	cast a line v.	olta atmak
167	General	cast a fishing line v.	olta atmak
168	General	cast a horoscope v.	yıldız falına bakmak
169	General	cast a horoscope v.	yıldız haritası çıkartmak
170	General	be cast into the abyss v.	uçurumun eşiğine itilmek
171	General	cast a ballot v.	oy atmak
172	General	put in a plaster cast v.	alçıya almak
173	General	cast a look v.	bir bakış atmak
174	General	cast [obsolete] v.	(birini) bir durum ya da etkinliğin içine sokmak
175	General	cast [obsolete] v.	oy kullanmak
176	General	cast [obsolete] v.	planlamak
177	General	cast [obsolete] v.	düşünmek
178	General	cast [dialect] v.	ıskartaya çıkarmak
179	General	cast [dialect] v.	(işe yaramayan şeyi) kaldırıp atmak
180	General	cast [dialect] v.	üzerinde düşünmek
181	General	cast [dialect] v.	kafa yormak
182	General	cast a v.	baş aşağı fırlatmak
183	General	cast a v.	kalkamayacak şekilde devirmek
184	General	cast a shoe v.	(at, öküz) nalını ayağından çıkarmak
185	General	sand-cast v.	(dökümü) kum kalıba metal dökerek oluşturmak
186	General	cast a wide net v.	tüm olasılıkları değerlendirmek
187	General	cast-iron adj.	çok sağlam
188	General	cast-iron adj.	demir gibi
189	General	cast-iron adj.	pikten yapılmış
190	General	cast-iron adj.	dayanıklı
191	General	cast-iron adj.	sert
192	General	cast-iron adj.	çok dayanıklı
193	General	cast [obsolete] adj.	masum
194	General	cast [obsolete] adj.	temiz
195	General	cast [obsolete] adj.	iffetli
196	General	cast [obsolete] adj.	uslu
197	General	cast-iron adj.	dökme demirden yapılmış
198	General	cast-iron adj.	tesir edeceği kesin olan
199	General	cast-iron adj.	dayanıklı
200	General	cast-iron adj.	değişmez
201	General	sand-cast adj.	kumdan yapılmış kalıba dökülen
202	General	as cast adv.	döküldüğü gibi
Irregular Verb
203	Irregular Verb	sand-cast v.	sand-cast - sand-cast
Phrasals
204	Phrasals	cast about v.	yön değiştirmek
205	Phrasals	cast about v.	rota değiştirmek
206	Phrasals	cast around v.	yön değiştirmek
207	Phrasals	cast around v.	rota değiştirmek
208	Phrasals	cast away v.	bir kenara atmak
209	Phrasals	cast away v.	bir kenara bırakmak
210	Phrasals	cast away v.	(gemiyi) karaya oturtmak
211	Phrasals	cast back v.	geçmişi anımsamak
212	Phrasals	cast back v.	geçmişi düşünmek
213	Phrasals	cast back v.	zihnen geçmişe dönmek
214	Phrasals	cast back [obsolete] v.	sekte vurmak
215	Phrasals	cast back [obsolete] v.	köstek olmak
216	Phrasals	cast off v.	serbest bırakmak
217	Phrasals	cast off v.	salıvermek
218	Phrasals	cast off v.	örgüyü kapatmak
219	Phrasals	cast off v.	(iskoç geleneksel dansında) iki partner set çizgisinin arkasında ayrı ayrı dans edip daha orijinal pozisyona geri dönmek
