|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
General |
|
1 |
General |
gerçekçi kimse |
realist n.
|
|
As a realist, she approached the challenges with a clear understanding.
Gerçekçi biri olarak zorluklara karşı net bir anlayışla yaklaştı.
More Sentences
|
2 |
General |
gerçekçi yaklaşım |
realistic approach n.
|
|
This is the only logical and realistic approach to achieving a sustainable deepwater fishery.
Bu, sürdürülebilir bir derin su balıkçılığının sağlanmasına yönelik tek mantıklı ve gerçekçi yaklaşımdır.
More Sentences
|
3 |
General |
gerçekçi olmayan hedef |
unrealistic goal n.
|
|
I don't set myself unrealistic goals.
Kendime gerçekçi olmayan hedefler koymam.
More Sentences
|
4 |
General |
gerçekçi olma |
realism n.
|
|
The artist's paintings were praised for their realism.
Sanatçının resimleri gerçekçi olduğu için övgüyle karşılandı.
More Sentences
|
5 |
General |
gerçekçi olmayan |
unrealistic adj.
|
|
This is an unrealistic proposal which could further weaken the agricultural industry.
Bu, tarım sektörünü daha da zayıflatabilecek gerçekçi olmayan bir tekliftir.
More Sentences
|
6 |
General |
gerçekçi olarak |
realistically adv.
|
|
The movie portrayed the war scenes realistically.
Film, savaş sahnelerini gerçekçi olarak tasvir ediyordu.
More Sentences
|
7 |
General |
gerçekçi bir şekilde |
realistically adv.
|
|
The second message is that changes of this nature must be undertaken prudently and realistically.
İkinci mesaj ise bu tür değişikliklerin ihtiyatlı ve gerçekçi bir şekilde yapılması gerektiğidir.
More Sentences
|
Idioms |
|
8 |
Idioms |
gerçekçi olmak |
get real v.
|
|
We need to get real; now is the time to act.
Gerçekçi olmalıyız; şimdi harekete geçme zamanı.
More Sentences
|
Speaking |
|
9 |
Speaking |
gerçekçi ol |
be realistic expr.
|
|
Be realistic!
Gerçekçi ol!
More Sentences
|
General |
|
10 |
General |
iyi niyetli ama gerçekçi olmayan sosyal reformcu |
do-gooder n.
|
|
11 |
General |
gerçekçi ve direkt çözüm |
turkey n.
|
|
|
12 |
General |
gerçekçi olmayan özlem |
wishfulness n.
|
|
13 |
General |
gelecekle ilgili gerçekçi olmayan düşünceleri olan |
blue sky n.
|
|
14 |
General |
gerçekçi olmayan hayal |
chimera n.
|
|
15 |
General |
gerçekçi olmayan düşünce |
chimera n.
|
|
16 |
General |
gerçekçi olmayan hayal |
chimaera n.
|
|
17 |
General |
gerçekçi olmayan düşünce |
chimaera n.
|
|
18 |
General |
gerçekçi kimse |
gradgrind n.
|
|
19 |
General |
dünyanın farklı yerlerinin aynalar, lensler ve aydınlatma ile gerçekçi biçimde gösterildiği sergi |
cosmorama n.
|
|
20 |
General |
gerçekçi olmama |
inverisimilitude n.
|
|
21 |
General |
gerçekçi dil |
saltiness n.
|
|
22 |
General |
gerçekçi mizah |
saltiness n.
|
|
23 |
General |
grafik şiddet, kan ve vahşetin gerçekçi bir biçimde tasviri |
gore n.
|
|
24 |
General |
gerçekçi olmak |
come down to earth v.
|
|
25 |
General |
gerçekçi ve pratik bir şekilde düşünmek |
have both one's feet on the ground v.
|
|
26 |
General |
gerçekçi olarak temsil etmek |
actualise v.
|
|
27 |
General |
gerçekçi olarak temsil etmek |
actualize v.
|
|
28 |
General |
gerçekçi şekilde tarif etmek |
actualise v.
|
|
29 |
General |
gerçekçi şekilde tarif etmek |
actualize v.
