gerçekçi - Turkish English Dictionary

gerçekçi

Meanings of "gerçekçi" in English Turkish Dictionary : 29 result(s)

Turkish English
General
gerçekçi realist n.
I'm a realist.
Ben gerçekçiyimdir.

More Sentences
gerçekçi literal adj.
I am afraid your translation is overly literal.
Korkarım çeviriniz aşırı derecede gerçekçi.

More Sentences
gerçekçi factual adj.
That is a simple perception - hard, fast and factual.
Bu basit bir algıdır; sert, hızlı ve gerçekçi.

More Sentences
gerçekçi down to earth adj.
The next day, he would bring his fantasies down to earth by playing the realist.
Ertesi gün de gerçekçiyi oynayarak uçuk hayallerini ayağı yere basan bir şekle getirecekti.

More Sentences
gerçekçi realistic adj.
This Parliament has to be realistic, rational and forward-looking.
Bu Parlamento gerçekçi, rasyonel ve ileriye dönük olmalıdır.

More Sentences
gerçekçi down-to-earth adj.
Tom is a very practical, down-to-earth person.
Tom çok pratik ve gerçekçi biridir.

More Sentences
gerçekçi realistically adv.
Realistically speaking, we need a detailed plan.
Gerçekçi konuşmak gerekirse, detaylı bir plana ihtiyacımız var.

More Sentences
Colloquial
gerçekçi down-to-earth adj.
Tom is a down-to-earth family man.
Tom gerçekçi bir aile adamıdır.

More Sentences
Politics
gerçekçi realistic adj.
So you have to try and make rules that are workable and realistic.
Dolayısıyla uygulanabilir ve gerçekçi kurallar koymaya çalışmalısınız.

More Sentences
General
gerçekçi actualist n.
gerçekçi downtoearth adj.
gerçekçi practical adj.
gerçekçi matter of fact adj.
gerçekçi exact adj.
gerçekçi matter-of-fact adj.
gerçekçi hard-headed adj.
gerçekçi unsentimental adj.
gerçekçi though-minded adj.
gerçekçi hard adj.
gerçekçi hard-boiled adj.
gerçekçi meat-and-potatoes adj.
gerçekçi bottom-line adj.
gerçekçi fanciless adj.
gerçekçi grounded in reality adj.
gerçekçi gritty adj.
Colloquial
gerçekçi hard-headed adj.
gerçekçi earthy adj.
gerçekçi grounded adj.
Philosophy
gerçekçi factist n.

Meanings of "gerçekçi" with other terms in English Turkish Dictionary : 136 result(s)

Turkish English
General
gerçekçi kimse realist n.
As a realist, she approached the challenges with a clear understanding.
Gerçekçi biri olarak zorluklara karşı net bir anlayışla yaklaştı.

More Sentences
gerçekçi yaklaşım realistic approach n.
This is the only logical and realistic approach to achieving a sustainable deepwater fishery.
Bu, sürdürülebilir bir derin su balıkçılığının sağlanmasına yönelik tek mantıklı ve gerçekçi yaklaşımdır.

More Sentences
gerçekçi olmayan hedef unrealistic goal n.
I don't set myself unrealistic goals.
Kendime gerçekçi olmayan hedefler koymam.

More Sentences
gerçekçi olma realism n.
The artist's paintings were praised for their realism.
Sanatçının resimleri gerçekçi olduğu için övgüyle karşılandı.

More Sentences
gerçekçi olmayan unrealistic adj.
I also note that despite a totally unrealistic number of new legislative proposals, some omissions can be observed.
Ayrıca, gerçekçi olmayan sayıda yeni yasa teklifine rağmen, bazı eksikliklerin gözlemlenebileceğini de not ediyorum.

More Sentences
gerçekçi olarak realistically adv.
The movie portrayed the war scenes realistically.
Film, savaş sahnelerini gerçekçi olarak tasvir ediyordu.

More Sentences
gerçekçi bir şekilde realistically adv.
The second message is that changes of this nature must be undertaken prudently and realistically.
İkinci mesaj ise bu tür değişikliklerin ihtiyatlı ve gerçekçi bir şekilde yapılması gerektiğidir.

More Sentences
Idioms
gerçekçi olmak get real v.
We need to get real; now is the time to act.
Gerçekçi olmalıyız; şimdi harekete geçme zamanı.

More Sentences
Speaking
gerçekçi ol be realistic expr.
Be realistic!
Gerçekçi ol!