220	Phrasals	cast out v.	bir kenara bırakmak
221	Phrasals	cast out v.	münakaşa etmek
222	Phrasals	cast out v.	bozuşmak
223	Phrasals	cast out v.	tartışıp arkadaşlığı sürdürmemek
224	Phrasals	cast up v.	bir kişiye suçlama yapmak
225	Phrasals	cast up v.	başına kakmak
226	Phrasals	cast up v.	(denizden) karaya atmak
227	Phrasals	cast up v.	baskı fiyatını belirlemek için (metnin) uzunluğunu ölçmek
228	Phrasals	cast up v.	dizmeden önce tablo halinde düzenlemek
229	Phrasals	cast away v.	reddetmek
230	Phrasals	cast by v.	reddetmek
231	Phrasals	cast down v.	mahvetmek
232	Phrasals	cast forth v.	dışarı atmak
233	Phrasals	cast off v.	üstünden atmak
234	Phrasals	cast out v.	dışarı atmak
235	Phrasals	cast out [scottish] v.	dalaşmak
236	Phrasals	cast up v.	yükseltmek
237	Phrasals	cast up [scottish] v.	aniden ortaya çıkmak
238	Phrasals	cast out v.	dile getirmek
239	Phrasals	cast up v.	kaldırmak
240	Phrasals	cast by v.	kapı dışarı etmek
241	Phrasals	cast off v.	özgür bırakmak
242	Phrasals	cast forth v.	yaymak
243	Phrasals	cast down v.	yok etmek
244	Phrasals	cast away v.	yok olmasına izin vermek
245	Phrasals	cast off v.	(geminin) halatını çözmek
246	Phrasals	cast down v.	alaşağı etmek
247	Phrasals	cast up v.	artırmak
248	Phrasals	cast by v.	atmak
249	Phrasals	cast away v.	mahvetmek
250	Phrasals	cast forth v.	yollamak
251	Phrasals	cast away v.	(gemi) enkaz haline gelmek
252	Phrasals	cast by v.	fırlatmak
253	Phrasals	cast up v.	kusmak
254	Phrasals	cast off v.	tüm ilmekleri kapatarak örgüyü bitirmek
255	Phrasals	cast up v.	azarlamak
256	Phrasals	cast off v.	dansta partneri döndürerek arkasına geçtikten sonra orijinal pozisyona dönmek
257	Phrasals	cast up v.	yazının basılı uzunluğunu tahmin etmek
258	Phrasals	cast about for (something) v.	olta sallamak
259	Phrasals	cast about for (something) v.	plan yapmak
260	Phrasals	cast (one) as (something) v.	rolünü vermek
261	Phrasals	cast (one) as (something) v.	olarak görmek
262	Phrasals	cast someone as something v.	rolünü vermek
263	Phrasals	cast someone as something v.	olarak görmek
264	Phrasals	cast about for (something) v.	araştırmak
265	Phrasals	cast about for (something) v.	bir işe metot/yöntem/çare/çözüm aramak
266	Phrasals	cast (one) as (something) v.	rolü için seçmek
267	Phrasals	cast (one) as (something) v.	rolünde/figürü olarak görmek
268	Phrasals	cast someone as something v.	rolü için seçmek
269	Phrasals	cast someone as something v.	rolünde/figürü olarak görmek
270	Phrasals	cast about for (something) v.	ne yapacağını düşünmek
271	Phrasals	cast (one) as (something) v.	yerine koymak
272	Phrasals	cast someone as something v.	yerine koymak
273	Phrasals	cast about for (something) v.	kolaçan etmek
274	Phrasals	cast about for (something) v.	aranıp/dolanıp durmak
275	Phrasals	cast (one) as (something) v.	rolünü vermek
276	Phrasals	cast (one) as (something) v.	rolü için seçmek
277	Phrasals	cast (one) as (something) v.	rolüne (birini) seçmek
278	Phrasals	cast (one) as (something) v.	gibi görmek
279	Phrasals	cast (one) as (something) v.	gibi saymak
280	Phrasals	cast someone as something v.	rolünü vermek
281	Phrasals	cast someone as something v.	rolü için seçmek
282	Phrasals	cast someone as something v.	rolüne (birini) seçmek
283	Phrasals	cast someone as something v.	olacağını düşünmek
284	Phrasals	cast someone as something v.	olduğunu düşünmek
285	Phrasals	cast about for (something) v.	arayışında olmak
286	Phrasals	cast about for (something) v.	aramak
287	Phrasals	cast about for (something) v.	bulmaya çalışmak
288	Phrasals	cast about for (something) v.	plan oluşturmak
289	Phrasals	cast about for (something) v.	yöntem aramak
290	Phrasals	cast about for (something) v.	yöntem bulmaya çalışmak
291	Phrasals	cast about for (something) v.	metot geliştirmek
292	Phrasals	cast about for (something) v.	hal çaresi aramak
293	Phrasals	cast about for (something) v.	çare bulmak
