History

take to something

Meanings of "take to something" with other terms in English Turkish Dictionary : 206 result(s)

	Category	English	Turkish
General
1	General	take something to heart v.	bir şeyi ciddiye almak
2	General	take the trouble to do something v.	zahmet edip bir şey yapmak
3	General	take something to heart v.	altüst olmak
4	General	take something to heart v.	ağırına gitmek
5	General	take something to rest v.	dinlenmeye almak
6	General	take something to forefront v.	önplana almak
7	General	take something to forefront v.	ön plana almak
8	General	not to take something personally v.	üstüne alınmamak
9	General	not to take something personally v.	üzerine alınmamak
10	General	take the trouble to do something v.	zahmete katlanmak
11	General	take a different approach to something v.	farklı açıdan bakmak
12	General	take a fancy to something v.	kanı kaynamak
13	General	take a liking to something v.	kanı ısınmak
14	General	take a fancy to something v.	kanı ısınmak
15	General	take a liking to something v.	kanı kaynamak
16	General	take the first step to do something v.	(bir şeyleri yapmak için) ilk adımı atmak
17	General	take a moment (for something/to do something) v.	(bir şey için) bir dakika ayırmak
18	General	take a moment (for something/to do something) v.	(bir şey için) bir dakikasını ayırmak
Phrasals
19	Phrasals	take (something) to be (something) v.	(bir şeyi) (doğru, gerçek, cevap vb) olarak düşünmek/kabul etmek
20	Phrasals	to take part in something v.	bir şeye katılmak
21	Phrasals	to take part in something v.	bir şeye dahil olmak
22	Phrasals	take (someone or something) back to (someone or some place) v.	(birini/bir şeyi bir şeye/yere) geri götürmek
23	Phrasals	take (something) back to (someone) v.	(birine bir şey/mesaj) götürmek
24	Phrasals	take (something) back to (someone) v.	(birine bir şey/mesaj) iletmek
25	Phrasals	take up to (someone, something, or some place) v.	yukarıdaki (birine/bir şeye/bir yere) taşımak
26	Phrasals	take up to (someone, something, or some place) v.	yukarıdaki (birine/bir şeye/bir yere) çıkarmak
27	Phrasals	take up to (someone, something, or some place) v.	yukarıdaki (birine/bir şeye/bir yere) bırakmak
28	Phrasals	take up to (someone, something, or some place) v.	yukarıdaki (birine/bir şeye/bir yere) götürmek
29	Phrasals	take up to (someone, something, or some place) v.	birine yukarıdaki (birine/bir şeye/bir yere) kadar eşlik etmek
30	Phrasals	take up to (someone, something, or some place) v.	birine yukarıdaki (birine/bir şeye/bir yere) kadar yolu göstermek
31	Phrasals	take up to (someone, something, or some place) v.	birine yukarıdaki (birine/bir şeye/bir yere) kadar rehberlik etmek
32	Phrasals	take something up to someone v.	bir şeyi yukarıdaki birine götürmek
33	Phrasals	take something up to someone v.	bir şeyi yukarıdaki birine bırakmak
34	Phrasals	take something up to someone v.	bir şeyi yukarıdaki birine iletmek
35	Phrasals	take something back to someone or something v.	bir şeyi birine/bir şeye götürmek
36	Phrasals	take something back to someone or something v.	bir şeyi birine/bir şeye iletmek
37	Phrasals	take something back to someone or something v.	bir şeyi birine/bir şeye taşımak
38	Phrasals	take something back to someone or something v.	bir şeyi birine/bir şeye ulaştırmak
Colloquial
39	Colloquial	(not) be/take all day (to do something) v.	(bir şeyi yapmak) bütün gün sürmemek
40	Colloquial	(not) be/take all day (to do something) v.	bütün günü almamak
41	Colloquial	(not) be/take all day (to do something) v.	çok sürmez
42	Colloquial	(not) be/take all day (to do something) v.	çok sürmemek
