|
Categoría |
Inglés |
Turco |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
increase n.
|
artma |
|
But public-sector investment also needs to increase.
Ancak kamu sektörü yatırımlarının da artması gerekiyor.
More Sentences
|
2 |
Common Usage |
increase n.
|
artış |
|
That adds up to an increase of only 0.26% over against this year.
Bu da bu yıla kıyasla sadece %0,26'lık bir artış anlamına geliyor.
More Sentences
|
3 |
Common Usage |
increase v.
|
arttırmak |
|
This constitutionalisation is going to increase efficiency and is going to produce a Union of results.
Bu anayasallaşma verimliliği arttıracak ve bir Birlik sonuçları üretecektir.
More Sentences
|
4 |
Common Usage |
increase v.
|
artmak |
|
Child labour and trafficking in human beings are on the increase.
Çocuk işçiliği ve insan ticareti giderek artmaktadır.
More Sentences
|
5 |
Common Usage |
increase v.
|
artırmak |
|
Less injustice will increase the safety of us all.
Daha az adaletsizlik hepimizin güvenliğini artıracaktır.
More Sentences
|
6 |
Common Usage |
increase n.
|
artırma |
|
They therefore play a decisive role in the fight to increase jobs and reduce unemployment.
Bu nedenle istihdamı artırma ve işsizliği azaltma mücadelesinde belirleyici bir rol oynamaktadırlar.
More Sentences
|
General |
|
7 |
General |
increase n.
|
yükselme |
|
Glucose molecules that come out due to this breakdown cause the blood pressure to increase.
Bu parçalanma sonucunda ortaya çıkan glikoz molekülleri kan basıncının yükselmesine sebep olur.
More Sentences
|
8 |
General |
increase n.
|
zam |
|
They asked for an increase of salary.
Maaş zammı talep ettiler.
More Sentences
|
9 |
General |
increase n.
|
artış |
|
Discussions will be held on a regular basis to ensure that this increase is actually happening.
Bu artışın gerçekten gerçekleştiğinden emin olmak için düzenli olarak tartışmalar yapılacaktır.
More Sentences
|
10 |
General |
increase v.
|
büyümek |
|
Your family has considerably increased since my last voyage.
Son yolculuğumdan beri aileniz oldukça büyüdü.
More Sentences
|
11 |
General |
increase v.
|
artış sağlamak |
|
And if you add in all the Council's administrative expenditure, the Council has awarded itself an 11% increase.
Konseyin tüm idari harcamalarını da eklerseniz, Konsey kendisine %11'lik bir artış sağladı.
More Sentences
|
12 |
General |
increase v.
|
artış göstermek |
|
Slavery is on the increase throughout the world, including in Europe.
Kölelik, Avrupa da dahil olmak üzere tüm dünyada artış göstermektedir.
More Sentences
|
13 |
General |
increase v.
|
yükseltmek |
|
I welcome the fact that the threshold is to be increased.
Eşiğin yükseltilecek olmasını memnuniyetle karşılıyorum.
More Sentences
|
14 |
General |
increase v.
|
yükselmek |
|
GM soya beans increased from 7.4% in 1996 to 74% in 2002.
GD soya fasulyesi 1996'da %7.4 iken 2002'de %74'e yükselmiştir.
More Sentences
|
15 |
General |
increase v.
|
zam yapmak |
|
His salary was increased by ten percent.
Maaşına yüzde on zam yapıldı.
More Sentences
|
16 |
General |
increase v.
|
geliştirmek |
|
This article contains tips for those who are eager to increase their vocabulary.
Bu makale kelime dağarcığını geliştirmek isteyenler için ipuçları içeriyor.
More Sentences
|
17 |
General |
increase v.
|
artırmak |
|
This in turn increases the danger that this type of takeover will result in large-scale job shedding.
Bu da bu tür bir devralmanın büyük ölçekli işten çıkarmalarla sonuçlanması tehlikesini artırmaktadır.
More Sentences
|
18 |
General |
increase v.
|
sayısı artmak |
|
These populations are managed well and their numbers are increasing.
Bu popülasyonlar iyi yönetilmektedir ve sayıları artmaktadır.
More Sentences
|
19 |
General |
increase v.
|
artmak |
|
HIV rates have increased by 100% in the United Kingdom in the last year to 5 000 cases.
Birleşik Krallık'ta HIV oranları geçtiğimiz yıl %100 artarak 5.000 vakaya ulaşmıştır.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
20 |
Trade/Economic |
increase n.
|
artış |
|
There has been an increase in arrears of EUR 17 billion since the start of the year, with no limit to this in sight.
Yılbaşından bu yana borçlarda 17 milyar Euro'luk bir artış yaşanmıştır ve bunun bir sınırı da görünmemektedir.
More Sentences
|
|
21 |
Trade/Economic |
increase v.
|
artırmak |
|
This could increase the availability of over-the-counter medicines.
Bu, reçetesiz satılan ilaçların bulunabilirliğini artırabilir.
More Sentences
|
22 |
Trade/Economic |
increase v.
|
artmak |
|
The number of meetings has also increased.
Toplantı sayısı da artmıştır.
More Sentences
|
Law |
|
23 |
Law |
increase n.
|
artış |
|
Without such an increase, we will not be able to engage Member States in developing the priority PRINCE campaigns.
Böyle bir artış olmadan, Üye Devletleri öncelikli PRINCE kampanyalarının geliştirilmesine dahil edemeyiz.
More Sentences
|
Technical |
|
24 |
Technical |
increase n.
|
artış |
|
Out of the total increase related to medicinal products, 47% was spent on advertising 50 medicinal products.
Tıbbi ürünlerle ilgili toplam artışın %47'si 50 tıbbi ürünün reklamına harcanmıştır.
More Sentences
|
25 |
Technical |
increase n.
|
arttırma |
|
We are extremely hesitant about increasing the contribution of Community policy to forestry.
Topluluk politikasının ormancılığa katkısını arttırma konusunda son derece tereddütlüyüz.
More Sentences
|
26 |
Technical |
increase v.
|
artmak |
|
In particular, the value-added in the key automotive and textile industries increased markedly.
Özellikle, kilit nitelik taşıyan otomotiv ve tekstil sanayilerindeki katma değer belirgin biçimde artmıştır.
