to stand - Turco Inglés Diccionario

to stand

Significados de "to stand" con otros términos en diccionario inglés turco: 124 resultado(s)

Inglés Turco
General
stand up to v. karşı çıkmak
It was pretty ballsy of you to stand up to the boss like that.
Patrona bu şekilde karşı çıkman çok cesurcaydı.

More Sentences
stand to benefit v. faydalanmak
We all stand to benefit from that.
Bundan hepimiz faydalanacağız.

More Sentences
right to stand for election n. seçilme hakkı
stand up to v. kafa tutmak
stand to gain v. muhtemelen kazanabilmek
not to be able to stand v. ayakta duramamak
stand up to v. direnmek
stand to lose v. muhtemelen kaybedebilmek
stand up to v. göğüs germek
be unable to stand the gaff v. sıkıntıya gelememek
give no leg to stand on v. tutunacak bir dal bırakmamak
stand to v. bırakmamak
stand up to v. karşı koymak
be unable to stand v. çekememek
stand to v. göğüslemek
stand up to v. dayanmak (bir şeye)
stand back to back v. sırt sırta vermek
stand to v. ayrılmamak
be unable to stand v. yüreği kaldıramamak
stand up to v. dayanıklı olmak (bir şeye karşı)
stand up to v. karşı gelmek (birine)
stand face to face v. yüzleşmek
stand up to v. karşı durmak
have the quality to stand out among its rivals v. rakipleri arasından sıyrılarak yükselebilecek nitelikte olmak
have no (more) strength to stand v. dayanma gücü kalmamak
have no (more) strength to stand v. dayanacak gücü kalmamak
can’t stand to be apart v. ayrı kalmaya dayanamamak
be barely able to stand at the funeral v. cenazede güçlükle ayakta durabilmek
stand in stark contrast to v. -e tam bir tezat teşkil etmek
stand open to new ideas v. yeni fikirlere açık olmak
stand open to new ideas v. yeni görüşlere açık olmak
stand close to one another v. birbirlerine yakın durmak
Phrasals
stand up to v. karşısında yılmamak
stand up to v. karşı koymak
stand up to v. yoğun biçimde direnmek
stand (one) to (something) v. (birine bir şey) ısmarlamak
stand (one) to (something) v. (birine bir şey) sağlamak
stand (one) to (something) v. (birinin bir şeyini) karşılamak
stand (one) to (something) v. (birinin bir şeyini) ödemek
stand to (do something) v. (bir şey yapması) muhtemel olmak
stand to (do something) v. (bir şey yapması) olası olmak
stand to (do something) v. (bir şey yapma) olasılığı olmak
stand to (do something) v. (bir şey yapmaya) dayanabilmek
stand to (do something) v. (bir şey yapmayı) kaldırabilmek
stand to (do something) v. (bir şey yapmaya) gücü olmak
stand to (do something) v. (bir şey yapması) yararlı olmak
stand up to (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı koymak
stand up to (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı gelmek
stand up to (someone or something) v. (birine/bir şeye) kafa tutmak
stand up to (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı çıkmak
stand up to (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı direnmek
Phrases
(hair) to stand on end v. tüyleri diken diken olmak
Colloquial
my doctor told me I could stand to lose a few pounds expr. doktorum bana birkaç kilo verirsem iyi olacağını söyledi
Idioms
a leg to stand on n. dayanak
a leg to stand on n. kanıt
a leg to stand on n. destek
a leg to stand on n. tutunacak bir dal
a leg to stand on n. üzerinde duracak bir ayak
a leg to stand on n. savunma
a leg to stand on n. elle tutulur bir kanıt/dayanak/savunma
a leg to stand on n. geçerli/mantıklı bir dayanak
a leg to stand on n. geçerli/mantıklı bir savunma
not to stand on ceremony v. resmi davranmamak
not to stand on ceremony v. samimi olmak, açık sözlü ve cesur davranmak
