çarpışmak - Turkish English Dictionary

çarpışmak

Meanings of "çarpışmak" in English Turkish Dictionary : 48 result(s)

Turkish English
Common Usage
çarpışmak clash v.
These two approaches will soon clash head-on.
Bu iki yaklaşım yakında kafa kafaya çarpışacak.

More Sentences
çarpışmak collide v.
A black box is very useful in the investigation after two ships have collided, as happened, for example, in the Baltic.
Bir kara kutu, örneğin Baltık'ta olduğu gibi, iki gemi çarpıştıktan sonra yapılan soruşturmada çok yararlıdır.

More Sentences
çarpışmak bump v.
That rich kid bumped against my beer.
O zengin çocuk benimle çarpışıp biramı döktü.

More Sentences
çarpışmak crash v.
The two cars crashed.
İki vagon çarpıştı.

More Sentences
General
çarpışmak fight v.
They're here with us, fighting for the same cause.
Burada bizimle birlikteler ve aynı dava için çarpışıyorlar.

More Sentences
çarpışmak bump v.
That rich kid bumped against my beer.
O zengin çocuk benimle çarpışıp biramı döktü.

More Sentences
çarpışmak collide with v.
The car collided with a truck.
Araba bir kamyonla çarpıştı.

More Sentences
çarpışmak collide v.
A black box is very useful in the investigation after two ships have collided, as happened, for example, in the Baltic.
Bir kara kutu, örneğin Baltık'ta olduğu gibi, iki gemi çarpıştıktan sonra yapılan soruşturmada çok yararlıdır.

More Sentences
Technical
çarpışmak collide v.
A black box is very useful in the investigation after two ships have collided, as happened, for example, in the Baltic.
Bir kara kutu, örneğin Baltık'ta olduğu gibi, iki gemi çarpıştıktan sonra yapılan soruşturmada çok yararlıdır.

More Sentences
General
çarpışmak encounter v.
çarpışmak combat v.
çarpışmak knock v.
çarpışmak contend v.
çarpışmak come into collision v.
çarpışmak cannon v.
çarpışmak knock against v.
çarpışmak skirmish v.
çarpışmak engage v.
çarpışmak do battle v.
çarpışmak battle v.
çarpışmak knock together v.
çarpışmak jar against v.
çarpışmak run into each other v.
çarpışmak come into collision with v.
çarpışmak meet v.
çarpışmak meet v.
çarpışmak buckle (with) [obsolete] v.
çarpışmak rencounter v.
çarpışmak oppugn v.
çarpışmak impinge [obsolete] v.
çarpışmak shock v.
çarpışmak stack [australia] [us] v.
çarpışmak strike v.
Phrasals
çarpışmak run in v.
çarpışmak jar against v.
çarpışmak bump into v.
çarpışmak butt against v.
çarpışmak knock against v.
çarpışmak run into v.
çarpışmak crash together v.
çarpışmak impinge on v.
çarpışmak impinge upon v.
Idioms
çarpışmak run afoul of v.
çarpışmak measure swords v.
çarpışmak do/join battle v.
Marine
çarpışmak fall v.
Sport
çarpışmak contest v.
Archaic
çarpışmak digladiate v.

Meanings of "çarpışmak" with other terms in English Turkish Dictionary : 59 result(s)

Turkish English
General
kafa kafaya çarpışmak collide head-on v.
Two trains collided head-on in Italy, killing 22 passengers.
İtalya'da iki tren kafa kafaya çarpıştı, 22 yolcu öldü.

More Sentences
çarpışmak (savaş vb) skirmish v.
için çarpışmak contend for v.
ile çarpışmak come into collision with v.
araba ile çarpışmak collide with a car v.
otobüsle çarpışmak collide with a bus v.
kamyonla çarpışmak collide with a truck v.
kamyonla çarpışmak collide with a lorry v.
bir araçla kafa kafaya çarpışmak be in a head-on collision v.
(araç) kafa kafaya çarpışmak head on crash v.
… ile çarpışmak impact v.
sertçe çarpışmak impinge [obsolete] v.
sertçe çarpışmak dush v.
ordu ile çarpışmak pickeer [obsolete] v.
ordunun önünde çarpışmak piqueer [obsolete] v.
göğüs göğüse çarpışmak dogfight v.
Phrasals
'-ile çarpışmak clash against (someone or something) v.
'-ile çarpışmak clash against something v.
(biriyle/bir şeyle) çarpışmak swerve into (from someone or something) v.
(biri ya da bir şeyle) çarpışmak clash against (someone or something) v.
biri ya da bir şeyle çarpışmak clash against something v.
biriyle/bir şeyle çarpışmak barge into someone or something v.
ile çarpışmak barge into v.
ile çarpışmak barge in v.
sekip (biriyle/bir şeyle) çarpışmak bounce into (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) çarpışmak collide with (someone or something) v.
'-e karşı çarpışmak contend against v.
(birine/bir şeye) karşı çarpışmak contend against (someone or something) v.
(bir şey) uğruna savaşmak/çarpışmak contend for (something) v.
biriyle (bir şey için) çarpışmak contend with someone (for something) v.
biriyle (bir şey için) çarpışmak contend (with someone) for something v.
(birine/bir şeye) karşı çarpışmak contend with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle bir şey) için çarpışmak contend with (someone or something) for (something) v.
ile çarpışmak swerve into v.
(biriyle) savaşmak/çarpışmak vie with (one) v.
(biriyle bir şey) uğruna savaşmak/çarpışmak vie with (one) for (something) v.
(biriyle bir şey) uğruna savaşmak/çarpışmak vie with (one) over (something) v.
Colloquial
(birden fazla araç) hızla çarpışmak pile up v.
Idioms
boyun eğmeden düşmanla çarpışmak stand fire v.
göğüs göğse çarpışmak fight hand to hand v.
kafa kafaya çarpışmak crash head-on v.
ölünceye kadar çarpışmak nail one's colours to the mast v.
sonuna kadar çarpışmak go down fighting v.
(araba) çarpışmak come into collision with v.
(araba) çarpışmak clash with v.
(araba) çarpışmak collide with v.
sonuna kadar çarpışmak (fight) to the bitter end v.
son raddeye kadar çarpışmak/mücadele etmek (fight) to the bitter end v.
sonuna kadar çarpışmak fight till the bitter end v.
sonuna kadar çarpışmak fight until the bitter end v.
sonuna kadar çarpışmak (fight) to the bitter end v.
(bir şeyle) çarpışmak run afoul of (something) v.
Marine
çarpışmak pahasına rotadan sapmak break sheer v.
(gemi) çarpışmak fall aboard of v.
(gemi ile) çarpışmak fall foul of v.
çarpışmak (gemi) fall afoul v.
çarpışmak (gemi) fall foul v.
(tekne) ile çarpışmak foul v.
Military
kısa bir süre çarpışmak skirmish v.