vote

Significados de "vote" en diccionario turco inglés : 38 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
Common Usage
1	Common Usage	vote n.	oy
We Swedish Social Democrats present this explanation of vote concerning the following points. Biz İsveçli Sosyal Demokratlar aşağıdaki hususlarla ilgili olarak bu oy açıklamasını sunuyoruz. More Sentences
2	Common Usage	vote v.	oy vermek
But if you voted on this then I will not put the question. Ama bu konuda oy verdiyseniz o zaman soru sormayacağım. More Sentences
3	Common Usage	vote v.	oy kullanmak
I voted in favour of this report. Ben bu raporun lehinde oy kullandım. More Sentences
4	Common Usage	vote v.	oylamak
The vote will take place tomorrow at noon. Oylama yarın öğlen yapılacak. More Sentences
5	Common Usage	vote v.	rey vermek
Tom said he wasn't old enough to vote. Tom rey vermeye yaşının yetmediğini söyledi. More Sentences
General
6	General	vote n.	oylama
On the advice of the rapporteur, this thus seems surplus to requirements in the light of earlier votes. Raportörün tavsiyesi üzerine, daha önce yapılan oylamalar ışığında bu değişiklik ihtiyaç fazlası olarak görülmektedir. More Sentences
7	General	vote n.	karar
This was reflected in the unanimous vote in our committee. Bu durum komitemizde oy birliğiyle alınan karara da yansımıştır. More Sentences
8	General	vote n.	oy
They were passed unanimously without any votes against, which I understand may be a rare if not unique event. Oybirliğiyle kabul edilen karar tasarısına karşı oy çıkmadı, ki bunun nadir görülen bir durum olduğunu anlıyorum. More Sentences
9	General	vote n.	oy hakkı
In addition, it is also necessary to give the applicant states a vote in this important debate. Ayrıca bu önemli tartışmada başvuran devletlere de bir oy hakkı verilmesi gerekmektedir. More Sentences
10	General	vote v.	oy kullanmak
As a result, we did not vote in favour of the report. Sonuç olarak rapor lehinde oy kullanmadık. More Sentences
11	General	vote v.	oylamak
The vote will take place today at 5.30 p.m. Oylama bugün saat 17.30'da gerçekleştirilecek. More Sentences
12	General	vote v.	oy vermek
I would ask you, ladies and gentlemen, when voting, to pay careful attention to this as well. Bayanlar ve baylar, oy verirken buna da dikkat etmenizi rica ediyorum. More Sentences
Politics
13	Politics	vote n.	oylama
We will in fact be asked to vote tomorrow on two amendments that partially meet our concerns. Aslında yarın endişelerimizi kısmen karşılayan iki değişikliği oylamamız istenecek. More Sentences
14	Politics	vote v.	oy kullanmak
If matters proceed as formulated by the spokesman, we will vote against them. Eğer konular sözcünün ifade ettiği şekilde ilerlerse, biz de aleyhte oy kullanacağız. More Sentences
Technical
15	Technical	vote v.	oy vermek
The way a person votes is a strange way of defining neutrality. Bir kişinin oy verme şekli tarafsızlığı tanımlamanın garip bir yoludur. More Sentences
Common Usage
16	Common Usage	vote n.	rey
General
17	General	vote n.	oylanan şey
18	General	vote n.	seçim sonucu
19	General	vote n.	rey
20	General	vote n.	oy pusulası
21	General	vote n.	oy toplamı
22	General	vote n.	kuvvetli arzu
23	General	vote n.	dilek
24	General	vote n.	rica dilekçesi
25	General	vote v.	oylayarak kararlaştırmak
26	General	vote v.	ilan etmek
27	General	vote v.	önermek
28	General	vote v.	bildirmek
29	General	vote v.	teklif etmek
