o.k.! - Turkish English Dictionary

o.k.!

Meanings of "o.k.!" with other terms in English Turkish Dictionary : 293 result(s)

English Turkish
General
ok n. onay
ok n. izin
be ok v. iyi olmak
feel ok v. iyi hissetmek
ok adj. iyi
ok adj. makbul
ok adj. doğru
ok adj. hoş
ok interj. tamam
ok interj. pekala
ok? interj. tamam mı?
Colloquial
give the ok v. onay vermek
be doing ok v. iyi olmak
doing ok adj. iyi olan
everything's ok expr. her şey yolunda
ok? expr. tamam mı?
ok but expr. tamam ama
(that's) ok with me expr. bana uyar
doing ok? exclam. iyi misin?
Idioms
(have you) been ok? expr. iyi misin?
Speaking
everything is ok expr. her şey tamam
is it ok expr. sorun yaratır mı
Computer
ok button n. tamam tuşu
ok n. tamam düğmesi
General
ok, ok n. tasdik
ok n. tasdik
o.k. n. onay
ok, ok n. onay
ok n. kabul
ok n. rıza
o.k. n. anlaşma
o.k. n. sözleşme
o.k. n. yetki
o.k. n. tasdik
o.k. n. onaylama
ok v. onaylamak
make sure something is ok v. kontrol etmek
o.k. v. onaylamak
o.k. v. okeylemek
ok, ok v. tasdik etmek
ok v. okeylemek
ok v. kabul etmek
ok v. tasdik etmek
ok v. peki demek
o.k. v. uygun bulmak
o.k. v. doğrulamak
o.k. v. yetki vermek
o.k. v. izin vermek
o.k. v. tasdik etmek
o.k. v. (talep, kopya, çek) onaylamak
o.k. v. (talep, kopya, çek) yetki vermek
o.k. v. kopya, çek) paraflamak
o.k. v. peki demek
o.k. v. uygun bulmak
o.k. v. münasip bulmak
o.k. v. doğru bulmak
ok v. yetkilendirmek
o.k. adj. iyi
o.k. adj. makbul
o.k. adj. hoş görülebilir
o.k. adj. olurlu
o.k. adj. doğru
o.k. adj. kabul edilebilir
o.k. adj. standartları karşılayan
o.k. adj. sağlıklı
o.k. adj. idare eden
o.k. adj. dayanılabilir
o.k. adj. şöyle böyle
o.k. adj. itibarlı
o.k. adj. saygıdeğer
o.k. adj. güvenilir
o.k. adj. güvenli
o.k. adj. hoşa giden
o.k. adj. sempatik
ok adj. tatmin edici
ok adj. kabul edilebilir
ok adj. uygun bir şekilde çalışan
ok adj. yeterli bir şekilde çalışan
ok adj. yaralanmamış
ok adj. ciddi bir şekilde yaralanmamış
ok adj. oldukça sağlıklı
ok adj. izin verilebilir
ok adj. güvenilir
ok adj. değerli
ok adj. hoşa giden
ok adj. sevimli
ok adj. makul düzeyde
ok adj. yeterli
ok adj. dayanılabilir
ok adj. kabul edilebilir
o.k. adv. tatmin edici bir şekilde
o.k. adv. yeterli bir şekilde
o.k. adv. elbette
o.k. adv. tabii ki
o.k. adv. kesinlikle
ok adv. hoş bir şekilde
ok adv. yeterince iyi bir şekilde
ok adv. yeterli bir şekilde
ok interj. olur
ok! interj. iyi
ok, ok interj. peki
ok, ok interj. oldu
ok interj. okey
ok, ok interj. geçer
ok, ok interj. doğru
ok interj. geçer
ok, ok interj. olur
ok! interj. haydi
ok! interj. tamam
ok, ok interj. tamam
o.k. interj. okey
ok interj. tamam anlamında kısa ifade
o.k. interj. tamam
o.k. interj. pekala
o.k. interj. peki!
o.k. interj. oldu!
o.k. interj. hayhay!
ok interj. evet
ok? interj. kabul ediyor musun?
o.k. exclam. tamam mı?
o.k. exclam. olur!