More Sentences
|
Common Usage |
|
27 |
Common Usage |
increase v.
|
çoğalmak |
|
28 |
Common Usage |
increase v.
|
çoğaltmak |
|
General |
|
29 |
General |
increase n.
|
çoğaltma |
|
30 |
General |
increase n.
|
üreme |
|
31 |
General |
increase n.
|
artım |
|
32 |
General |
increase n.
|
çoğalma |
|
33 |
General |
increase n.
|
hasılat |
|
34 |
General |
increase n.
|
yavrulama |
|
35 |
General |
increase n.
|
yükseliş |
|
36 |
General |
increase n.
|
büyüme |
|
37 |
General |
increase n.
|
mahsul |
|
38 |
General |
increase n.
|
ürün |
|
39 |
General |
increase n.
|
kar |
|
40 |
General |
increase n.
|
tezyid |
|
|
41 |
General |
increase n.
|
toprak mahsulü |
|
42 |
General |
increase v.
|
üremek |
|
43 |
General |
increase v.
|
tırmanmak |
|
44 |
General |
increase v.
|
gelişmek |
|
45 |
General |
increase v.
|
kabarmak |
|
46 |
General |
increase v.
|
çoklaşmak |
|
47 |
General |
increase v.
|
verimli olmak |
|
48 |
General |
increase v.
|
meydan almak |
|
49 |
General |
increase v.
|
fazlalaşmak |
|
50 |
General |
increase v.
|
artışa geçmek |
|
51 |
General |
increase v.
|
gelişme göstermek |
|
52 |
General |
increase v.
|
çoğaltmak |
|
53 |
General |
increase v.
|
çoğalmak |
|
54 |
General |
increase v.
|
arttırıma gitmek |
|
55 |
General |
increase v.
|
(latince isim veya sıfat) hecesi yalın halden çok -in halinde olan |
|
Politics |
|
56 |
Politics |
increase v.
|
büyütmek |
|
57 |
Politics |
increase v.
|
çoğaltmak |
|
Technical |
|
58 |
Technical |
increase v.
|
çoğalmak |
|
Computer |
|
59 |
Computer |
increase expr.
|
arttır |
|
60 |
Computer |
increase expr.
|
çoğalt |
|
Textile |
|
61 |
Textile |
increase n.
|
çift dikiş yapma |
|
62 |
Textile |
increase v.
|
çift dikiş yapmak |
|
Astronomy |
|
63 |
Astronomy |
increase v.
|
tam olmaya yaklaşmak |
|
64 |
Astronomy |
increase v.
|
daha fazla yüzey göstermek |
|
65 |
Astronomy |
increase v.
|
(ay) giderek büyümek |
|
Archaic |
|
66 |
Archaic |
increase v.
|
zenginleştirmek |
|
67 |
Archaic |
increase v.
|
terfi ettirmek |
|
|
Categoría |
Inglés |
Turco |
|
General |
|
1 |
General |
rate of increase n.
|
artış oranı |
|
I would like to observe that our agricultural policy will have different rates of increase.
Tarım politikamızın farklı artış oranlarına sahip olacağını gözlemlemek isterim.
More Sentences
|
2 |
General |
temperature increase n.
|
sıcaklık artışı |
|
Several studies, related to the temperature increase in the city, have already been published.
Şehirdeki sıcaklık artışıyla ilgili çeşitli çalışmalar halihazırda yayınlanmıştır.
More Sentences
|
3 |
General |
pressure increase n.
|
basınç artışı |
|
When the pressure increases, so does the temperature.
Basınç arttığında, sıcaklık da artar.
More Sentences
|
4 |
General |
increase in population n.
|
nüfus artışı |
|
It was the increase in population that caused the poverty.
Yoksulluğun nedeni nüfus artışıydı.
More Sentences
|
5 |
General |
price increase n.
|
fiyat artışı |
|
Meanwhile we know that the euro has caused significant price increases.
Bu arada Euro'nun önemli fiyat artışlarına neden olduğunu biliyoruz.
More Sentences
|
6 |
General |
increase productivity v.
|
verimliliği arttırmak |
|
The second action plan is an action plan for improving quality at work and increasing productivity.
İkinci eylem planı, iş yerinde kalitenin iyileştirilmesi ve verimliliğin arttırılmasına yönelik bir eylem planıdır.
More Sentences
|
7 |
General |
increase the number v.
|
sayıyı artırmak |
|
We do not want to increase the number of tax levels in society for our citizens.
Vatandaşlarımız için toplumdaki vergi kademelerinin sayısını artırmak istemiyoruz.
More Sentences
|
8 |
General |
increase the cost v.
|
maliyet arttırmak |
|
Last, but not least, it would increase the costs of insurance mediation.
Son olarak, sigorta arabuluculuğunun maliyetini arttıracaktır.
More Sentences
|
9 |
General |
increase the cost v.
|
maliyet artırmak |
|
Last, but not least, it would increase the costs of insurance mediation.
Son olarak, sigorta arabuluculuğunun maliyetlerini artıracaktır.
More Sentences
|
10 |
General |
increase the speed v.
|
hız arttırmak |
|
The pilot increased the speed of the plane.
Pilot uçağın hızını artırdı.
More Sentences
|
11 |
General |
increase the price v.
|
fiyatı arttırmak |
|
I would like to increase the price.
Fiyatı arttırmak istiyorum.
More Sentences
|
12 |
General |
increase in number v.
|
sayısı artmak |
|
Consignments of oil in the Baltic Sea from Russia's new oil port have increased in number.
Rusya'nın yeni petrol limanından Baltık Denizi'ne yapılan petrol sevkiyatlarının sayısı artmıştır.
More Sentences
|
13 |
General |
increase in number v.
|
sayıca artmak |
|
Tourists have increased in number.
Turistler sayıca arttı.
More Sentences
|
|
14 |
General |
on the increase adj.
|
artmakta |
|
We also know that road transport, and thus the quantity of emissions, is on the increase.
Kara yolu taşımacılığının ve dolayısıyla emisyon miktarının artmakta olduğunu da biliyoruz.
More Sentences
|
Phrasals |
|
15 |
Phrasals |
increase in v.
|
(bir yönden) artmak/büyümek/gelişmek |
|
With every increase of scientific knowledge, man's power for evil is increased in the same proportion as his power for good.
Bilimsel bilginin her artışıyla birlikte, insanın kötülük yapma gücü de iyilik yapma gücüyle aynı oranda artmıştır.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
16 |
Trade/Economic |
rate of increase n.
|
artış oranı |
|
I would like to observe that our agricultural policy will have different rates of increase.
