you walk - Turco Inglés Diccionario

you walk

Significados de "you walk" con otros términos en diccionario inglés turco: 33 resultado(s)

Inglés Turco
Speaking
can you walk? expr. yürüyebilir misin?
Can you walk on stilts?
Ayaklıkların üzerinde yürüyebilir misin?

More Sentences
Phrases
you will never walk alone expr. asla yalnız yürümeyeceksin
Proverb
you cannot make a crab walk straight zorla bir şey yaptıramazsın
you cannot make a crab walk straight zorla güzellik olmaz
you have to (learn to) walk before you (can) run koşmadan önce yürümeyi öğrenmek gerek
you must (learn to) walk before you (can) run koşmadan önce yürümeyi öğrenmek gerek
you've got to (learn to) walk before you (can) run koşmadan önce yürümeyi öğrenmek gerek
Colloquial
don't talk the talk if you can't walk the walk expr. yapamayacağın şeyi söyleme/iddia etme
don't talk the talk if you can't walk the walk expr. yüksekten atma
don't talk the talk if you can't walk the walk expr. desteksiz atma
Idioms
run before you can walk v. yürümeyi öğrenmeden koşmaya çalışmak
walk before you can run v. koşmaya çalışmadan önce yürümeyi öğrenmek
if you can't walk the walk, don't talk the talk expr. yapamayacağın şeyi söyleme/iddia etme
if you can't walk the walk, don't talk the talk expr. yüksekten atma
if you can't walk the walk, don't talk the talk expr. desteksiz atma
walk before you can run expr. koşmaya çalışmadan önce yürümeyi öğren
Speaking
how about you and i go for a walk? expr. beraber bir yürüyüşe ne dersin?
you can't just walk in here expr. buraya öylece giremezsiniz
would you walk with me? expr. benimle yürür müsün?
let me walk you out expr. dur seni kapıya kadar geçireyim
you really think you can walk away? expr. cidden gidebileceğini mi sanıyorsun?
you will never walk alone expr. hiçbir zaman yalnız yürümeyeceksin
do you walk every day? expr. her gün yürür müsün?
don't try to walk before you crawl expr. emeklemeden koşmaya çalışma
do you walk every day? expr. her gün yürüyor musun?
if you let people walk over you expr. eğer insanların seni ezmelerine izin verirsen
you can't walk around with all that money expr. o kadar parayla etrafta dolaşamazsın
why do you let him walk around here like that? expr. neden ortalıkta böyle dolaşmasına izin veriyorsun?
do you walk to school? expr. okula yürüyerek mi gidiyorsun?
don't you walk away from me! expr. sırtını dönüp gitme bana!
you resemble her in the way you walk expr. yürüyüşün ona benziyor
you need to walk expr. yürümeniz gerekiyor
you need to walk expr. yürümen gerekiyor