Idioms
43	Idioms	it would take an act of congress to do something n.	bir şeyin mümkünatının olmaması
44	Idioms	it would take an act of congress to do something n.	bir şeyin imkansız olması
45	Idioms	take someone to task for something v.	birini bir nedenle eleştirmek
46	Idioms	take something to heart v.	ağırına gitmek
47	Idioms	to take something to heart v.	ağrına gitmek
48	Idioms	refuse to take something lying down v.	alttan almamak
49	Idioms	not take kindly to something v.	bir şeyden hoşlanmamak
50	Idioms	not take kindly to something v.	bir şeyden memnun olmamak
51	Idioms	not take kindly to something v.	bir şeyi hoş karşılamamak
52	Idioms	not take kindly to something v.	bir şeyi sıcak karşılamamak
53	Idioms	take it into one's head to do something v.	bir şeyi yapmayı kafasına koymak
54	Idioms	take pains to do something v.	bir şeyi itina göstererek yapmak
55	Idioms	not take kindly to something v.	bir şeye [pek] sıcak bakmamak/yaklaşmamak
56	Idioms	take something to extremes v.	bir konuda aşırıya kaçmak
57	Idioms	take it upon yourself to do something v.	durumdan vazife çıkarmak
58	Idioms	take it upon oneself to do something v.	kendine vazife edinmek
59	Idioms	take kindly to something v.	(bir şeyi) sözü/görüşü kaldırmak/kabul etmek
60	Idioms	go to/take great pains to do something v.	(bir şeyi yapmak için) çok zahmet çekmek
61	Idioms	take well to something v.	(bir şeyi) sözü/görüşü kaldırmak/kabul etmek
62	Idioms	take (great) pains (to do something) v.	(bir şeyi yapmak için) büyük zahmetlere girmek
63	Idioms	go to/take great pains to do something v.	(bir şeyi yapmak için) büyük zahmete girmek
64	Idioms	take something to heart v.	zoruna gitmek
65	Idioms	take to something like a duck to water v.	(bir şeyi yapmayı) kolayca öğrenmek
66	Idioms	take (great) pains to do something v.	(bir şeyi yapmak için) büyük zahmetler çekmek
67	Idioms	take the time (to do something) v.	(bir şey yapmak için) zaman bulmak/ayırmak
68	Idioms	take something to extremes v.	aşırıya kaçmak
69	Idioms	take something to extremes v.	ipin ucunu kaçırmak
70	Idioms	take something to extremes v.	abartmak
71	Idioms	take something to extremes v.	normal dışı davranmak
72	Idioms	take something to extremes v.	anormal davranmak
73	Idioms	take steps (to prevent something) v.	(bir şeyi önlemek için) gerekli önlemleri almak
74	Idioms	take steps (to prevent something) v.	(bir şeyi önlemek için) girişimlerde bulunmak
75	Idioms	take steps (to prevent something) v.	(bir şeyi önlemek için) tedbir almak
76	Idioms	take the occasion (to do something) v.	(bir şey yapmak için) fırsatı kullanmak
77	Idioms	take the occasion (to do something) v.	bu vesileyle (bir şey) yapmak
78	Idioms	take the occasion (to do something) v.	(bir şey yapmak için) fırsattan yararlanmak
79	Idioms	take (someone or something) to law v.	(birini/bir şeyi) dava etmek
80	Idioms	take (someone or something) to law v.	(birini/bir şeyi) mahkemeye taşımak
81	Idioms	take (someone or something) to law v.	(birine/bir şeye) karşı yasal süreç başlatmak
82	Idioms	take (someone or something) to law v.	(birini/bir şeyi) mahkemeye vermek
83	Idioms	take somebody/something to the mat [us] v.	biriyle/bir şeyle zıt düşmek
84	Idioms	take somebody/something to the mat [us] v.	birine/bir şeye karşı çıkmak
85	Idioms	take somebody/something to the mat [us] v.	biriyle/bir şeyle tartışmak
86	Idioms	take somebody/something to the mat [us] v.	birine/bir şeye itiraz etmek
87	Idioms	take somebody/something to the mat [us] v.	biriyle/bir şeyle tartışmaya girmek