294	Phrasals	cast about for (something) v.	yol bulmak
295	Phrasals	cast about v.	arayışında olmak
296	Phrasals	cast about v.	aramak
297	Phrasals	cast about v.	bulmaya çalışmak
298	Phrasals	cast about v.	plan oluşturmak
299	Phrasals	cast about v.	yöntem aramak
300	Phrasals	cast about v.	yöntem bulmaya çalışmak
301	Phrasals	cast about v.	metot geliştirmek
302	Phrasals	cast about v.	hal çaresi aramak
303	Phrasals	cast about v.	çare bulmak
304	Phrasals	cast about v.	yol bulmak
305	Phrasals	cast around v.	arayışında olmak
306	Phrasals	cast around v.	aramak
307	Phrasals	cast around v.	bulmaya çalışmak
308	Phrasals	cast around v.	plan oluşturmak
309	Phrasals	cast around v.	yöntem aramak
310	Phrasals	cast around v.	yöntem bulmaya çalışmak
311	Phrasals	cast around v.	metot geliştirmek
312	Phrasals	cast around v.	hal çaresi aramak
313	Phrasals	cast around v.	çare bulmak
314	Phrasals	cast around v.	yol bulmak
315	Phrasals	cast about for v.	plan oluşturmak
316	Phrasals	cast about for v.	yöntem aramak
317	Phrasals	cast about for v.	yöntem bulmaya çalışmak
318	Phrasals	cast about for v.	metot geliştirmek
319	Phrasals	cast about for v.	hal çaresi aramak
320	Phrasals	cast about for v.	çare bulmak
321	Phrasals	cast about for v.	yol bulmak
322	Phrasals	cast about for v.	arayışında olmak
323	Phrasals	cast about for v.	aramak
324	Phrasals	cast about for v.	bulmaya çalışmak
325	Phrasals	cast on v.	ilmek atmak
326	Phrasals	cast on v.	(örgüye) başlamak
327	Phrasals	cast on v.	şişe ilmek geçirmek
328	Phrasals	cast on v.	(giysi) üstüne geçirmek
329	Phrasals	cast on v.	sırtına geçirmek
330	Phrasals	cast on v.	ayağına geçirmek
331	Phrasals	cast on v.	aceleyle giyinmek
332	Phrasals	cast on v.	(ay ışığı, gölge, ışık bir yere) düşmek/vurmak
333	Phrasals	cast on v.	(şüphe) düşürmek
334	Phrasals	cast on v.	şüpheli bir duruma sokmak
335	Phrasals	cast on v.	(iftira) atmak
336	Phrasals	cast on v.	(bir şeyin) sorgulanmasına neden olmak
337	Phrasals	cast about for (something) v.	aramak
338	Phrasals	cast about for (something) v.	araştırmak
339	Phrasals	cast about for (something) v.	bir yolunu bulmaya çalışmak
340	Phrasals	cast about for (something) v.	çare aramak/aranmak
341	Phrasals	cast about for (something) v.	peşinde olmak
342	Phrasals	cast about for (something) v.	çabalamak
343	Phrasals	cast about for (something) v.	istemek
344	Phrasals	cast about for (something) v.	yolunu bulmak
345	Phrasals	cast about for (something) v.	yöntem bulmak/tasarlamak
346	Phrasals	cast about for (something) v.	plan hazırlamak/tasarlamak
347	Phrasals	cast about v.	aramak
348	Phrasals	cast about v.	araştırmak
349	Phrasals	cast about v.	bir yolunu bulmaya çalışmak
350	Phrasals	cast about v.	çare aramak/aranmak
351	Phrasals	cast about v.	peşinde olmak
352	Phrasals	cast about v.	çabalamak
353	Phrasals	cast about v.	istemek
354	Phrasals	cast about v.	yolunu bulmak
355	Phrasals	cast about v.	yöntem bulmak/tasarlamak
356	Phrasals	cast about v.	plan hazırlamak/tasarlamak
357	Phrasals	cast around v.	aramak
358	Phrasals	cast around v.	araştırmak
359	Phrasals	cast around v.	bir yolunu bulmaya çalışmak
360	Phrasals	cast around v.	çare aramak/aranmak
361	Phrasals	cast around v.	peşinde olmak
362	Phrasals	cast around v.	çabalamak
363	Phrasals	cast around v.	istemek
364	Phrasals	cast around v.	yolunu bulmak
365	Phrasals	cast around v.	yöntem bulmak/tasarlamak
366	Phrasals	cast around v.	plan hazırlamak/tasarlamak
367	Phrasals	cast about for v.	bir yolunu bulmak
368	Phrasals	cast about for v.	yöntem bulmak/tasarlamak
369	Phrasals	cast about for v.	plan hazırlamak/tasarlamak
370	Phrasals	cast about for v.	aramak/araştırmak
371	Phrasals	cast about for v.	bulmaya çalışmak
372	Phrasals	cast about for v.	bir yolunu bulmaya çalışmak
373	Phrasals	cast about for v.	peşinde olmak/çabalamak/istemek
374	Phrasals	cast out v.	atmak
375	Phrasals	cast aside v.	atmak
376	Phrasals	cast out v.	başından atmak