More Sentences
General
iyi niyetli ama gerçekçi olmayan sosyal reformcu do-gooder n.
gerçekçi ve direkt çözüm turkey n.
gerçekçi olmayan özlem wishfulness n.
gelecekle ilgili gerçekçi olmayan düşünceleri olan blue sky n.
gerçekçi olmayan hayal chimera n.
gerçekçi olmayan düşünce chimera n.
gerçekçi olmayan hayal chimaera n.
gerçekçi olmayan düşünce chimaera n.
gerçekçi kimse gradgrind n.
dünyanın farklı yerlerinin aynalar, lensler ve aydınlatma ile gerçekçi biçimde gösterildiği sergi cosmorama n.
gerçekçi olmama inverisimilitude n.
gerçekçi dil saltiness n.
gerçekçi mizah saltiness n.
grafik şiddet, kan ve vahşetin gerçekçi bir biçimde tasviri gore n.
gerçekçi olmak come down to earth v.
gerçekçi ve pratik bir şekilde düşünmek have both one's feet on the ground v.
gerçekçi olarak temsil etmek actualise v.
gerçekçi olarak temsil etmek actualize v.
gerçekçi şekilde tarif etmek actualise v.
gerçekçi şekilde tarif etmek actualize v.
gerçekçi olmayan öngörülere sahip olmak blue-sky v.
kendini sakin ve gerçekçi bir şekilde ifade etmek deadpan v.
gerçekçi olmayan nonrealistic adj.
gerçekçi olmayan wild-eyed adj.
gerçekçi olmayan blue-sky adj.
aşırı gerçekçi unsparingly realistic adj.
gerçekçi olmayan non-realistic adj.
aşırı gerçekçi overrealistic adj.
gerçekçi ve derinlikli görünen third-dimensional adj.
gerçekçi görünecek şekilde tasarlanmış three-dimensional adj.
aşırı gerçekçi ultrarealist adj.
aşırı gerçekçi ultrarealistic adj.
gerçekçi olmayan unlifelike adj.
gerçekçi olmayan bir hayal gibi chimeral adj.
gerçekçi olmayan hayallerle ilgili chimeral adj.
akla uygun ve gerçekçi düşünceden esinlenen common-sense adj.
akla uygun ve gerçekçi düşünen common-sense adj.
kostüme benzeyip gerçekçi olmayan costumey adj.
gerçekçi ilerleyen flatfooted adj.
gerçekçi olmayan romantic adj.
gerçekçi ve kasvetli gritty and dark adj.
kasvetli ve gerçekçi dark and gritty adj.
aşırı gerçekçi hyperrealistic adj.
gerçekçi olmayan bir şekilde unrealistically adv.
gerçekçi olarak matter-of-factly adv.
gerçekçi bir şekilde unimaginatively adv.
gerçekçi bir şekilde unsentimentally adv.
özellikle gerçekçi bir şekilde vividly adv.
Phrases
gerçekçi olma zamanı time to get real expr.
Proverb
sağduyulu/gerçekçi çözümler soyut teorilerden her zaman daha yararlıdır an ounce of common sense is worth a pound of theory
sağduyulu/gerçekçi çözümler soyut teorilerden her zaman daha yararlıdır ounce of common sense is worth a pound of theory
Colloquial
gerçekçi olmak get serious v.
gerçekçi ol get serious v.
gerçekçi ol get a grip expr.
gerçekçi ol imkansızı iste be realistic demand the impossible expr.
daha gerçekçi olmak gerekirse more like (something) expr.
daha doğru/gerçekçi bir açıklamayla more like (something) expr.
daha gerçekçi olmak gerekirse more like expr.
daha doğru/gerçekçi bir açıklamayla more like expr.
daha gerçekçi olmak gerekirse more like it expr.
daha doğru/gerçekçi bir açıklamayla more like it expr.
Idioms
gerçekçi olmayan beklenti a counsel of perfection n.
gerçekçi olmayan beklenti a counsel of perfection n.
ideal ama gerçekçi olmayan talimat ya da tavsiye a counsel of perfection n.
gerçekçi olmayan bir plan a bridge too far n.
gerçekçi olmayan hayal a pipe dream n.
gerçekçi olmayan cüretkar hevesleri olmak dream in color v.
gerçekçi olmayan cüretkar hevesleri olmak dream in colour v.
gerçekçi olmayan cüretkar hevesleri olmak dream in technicolor v.
gerçekçi olmak keep one's feet on the ground v.
gerçekçi olmak have one's feet on the ground v.
gerçekçi olmak have a hard head v.
gerçekçi olmak have both oars in the water v.
gerçekçi yumruk atmak not pull (one's) punches v.
gerçekçi ve pratik bir şekilde düşünmek have both feet on the ground v.
gerçekçi olmak have feet on the ground v.
gerçekçi olmak have your feet on the ground v.
gerçekçi olmak have both/your feet on the ground v.
gerçekçi olmak keep both/your feet on the ground v.