Tarım politikamızın farklı artış oranlarına sahip olacağını gözlemlemek istiyorum.
More Sentences
|
17 |
Trade/Economic |
sudden increase n.
|
ani yükseliş |
|
We were surprised by a sudden increase in imports.
İthalatın ani yükselişine şaşırdık.
More Sentences
|
18 |
Trade/Economic |
massive increase n.
|
büyük artış |
|
Otherwise, we would only have high inflation and massive increases in the mountain of national debt.
Aksi takdirde sadece yüksek enflasyona ve ulusal borç dağında büyük artışlara sahip oluruz.
More Sentences
|
19 |
Trade/Economic |
capacity increase n.
|
kapasite artırımı |
|
The most difficult point has concerned the removal of the possibility of capacity increases on safety grounds.
En zor nokta, güvenlik gerekçesiyle kapasite artırımı olasılığının ortadan kaldırılmasıyla ilgilidir.
More Sentences
|
20 |
Trade/Economic |
increase in size v.
|
büyümek |
|
Our class has increased in size.
Sınıfımız daha da büyüdü.
More Sentences
|
Technical |
|
21 |
Technical |
pressure increase n.
|
basınç artışı |
|
When the pressure increases, so does the temperature.
Basınç arttıkça sıcaklık artar.
More Sentences
|
22 |
Technical |
temperature increase n.
|
sıcaklık artışı |
|
Several studies, related to the temperature increase in the city, have already been published.
Şehirde sıcaklık artışı ile ilgili birkaç çalışma zaten yayınlandı.
More Sentences
|
Common Usage |
|
23 |
Common Usage |
salary increase n.
|
zam |
|
24 |
Common Usage |
wage increase n.
|
zam |
|
General |
|
25 |
General |
salary increase n.
|
maaş zammı |
|
26 |
General |
increase in value n.
|
kıymet artışı |
|
27 |
General |
pressure increase n.
|
basıncın artması |
|
28 |
General |
percentage increase n.
|
artış yüzdesi |
|
29 |
General |
heavy increase n.
|
hızlı artış |
|
30 |
General |
increase in salary n.
|
maaş zammı |
|
31 |
General |
increase in price n.
|
fiyat artışı |
|
32 |
General |
increase (in price) n.
|
bindirim |
|
33 |
General |
ways to increase production n.
|
üretimi artırma yolları |
|
34 |
General |
population increase n.
|
nüfusun artması |
|
35 |
General |
increase by n.
|
artırma |
|
36 |
General |
increase in salary n.
|
maaş artışı |
|
37 |
General |
population increase n.
|
nüfus artışı |
|
38 |
General |
numerical increase n.
|
sayısal artış |
|
39 |
General |
population increase rate n.
|
nüfus artış oranı |
|
40 |
General |
increase of prices n.
|
fiyatların tırmanması |
|
41 |
General |
wage increase n.
|
maaş zammı |
|
42 |
General |
wage increase n.
|
maaş artışı |
|
43 |
General |
enormous increase n.
|
aşırı yükselme |
|
44 |
General |
extreme increase n.
|
aşırı yükseliş |
|
45 |
General |
enormous increase n.
|
aşırı yükseliş |
|
46 |
General |
extreme increase n.
|
aşırı yükselme |
|
47 |
General |
increase of wealth n.
|
servet artışı |
|
48 |
General |
increase of prices n.
|
fiyatların yükselmesi |
|
49 |
General |
arithmetical increase n.
|
aritmetik artış |
|
50 |
General |
limit increase n.
|
limit artışı |
|
51 |
General |
increase in length n.
|
boy uzaması |
|
52 |
General |
a good news of increase/raise of salary n.
|
(memura/işçiye vb) zam müjdesi |
|
53 |
General |
performance increase n.
|
performans artışı |
|
54 |
General |
increase in the amount n.
|
miktardaki artış |
|
55 |
General |
increase of the amount n.
|
miktardaki artış |
|
56 |
General |
significant increase n.
|
anlamı artış |
|
57 |
General |
increase in crime rates n.
|
suç oranlarındaki artış |
|
58 |
General |
rent increase n.
|
kira artışı |
|
59 |
General |
sharp increase n.
|
keskin yükseliş |
|
60 |
General |
increase trend n.
|
yükseliş eğilimi |
|
61 |
General |
increase trend n.
|
yükseliş trendi |
|
62 |
General |
increase of violence against women n.
|
kadınlara yönelik şiddetin artması |
|
63 |
General |
excessive increase n.
|
aşırı artış |
|
64 |
General |
considerable increase n.
|
kayda değer artış |
|
65 |
General |
considerable increase n.
|
önemli artış |
|
66 |
General |
increase rate n.
|
artış oranı |
|
67 |
General |
substantial increase n.
|
önemli artış |
|
68 |
General |
substantial increase n.
|
ciddi artış |
|
69 |
General |
substantial increase n.
|
kayda değer artış |
|
70 |
General |
slight increase n.
|
az artış |
|
71 |
General |
slight increase n.
|
küçük artış |
|
72 |
General |
steady increase n.
|
sabit artış |
|
73 |
General |
steady increase n.
|
sürekli artış |
|
74 |
General |
steady increase n.
|
devamlı artış |
|
75 |
General |
increase [obsolete] n.
|
dalgaların yükselmesi |
|
76 |
General |
increase [obsolete] n.
|
döl |
|
77 |
General |
increase [obsolete] n.
|
yavru |
|
78 |
General |
increase [obsolete] n.
|
evlat |
|
79 |
General |
increase the price v.
|
pahalandırmak |
|
80 |
General |
increase the price of v.
|
pahalandırmak |
|
81 |
General |
increase in numbers v.
|
üremek |
|
82 |
General |
increase the quality of living v.
|
yaşam kalitesini artırmak |
|
83 |
General |
show increase v.
|
artış göstermek |
|
84 |
General |
increase in value v.
|
değeri artmak |
|
85 |
General |
increase the value of v.
|
kıymetlendirmek |
|
86 |
General |
increase in value v.
|
değerlenmek |
|
87 |
General |
increase the frequency of v.
|
sıklaştırmak |
|
88 |
General |
increase the quality of life v.
|
yaşam kalitesini artırmak |
|
89 |
General |
increase one's authority v.
|
yetkisini arttırmak |
|
90 |
General |
increase efficiency v.