Phrases
ok but expr. tamam ancak
Colloquial
a-ok n. harika
give one the ok v. (birine) onay vermek
give one the ok v. (birine) izin vermek
give one the ok v. (birine) müsaade vermek
give one the ok v. (birine) olur vermek
give one the ok v. kabul etmek
give the ok v. izin vermek
give the ok v. müsaade vermek
give the ok v. olur vermek
give the ok v. kabul etmek
give somebody the ok v. birine onay vermek
give somebody the ok v. birine izin vermek
give somebody the ok v. birine müsaade vermek
give somebody the ok v. birine olur vermek
give somebody the ok v. kabul etmek
get the ok v. birinden onay almak
get the ok v. birinden izin almak
get the ok v. birinden müsaade almak
get the ok v. birinden olur almak
get the ok v. kabul almak
be doing ok v. iyi hissetmek
be doing ok v. idare etmek
be doing ok v. fena işlememek
be doing ok v. ortalama bir başarı sergilemek
be doing ok v. makul olmak
rule ok v. en iyisi/iyi olmak
rule ok v. en baskını/baskın olmak
rule ok v. her şeyin üstünde olmak
rule ok v. en üstün olmak
be doing ok v. başarılı olmak
be doing ok v. çok para kazanmak
be doing ok v. başarılı olmak
be doing ok v. iyi iş yapmak
be doing ok v. iyi para kazanmak
be doing ok v. çok para kazanmak
be doing ok v. çok para yapmak
be doing ok v. fena para kazanmamak
be ok v. fena olmamak
be ok v. idare eder olmak
give somebody the ok v. birine olur vermek
give somebody the ok v. birine onay vermek
give somebody the ok v. birine izin vermek
give somebody the ok v. birine müsaade vermek
get the ok v. olur almak
get the ok v. onay almak
get the ok v. izin almak
get the ok v. kabul almak
get the ok v. müsaade almak
doing ok adj. iyi hisseden
doing ok adj. idare eden
o.k.'ish adj. iyi sayılır
o.k.'ish adj. iyi gibi
o.k.'ish adj. iyimsi
o.k.'ish adj. iyimtrak
o.k.'ish adj. eh işte
ok let's go but expr. gitmesine gidelim de
ok then expr. peki öyleyse
r u ok? expr. iyi misin?
r u ok? expr. her şey yolunda mı?
a-ok expr. mükemmel
a-ok expr. çok iyi
(is) everything ok? expr. iyi misin?
(is) everything ok? expr. nasılsın?
(is) everything ok? expr. iyi misiniz?
(is) everything ok? expr. nasılsınız?
(that's) ok by me expr. bana uyar
(that's) ok by me expr. benim için hava hoş
(that's) ok by me expr. benim için sorun değil
(that's) ok with me expr. benim için hava hoş
(that's) ok with me expr. benim için sorun değil
everything will be ok expr. her şey yoluna girecek
everything will be ok expr. her şey güzel olacak
everything will be ok expr. her şey iyi olacak
everything will be ok expr. her şey düzelecek
feeling ok expr. iyi misin?
feeling ok expr. kendini iyi hissediyor musun?
feeling ok expr. iyi olmak
feeling ok expr. iyi hissetmek
... rules, ok? exclam. … en iyisidir, tamam mı?
... rules, ok? exclam. … mükemmeldir, anlaşıldı mı?
... rules, ok? exclam. on numaradır, anladın mı?
... rule, ok? exclam. … en iyisidir, tamam mı?
... rule, ok? exclam. … mükemmeldir, anlaşıldı mı?