30	General	vote v.	görüş beyan etmek
Politics
31	Politics	vote n.	bazı ortak ve belirleyici özelliklere sahip bir grup seçmen
32	Politics	vote n.	seçmen
33	Politics	vote n.	oy kullanan
34	Politics	vote n.	oy veren kimse
35	Politics	vote n.	oy pusulası
36	Politics	vote v.	oy kullanmak (rey vb)
37	Politics	vote v.	seçimle yenmek
Technical
38	Technical	vote v.	önermek

Significados de "vote" con otros términos en diccionario inglés turco: 358 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
General
1	General	majority vote n.	çoğunluk oyu
That is why I feel that we must go all the way and push for a majority vote at Barcelona too. Bu nedenle sonuna kadar gitmemiz ve Barselona'da da çoğunluk oyu için bastırmamız gerektiğini düşünüyorum. More Sentences
2	General	right to vote n.	oy hakkı
We are, then, creating the conditions for European lists and for a uniform European right to vote. O halde Avrupa listeleri ve tek tip bir Avrupa oy hakkı için gerekli koşulları yaratıyoruz. More Sentences
3	General	vote against v.	aleyhinde oy kullanmak
This is a method that we reject and hence our vote against this proposal. Bu bizim reddettiğimiz bir yöntemdir ve dolayısıyla biz bu teklifin aleyhinde oy kullanacağız. More Sentences
4	General	vote for v.	oy vermek
Those who voted for these provisions know full well what they are doing. Bu hükümlere oy verenler ne yaptıklarını gayet iyi bilmektedirler. More Sentences
5	General	vote against v.	karşı oy kullanmak
For these reasons, we voted against this proposal. Bu nedenlerle, bu teklife karşı oy kullandık. More Sentences
6	General	vote for v.	lehinde oy vermek
This motion is positive and we will vote for it. Bu önerge olumludur ve biz de bunun lehinde oy vereceğiz. More Sentences
7	General	take a vote v.	oylama yapmak
We'll take a vote. Oylama yapacağız. More Sentences
8	General	vote against v.	karşı oy kullanmak
Yet I confess I voted against placing this issue on the agenda. Yine de itiraf etmeliyim ki bu konunun gündeme alınmasına karşı oy kullandım. More Sentences
9	General	have a vote v.	oylama yapmak
So we should not be having a vote on it at all. Bu yüzden bu konuda hiç oylama yapmamalıyız. More Sentences
Phrasals
10	Phrasals	vote in v.	(seçim sırasında) oy vermek
People do not vote in order to meet a ritual obligation which they do not experience as useful. İnsanlar faydalı olduğunu düşünmedikleri ritüel bir yükümlülüğü yerine getirmek için oy vermiyorlar. More Sentences
11	Phrasals	vote for (someone or something) v.	(bir aday/teklif) lehinde oy kullanmak
With this in mind, I therefore voted for the Musotto report. Bu düşüncelerle Musotto raporu lehinde oy kullandım. More Sentences
12	Phrasals	vote for (someone or something) v.	(bir şeyi) tercih etmek
This is not to say that this is a bad intervention, but I would vote for an opt-in system for e-mails. Bu, bunun kötü bir müdahale olduğu anlamına gelmiyor ancak ben e-postalar için bir katılım sistemini tercih ederdim. More Sentences
Trade/Economic
13	Trade/Economic	majority vote n.	çoğunluk oyu
Majority voting by Parliament on legislation as a general rule, which we also welcome. Genel bir kural olarak Parlamento'nun mevzuat üzerinde çoğunluk oyu kullanmasını da memnuniyetle karşılıyoruz. More Sentences
14	Trade/Economic	by unanimous vote expr.	oy birliği ile