|
verimi arttırmak |
|
91 |
General |
(for a) price increase v.
|
zam gelmek |
|
92 |
General |
increase much v.
|
daha fazla artmak |
|
93 |
General |
increase the value of (something) v.
|
değerlendirmek |
|
94 |
General |
increase the value v.
|
değerini arttırmak |
|
95 |
General |
increase the cycle v.
|
devri yükseltmek |
|
96 |
General |
increase a lot v.
|
daha fazla artmak |
|
97 |
General |
increase the radius of action v.
|
hareket alanını arttırmak |
|
98 |
General |
increase the radius of action v.
|
hareket alanını genişletmek |
|
99 |
General |
increase numerically v.
|
sayısal olarak artmak |
|
100 |
General |
increase in number v.
|
sayısal olarak artmak |
|
101 |
General |
increase one's scope v.
|
kapsamını genişletmek |
|
102 |
General |
increase one's salary v.
|
maaşını yükseltmek |
|
103 |
General |
increase one's salary v.
|
maaşına zam yapmak |
|
104 |
General |
increase one's speed v.
|
hızını arttırmak |
|
105 |
General |
increase one's salary v.
|
maaşını arttırmak |
|
106 |
General |
reflect the price increase v.
|
zammı yansıtmak |
|
107 |
General |
increase the number of v.
|
sayısını artırmak |
|
108 |
General |
increase the demand v.
|
talebi arttırmak |
|
109 |
General |
increase the demand v.
|
talebi yükseltmek |
|
110 |
General |
start to increase v.
|
artışa geçmek |
|
111 |
General |
start to increase v.
|
yükselişe geçmek |
|
112 |
General |
(one's profit) increase v.
|
karı yükselmek |
|
113 |
General |
increase in importance v.
|
önemi artmak |
|
114 |
General |
increase one's efficiency v.
|
etkinliğini artırmak |
|
115 |
General |
increase one's profitability v.
|
karlılığını arttırmak |
|
116 |
General |
increase the capacity v.
|
kapasite artırmak |
|
117 |
General |
increase profit v.
|
kar doğurmak |
|
118 |
General |
increase the capacity v.
|
kapasiteyi yükseltmek |
|
119 |
General |
increase the coordination v.
|
koordinasyonu arttırmak |
|
120 |
General |
increase the capacity v.
|
kapasiteyi arttırmak |
|
121 |
General |
increase one's importance v.
|
önemini arttırmak |
|
122 |
General |
be on increase v.
|
ivme yakalamak |
|
123 |
General |
increase the cost v.
|
maliyeti yükseltmek |
|
124 |
General |
increase share v.
|
pay artırmak |
|
125 |
General |
increase the tourism v.
|
turizmi artırmak |
|
126 |
General |
increase the significance of v.
|
önemini arttırmak |
|
127 |
General |
increase the capital v.
|
sermayeyi arttırmak |
|
128 |
General |
increase the cost v.
|
maliyeti artırmak |
|
129 |
General |
(one's length) to increase v.
|
boyu uzamak |
|
130 |
General |
increase skill v.
|
beceri geliştirmek |
|
131 |
General |
increase motivation v.
|
motivasyon artırmak |
|
132 |
General |
increase skill v.
|
yetenek geliştirmek |
|
133 |
General |
increase the price v.
|
fiyatı yükseltmek |
|
134 |
General |
increase the price v.
|
fiyatı artırmak |
|
135 |
General |
gradually increase v.
|
giderek artmak |
|
136 |
General |
gradually increase v.
|
aşama aşama artırmak |
|
137 |
General |
increase the tempo v.
|
tempoyu artırmak |
|
138 |
General |
(something's price) to increase v.
|
fiyatı artmak |
|
139 |
General |
something's price increase v.
|
fiyatı yükselmek |
|
140 |
General |
increase the production v.
|
üretimi artırmak |
|
141 |
General |
increase significantly v.
|
önemli oranda artmak |
|
142 |
General |
increase dramatically v.
|
önemli oranda artmak |
|
143 |
General |
increase considerably v.
|
önemli oranda artmak |
|
144 |
General |
increase enormously v.
|
önemli oranda artmak |
|
145 |
General |
increase substantially v.
|
önemli oranda artmak |
|
146 |
General |
increase the price v.
|
fiyatı yukarı çekmek |
|
147 |
General |
increase one's appetite v.
|
iştahını açmak |
|
148 |
General |
increase arithmetically v.
|
aritmetik olarak artmak |
|
149 |
General |
increase in intensity v.
|
yoğunluğunu artırmak |
|
150 |
General |
increase incrementally v.
|
katlanarak artmak |
|
151 |
General |
increase in number v.
|
sayısında artış olmak |
|
152 |
General |
increase the tension v.
|
gerilimi artırmak |
|
153 |
General |
increase the tension v.
|
gerginliği artırmak |
|
154 |
General |
increase the performance v.
|
performansı arttırmak |
|
155 |
General |
increase the average score v.
|
not ortalamasını yükseltmek |
|
156 |
General |
increase life-span v.
|
ömrü uzatmak |
|
157 |
General |
one's popularity to increase v.
|
popülaritesi artmak |
|
158 |
General |
show an increase v.
|
yükseliş göstermek |
|
159 |
General |
show an increase v.
|
yükseliş kaydetmek |
|
160 |
General |
increase revenue v.
|
gelir artırmak |
|
161 |
General |
increase income v.
|
gelir artırmak |
|
162 |
General |
increase the pain v.
|
acıyı artırmak |
|
163 |
General |
increase in value v.
|
değer kazanmak |
|
164 |
General |
increase the consumption v.
|
tüketimi artırmak |
|
165 |
General |
enhance/increase the employment opportunities v.
|
istihdam olanaklarını artırmak |
|
166 |
General |
have a tendency to increase v.
|
artış eğiliminde olmak |
|
167 |
General |
increase one's contribution v.
|
katkısını artırmak |
|
168 |
General |
increase the engine power v.
|
motor gücünü yükseltmek |
|
169 |
General |
increase the engine power v.
|
motor gücünü arttırmak |
|
170 |
General |
increase one's grade v.
|
notunu yükseltmek |
|
171 |
General |
increase one's grades v.
|
notlarını yükseltmek |
|
172 |
General |
increase grade v.
|
not yükseltmek |
|
173 |
General |
increase the strength v.