... rule, ok? exclam. on numaradır, anladın mı?
o.k. exclam. evet
o.k. exclam. evet
o.k. exclam. katılıyor musun?
egbok (everything is going to be ok) abrev. her şey güzel olacak
egbok (everything is going to be ok) abrev. her şey yoluna girecek
egbok (everything is going to be ok) abrev. her şey düzelecek
ok abrev. ekim
ok (okay) abrev. tm (tamam)
Idioms
get the ok v. onay almak
get the ok v. izin almak
get the ok v. müsaade almak
get the ok v. olur almak
get the ok v. kabul almak
give somebody the ok v. onay vermek
give somebody the ok v. izin vermek
give somebody the ok v. müsaade vermek
give somebody the ok v. olur vermek
give somebody the ok v. kabul etmek
(have you) been ok? expr. her şey yolunda mı?
ok yah expr. genç ve zengin/üst orta sınıfa ait/mensup
ok yah expr. genç ve zengin/üst-orta sınıftan
ok yah expr. kalbur üstü
ok yah expr. seçkin
Speaking
is it ok? interj. oldu mu?
it's ok to be selfish sometimes expr. bazen bencil olabiliriz
are you ok? expr. bir şeyin var mı?
it's ok to be selfish sometimes expr. bazen bencil olmamız normaldir/doğaldır
it will be ok expr. düzelir
there is no need to worry (everything will be ok) expr. endişeye gerek yok (her şey yolunda gidecek)
it's ok expr. hiç önemli değil
if everything is ok expr. her şey yolunda ise
what's up? everything's ok expr. hayırdır!
what's up? everything's ok expr. hayrola!
if everything is ok expr. her şey yolundaysa
is everything ok? expr. her şey yolunda mı?
that's ok expr. hiç önemli değil
everything's going to be ok expr. her şey yoluna girecek
I am glad you are ok expr. iyi olduğuna sevindim
if it's ok with you expr. izin verirseniz
I am glad you are ok expr. iyi olmana sevindim
are you ok? expr. iyi misin, her şey yolunda mı?
if it's ok with you expr. izin verirsen
if it's ok with you expr. müsaade ederseniz
my morale is ok expr. moralim iyi
that's ok expr. sorun değil
if it's ok by you expr. senin için sakıncası yoksa
is it ok for you? expr. senin için uygun mu?
it's ok expr. sorun değil
is it ok with you? expr. senin için uygun mu?
is it ok for you? expr. sizin için uygun mu?
is it ok? expr. tamam mı?
ok then expr. tamam o zaman
I hope you are ok expr. umarım iyisindir
I hope it's ok with you expr. umarım senin için bir sakıncası yoktur
that's ok expr. ziyanı yok
I hope that's ok expr. umarım sakıncası yoktur
is it ok? expr. uygun mu?
I hope you are ok expr. umarım iyisindir
I hope it's ok with you expr. umarım sizin için bir sakıncası yoktur
Chat Usage
are u ok expr. iyi misin
ruok (are you ok) abrev. her şey yolunda mı
ruok (are you ok) abrev. iyi misin
ruok? (are you ok) abrev. her şey yolunda mı?
ruok? (are you ok) abrev. iyi misin?
Computer
partial ok n. kısmen tamam
battery ok led n. pil normal ışığı
tx ok n. tx tamam
help for ok n. tamam yardımı
loaded ok/total n. tam yüklenen/toplam
ok v. tamam düğmesine basarak onaylamak
dialog ok expr. iletişim tamam
tested ok expr. sınama başarılı
rx ok expr. rx tamam
full ok expr. tümüyle tamam
ok to all expr. tümü için tamam
click ok expr. tamam'ı tıklatın
Aeronautic
ceiling and visibility ok expr. görüş uzaklığı ve tavan net
cavok (ceiling (cloud level) and visibility ok) expr. görüş uzaklığı ve tavan net
cavok (ceiling (cloud level) and visibility ok) expr. havacılık dilinde görüşün en az 10 kilometre olduğu, 5000 feet altında bulutun ve yağışın veya fırtınanın olmadığı hava koşullarını belirten ifade
Geography
o.k. (oklahoma) abrev. oklahoma
ok (oklahoma) abrev. abd'nin oklahoma eyaleti
ok abrev. oklahoma
ok abrev. birleşik devletler'de bir eyalet
Military
clear air visibility ok n. meydan meteorolojik olarak açık
Slang
ok boomer interj. tamam moruk anladık
ok boomer expr. tamam moruk
kthx (ok, thanks) expr. tamam, teşekkürler

Meanings of "o.k.!" with other terms in English Turkish Dictionary : 364 result(s)

Turkish English
Common Usage
ok arrow n.