stand shoulder to shoulder (with somebody) v. omuz omuza vermek
stand shoulder to shoulder (with somebody) v. dayanışma içinde davranmak
stand shoulder to shoulder (with somebody) v. dayanışmak
stand shoulder to shoulder (with somebody) v. birbirine destek olmak
stand to reason v. akla yatmak
stand someone to a treat v. birine (yemek vb) ısmarlamak
stand out to someone v. birinin dikkatini çekmek
stand out to someone v. birinin dikkatini çekmek
have no power to stand v. dayanacak gücü kalmamak
not have a leg to stand on v. dayanağı olmamak
not have a leg to stand on v. desteksiz olmak
have a leg to stand on v. dayanağı olmak
not have a leg to stand on v. desteği olmamak
stand to reason v. mantıklı gelmek
stand shoulder to shoulder v. omuz omuza vermek
stand to lose v. kaybetme olasılığı yüksek olmak
stand to reason v. mantıklı görünmek
stand to reason v. makul görünmek
not have a leg to stand on v. tutunacak dalı olmamak
not have a leg to stand on v. üzerinde duracak ayağı olmamak
stand to lose v. (kesinlikle) kaybetmek
fail to stand the test of time v. zamana yenik düşmek
stand to (attention) v. mevzi almak
stand to (attention) v. hazır ola geçmek
stand to (attention) v. esas duruşa geçmek
stand shoulder to shoulder (with somebody) v. (biriyle) omuz omuza durmak
be, stand, act shoulder to shoulder (with somebody) v. (biriyle) omuz omuza olmak, durmak, hareket etmek
be, stand, act shoulder to shoulder (with somebody) v. (biriyle) yan yana olmak, durmak, hareket etmek
be, stand, act shoulder to shoulder (with somebody) v. (biriyle) dayanışma içinde olmak, hareket etmek
be, stand, act shoulder to shoulder (with somebody) v. (biriyle) iş birliği içinde olmak, hareket etmek
be, stand, act shoulder to shoulder v. omuz omuza olmak, durmak, hareket etmek
be, stand, act shoulder to shoulder v. omuz omuza vermek
be, stand, act shoulder to shoulder v. yan yana olmak, durmak, hareket etmek
be, stand, act shoulder to shoulder v. dayanışma içinde olmak, hareket etmek
be, stand, act shoulder to shoulder v. iş birliği içinde olmak, hareket etmek
stand to a treat v. ısmarlamak
stand to lose (something) v. (bir şeyi) kaybetmesi muhtemel olmak
stand to lose (something) v. (bir şeyi) kaybetme olasılığı olmak
stand to lose (something) v. yüksek/büyük olasılıkla (bir şeyi) kaybetmek
stand to lose (something) v. (bir şeyi) kaybetmeye dayanabilmek
stand to lose (something) v. (bir şeyi) kaybetmeyi kaldırabilmek
stand to lose (something) v. (bir şeyi) kaybetmekten bir şey olmamak
without a leg to stand on expr. hiçbir dayanağı olmadan
without a leg to stand on expr. tutunacak dalı olmadan
without a leg to stand on expr. hiçbir desteği olmadan
without a leg to stand on expr. hiçbir kanıtı/delili olmadan
without a leg to stand on expr. hiçbir gerekçesi olmadan
Law
competence to stand trial n. ceza ehliyeti
(defendant) to stand in the dock v. sanık sandalyesine oturmak
Politics
right to stand for election n. seçime rapor hakkı
right to vote and stand for election n. seçme ve seçilme hakkı
the right to vote and to stand as a candidate at elections n. seçme ve seçilme hakkı
Aeronautic
aircraft stand taxilane-to-object n. apron taksi şeridi ile herhangi bir cisim arasındaki mesafe
Marine
stand to sea v. rotayı denize doğru çevirmek
stand to sea v. enginlere açılmak
stand to the south v. güneye yönelmek
Military
stand-to n. tüm birliklerin hazır ola geçtiği acil durum çağrısı
stand-to n. (askeriyede) acil durum çağrısı
stand to v. görevi üstlenmek
stand to v. görevi devralmak