|
mukavemetini arttırmak |
|
174 |
General |
increase its strength v.
|
mukavemetini arttırmak |
|
175 |
General |
increase the pressure on someone v.
|
birinin üzerindeki baskıyı artırmak |
|
176 |
General |
increase sales from four million to six million dollars v.
|
satışları dört milyondan altı milyona artırmak |
|
177 |
General |
increase productivity v.
|
verimi arttırmak |
|
178 |
General |
increase the quality of life v.
|
yaşam kalitesini yükseltmek |
|
179 |
General |
increase the quality of living v.
|
yaşam kalitesini yükseltmek |
|
180 |
General |
increase the risk of injury v.
|
sakatlık riskini arttırmak |
|
181 |
General |
increase the risk of injury v.
|
sakatlık riskini artırmak |
|
182 |
General |
increase quality in education v.
|
eğitimde kaliteyi artırmak |
|
183 |
General |
increase one's appetite v.
|
iştahını artırmak |
|
184 |
General |
increase the rent by 10 percent v.
|
kiraya yüzde 10 zam yapmak |
|
185 |
General |
increase the rent by 10 percent v.
|
kirayı yüzde 10 arttırmak |
|
186 |
General |
increase the pressure on v.
|
üzerindeki baskıyı artırmak |
|
187 |
General |
increase the tension v.
|
tansiyonu yükseltmek |
|
188 |
General |
increase the tension v.
|
tansiyonu arttırmak |
|
189 |
General |
increase the tension v.
|
gerilimi tırmandırmak |
|
190 |
General |
increase the punishment v.
|
suçu ağırlaştırmak |
|
191 |
General |
increase in value v.
|
değer olarak artmak |
|
192 |
General |
increase the gap v.
|
makası açmak |
|
193 |
General |
shallow increase v.
|
ufak artış |
|
194 |
General |
show an increase v.
|
artış kaydetmek |
|
195 |
General |
show an increase v.
|
artış göstermek |
|
196 |
General |
increase profitability v.
|
karlılığı arttırmak |
|
197 |
General |
increase the value of (something) v.
|
değerini arttırmak |
|
198 |
General |
increase the value of (something) v.
|
değerini arttırmak |
|
199 |
General |
increase the portfolio v.
|
portföyü artırmak |
|
200 |
General |
increase threefold v.
|
üçe katlanmak |
|
201 |
General |
on the increase adj.
|
gittikçe artmakta |
|
Phrasals |
|
202 |
Phrasals |
increase (something) from (something) v.
|
(bir şeyden bir şeye) yükseltmek |
|
203 |
Phrasals |
increase (something) from (something) v.
|
(bir şeyden bir şeye) çıkarmak |
|
204 |
Phrasals |
increase (something) from (something) v.
|
(bir boyuttan bir boyuta) büyütmek |
|
205 |
Phrasals |
increase something (from something) (to something) v.
|
bir şeyi (bir şeyden bir şeye) yükseltmek |
|
206 |
Phrasals |
increase something (from something) (to something) v.
|
bir şeyi (bir şeyden bir şeye) çıkarmak |
|
207 |
Phrasals |
increase something (from something) (to something) v.
|
bir şeyi (bir boyuttan bir boyuta) büyütmek |
|
208 |
Phrasals |
increase (something) by (something) v.
|
(bir şeyi bir oranda/seviyede) artırmak |
|
209 |
Phrasals |
increase (something) by (something) v.
|
(bir şeyi bir oranda/seviyede) genişletmek |
|
210 |
Phrasals |
increase in v.
|
(bir şey) artışı/büyümesi/gelişmesi |
|
211 |
Phrasals |
increase in (something) v.
|
(bir yönden) gelişmek/büyümek |
|
Phrases |
|
212 |
Phrases |
there's an increase expr.
|
artış gözlendi |
|
Idioms |
|
213 |
Idioms |
increase by leaps and bounds v.
|
hızla artmak |
|
Speaking |
|
214 |
Speaking |
how can I increase my height? expr.
|
boyumu nasıl uzatabilirim? |
|
Trade/Economic |
|
215 |
Trade/Economic |
increase margin n.
|
artırım payı |
|
216 |
Trade/Economic |
increase in supply n.
|
arzın artması |
|
217 |
Trade/Economic |
increase/decrease rate n.
|
artış azalış oranı |
|
218 |
Trade/Economic |
percentage increase n.
|
artış yüzdesi |
|
219 |
Trade/Economic |
assets increase n.
|
aktif çoğalması |
|
220 |
Trade/Economic |
increase rate n.
|
artma oranı |
|
221 |
Trade/Economic |
rate of increase n.
|
artma oranı |
|
222 |
Trade/Economic |
increase/decrease percentage n.
|
artış azalış yüzdesi |
|
223 |
Trade/Economic |
increase of assets n.
|
aktif artışı |
|
224 |
Trade/Economic |
increase in assets n.
|
aktifte çoğalma |
|
225 |
Trade/Economic |
increase or decrease occurred depreciation expenses of the period because of changes in depreciation methods and depreciation calculating techniques n.
|
amortisman hesaplama yöntemleri ile bu yöntemlerde yapılan değişikliklerin dönemin amortisman giderlerinde meydana getirdiği artış veya azalış |
|
226 |
Trade/Economic |
temporary increase n.
|
arızi yükselme |
|
227 |
Trade/Economic |
increase duty n.
|
artan gümrük resmi |
|
228 |
Trade/Economic |
rate of increase n.
|
artış hızı |
|
229 |
Trade/Economic |
increase in supply n.
|
arz artışı |
|
230 |
Trade/Economic |
increase in supply n.
|
arz eğrisinde kayma |
|
231 |
Trade/Economic |
slight increase n.
|
az artış |
|
232 |
Trade/Economic |
paid capital increase n.
|
bedelli sermaye arttırımı |
|
233 |
Trade/Economic |
capital increase through rights issues n.
|
bedelli sermaye artırımı |
|
234 |
Trade/Economic |
capital increase by bonus issue n.
|
bedelsiz sermaye artırımı |
|
235 |
Trade/Economic |
increase in copper prices n.
|
bakır fiyatlarındaki artış |
|
236 |
Trade/Economic |
paid capital increase n.
|
bedeli ödenmiş sermaye artırımı |
|
237 |
Trade/Economic |
capital increase through bonus issues n.
|
bedelsiz sermaye artırımı |
|
238 |
Trade/Economic |
capital increase through rights issues n.