General
yay (ok atmak için) bow n.
yay ve ok bow and arrow n.
atmak (kurşun/ok/top) shoot v.
ok gibi like an arrow adj.
Computer
ok arrow n.
Sport
ok arrow n.
General
ok atma oyunu darts n.
sap (mızrak/ok vb'ne ait) shaft n.
ok atma oyununda kullanılan nişan tahtası dartboard n.
ok damağı fluke n.
ok sapı shaft n.
ok ucu barb n.
üfleyerek ok atılan boru blowgun n.
üfleyerek ok atmaya yarayan boru blowgun n.
üfleyerek ok atılan boru blowpipe n.
ok quill n.
ok başları arrowheads n.
atlı arabaya ait ok shaft n.
ok pole n.
yağmur (kurşun, ok vb) flight n.
ok missile n.
ok menzili bowshot n.
ok beam n.
kısa ok bolt n.
küçük ok dart n.
ok kılıfı quiver n.
uç (mızrak/ok vb) fluke n.
şimşek şeklinde ok thunderbolt n.
güney afrika yerlilerinin mızrak veya ok yerine kullandıkları topuzlu değnek knobkerrie n.
ok barb n.
geriye ok açısı sweepback n.
ok yapan ve satan kimse fletcher n.
ok ucu arrow head n.
ok dart n.
ok ve yay yapan ve satan bowyer n.
ok başına benzeyen arrowhead n.
ingiliz mallarını gösteren ok işareti broad arrow n.
kırık ok broken arrow n.
savaş ya da avcılıkta kullanılan bir ok ucu broadhead n.
okçuların ok atarken yaralanmamak için kollarına sardıkları koruma bracer n.
okçuların ok atarken yaralanmamak için kollarına sardıkları koruma arm-guard n.
çift yönlü ok double headed arrow n.
ok atma sporu archery n.
uzun mesafeli ok atışı turtle-back shooting n.
bir sadak ok a quiver of arrows n.
bir torba ok a quiver of arrows n.
bir sadak dolusu ok a quiver of arrows n.
ok yapan kimse arrowsmith n.
(ok) hedefin dışındaki halka white n.
hedefin en dışındaki halkayı vuran ok white n.
(okçuluk) dönerek hareket eden ve geçmişte arbalet ile kullanılan bir ok çeşidi vire n.
arbalet ile kullanılan bir tür tüylü ok vireton n.
ok tüyü wing n.
kafası dört köşeli ok quarrel n.
bir işarete ok atılan eski bir oyun blowpoint n.
taş ok ucu fairy stone n.
ok ucundaki v şeklinde işaret head n.
dikenli ve geniş uçlu ok broad arrow n.
(mahkum kıyafetlerini işaretlemek için kullanılan) ok ucu işareti broad arrow n.
boynuzdan yapılmış ok ucu horn n.
(uzak mesafede kullanılan) güçlü ok rover n.
yükseğe nişan alınan ok atışı drift n.
(at arabası vagonunda) ok ağacına takılan demir başlık pole cap n.
ok ağacına bağlı at pole horse n.