In this instance, however, the Council can decide by unanimous vote to apply the codecision procedure. Ancak bu durumda Konsey, oy birliği ile karar alma prosedürünün uygulanmasına karar verebilir. More Sentences
Law
15	Law	vote of confidence n.	güvenoyu
Meanwhile, we have to offer the Commission a vote of confidence. Bu arada Komisyon'a güvenoyu vermemiz gerekiyor. More Sentences
16	Law	vote of confidence n.	güvenoyu
Meanwhile, we have to offer the Commission a vote of confidence. Bu arada, Komisyon'a güvenoyu vermemiz gerekiyor. More Sentences
17	Law	right to vote n.	oy hakkı
It expressly confirmed that only last year, when the uniform right to vote was introduced. Geçen yıl tek tip oy hakkı getirildiğinde bu açıkça teyit edildi. More Sentences
18	Law	right to vote n.	oy hakkı
The 20th century began with women fighting for the right to vote. 20. yüzyıl kadınların oy hakkı için mücadele etmesiyle başladı. More Sentences
Politics
19	Politics	vote of confidence n.	güvenoyu
You gave me your vote of confidence on the basis of a political line! Bana güvenoyunuzu siyasi bir çizgiye dayanarak verdiniz! More Sentences
20	Politics	vote in favour n.	lehte oy
This is why we have abstained overall and have voted in favour in the particular case of Cyprus. Bu nedenle genel olarak çekimser kaldık ve Kıbrıs özelinde lehte oy kullandık. More Sentences
21	Politics	right to vote n.	oy hakkı
Member States' exclusion of this small territory from the right to vote reflects no credit on them. Üye Devletlerin bu küçük bölgeyi oy hakkından mahrum bırakması, onlara hiçbir itibar kazandırmaz. More Sentences
General
22	General	direct popular vote n.	doğrudan halk oylaması
23	General	the popular vote n.	halkoyu
24	General	vote of confidence n.	güven oylaması
25	General	abstaining vote n.	çekimser oy
26	General	open vote n.	açık oylama
27	General	vote of no confidence n.	güvensizlik oyu
28	General	ballot vote n.	oy
29	General	negative vote n.	aleyhte verilen oy
30	General	negative vote n.	aleyhte oy
31	General	runoff vote n.	balotaj
32	General	the vote n.	oy hakkı
33	General	secret vote n.	gizli oy
34	General	valid vote n.	geçerli oy
35	General	open vote n.	açık oy
36	General	negative vote n.	kırmızı oy
37	General	positive vote n.	beyaz oy
38	General	vote of confidence n.	güven oyu
39	General	swing vote n.	seçimin kaderini etkileyecek derecede potansiyele sahip oy
40	General	popular vote n.	halkın oyu
41	General	popular vote n.	geçerli oylar
42	General	vote collector n.	oy toplayıcı
43	General	vote of thanks n.	kısa teşekkür konuşması
44	General	vote of thanks n.	teşekkür hitabı
45	General	tie-breaking vote n.	eşitliği bozan oy
46	General	tie-breaking vote n.	beraberliği bozan oy
47	General	roll call vote n.	yoklama usulüyle yapılan oylama
48	General	roll call vote n.	ad okuyarak yapılan oylama
49	General	youth vote n.	genç kesimin oyu
50	General	youth vote n.	gençlerin oyu
51	General	block vote n.	toplu oy
52	General	block vote n.	blok oy
53	General	affirmative vote n.	olumlu oy
54	General	call a vote n.	oylama yapmak
55	General	cast an affirmative vote v.	lehte oy vermek
56	General	receive a vote of confidence v.	güvenoyu almak
57	General	vote out v.	seçim kazanmak
58	General	take the vote v.	oylama yapmak
59	General	vote out v.	aleyhde oy vermek
60	General	vote someone out v.	birine oy vermeyerek görevden uzaklaştırmak
61	General	cast one's vote v.	oy vermek
62	General	put something to the vote v.	oya koymak
63	General	put to the vote v.	oya koymak
