The idea of slaughter in the immediate vicinity of the place of origin is also widely being put into practice.
Kesimin menşe yerin hemen yakınında yapılması fikri de yaygın olarak uygulanmaktadır.
We should also harness immigration to assist development in countries of origin.
Ayrıca göçü, menşe ülkelerdeki kalkınmaya yardımcı olmak üzere kullanmalıyız.
In the Seventeenth century, some 40% of all students at the universities in the Netherlands were of foreign origin.
On yedinci yüzyılda Hollanda'daki üniversitelerde okuyan öğrencilerin yaklaşık %40'ı yabancı kökenliydi.
We should also harness immigration to assist development in countries of origin.
Ayrıca göçü, menşe ülkelerdeki kalkınmaya yardımcı olmak üzere kullanmalıyız.
Your report contains no reference to an EU-wide list of safe third states and states of origin.
Raporunuzda AB çapında bir güvenli üçüncü devletler ve menşe devletler listesine atıfta bulunulmamaktadır.
The country-of-origin principle should meet the challenge of offering financial services electronically. Menşe ülke ilkesi, finansal hizmetlerin elektronik ortamda sunulmasının getirdiği zorlukların üstesinden gelmelidir.
Your report contains no reference to an EU-wide list of safe third states and states of origin.
Raporunuzda AB çapında bir güvenli üçüncü dünya ülkeleri ve menşe ülkeler listesine atıfta bulunulmamaktadır.
There are lots of theories about the origins of language, but, in fact, no one really knows. Dilin kökeni hakkında pek çok teori var ama aslında kimse gerçekten bilmiyor.