(atı ok ağacına bağlayan) semer kayışı pole piece n.
ok ağacına bağlı at poler n.
ok şaftı feather n.
ok tüyü feather n.
ok arkalığı feather n.
ok tüyleri feathering n.
havada süzülen ok fishtail n.
atılmış ok fishtail n.
ok demeti flash [obsolete] n.
uzun menzilli ok flight arrow n.
ok flon n.
düşman karşısında geri çekilirken atılan ok parthian arrow n.
ok ve yayla belirlenen işaret prick n.
ok prickshaft [obsolete] n.
ok shaft n.
ok gibi atılan şey shaft n.
bir sadak dolusu ok sheaf n.
her bir okçuya ayrılan ok sayısı sheaf n.
(ok gibi objelerden oluşan) destenin arma üzerindeki tasviri sheaf n.
yere düz düşen ok snake n.
(taş veya ahşaptan) ok atma platformu stake n.
ok gövdesi stale [obsolete] n.
ok şaftı stale [obsolete] n.
ok strale n.
(ilkel kabilelerde) üfleyerek ok atılan boru sumpit n.
(ilkel kabilelerde) üfleyerek ok atılan boru sumpitan n.
ok gibi fırlamak dart v.
ok atmak shoot arrows v.
ok gibi atılmak spear up v.
ok gibi fırlamak spear up v.
(ok) gezlemek nock v.
(ok atacak kişiyi) cesaretlendirmek için bağırmak cry aim v.
ok atmak üzere yayı bükmek draw a bow v.
ok ile göstermek arrow v.
(ok) tüy takmak wing v.
(ok) düzensiz bir şekilde gitmek gad v.
(ok) uçarken titremek hobble v.
ok gibi ileri atılmak drive v.
ok gibi fırlamak drive v.
(ok) çok yükseğe gitmek scud v.
ok gibi fırlamak skive [dialect] v.
(ok) düşerken zemine saplanıp kalmak snake v.
ok gibi fırlamak squirt v.
(ok) titreyerek ilerlemek stagger v.
(ok) dengesiz ilerlemek stagger v.
(ok) aniden yaydan çıkmak start v.
(ok) birden fırlamak start v.
ok gibi fırlamak strike v.
ok şeklinde arrow shaped adj.
ok başı şeklinde olan sagittally adj.
ok biçimli sagittally adj.
çiviyazısında kullanılan kama veya ok biçimli işaretlerden oluşan cuneiform adj.
ok gibi arrow-like adj.
ok başı biçiminde sagittate adj.
ok biçiminde arrowy adj.
ok gibi arrowy adj.
ok işaretli arrowed adj.
ok gibi fırlayan emicant adj.
kuş tüylü olmayan (ok) unvaned adj.
kuş tüylü olmayan (ok) fledgeless adj.
ok şeklinde belemnoid adj.
ok missive adj.
her iki uca doğru incelen (ok gövdesi) barreled adj.
her iki uca doğru incelen (ok gövdesi) barrelled adj.
hedefin üzerinden geçip giden (ok) gone adj.
(ok) tek parça odundan yapılmış self adj.
ok gibi like a shot adv.
ok gibi arrowlike adv.
ok roger that interj.
ok sesi taklidi hewgh interj.
ok atış hattından hızlı geç uyarısı yapan ünlem fast interj.
Phrasals
çok hızlı/ok gibi geçmek whiz by v.
yanından çok hızlı/ok gibi geçmek whiz by v.
ok gibi/yıldırım gibi geçmek zip by v.
(bir şeyden birine/bir şeye doğru) ok gibi fırlamak/çıkmak dart out (of something) (at someone or something) v.
Phrases
ok yaydan çıktı the genie is out of the bottle expr.
Proverb
ok yaydan çıktı die is cast
ok yaydan çıktı fat is in the fire
Colloquial
(ok gibi fırlayarak) süratle girmek/çıkmak dart in and out v.
ok gibi fırlayıp çıkmak slam v.