64	General	put something to a vote v.	bir şeyi oya sunmak
65	General	lose a vote of confidence v.	güvenoyu almamak
66	General	give a vote of confidence v.	güvenoyu vermek
67	General	be put to a vote v.	oylanmak
68	General	win a vote of confidence v.	güvenoyu almak
69	General	vote something down v.	aleyhinde oy kullanarak bir şeye engel olmak
70	General	obtain a vote of confidence v.	güvenoyu almak
71	General	cast a vote v.	oy vermek
72	General	vote out v.	karşı oy kullanmak
73	General	take a vote of confidence v.	güvenoyu için oylama yapmak
74	General	vote someone in v.	birine oy vererek göreve getirmek
75	General	vote against v.	aleyhinde oy vermek
76	General	put something to a vote v.	reye koymak
77	General	put to the vote v.	oylamaya koymak
78	General	put to the vote v.	oylamak
79	General	take a vote on v.	oya sunmak
80	General	put to the vote v.	oya sunmak
81	General	vote in person v.	şahsen oy vermek
82	General	take vote v.	oy almak
83	General	refrain from a vote v.	çekimser oy kullanmak
84	General	abstain from a vote v.	çekimser oy kullanmak
85	General	vote in favor v.	evet oyu kullanmak
86	General	put something to the vote v.	oylamaya sunmak
87	General	receive vote v.	oy almak
88	General	put something to vote v.	oya sunmak
89	General	be eligible to vote v.	oy kullanma yaşında olmak
90	General	be entitled to vote v.	oy kullanma yaşında olmak
91	General	put something to vote v.	oylamaya sunmak
92	General	receive vote of confidence v.	güven oyu almak
93	General	vote by proxy v.	vekaleten oy kullanmak
94	General	act as a vote-hunter v.	oy avcılığı yapmak
95	General	vote by proxy v.	vekaleten oy vermek
96	General	collect vote from the blood of martyr v.	şehit kanından oy devşirmek
97	General	vote democrat v.	demokratlara oy vermek
98	General	vote on the proposal v.	öneriyi/teklifi oylamak
99	General	have a vote v.	seçime gitmek
100	General	have a vote v.	oylamaya gitmek
101	General	be eligible to vote v.	oy kullanma ehliyeti olmak
102	General	vote with your wallet v.	cebini düşünerek oy kullanmak
103	General	entitled to vote adj.	oy hakkına sahip
104	General	qualified to vote adj.	oy hakkına sahip
105	General	by a vote of thirteen to twelve adv.	on ikiye karşı on üç oyla
106	General	by a unanimous vote adv.	oybirliği ile
107	General	bring that up again and we'll vote on it interj.	konuyu tekrar aç ve oylayalım
Phrasals
108	Phrasals	vote down v.	oylamayla reddetmek
109	Phrasals	vote down v.	oylayarak mağlup etmek
110	Phrasals	vote down v.	sandığa gömmek
111	Phrasals	vote (one) into (something) v.	(birini bir şeye) seçmek
112	Phrasals	vote (one) into (something) v.	(birini) seçerek (bir konuma) getirmek
113	Phrasals	vote (one) into (something) v.	(birini bir şeye) oyla/oy vererek seçmek
114	Phrasals	vote (one) into (something) v.	(birini) seçimle (bir konuma) getirmek
115	Phrasals	vote someone into something v.	birini bir şeye seçmek
116	Phrasals	vote someone into something v.	birini seçerek bir konuma getirmek
117	Phrasals	vote someone into something v.	birini bir şeye oyla/oy vererek seçmek
118	Phrasals	vote someone into something v.	birini seçimle bir konuma getirmek
119	Phrasals	vote someone in v.	birini bir şeye seçmek
120	Phrasals	vote someone in v.	birini seçerek bir konuma getirmek
121	Phrasals	vote someone in v.	birini bir şeye oyla/oy vererek seçmek
122	Phrasals	vote someone in v.	birini seçimle bir konuma getirmek