88	Idioms	take somebody/something to the mat [us] v.	biriyle/bir şeyle anlaşmazlığa düşmek
89	Idioms	take it on (oneself) to (do something) v.	(bir şeyi yapmayı kendi) üstüne almak
90	Idioms	take it on (oneself) to (do something) v.	(bir şeyi yapmayı kendisi) üstlenmek
91	Idioms	take it on (oneself) to (do something) v.	(bir şeyi yapmanın) sorumluluğunu (kendisi) almak
92	Idioms	take it on yourself to do something v.	bir şeyi kendisi yapmaya karar vermek
93	Idioms	take it on yourself to do something v.	bir şeyi yapmayı kendisi üstlenmek
94	Idioms	take it on yourself to do something v.	bir şeyi yapma sorumluluğunu kendisi almak
95	Idioms	take it upon yourself to do something v.	bir şeyi kendisi yapmaya karar vermek
96	Idioms	take it upon yourself to do something v.	bir şeyi yapmayı kendisi üstlenmek
97	Idioms	take it upon yourself to do something v.	bir şeyi yapma sorumluluğunu kendisi almak
98	Idioms	take some nerve (to do something) v.	(bir şeyi yapmak) büyük cesaret istemek/gerektirmek
99	Idioms	take some nerve (to do something) v.	(bir şeyi yapmak) büyük yüreklilik gerektirmek/istemek
100	Idioms	take some nerve (to do something) v.	(bir şeyi yapmak için) çok kararlı olması gerekmek
101	Idioms	take some nerve (to do something) v.	(bir şeyi yapmak için) çok azimli olması gerekmek
102	Idioms	take some nerve (to do something) v.	(bir şeyi yapmak) çok sağlam olması gerekmek
103	Idioms	take some nerve (to do something) v.	(bir şeyi yapmak için) sağlam bir duruşa sahip olması gerekmek
104	Idioms	take a backseat (to someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) arka planında olmak
105	Idioms	take a backseat (to someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) arkasından gelmek
106	Idioms	take a backseat (to someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) arka planına düşmek
107	Idioms	take a backseat (to someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) sonra gelmek
108	Idioms	take a backseat (to someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) daha az önemli olmak
109	Idioms	take a backseat (to someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) gölgesinde kalmak
110	Idioms	take a backseat (to someone or something) v.	(birine/bir şeye) göre önemsiz konumda olmak
111	Idioms	take (something) to the bank v.	(bir şeye) inanmak
112	Idioms	take (something) to the bank v.	(bir şeye) kesin gözüyle bakmak
113	Idioms	take (something) to the bank v.	(bir şeye) güvenmek
114	Idioms	(not) take all day, morning (to do something) v.	(bir şeyi yapmak) bütün gün, sabah sürmemek
115	Idioms	(not) take all day, morning (to do something) v.	(bir şeyi yapmak) bütün günü, sabahı almamak
116	Idioms	(not) take all day, morning (to do something) v.	(bir şeyi yapmak) çok sürmemek
117	Idioms	not take kindly to somebody/something v.	birini/bir şeyi hoş karşılamamak
118	Idioms	not take kindly to somebody/something v.	birini/bir şeyi sıcak karşılamamak
119	Idioms	not take kindly to somebody/something v.	birini/bir şeyi kabul etmek zor gelmek
120	Idioms	not take kindly to somebody/something v.	birine/bir şeye sıcak bakmamak/yaklaşmamak
121	Idioms	take (one's) hat off to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) şapka çıkarmak
122	Idioms	take (one's) hat off to (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) selamlamak
123	Idioms	take (one's) hat off to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) hayranlığını ifade etmek
124	Idioms	take (one's) hat off to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) saygısını göstermek
125	Idioms	take (someone or something) to court v.	(birini/bir şeyi) mahkemeye vermek