377	Phrasals	cast someone away v.	başından savmak
378	Phrasals	cast someone away v.	başından atmak
379	Phrasals	cast someone aside v.	başından atmak
380	Phrasals	cast someone as something v.	birine (bir filmde/tiyatro oyununda) rol vermek
381	Phrasals	cast out v.	başından savmak
382	Phrasals	cast something back some place v.	bir şeyi bir yere geri atmak
383	Phrasals	cast someone aside v.	başından savmak
384	Phrasals	cast someone off v.	başından atmak
385	Phrasals	cast someone off v.	başından savmak
386	Phrasals	cast aside v.	başından atmak
387	Phrasals	cast someone as something v.	birini (şarkıcı/doktor vb) rolünde oynatmak
388	Phrasals	cast aside v.	başından savmak
389	Phrasals	cast away v.	başından atmak
390	Phrasals	cast aside v.	bir kenara atmak
391	Phrasals	cast away v.	başından savmak
392	Phrasals	cast aside v.	çevresinden uzaklaştırmak
393	Phrasals	cast someone off v.	dışlamak
394	Phrasals	cast someone away v.	dışlamak
395	Phrasals	cast out v.	dışlamak
396	Phrasals	cast out v.	çevresinden uzaklaştırmak
397	Phrasals	cast someone aside v.	dışlamak
398	Phrasals	cast away v.	çevresinden uzaklaştırmak
399	Phrasals	cast over v.	kaplamak
400	Phrasals	cast someone or something up v.	karaya vurdurmak
401	Phrasals	cast aside v.	kurtulmak
402	Phrasals	cast out v.	toplumdan uzaklaştırmak
403	Phrasals	cast someone or something up v.	(dalgalar) (kazazedeleri/gemiyi vb) karaya taşımak
404	Phrasals	cast down v.	yere atmak
405	Phrasals	cast about v.	etrafa saçmak
406	Phrasals	cast about v.	sağa sola dağıtmak
407	Phrasals	cast about v.	sağa sola fırlatmak
408	Phrasals	cast about v.	etrafa savurmak
409	Phrasals	cast about v.	etrafa bakmak
410	Phrasals	cast about v.	şöyle bir bakmak
411	Phrasals	cast about v.	etrafa göz atmak
412	Phrasals	cast about v.	(eleştiri, suçlama) yöneltmek
413	Phrasals	cast about v.	(şüphe/kuşku) yaratmak
414	Phrasals	cast around v.	etrafa saçmak
415	Phrasals	cast around v.	sağa sola dağıtmak
416	Phrasals	cast around v.	sağa sola fırlatmak
417	Phrasals	cast around v.	etrafa savurmak
418	Phrasals	cast around v.	etrafa bakmak
419	Phrasals	cast around v.	şöyle bir bakmak
420	Phrasals	cast around v.	etrafa göz atmak
421	Phrasals	cast around v.	(eleştiri, suçlama) yöneltmek
422	Phrasals	cast around v.	(şüphe/kuşku) yaratmak
423	Phrasals	cast around for v.	aranıp durmak
424	Phrasals	cast around for v.	dolanıp aramak
425	Phrasals	cast around for v.	sıkıntıyla aramak
426	Phrasals	cast around for (someone or something) v.	(birini/bir şey) aramak
427	Phrasals	cast around for (someone or something) v.	(birini/bir şey) bulmaya çalışmak
428	Phrasals	cast around for (someone or something) v.	(biri/bir şey) arayışında olmak
429	Phrasals	cast as v.	rolünü vermek
430	Phrasals	cast as v.	olarak görmek
431	Phrasals	cast as v.	rolü için seçmek
432	Phrasals	cast aside v.	kenara çekmek
433	Phrasals	cast aside v.	kenara itmek
434	Phrasals	cast something aside v.	bir şeyi bir kenara atmak
435	Phrasals	cast something aside v.	bir şeyi kaldırıp atmak
436	Phrasals	cast something aside v.	bir şeyi elden çıkarmak
437	Phrasals	cast back v.	geri yerine götürmek
438	Phrasals	cast back v.	aldığı yere geri götürmek
439	Phrasals	cast back v.	geri yerine koymak
440	Phrasals	cast something down v.	bir şeyi yere atmak
441	Phrasals	cast something down v.	bir şeyi yere fırlatmak
442	Phrasals	cast off v.	basılı olmayan bir metnin basıldığındaki uzunluğunu yaklaşık olarak hesaplamak
443	Phrasals	cast off v.	(biten) örgüyü kesmek
444	Phrasals	cast off (from something) v.	(rıhtımdan/iskeleden) ayrılmak
445	Phrasals	cast off (from something) v.	(gemiyle, tekneyle) açılmak
446	Phrasals	cast off (from something) v.	sefere çıkmak
Proverb
447	Proverb	coming events cast their shadows before	perşembenin gelişi çarşambadan bellidir
448	Proverb	cast one's bread upon the waters	iyilik yap, denize at, balık bilmezse hâlik bilir