123	Phrasals	vote into v.	-e seçmek
124	Phrasals	vote into v.	seçerek bir konuma getirmek
125	Phrasals	vote into v.	oyla/oy vererek seçmek
126	Phrasals	vote into v.	seçimle bir konuma getirmek
127	Phrasals	vote into v.	oylayarak onaylamak veya reddetmek
128	Phrasals	vote into v.	bir kanunu/yasayı oylamak
129	Phrasals	vote through v.	oy vererek onaylamak
130	Phrasals	vote through v.	oyla geçirmek
131	Phrasals	vote through v.	oyla kabul etmek
132	Phrasals	vote through v.	oylayarak kabul etmek
133	Phrasals	vote through v.	oylamayla geçirmek
134	Phrasals	vote through v.	oylamayla kabul etmek
135	Phrasals	vote something through v.	bir şeyi oy vererek onaylamak
136	Phrasals	vote something through v.	bir şeyi oyla geçirmek
137	Phrasals	vote something through v.	bir şeyi oyla kabul etmek
138	Phrasals	vote something through v.	bir şeyi oylayarak kabul etmek
139	Phrasals	vote something through v.	bir şeyi oylamayla geçirmek
140	Phrasals	vote something through v.	bir şeyi oylamayla kabul etmek
141	Phrasals	vote (one) out of (something) v.	(birini bir pozisyondan, görevden) seçimle indirmek
142	Phrasals	vote (one) out of (something) v.	(birini bir gruptan, kuruluştan) seçimle göndermek
143	Phrasals	vote upon (something) v.	üzerine oylama yapmak
144	Phrasals	vote on (something) v.	üzerine oylama yapmak
145	Phrasals	vote against (someone or something) v.	(bir aday/teklif) aleyhinde oy kullanmak
146	Phrasals	vote against (someone or something) v.	(birine/bir şeye) karşı oy kullanmak
147	Phrasals	vote against (something) v.	(bir şeyi) tercih etmemek
148	Phrasals	vote against (something) v.	oyunu (bir şeyden) yana kullanmamak
149	Phrasals	vote for (someone or something) v.	oyunu (bir şeyden) yana kullanmak
150	Phrasals	vote on v.	ile ilgili/hakkında oylama yapmak
151	Phrasals	vote out of v.	-den seçimle indirmek
152	Phrasals	vote out of v.	'-den seçimle göndermek
Phrases
153	Phrases	by a majority vote expr.	oy çokluğuyla
Colloquial
154	Colloquial	vote getter n.	oy almada başarılı bir aday
155	Colloquial	vote-winner n.	oy kazandıran eylem
156	Colloquial	vote-winner n.	oy almayı güvence altına alan durum
157	Colloquial	vote-catching adj.	oyları garanti altına alma yöntemi ile ilgili
Idioms
158	Idioms	(vote by) show of hands n.	işaretle oylama
159	Idioms	casting vote n.	karar oyu
160	Idioms	a vote of thanks n.	bir teşekkür hitabı
161	Idioms	a vote of thanks n.	resmi bir teşekkür konuşması
162	Idioms	a vote of thanks n.	kısa bir teşekkür konuşması
163	Idioms	a vote of thanks n.	birine dinleyen grupla beraber teşekkür etmek için yapılan kısa konuşma
164	Idioms	a vote of thanks n.	bir grubun birine olan minnetarlığını belirtmek için yapılan kısa konuşma
165	Idioms	cast (one's) vote v.	oy vermek
166	Idioms	cast (one's) vote v.	oyunu kullanmak
167	Idioms	cast (one's) vote v.	bir konuda seçimini/tercihini belirtmek
168	Idioms	cast (one's) vote v.	oyunu (birinden veya bir şeyden) yana/tarafa kullanmak
169	Idioms	vote a split ticket v.	bütün parti ve adayları görerek oy kullanmak
170	Idioms	vote a split ticket v.	birleşik oy pusulası ile seçim yapmak
171	Idioms	vote a straight ticket v.	birleşik olmayan oy pusulası ile seçim yapmak
172	Idioms	vote a straight ticket v.	ek bir partinin adayları arasından seçim yapmak
173	Idioms	vote with one's feet v.	gitmeyi bırakmak
174	Idioms	vote a split ticket v.	oyunu üzerinde bütün parti ve adayların yer aldığı birleşik oy pusulası ile kullanmak