|
bedelli sermaye arttırımı |
|
239 |
Trade/Economic |
capital increase by bonus issue n.
|
bedelsiz sermaye artışı |
|
240 |
Trade/Economic |
gains from the increase stock markets n.
|
borsada oluşan değer artışları |
|
241 |
Trade/Economic |
amount of revaluation increase in current period n.
|
cari dönemde ortaya çıkan yeniden değerleme artışları |
|
242 |
Trade/Economic |
increase of value n.
|
değer artışı |
|
243 |
Trade/Economic |
increase in value n.
|
değer artışı |
|
244 |
Trade/Economic |
natural increase of population n.
|
doğal nüfus artışı |
|
245 |
Trade/Economic |
increase in non-current assets n.
|
duran varlıkların tutarında artış |
|
246 |
Trade/Economic |
increase in current assets n.
|
dönen varlıkların tutarında artış |
|
247 |
Trade/Economic |
electricity price increase n.
|
elektrik zammı |
|
248 |
Trade/Economic |
electricity price increase n.
|
elektriğe zam |
|
249 |
Trade/Economic |
price increase analysis n.
|
fiyat artış analizi |
|
250 |
Trade/Economic |
increase of price n.
|
fiyat artışı |
|
251 |
Trade/Economic |
non-transitory increase n.
|
geçici olmayan artış |
|
252 |
Trade/Economic |
increase of price n.
|
fiyatın yükselmesi |
|
253 |
Trade/Economic |
hidden price increase n.
|
gizli fiyat artışı |
|
254 |
Trade/Economic |
across the board increase n.
|
geniş kapsamlı maaş zammı |
|
255 |
Trade/Economic |
slight increase in value n.
|
hafif değer artışı |
|
256 |
Trade/Economic |
violent price increase n.
|
hızlı fiyat artışı |
|
257 |
Trade/Economic |
slight increase n.
|
hafif zam |
|
258 |
Trade/Economic |
rapid increase n.
|
hızlı yükseliş |
|
259 |
Trade/Economic |
rate of employment increase n.
|
istihdam artış oranı |
|
260 |
Trade/Economic |
export increase n.
|
ihracat artışı |
|
261 |
Trade/Economic |
increase of the provision n.
|
ihtiyatın çoğalması |
|
262 |
Trade/Economic |
amount of non-paid up shares received from participations and subsidiaries due to capital increase realised from internal resources n.
|
iştirakler ve bağlı ortaklıklarda içsel kaynaklardan yapılan sermaye artırımı nedeniyle elde edilen bedelsiz hisse senedi tutarları |
|
263 |
Trade/Economic |
employment increase n.
|
istihdam artışı |
|
264 |
Trade/Economic |
capacity increase n.
|
kapasite artışı |
|
265 |
Trade/Economic |
non-transitory increase n.
|
kalıcı artış |
|
266 |
Trade/Economic |
increase of capacity n.
|
kapasite artışı |
|
267 |
Trade/Economic |
capacity increase n.
|
kapasite gelişimi |
|
268 |
Trade/Economic |
profitability increase n.
|
karlılığın artması |
|
269 |
Trade/Economic |
increase in short term foreign sources n.
|
kısa vadeli borçlarda artış |
|
270 |
Trade/Economic |
cash received from increase in short term liabilities n.
|
kısa vadeli yabancı kaynak artışlardan sağlanan nakit |
|
271 |
Trade/Economic |
rent increase rate n.
|
kira artış oranı |
|
272 |
Trade/Economic |
expenses of formation and capital increase n.
|
kuruluş masrafları ve sermaye artışı |
|
273 |
Trade/Economic |
salary increase n.
|
maaş artışı |
|
274 |
Trade/Economic |
pay increase n.
|
maaş zammı |
|
275 |
Trade/Economic |
tax base increase n.
|
matrah arttırımı |
|
276 |
Trade/Economic |
merit increase n.
|
liyakat zammı |
|
277 |
Trade/Economic |
wage increase n.
|
maaş artışı |
|
278 |
Trade/Economic |
pay increase n.
|
maaş artışı |
|
279 |
Trade/Economic |
cost increase n.
|
maliyetin tahmin edilen tutarı aşması |
|
280 |
Trade/Economic |
limit increase demand n.
|
limit artırım talebi |
|
281 |
Trade/Economic |
wage increase and compensations n.
|
maaş zamları ve tazminatlar |
|
282 |
Trade/Economic |
cost increase fund n.
|
maliyet bedeli artışları fonu |
|
283 |
Trade/Economic |
salary increase rate n.
|
maaş artış/zammı oranı |
|
284 |
Trade/Economic |
wage increase n.
|
maaş zammı |
|
285 |
Trade/Economic |
cost increase n.
|
maliyet artışı |
|
286 |
Trade/Economic |
merit salary increase n.
|
liyakata göre maaş artışı |
|
287 |
Trade/Economic |
salary increase n.
|
maaş zammı |
|
288 |
Trade/Economic |
increase in stocks of finished goods and in work in progress n.
|
mamul ve yarı mamul stoklarındaki artışlar |
|
289 |
Trade/Economic |
limit increase n.
|
limit artırımı |
|
290 |
Trade/Economic |
cost increase fund n.
|
maliyet artış fonu |
|
291 |
Trade/Economic |
tax base increase n.
|
matrah artırımı |
|
292 |
Trade/Economic |
increase in cash n.
|
nakit artışı |
|
293 |
Trade/Economic |
net increase n.
|
net artış |
|
294 |
Trade/Economic |
automatic salary increase n.
|
normal maaş artışı |
|
295 |
Trade/Economic |
relative price increase n.
|
nispi fiyat artışı |
|
296 |
Trade/Economic |
population increase n.
|
nüfus artışı |
|
297 |
Trade/Economic |
population increase n.
|
nüfus artış hızı |
|
298 |
Trade/Economic |
increase in liabilities n.
|
pasiflerde çoğalma |
|
299 |
Trade/Economic |
liability increase n.
|
pasif artışı |
|
300 |
Trade/Economic |
liability increase n.
|
pasifteki artma |
|
301 |
Trade/Economic |
sales increase n.
|
satış artışı |
|
302 |
Trade/Economic |
record increase n.
|
rekor artış |
|
303 |
Trade/Economic |
pronounced increase in the risk premium n.