126	Idioms	take (someone or something) to court v.	(birini/bir şeyi) dava etmek
127	Idioms	take (someone or something) to court v.	(birine/bir şeye) karşı yasal süreç başlatmak
128	Idioms	take (something) to the grave v.	(bir şeyi) mezara götürmek
129	Idioms	take (something) to the grave v.	(bir şeyi) ölene/mezara kadar saklamak
130	Idioms	take (something) to the grave v.	(bir şeyi) ömür boyu açık etmemek
131	Idioms	take (something) to the grave v.	(bir şeyi) hayat boyu saklamak/açık etmemek
132	Idioms	take (something) to the next level v.	(bir şeyi) bir sonraki aşamaya taşımak/ilerletmek
133	Idioms	take (something) to the street v.	(bir şeyi) sokağa/sokaklara taşımak/dökmek
134	Idioms	take (something) to the street v.	(bir konuda) farkındalık/bilinç oluşturmak
135	Idioms	take (something) to the street v.	(bir konuyu) sokağa/sokaklara taşımak
136	Idioms	take (something) to the streets v.	(bir şeyi) sokağa/sokaklara taşımak/dökmek
137	Idioms	take (something) to the streets v.	(bir konuda) farkındalık/bilinç oluşturmak
138	Idioms	take (something) to the streets v.	(bir konuyu) sokağa/sokaklara taşımak
139	Idioms	take a chainsaw to (something) v.	(bir şeyi) yerle bir etmek
140	Idioms	take a chainsaw to (something) v.	(bir şeyi) paramparça etmek
141	Idioms	take a chainsaw to (something) v.	(bir şeyi) tamamen yıkmak
142	Idioms	take a chainsaw to (something) v.	(bir şeyi) önemli ölçüde küçültmek
143	Idioms	take a chainsaw to (something) v.	(bir şeyi) önemli ölçüde azaltmak
144	Idioms	take a chainsaw to (something) v.	(bir şeyi) önemli ölçüde kesmek
145	Idioms	take a chainsaw to (something) v.	(bir şeye) kısıtlama getirmek
146	Idioms	take a chainsaw to (something) v.	(bir şeyi) keskin bir şekilde değiştirmek
147	Idioms	take a chainsaw to (something) v.	(bir şeyde) keskin bir değişiklik yapmak
148	Idioms	take a fancy to (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) hoşlanmaya başlamak
149	Idioms	take a fancy to (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) hoşlanmak
150	Idioms	take a fancy to (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) beğenmek
151	Idioms	take a fancy to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) ısınmak
152	Idioms	take a fancy to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) sempati duymak
153	Idioms	take a liking to (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) hoşlanmaya başlamak
154	Idioms	take a liking to (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) sevmeye başlamak
155	Idioms	take a liking to (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) beğenmek
156	Idioms	take a liking to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) ısınmak
157	Idioms	take a liking to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) sempati duymak/duymaya başlamak
158	Idioms	take a lot of nerve (to do something) v.	(bir şeyi yapmak) yürek istemek
159	Idioms	take a lot of nerve (to do something) v.	(bir şeyi yapmak) cesaret istemek
160	Idioms	take a lot of nerve (to do something) v.	(bir şey yapmak) büyük saygısızlık/terbiyesizlik olmak
161	Idioms	take a lot of nerve (to do something) v.	(bir şey yapmak) için yüzsüz/arsız/utanmaz olmak gerekmek
162	Idioms	take a shine to (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) hoşlanmak
163	Idioms	take a shine to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) çarpılmak
164	Idioms	take a shine to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) tutulmak
165	Idioms	take a shine to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) kanı kaynamak