175	Idioms	cast one's vote v.	oy kullanmak
176	Idioms	vote something into law v.	oylayarak kanunlaştırmak
177	Idioms	vote something in v.	oylayarak kanunlaştırmak
178	Idioms	cast one's vote v.	oyunu kullanmak
179	Idioms	vote with one's feet v.	tepkisini bir yerden ayrılarak koymak
180	Idioms	vote something in v.	(yasa/kanun olması için) oylamak
181	Idioms	vote a straight ticket v.	üzerinde tek bir partiye ait adayların olduğu pusula ile oy kullanmak
182	Idioms	vote something into law v.	(yasa/kanun olması için) oylamak
183	Idioms	cast vote v.	oy vermek
184	Idioms	cast vote v.	oy kullanmak
185	Idioms	split the vote v.	oy bölmek
186	Idioms	split the vote v.	oyları bölmek
187	Idioms	vote into law v.	oylayarak kanunlaştırmak
188	Idioms	vote into law v.	(yasa/kanun olması için) oylamak
189	Idioms	vote with feet v.	gitmeyi bırakmak
190	Idioms	vote with feet v.	tepkisini bir yerden ayrılarak koymak
191	Idioms	vote with feet v.	giderek tepki göstermek
192	Idioms	vote with your feet v.	tepkisini bir yerden ayrılarak koymak
193	Idioms	vote with your feet v.	bir yerden ayrılarak/giderek tepki göstermek
194	Idioms	old enough to vote adj.	oy verecek yaşta
195	Idioms	old enough to vote adj.	seçimlerde oy kullanabilecek yaşta
196	Idioms	old enough to vote adj.	yeterince olgun
197	Idioms	old enough to vote adj.	kemale ermiş
198	Idioms	old enough to vote adj.	birçok şeyi anlayacak yaşta
199	Idioms	bring that up again and we'll vote on it expr.	tekrar geğir de oylayalım
200	Idioms	bring that up again and we'll vote on it expr.	o nasıl bir geğirmeydi
Speaking
201	Speaking	what percentage of people did not vote? expr.	insanların yüzde kaçı oy kullanmadı?
202	Speaking	you're not old enough to vote expr.	sen oy verecek yaşta değilsin
Trade/Economic
203	Trade/Economic	negative vote n.	aleyhte oy
204	Trade/Economic	proxy vote n.	başkası lehine oy kullanma
205	Trade/Economic	deciding vote n.	başkanın oyu
206	Trade/Economic	deciding vote n.	başkanın reyi
207	Trade/Economic	casting vote n.	başkanın oyu
208	Trade/Economic	proxy vote n.	bir başkası lehine oy kullanma
209	Trade/Economic	vote of the budget n.	bütçenin oylanması
210	Trade/Economic	strike vote n.	grev oylaması
211	Trade/Economic	the ability to acquire or vote shares n.	hisselerin iktisap edilmesinin ya da hisselere ilişkin oy haklarının kullanılması
212	Trade/Economic	dissenting vote n.	karşı oy
213	Trade/Economic	floating vote n.	kararsız seçmen
214	Trade/Economic	affirmative vote n.	müspet oy
215	Trade/Economic	dissenting vote n.	muhalif oy
216	Trade/Economic	deciding vote n.	sonucu belirleyici rey
217	Trade/Economic	deciding vote n.	sonucu belirleyici oy
218	Trade/Economic	proxy vote n.	vekil oyu
219	Trade/Economic	vote by proxy v.	vekaleten oy vermek
220	Trade/Economic	by unanimous vote expr.	oy birliğiyle
Law
221	Law	simple majority vote n.	basit oy çokluğu
222	Law	secret vote n.	gizli oy
223	Law	vote of confidence n.	güven oylaması
224	Law	vote-rigging n.	oy suistimali
225	Law	vote-rigging claims n.	oylama sonuçlarında şike/hile iddiaları
226	Law	the right to vote n.	oy verme özgürlüğü
227	Law	vote-rigging claims n.	oylamada şike/hile (olduğu) iddiaları
228	Law	vote-rigging claims n.	oylamaya şike/hile karıştırıldığı iddiaları
229	Law	the right to vote n.	oy kullanma hakkı
230	Law	disallowing from right to vote n.	rey hakkından mahrumiyet