|
risk priminde kayda değer artış |
|
304 |
Trade/Economic |
constant increase n.
|
sabit artış |
|
305 |
Trade/Economic |
capital increase n.
|
sermayenin artırılması |
|
306 |
Trade/Economic |
capital increase n.
|
sermaya arttırma |
|
307 |
Trade/Economic |
capital increase n.
|
sermaye arttırımı |
|
308 |
Trade/Economic |
capital increase n.
|
sermaye artırımı |
|
309 |
Trade/Economic |
increase of capital n.
|
sermaye artırımı |
|
310 |
Trade/Economic |
increase of capital n.
|
sermayenin yükseltilmesi |
|
311 |
Trade/Economic |
cash received from share capital increase n.
|
sermaye artışlarından sağlanan nakit |
|
312 |
Trade/Economic |
increase of capital n.
|
sermayenin çoğaltılması |
|
313 |
Trade/Economic |
increase of capital n.
|
sermaye artışı |
|
314 |
Trade/Economic |
capital increase n.
|
sermaye artırımı |
|
315 |
Trade/Economic |
amortization of capitalized capital increase costs n.
|
sermayeye ekli sermaye artış giderleri amortismanı |
|
316 |
Trade/Economic |
capital increase n.
|
sermaye artışı |
|
317 |
Trade/Economic |
share capital increase n.
|
sermaye artırımı |
|
318 |
Trade/Economic |
water price increase n.
|
suya zam |
|
319 |
Trade/Economic |
water price increase n.
|
su zammı |
|
320 |
Trade/Economic |
continuous price increase n.
|
sürekli fiyat artışı |
|
321 |
Trade/Economic |
stable increase n.
|
stabil artış |
|
322 |
Trade/Economic |
continuous increase n.
|
sürekli artış |
|
323 |
Trade/Economic |
increase-decrease in stocks and work in progress n.
|
stoklardaki artış ve azalmalar ile devam eden işler |
|
324 |
Trade/Economic |
increase-decrease in stocks n.
|
stoklardaki artış ve azalmalar |
|
325 |
Trade/Economic |
increase in inventories n.
|
stoklardaki artışlar |
|
326 |
Trade/Economic |
increase in demand n.
|
talebin artması |
|
327 |
Trade/Economic |
increase in trade payables n.
|
ticari borçlardaki artışlar |
|
328 |
Trade/Economic |
promotional salary increase n.
|
terfi sonucu maaşın artması |
|
329 |
Trade/Economic |
increase in demand n.
|
talep eğrisinde kayma |
|
330 |
Trade/Economic |
increase in trade receivables n.
|
ticari alacaklardaki artışlar |
|
331 |
Trade/Economic |
increase in demand n.
|
talep artışı |
|
332 |
Trade/Economic |
cost increase fund n.
|
tesise katılma payları |
|
333 |
Trade/Economic |
demand increase n.
|
talep artışı |
|
334 |
Trade/Economic |
wage increase n.
|
ücret zammı |
|
335 |
Trade/Economic |
increase in productivity n.
|
verim artışı |
|
336 |
Trade/Economic |
increase in pay n.
|
ücret artışı |
|
337 |
Trade/Economic |
tax increase n.
|
vergi artışı |
|
338 |
Trade/Economic |
salary increase n.
|
ücret artışı |
|
339 |
Trade/Economic |
pay increase n.
|
ücret artışı |
|
340 |
Trade/Economic |
salary increase n.
|
ücret zammı |
|
341 |
Trade/Economic |
wage increase n.
|
ücret artışı |
|
342 |
Trade/Economic |
increase in long term foreign sources n.
|
uzun vadeli borçlarda artış |
|
343 |
Trade/Economic |
cash received from increase in long term liabilities n.
|
uzun vadeli yabancı kaynak artışlardan sağlanan nakit |
|
344 |
Trade/Economic |
increase in efficiency n.
|
verim artışı |
|
345 |
Trade/Economic |
increase of taxation n.
|
vergi artışı |
|
346 |
Trade/Economic |
yield increase n.
|
verim artışı |
|
347 |
Trade/Economic |
linear increase of taxation n.
|
verginin doğrusal artırılması |
|
348 |
Trade/Economic |
increase rate n.
|
yükselme oranı |
|
349 |
Trade/Economic |
high increase n.
|
yüksek artış |
|
350 |
Trade/Economic |
rate of increase n.
|
yükselme oranı |
|
351 |
Trade/Economic |
across-the-board increase n.
|
seyyanen zam |
|
352 |
Trade/Economic |
same wage increase n.
|
seyyanen zam |
|
353 |
Trade/Economic |
same salary increase n.
|
seyyanen zam |
|
354 |
Trade/Economic |
equal pay increase n.
|
seyyanen zam |
|
355 |
Trade/Economic |
equal salary increase n.
|
seyyanen zam |
|
356 |
Trade/Economic |
increase the price v.
|
fiyatı yükseltmek |
|
357 |
Trade/Economic |
increase the employment opportunities v.
|
istihdam olanaklarını artırmak |
|
358 |
Trade/Economic |
increase the crisis v.
|
krizi tırmandırmak |
|
359 |
Trade/Economic |
increase one's market share v.
|
pazar payını arttırmak |
|
360 |
Trade/Economic |
be on the increase v.
|
yükselmekte olmak |
|
Law |
|
361 |
Law |
penalty increase n.
|
ceza artırımı |
|
362 |
Law |
rent increase n.
|
kira zammı |
|
Politics |
|
363 |
Politics |
ad hoc quota increase n.
|
geçici olarak kotalarının artırılması |
|
364 |
Politics |
quota increase n.
|
kota artışı |
|
365 |
Politics |
quota increase n.
|
kotaların artırılması |
|
366 |
Politics |
selective capital increase n.
|
seçici sermaye artışı |
|
367 |
Politics |
longevity increase n.
|
uzun hizmet zamanı |
|
Media |
|
368 |
Media |
increase one’s circulation v.
|
tirajını artırmak |
|
Technical |
|
369 |
Technical |
rate of increase n.
|
artış hızı |
|
370 |
Technical |
increase in pressure n.
|
basınç artımı |
|
371 |
Technical |
increase of pressure n.
|
basıncın yükselmesi |
|
372 |
Technical |
increase of pressure n.
|
basıncın artması |
|
373 |
Technical |
increase of pressure n.
|
basınç artışı |
|
374 |
Technical |
pressure increase ratio n.