449	Proverb	cast one's bread upon the waters	karşılık beklemeden yardım etmek
450	Proverb	ne'er cast a clout till may be out	mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır
451	Proverb	never cast a clout until may is out	mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır
452	Proverb	old sins cast long shadows	geçmişin izi silinmez
453	Proverb	old sins cast long shadows	geçmişte yapılan hataların gölgesi silinmez
454	Proverb	old sins cast long shadows	geçmişte yapılan hatalar bir gün yine karşına çıkar
455	Proverb	die is cast	ok yaydan çıktı
456	Proverb	let he that is without sin cast the first stone	hiçbirimiz masum/günahsız/kusursuz değiliz
457	Proverb	let he that is without sin cast the first stone	ilk taşı günahsız olan atsın
458	Proverb	let he that is without sin cast the first stone	kimin suçu günahı yok ki?
459	Proverb	let he that is without sin cast the first stone	herkesin yanlışları/günahları olduğu için kimse kimseyi yargılama hakkına sahip değil
460	Proverb	let he who is without sin cast the first stone	hiçbirimiz masum/günahsız/kusursuz değiliz
461	Proverb	let he who is without sin cast the first stone	ilk taşı günahsız olan atsın
462	Proverb	let he who is without sin cast the first stone	kimin suçu günahı yok ki?
463	Proverb	let he who is without sin cast the first stone	herkesin yanlışları/günahları olduğu için kimse kimseyi yargılama hakkına sahip değil
464	Proverb	let him that is without sin cast the first stone	hiçbirimiz masum/günahsız/kusursuz değiliz
465	Proverb	let him that is without sin cast the first stone	ilk taşı günahsız olan atsın
466	Proverb	let him that is without sin cast the first stone	kimin suçu günahı yok ki?
467	Proverb	let him that is without sin cast the first stone	herkesin yanlışları/günahları olduğu için kimse kimseyi yargılama hakkına sahip değil
468	Proverb	let him who is without sin cast the first stone	hiçbirimiz masum/günahsız/kusursuz değiliz
469	Proverb	let him who is without sin cast the first stone	ilk taşı günahsız olan atsın
470	Proverb	let him who is without sin cast the first stone	kimin suçu günahı yok ki?
471	Proverb	let him who is without sin cast the first stone	herkesin yanlışları/günahları olduğu için kimse kimseyi yargılama hakkına sahip değil
Colloquial
472	Colloquial	cast-off n.	istenmeyen kimse/şey
473	Colloquial	cast-off n.	dışlanmış kimse/şey
474	Colloquial	cast-off n.	kıyıda köşede kalmış kimse/şey
475	Colloquial	cast-off n.	basılı olmayan bir metnin basıldığındaki uzunluğunun yaklaşık hesabı
476	Colloquial	cast a spell over v.	büyü yapmak
477	Colloquial	cast one's eye over v.	çabucak göz gezdirmek
478	Colloquial	cast one's eye over v.	çabucak bakmak
479	Colloquial	cast an eye over v.	çabucak bakmak
480	Colloquial	cast one's eye over v.	göz atmak
481	Colloquial	cast aspersions on v.	hakkında kötü konuşmak
482	Colloquial	cast an eye over v.	göz atmak
483	Colloquial	cast one's eye over v.	göz gezdirmek
484	Colloquial	cast aspersions on v.	hor görmek
485	Colloquial	cast lots v.	kura çekerek karar vermek
486	Colloquial	cast aspersions on v.	kötülemek
487	Colloquial	cast aspersions on v.	küçük düşürmek
488	Colloquial	cast aspersions on v.	küçük görmek
489	Colloquial	cast one's eye over v.	şöyle bir göz gezdirmek
490	Colloquial	cast lots v.	yazı tura atarak karar vermek
491	Colloquial	cast in stone adj.	sabitleşmiş
492	Colloquial	cast in stone adj.	sabit
Idioms
493	Idioms	cast of thousands n.	binlerce insan
494	Idioms	cast of thousands n.	büyük kalabalık
495	Idioms	cast of thousands n.	güruh
496	Idioms	cast-iron stomach n.	sağlam mide (kolay kolay bulanmayan)
497	Idioms	cast-iron promise or arrangement n.	yüzde yüz güven veren söz/anlaşma
498	Idioms	a cast of thousands [cliché] n.	binlerce insan
499	Idioms	a cast of thousands [cliché] n.	büyük bir kalabalık
500	Idioms	a cast of thousands [cliché] n.	büyük bir güruh