gerçekçi olmak keep feet on the ground v.
gerçekçi olmak not be whistling dixie [us] v.
dürüst/gerçekçi bir bakış açısı olmak not be whistling dixie [us] v.
gerçekçi (bir şey) no earthly (something) adj.
dürüst ve gerçekçi olarak on the level expr.
dürüst ve gerçekçi bir biçimde on the level expr.
mantıklı, gerçekçi ve pratik düşünen with both feet on the ground expr.
gerçekçi ol keep your feet on the ground expr.
Speaking
gerçekçi olalım biraz let's be a little realistic here expr.
Law
gerçekçi inkar plausible deniability n.
Politics
gerçekçi politikaya inanan kimse realpolitiker [german] n.
gerçekçi politika realpolitik n.
Computer
video oyunlarında kullanılan fizik kurallarına uygun gerçekçi düşme/ölme efekti ragdoll physics n.
foto gerçekçi photo-realistic adj.
Psychology
gerçekçi çatışma teorisi realistic conflict theory n.
Literature
eserlerde tutarlı olay örgüsü ve gerçekçi karakter tasviri gibi geleneksel roman öğelerinin olmadığı bir edebi akım nouveau roman n.
eserlerde tutarlı olay örgüsü ve gerçekçi karakter tasviri gibi geleneksel roman öğelerinin olmadığı bir edebi akım anti-roman n.
ahlak dersi veya hiciv özelliği taşıyan gerçekçi uzun öykü nouvelle n.
eserlerde tutarlı olay örgüsü ve gerçekçi karakter tasviri gibi geleneksel roman öğelerinin olmadığı bir edebi akım antinovel n.
eserlere tutarlı olay örgüsü ve gerçekçi karakter tasviri gibi geleneksel roman öğelerini koymayan bir yazar antinovelist n.
film ve edebiyatta birçok konuda yeteneği olan fakat onları gerçekçi bir şekilde elde edebilecek pratiğe/deneyime sahip olmayan idealize edilmiş kadın karakter mary sue n.
kapsamlı ve gerçekçi öykülenmiş (eser) three-dimensional adj.
gerçekçi (dedektif romanı) hard-boiled adj.
Archaeology
mö. 500-ms. 600 arasında meksika'nın güneyinde görülüp büyük ve gerçekçi taş figürler ve oyma yeşim heykelcik ve süs eşyaları ile karakterize olan bir kültüre ait veya ilgili olmec adj.
Philosophy
yeni gerçekçi neorealist n.
Art
doğal nesnelerin gerçekçi olarak temsil edilmediği soyut resim akımı nonobjectivism n.
gerçekçi tiyatro realistic drama n.
gerçekçi veya objektif müzik kompozisyonu stili verism n.
gerçekçi veya objektif resim stili verism n.
son derecede gerçekçi grafik gösterimle karakterize bir sanat tarzı hyperrealism n.
(tiyatro sahnesinin) gerçekçi şekilde resmedilmiş arka planla kaynaşabilmesi için yontulmuş figürlerin ve sahici detayların minyatür şeklinde sergilendiği manzara içeren tasarım diorama n.
resimli bir arka planın önünde gerçekçi bir doğa ortamı yaratılarak oluşturulan sahnenin ortasına yerleştirilen, gerçek boyutlu bir vahşi yaşam modeli veya sahnesi diorama n.
doğal nesnelerin gerçekçi olarak temsil edilmediği sanat tarzı ile ilgili veya ait olan nonobjective adj.
gerçekçi grafik gösterim içeren hyperreal adj.
Music
duygusal sözler yerine çağdaş ve gerçekçi sözler içeren country müzik tarzı new country n.
Painting
20. yüzyılın başlarında abd'de çizilmiş, şehir hayatının gerçekçi sahnelerini tasvir eden bir resim ash can n.
20. yüzyılın başlarında abd'de çizilmiş, şehir hayatının gerçekçi sahnelerini tasvir eden bir resim ashcan school n.
günlük hayattan sahne veya olayları genellikle gerçekçi bir şekilde betimleyen resim ekolü genre n.
günlük hayattan sahne veya olayları genellikle gerçekçi bir şekilde betimleyen resim tarzı genre n.
günlük hayattan sahne veya olayları genellikle gerçekçi bir şekilde betimleyen resim türüyle ilgili genre adj.
Theatre
gerçekçi olmayan gösterişli eser opera n.
Slang
gerçekçi olmayan toz pembe hayaller kurmak whistle dixie v.
gerçekçi olmayan umut verici fanteziler kurmak whistle dixie v.
gerçekçi olmak be not whistling dixie v.
dürüst/gerçekçi bir bakış açısı olmak be not whistling dixie v.
gerçekçi olmayan woo-woo adj.
gerçekçi olarak on the rilla expr.
Modern Slang
adobe after effects programı ile video veya fotoğraflar üzerinde yapılan gerçekçi düzenlemeler adobe deepfake n.