166	Idioms	take a shine to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) ısınmak
167	Idioms	take a shine to (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) elektrik almak
168	Idioms	take a shine to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) yükselmek
169	Idioms	take exception to (something) v.	(bir şey) için gücenmek
170	Idioms	take exception to (something) v.	(bir şeye) itiraz etmek
171	Idioms	take exception to (something) v.	(bir şeyi) kabul etmemek
172	Idioms	take exception to (something) v.	(bir şeye) kızmak
173	Idioms	take exception to (something) v.	(bir şeyi) onaylamamak
174	Idioms	take it into your head to do something v.	bir şeyi yapmayı kafasına koymak
175	Idioms	take it into your head to do something v.	birden bir şey yapmaya karar vermek
176	Idioms	take off (one's) hat (to someone or something) v.	(birine/bir şeye) şapka çıkarmak
177	Idioms	take off (one's) hat (to someone or something) v.	(birini/bir şeyi) selamlamak
178	Idioms	take off (one's) hat (to someone or something) v.	(birine/bir şeye) hayranlığını ifade etmek
179	Idioms	take off (one's) hat (to someone or something) v.	(birine/bir şeye) saygısını göstermek
180	Idioms	take steps to (do something) v.	(bir şey yapmak) için girişimlerde bulunmak
181	Idioms	take steps to (do something) v.	(bir şey yapmak) için harekete/eyleme geçmek
182	Idioms	take steps to (do something) v.	(bir şey yapmak) için gerekli adımları atmak
183	Idioms	take the chance (to do something) v.	(bir şey yapma) şansını/fırsatını değerlendirmek
184	Idioms	take the chance (to do something) v.	(bir şeyi) denemek
185	Idioms	take the liberty to do (something) v.	(bir şeyi) izin istemeden yapmak
186	Idioms	take the liberty to do (something) v.	(bir şeyi) izinsiz bir şekilde yapmak
187	Idioms	take the liberty to do (something) v.	(bir şeyi) kendi inisiyatifiyle yapmak/hareket etmek
188	Idioms	take the liberty to do (something) v.	(bir şeyde) inisiyatif almak
189	Idioms	take the opportunity (to do something) v.	(bir şey yapma) şansını değerlendirmek
190	Idioms	take the opportunity (to do something) v.	(bir şey yapma) fırsatını değerlendirmek
191	Idioms	take the opportunity (to do something) v.	(bir şey yapmayı) denemek
192	Idioms	take turns doing something/to do something [uk] v.	bir şeyi sırayla yapmak
193	Idioms	take turns doing something/to do something [uk] v.	bir işi yapmayı sıraya koymak
194	Idioms	take turns doing something/to do something [uk] v.	bir şeyi nöbetleşe yapmak
195	Idioms	take turns doing something/to do something [uk] v.	bir işi dönüşümlü yapmak
196	Idioms	it would take an act of congress to do something expr.	deveye hendek atlatmaktan zor
197	Idioms	it would take an act of congress to do something expr.	imkanı yok
198	Idioms	it would take an act of congress to do something expr.	mümkün değil
199	Idioms	can take (something) to the bank expr.	(bir şeye) inanabilirsin
200	Idioms	can take (something) to the bank expr.	dediğim doğru
201	Idioms	can take (something) to the bank expr.	sana garanti ediyorum
202	Idioms	can take (something) to the bank expr.	(bir şeyden) emin olabilirsin
203	Idioms	it doesn't take a rocket scientist (to do something) expr.	(bir şey yapmak için) bilim adamı olmak gerekmiyor
204	Idioms	it doesn't take a rocket scientist (to do something) expr.	(bir şey yapmak için) bilim adamı olmana gerek yok
205	Idioms	it doesn't take a rocket scientist (to do something) expr.	(bir şeyi yapmak) atla deve değil
Speaking
206	Speaking	who is going to take care of your son if something happens? expr.	sana bir şey olursa oğluna kim bakacak?