|
basınç artması oranı |
|
375 |
Technical |
increase in pressure n.
|
basınç yükselmesi |
|
376 |
Technical |
increase of strain n.
|
deformasyon artması |
|
377 |
Technical |
increase of stress n.
|
gerilme artımı |
|
378 |
Technical |
increase in volume n.
|
hacim artması |
|
379 |
Technical |
increase of tension n.
|
gerilimin yükselmesi |
|
380 |
Technical |
increase in volume n.
|
hacim büyümesi |
|
381 |
Technical |
stress increase n.
|
gerilim artması |
|
382 |
Technical |
increase in volume n.
|
hacimce büyüme |
|
383 |
Technical |
temperature increase n.
|
ısı artışı |
|
384 |
Technical |
increase in thickness n.
|
kalınlık artışı |
|
385 |
Technical |
measurement of mass increase n.
|
kütle artışının ölçülmesi |
|
386 |
Technical |
strength increase n.
|
mukavemet artışı |
|
387 |
Technical |
increase in ambient pressure n.
|
ortam basıncındaki artış |
|
388 |
Technical |
increase in ambient pressure n.
|
ortam basıncında artış |
|
389 |
Technical |
increase in settlement n.
|
oturmada artma |
|
390 |
Technical |
increase in settlement n.
|
oturmanın artması |
|
391 |
Technical |
increase of the level of n.
|
seviyesinin artması |
|
392 |
Technical |
increase of tension n.
|
voltaj yükselmesi |
|
393 |
Technical |
increase in load n.
|
yük artması |
|
394 |
Technical |
increase in load n.
|
yükteki artma |
|
Computer |
|
395 |
Computer |
increase hanging indent expr.
|
asılı girintiyi artır |
|
396 |
Computer |
increase vertical space expr.
|
dikey aralığı artır |
|
397 |
Computer |
increase indent expr.
|
girintiyi artır |
|
398 |
Computer |
increase decimal expr.
|
ondalık artır |
|
399 |
Computer |
increase the point size expr.
|
puntoyu büyüt |
|
400 |
Computer |
increase the point size expr.
|
puntoyu büyült |
|
401 |
Computer |
increase font size expr.
|
yazıtipi boyutunu artır |
|
402 |
Computer |
increase horizontal space expr.
|
yatay aralığı artır |
|
403 |
Computer |
increase font size expr.
|
yazıtipi boyutunu büyüt |
|
Telecom |
|
404 |
Telecom |
shielding increase n.
|
ekranlama artışı |
|
Electric |
|
405 |
Electric |
increase the voltage v.
|
voltajı yükseltmek |
|
Automotive |
|
406 |
Automotive |
pressure increase valve n.
|
basınç yükseltici valf |
|
407 |
Automotive |
fuel increase n.
|
yakıt arttırma |
|
408 |
Automotive |
increase cycle n.
|
yükseltme çevrimi |
|
Traffic |
|
409 |
Traffic |
(traffic) increase v.
|
trafik yoğunlaşmak |
|
Medical |
|
410 |
Medical |
abnormal cell increase n.
|
anormal hücre çoğalması |
|
411 |
Medical |
increase in atrial filling n.
|
atrial doluşta artma |
|
412 |
Medical |
increase in sputum purulence n.
|
balgam pürülansında artış |
|
413 |
Medical |
increase of bilirubin level n.
|
bilirubin düzeyinin yükselmesi |
|
414 |
Medical |
increase in skin thickness n.
|
deri kalınlığında artış |
|
415 |
Medical |
increase in skin thickness n.
|
deri kalınlığının artması |
|
416 |
Medical |
increase in folic acid level n.
|
folik asit düzeyinde artış |
|
417 |
Medical |
rapidly progressive increase in shortness of breath n.
|
gittikçe ilerleyen nefes darlığı |
|
418 |
Medical |
intracellular calcium increase n.
|
hücre-içi kalsiyum artışı |
|
419 |
Medical |
increase in number of patients n.
|
hasta sayısındaki artış |
|
420 |
Medical |
increase in intracranial pressure n.
|
intrakraniyal basıncın artışı |
|
421 |
Medical |
intracellular calcium increase n.
|
intrasellüler kalsiyum artışı |
|
422 |
Medical |
increase in the liver function tests n.
|
karaciğer fonksiyon testlerinde yükselme |
|
423 |
Medical |
acute increase in intra-abdominal pressure n.
|
karın içi basıncında akut artış |
|
424 |
Medical |
cortical perfusion increase n.
|
kortikal perfüzyon artışı |
|
425 |
Medical |
mitotic activity increase n.
|
mitotik aktivite artışı |
|
426 |
Medical |
mitochondrial increase n.
|
mitokondriyon artışı |
|
427 |
Medical |
palmitoylcarnitine-induced increase in intracellular calcium level n.
|
palmitoil karnitinin indüklediği hücre içi kalsiyum artışı |
|
428 |
Medical |
increase of pericardial echogenity n.
|
perikardial ekojenite artışı |
|
429 |
Medical |
sympathetic tonus increase n.
|
sempatik tonus artışı |
|
430 |
Medical |
increase in troponin level n.
|
troponin düzeyinde yükselme |
|
431 |
Medical |
increase in body temperature n.
|
vücut ısısında artış |
|
432 |
Medical |
increase testosterone levels v.
|
testosteron düzeylerini yükseltmek |
|
433 |
Medical |
increase with age v.
|
yaşla artmak |
|
434 |
Medical |
increase fluid intake expr.
|
sıvı alımını artırın |
|
Physics |
|
435 |
Physics |
quantum increase n.
|
kuantum artış |
|
Marine Biology |
|
436 |
Marine Biology |
instantaneous rate of natural increase n.
|
anlık doğal artış oranı |
|
437 |
Marine Biology |
rate of natural increase n.
|
doğal artış oranı |
|
438 |
Marine Biology |
intrinsic rate of increase n.
|
içsel artış oranı |
|
Geology |
|
439 |
Geology |
load increase n.
|
yük artışı |
|
Military |
|
440 |
Military |
length of service increase n.
|
hizmet zammı |
|
441 |
Military |
increase twist n.
|
tüfek namlusunda açısı namluya doğru artan yiv |
|
Sport |
|
442 |
Sport |
increase of weights n.
|
ağırlık artırımı |
|
443 |
Sport |
increase the speed v.
|
sürat artırmak |
|