Idioms
ok yaydan çıktı/çıkmak let the genie out of the bottle v.
ok yaydan çıkmak the die is cast v.
ok gibi hızlı fast as lightning adj.
ok gibi hızlı flat as a strap [australia] adj.
ok gibi hızlı swift as an arrow adj.
ok gibi hızlı swift as thought adj.
ok gibi hızlı swift as the wind adj.
ok gibi (as) fast as greased lightning adj.
ok gibi faster than greased lightning adj.
ok gibi (as) straight as an arrow [uk/australia] adj.
ok gibi faster than a cat lapping chain lightning adv.
ok gibi like a scalded cat [uk] adv.
ok gibi faster than greased lightning adv.
ok gibi hızlı as flat as a strap [australia] expr.
ok gibi hızlı as fast as lightning expr.
ok yaydan çıktı the fat is in the fire expr.
ok gibi hızlı as swift as the wind expr.
ok yaydan çıktı artık the arrow is already off the bow expr.
ok gibi like a shot expr.
ok gibi hızlı as swift as thought expr.
ok gibi hızlı as swift as an arrow expr.
ok yaydan çıktı the die is cast expr.
ok yaydan çıktı the die has already been cast expr.
ok yaydan çıktı artık the arrow has already left the bow expr.
ok yaydan çıktı (bir kere) the gauntlet has been thrown expr.
ok gibi at lightning speed expr.
ok gibi with lightning speed expr.
ok gibi at lightning speed expr.
ok gibi with lightning speed expr.
ok yaydan çıktı (bir kere) the toothpaste is out of the tube expr.
Technical
çift başlı ok two-headed arrow n.
dönerek rüzgarın estiği yönü gösteren ok weathercock n.
ok ucu barb n.
ok türü paso gothic pass n.
ok işareti arrow n.
ok işareti arrow mark n.
ok yönü arrow direction n.
ok açısı sweep angle n.
ok türü geçi gothic pass n.
ok zehiri ouabain n.
ok istikameti arrow direction n.
uydu yineleyicisi ok satellite repeater n.
ok çentiklerinden korumak için yay kirişinin ortasına sarılan iplik veya sicim whipping n.
ok ucu witter [scotland] n.
hedef vurma ok ucu pile n.
Computer
aşağı ok down arrow n.
alt metin yuvalı sağa ok right arrow with lower text slot n.
açık ok open arrow n.
aşağı ok arrow down n.
aşağı çift ok double arrow down n.
alt metin yuvalı sola ok left arrow with lower text slot n.
aşağı ok simgesi down arrow icon n.
aşağı ok tuşu down key n.
aşağı ok tuşu down arrow key n.
bitiş ok boyutu end arrow size n.
bitiş ok stili end arrow style n.
bükülü ok bent arrow n.
beyaz ok white arrow n.
çift başlı yatay ok horizontal two-headed arrow n.
çift başlı düşey ok vertical two-headed arrow n.
çember ok circular arrow n.
çift ok double arrow n.
çift başlı çapraz ok diagonal two-headed arrow n.
dörtlü ok quad arrow n.
dört başlı ok four headed arrow n.
elmas ok diamond arrow n.
etiketli ok şablonları labeled arrow templates n.
gizli ok stealth arrow n.
kalın ok thick arrow n.
sol ok left arrow n.
ok simgeleri arrow symbols n.
ok stili arrow style n.
ok tuşu arrow key n.
ok tuşu davranışı arrow key behavior n.
ok ucu arrowhead n.
ok ucu arrow head n.
ok madde işaretleri arrow bullets n.
ok boyutu arrow size n.
ok diyagramı arrow diagram n.
ok başı arrow head n.
ok başı arrowhead n.
ok biçemi arrow style n.
ok tuşları arrow keys n.
oval ok oval arrow n.
sağ ok tuşu right key n.
sağa süslü ok right harpoon n.
sağa çift ok double arrow right n.
sağa ok right arrow n.
sağa ok arrow right n.
sağa ve sola ok left and right arrow n.
sağ ok right arrow n.
sol yukarı ok left-up arrow n.
sil ok delete arrow n.
sol ok left arrow n.
sola çift ok double arrow left n.
siyah ok black arrow n.
sol ok tuşu left key n.
sol ok tuşu left arrow n.
sola ok left arrow n.
sola süslü ok left harpoon n.