231	Law	participation to vote n.	reye iştirak
232	Law	proxy vote n.	vekaleten kullanılan oy
233	Law	fagot vote n.	bir siyasi partinin seçmeni olabilmesi için mülk sahibi yapılan birinin oyu
234	Law	faggot vote n.	bir siyasi partinin seçmeni olabilmesi için mülk sahibi yapılan birinin oyu
235	Law	cast the vote v.	rey vermek
Politics
236	Politics	card vote [brit] n.	sendika seçimlerinde delegelerin verdikleri oy
237	Politics	token vote n.	parlamento para oyu
238	Politics	two-thirds vote n.	oyların üçte iki çoğunluğa ulaşmasını gerektiren oy birliği kuralı
239	Politics	alternative vote n.	tercihli oy kullanma
240	Politics	transferable vote n.	alternatif oylama
241	Politics	run-off vote n.	adayların yeterli oyu sağlayamaması
242	Politics	alternative vote (av) n.	alternatif oylama
243	Politics	negative vote n.	aleyhte oy
244	Politics	vote of urgency n.	acele görüşme oylaması
245	Politics	alternative vote n.	alternatif oy
246	Politics	vote by roll call n.	ad okuyarak oylama
247	Politics	minority vote n.	azınlık oy
248	Politics	minority vote n.	azınlık oyu
249	Politics	minority vote n.	azınlıkta kalan oylar
250	Politics	dissentive vote n.	azlık oyu
251	Politics	dissenting vote n.	azlık oyu
252	Politics	casting vote n.	başkanın oyu
253	Politics	run-off vote n.	balotaj
254	Politics	casting vote n.	belirleyici oy
255	Politics	blank vote n.	boş oy
256	Politics	cumulative vote n.	birikimli oy
257	Politics	block vote n.	blok oy
258	Politics	cumulative vote n.	birikim oyu
259	Politics	wasted vote n.	boşa giden oy
260	Politics	wasted vote n.	boş oy
261	Politics	affirmative vote n.	beyaz oy
262	Politics	abstention vote n.	çekimser oy
263	Politics	majority vote system n.	çoğunluk oyu sistemi
264	Politics	vote by show of hands n.	el kaldırarak oylama
265	Politics	casting vote n.	etkin oy
266	Politics	affirmative vote n.	evet oyu
267	Politics	invalid vote n.	geçersiz oy
268	Politics	aye vote n.	evet oyu
269	Politics	null and void vote n.	geçersiz oy
270	Politics	vote of confidence n.	güven oylaması
271	Politics	vote for confidence n.	güven oyu
272	Politics	vote of nonconfidence n.	güvensizlik oyu
273	Politics	vote of confidence n.	güven oyu
274	Politics	vote of no confidence n.	güvensizlik oyu
275	Politics	vote by secret ballot n.	gizli oylama
276	Politics	vote of confidence at the time of induction n.	hükümete verilen güvenoyu
277	Politics	vote of confidence while in office n.	hükümete görev sırasında verilen güvenoyu
278	Politics	investiture vote n.	hükümetin göreve gelmesi için yapılan güven oylaması
279	Politics	faggot vote n.	hileli oy
280	Politics	popular vote n.	halk oyu
281	Politics	advisory vote n.	istişari oy
282	Politics	vote by roll call n.	isim okuyarak oylama
283	Politics	vote by show of hands n.	işari oylama
284	Politics	anti-incumbent vote n.	iktidar karşıtı oy
285	Politics	swing vote n.	kararsız oy
286	Politics	affirmative vote n.	kabul oyu
287	Politics	straw vote n.	kamuoyu yoklaması
288	Politics	vote by secret ballot n.	kapalı oylama
289	Politics	counter vote n.	karşı oy
290	Politics	aye vote n.	kabul oyu
291	Politics	negative vote n.	karşı oy
292	Politics	vote by non participation n.	katılımsız oylama
293	Politics	vote against n.	muhalif oy
294	Politics	counter vote n.	muhalif oy
295	Politics	multiple vote n.	mükerrer oy
296	Politics	qualified majority vote n.	nitelikli oy çokluğu
297	Politics	dissentive vote n.	olumsuz oy