üst metin yuvalı sağa ok right arrow with upper text slot n.
üst metin yuvalı sola ok left arrow with upper text slot n.
yatay sağ ok horizontal right arrow n.
yukarı ok up arrow n.
yukarı ok tuşu up key n.
yukarı bükülü ok bent-up arrow n.
yukarı bükülü ok curved up arrow n.
yukarı çift ok double arrow up n.
yukarı-aşağı çift ok double arrow up and down n.
yukarı aşağı ok up-down arrow n.
yukarı ok simgesi up arrow icon n.
yukarı ok arrow up n.
yukarı-aşağı ok arrow up and down n.
yukarı ok tuşu up arrow key n.
daha fazla ok more arrows expr.
ok ekle add arrow expr.
ok işaretçisini göster/gizle show/hide the arrow pointer expr.
ok yok no arrow expr.
ok kaydır scroll arrow expr.
Informatics
aşağı ok down arrow n.
çift başlı ok two-headed arrow n.
ok ucu arrow head n.
ok tuşu arrow key n.
ok diyagramı arrow diagram n.
ok çizeneği arrow diagram n.
Telecom
aşağı ok down arrow n.
Textile
ok başı dikişi arrowhead stitch n.
Construction
yumurta ve dart kalıplamanın ok ucuna benzer kısmı anchor dart n.
Aeronautic
uçaktan atılan çelik ok aerodart n.
geniş ok açılı kanatlara sahip uçak large swept wing aircraft n.
ok kanatlı uçak swept wing n.
ok kanat swept wing n.
ok biçimli kanat sweptback wing n.
bağlantı noktalarından arkaya açılı, ok biçimine benzeyen (kanat) backswept adj.
bağlantı noktalarından arkaya açılı, ok biçimine benzeyen (kanat) sweptback adj.
ok biçimli kanatları olan (uçak) backswept adj.
ok biçimli kanatları olan (uçak) sweptback adj.
Chemistry
antiaris toxicaria ağacının ok zehri olarak kullanılan özsuyu antiarin n.
kör ok blunt n.
Biology
ok başı şeklinde olan sagittated adj.
Marine Biology
ok solucanlarını da içeren serbest yüzen, çubuk biçimli, planktonik deniz omurgasızları şubesi chaetognath n.
ok solucanları phylum chaetognatha n.
ok solucanlarını da içeren serbest yüzen, çubuk biçimli, planktonik deniz omurgasızları şubesi chaetognath adj.
Zoology
ok yılanı coluber rubriceps n.
ok başlı ötleğen dendroica pharetra n.
ok başlı ötleğen arrowhead warbler n.
ok yılanı coluber najadum n.
zehirli ok kurbağagilleri leptodactylidae n.
zehirli ok kurbağagilleri family leptodactylidae n.
zehirli ok kurbağaları leptodactylid n.
zehirli ok kurbağaları leptodactylid frog n.
ok solucanları chaetognatha n.
çilek zehirli ok kurbağası strawberry poison dart frog n.
zehirli ok kurbağaları familyası dendrobatidae n.
zehirli ok kurbağası poison-arrow frog n.
zehirli ok kurbağası poison-dart frog n.
Botanic
büyük ok yapraklı, tropik, kök gövdeli bir süs bitkisi nephthytis afzelii n.
zehirli ok bitkisi acocanthera oblongifolia n.
zehirli ok bitkisi acocanthera spectabilis n.
antiaris toxicaria ağacının ok zehri olarak kullanılan özsuyu antiar n.
antiaris toxicaria ağacının ok zehri olarak kullanılan özsuyu upas n.
kuzey amerika'nın doğusunda yetişen, eskiden ahşabından ok yapılan bir çalı arrow wood (viburnum dentatum) n.
kuzey amerika'nın doğusunda yetişen, eskiden ahşabından ok yapılan bir çalı southern arrowwood n.
kuzey amerika'nın doğusunda yetişen, eskiden ahşabından ok yapılan bir çalı arrowwood viburnum n.
kuzey amerika'nın doğusunda yetişen, eskiden ahşabından ok yapılan bir çalı arrowwood n.
ok başı şeklinde yaprak sagittate-leaf n.
ok başı şeklinde yaprak sagittiform leaf n.
kuzey amerika'nın doğusunda yetişen, eskiden ahşabından ok yapılan bir çalı viburnum dentatum n.
zehirli ok bitkisi winter sweet n.
zehirli ok bitkisi poison arrow plant n.
isoetes cinsine ait, kısa rizomları ve ok benzeri yaprakları olan su veya bataklık bitkileri quillwort n.
Linguistics
ok ucuna benzeyen çivi yazısı harfleri nail-headed characters n.
History
antik çağ iran süvarilerinin ok atma taktiği parthian shot n.
ok ve haç partisi arrow cross party n.
ortaçağa özgü bir ok çeşidi clothyard shaft n.
orta çağ'da bir ok ölçüsü garb n.
kalelerde ok atmak için açık bırakılan dar, ince, uzun aralık arrow-slit n.
Archaeology
mezolitik dönem özellikleri taşıyan ve ok ucu olduğu düşünülen işlenmiş küçük bir taş lunate n.
(ok ucu gibi objeleri) taşı yongalayarak oluşturmak flake v.
Military
başparmağı ok, kılıç gibi darbelerden koruyan halka thumb ring n.
güney afrika yerlilerinin mızrak veya ok yerine kullandıkları topuzlu değnek kirri [south africa] n.
ok kılıfı dorlach [obsolete] [scotland] n.
ok kılıfı dourlach [obsolete] [scotland] n.
Hunting
ok gövdesi düzleştirici arrow shaft straightener n.
ok tüyü empennage n.
kaleden ok atmak için kullanılan dar açıklık balistraria n.
güney afrika yerlilerinin mızrak veya ok yerine kullandıkları topuzlu değnek knobkerry n.
gerilmiş yay ile ok arasındaki uzaklık bend n.
önden arkaya doğru sivrilen ok bobtail n.
bir tür ok başı bodkin n.
hedef talimi için kullanılan kör uçlu ok butt shaft n.
okçulukta puansız bölgeye atılan ok green n.
hedefi ıskalayıp çime düşen ok green n.
ok çentiği cock n.
(okçulukta) yay ve ok arasındaki doğru mesafenin ayarlanmasında kullanılan parmak ölçü birimi fistmele n.
ok bolt n.
(ok) kalınlığı önden arkaya doğru azalan bobtailed adj.
Sport
ok tahtasının tam ortasındaki hedef halka center n.
merkezindeki halkaya isabet eden ok atışı center n.
ok tahtasının tam ortasındaki hedef halka centre n.
merkezindeki halkaya isabet eden ok atışı centre n.
kırmızı çembere denk gelmiş ok atışı red n.
yay kirişinin ok yerleştirilen işaretli kısmı nocking point n.
hedefin merkez noktasına yapılan ok atışı gold n.
ok yayında ani kıvrılma curl n.
ok kanadı shaft feather n.
çentikli çubuk yardımıyla ok atmak tiller v.
(ok atmak için yayı) germek twang v.
Latin
ok yaydan çıktı alea jacta est expr.
ok yaydan çıktı alea iacta est expr.
Archaic
ok reed n.
ok vire n.
atlı arabada ok sill n.
(ok) atmak bolt v.
Archery
ok pistolü fletch n.
ok tüyü fletch n.
ok tüyü fletching n.
ok tüyü dizilimi fletching n.
ok tüyleri fletchings n.