298	Politics	a negative vote n.	olumsuz oy
299	Politics	majority vote system n.	oy çokluğu sistemi
300	Politics	vote counting n.	oy sayım işlemi
301	Politics	vote counter n.	oy sayıcı
302	Politics	right to vote n.	oy verme hakkı
303	Politics	vote counting system n.	oy sayım sistemi
304	Politics	majority vote system n.	oy çoğunluğu sistemi
305	Politics	vote collector n.	oy toplama memuru
306	Politics	propensity to vote n.	oy kullanma isteği
307	Politics	the right to vote and be represented n.	oy kullanma ve temsil edilme hakkı
308	Politics	entitled to vote n.	oy kullanma hakkına sahip olma
309	Politics	vote counter n.	oy sayma memuru
310	Politics	vote counter n.	oy sayma görevlisi
311	Politics	vote-rigging n.	oylamada şike
312	Politics	multiple vote securities n.	oyda imtiyazlı paylar
313	Politics	vote rate n.	oy oranı
314	Politics	unanimous vote n.	oybirliği kararı
315	Politics	vote-rigging n.	oy yolsuzluğu
316	Politics	right to vote n.	oy kullanma hakkı
317	Politics	postal vote n.	posta oyu
318	Politics	absentee vote n.	posta yoluyla kullanılan oy
319	Politics	absolute majority vote n.	salt çoğunluk oyu
320	Politics	nay vote n.	ret oyu
321	Politics	protest vote n.	protesto oyu
322	Politics	faggot vote n.	sahte oy
323	Politics	dissentive vote n.	ret oyu
324	Politics	limiting vote n.	seçileceklerin toplamından daha az kimseye oy verebilme
325	Politics	right to vote and stand for election n.	seçme ve seçilme hakkı
326	Politics	right to vote n.	seçme hakkı
327	Politics	the vote and the right to hold office n.	seçme ve seçilme hakkı
328	Politics	limited vote n.	sınırlı oy
329	Politics	alternative vote (av) n.	tercihli oylama
330	Politics	transferable vote n.	tercihli oylama
331	Politics	complimentary vote n.	taraflı oy
332	Politics	straw vote n.	teamül yoklaması
333	Politics	vote of thanks n.	teşekkür önergesi oylanması
334	Politics	vote by proxy n.	vekaletle oy kullanma
335	Politics	constructive vote of no confidence n.	yapıcı güvensizlik oyu
336	Politics	external vote n.	yurt dışı oy kullanımı
337	Politics	the right to vote and to stand as a candidate at elections n.	seçme ve seçilme hakkı
338	Politics	electoral vote [us] n.	seçim kurulu üyesinin oyu
339	Politics	voice vote n.	sesli oylama
340	Politics	vote of non-confidence n.	güvensizlik oyu
341	Politics	vote-loser n.	oy kaybettiren eylem
342	Politics	bullet vote n.	toplu oy
343	Politics	gray vote n.	yaşlıların oyları
344	Politics	grey vote n.	yaşlıların oyları
345	Politics	single transferable vote n.	devredilebilir tek oy
346	Politics	single non-transferable vote n.	devredilemez tek oy
347	Politics	informal vote [australia] [new zealand] n.	geçersiz oy
348	Politics	donkey vote [australia] n.	seçmenin üzerinde yer alan aday sırasına göre oy verdiği oy pusulası
349	Politics	free vote n.	serbest oy
350	Politics	free vote n.	(westminster modelinde) meclis üyelerinin siyasi partiler yönlendirmesi olmadan bireysel kararla kullandıkları oy
351	Politics	give yes vote v.	evet oyu kullanmak
352	Politics	give yes vote v.	evet oyu vermek
353	Politics	vote against v.	muhalif oy vermek
354	Politics	carry the right to vote v.	oy verme hakkına sahip olmak
355	Politics	vote in person v.	şahsen oy vermek
356	Politics	cross-vote v.	kendi partisinin aleyhinde oy vermek
Computer
357	Computer	vote/survey n.	oylama/anket
Star Wars
358	Star Wars	vote yes on prop 31-814d n.	prop 31-814d'ye evet oyu ver