|
|
30 |
General |
gerçekçi olmayan öngörülere sahip olmak |
blue-sky v.
|
|
31 |
General |
kendini sakin ve gerçekçi bir şekilde ifade etmek |
deadpan v.
|
|
32 |
General |
gerçekçi olmayan |
nonrealistic adj.
|
|
33 |
General |
gerçekçi olmayan |
wild-eyed adj.
|
|
34 |
General |
gerçekçi olmayan |
blue-sky adj.
|
|
35 |
General |
aşırı gerçekçi |
unsparingly realistic adj.
|
|
36 |
General |
gerçekçi olmayan |
non-realistic adj.
|
|
37 |
General |
aşırı gerçekçi |
overrealistic adj.
|
|
38 |
General |
gerçekçi ve derinlikli görünen |
third-dimensional adj.
|
|
39 |
General |
gerçekçi görünecek şekilde tasarlanmış |
three-dimensional adj.
|
|
40 |
General |
aşırı gerçekçi |
ultrarealist adj.
|
|
41 |
General |
aşırı gerçekçi |
ultrarealistic adj.
|
|
42 |
General |
gerçekçi olmayan |
unlifelike adj.
|
|
43 |
General |
gerçekçi olmayan bir hayal gibi |
chimeral adj.
|
|
44 |
General |
gerçekçi olmayan hayallerle ilgili |
chimeral adj.
|
|
45 |
General |
akla uygun ve gerçekçi düşünceden esinlenen |
common-sense adj.
|
|
46 |
General |
akla uygun ve gerçekçi düşünen |
common-sense adj.
|
|
47 |
General |
kostüme benzeyip gerçekçi olmayan |
costumey adj.
|
|
48 |
General |
gerçekçi ilerleyen |
flatfooted adj.
|
|
49 |
General |
gerçekçi olmayan |
romantic adj.
|
|
50 |
General |
gerçekçi ve kasvetli |
gritty and dark adj.
|
|
51 |
General |
kasvetli ve gerçekçi |
dark and gritty adj.
|
|
|
52 |
General |
aşırı gerçekçi |
hyperrealistic adj.
|
|
53 |
General |
gerçekçi olmayan bir şekilde |
unrealistically adv.
|
|
54 |
General |
gerçekçi olarak |
matter-of-factly adv.
|
|
55 |
General |
gerçekçi bir şekilde |
unimaginatively adv.
|
|
56 |
General |
gerçekçi bir şekilde |
unsentimentally adv.
|
|
57 |
General |
özellikle gerçekçi bir şekilde |
vividly adv.
|
|
Phrases |
|
58 |
Phrases |
gerçekçi olma zamanı |
time to get real expr.
|
|
Proverb |
|
59 |
Proverb |
sağduyulu/gerçekçi çözümler soyut teorilerden her zaman daha yararlıdır |
an ounce of common sense is worth a pound of theory
|
|
60 |
Proverb |
sağduyulu/gerçekçi çözümler soyut teorilerden her zaman daha yararlıdır |
ounce of common sense is worth a pound of theory
|
|
Colloquial |
|
61 |
Colloquial |
gerçekçi olmak |
get serious v.
|
|
62 |
Colloquial |
gerçekçi ol |
get serious v.
|
|
63 |
Colloquial |
gerçekçi ol |
get a grip expr.
|
|
64 |
Colloquial |
gerçekçi ol imkansızı iste |
be realistic demand the impossible expr.
|
|
65 |
Colloquial |
daha gerçekçi olmak gerekirse |
more like (something) expr.
|
|
66 |
Colloquial |
daha doğru/gerçekçi bir açıklamayla |
more like (something) expr.
|
|
67 |
Colloquial |
daha gerçekçi olmak gerekirse |
more like expr.
|
|
68 |
Colloquial |
daha doğru/gerçekçi bir açıklamayla |
more like expr.
|
|
69 |
Colloquial |
daha gerçekçi olmak gerekirse |
more like it expr.
|
|
70 |
Colloquial |
daha doğru/gerçekçi bir açıklamayla |
more like it expr.
|
|
Idioms |
|
71 |
Idioms |
gerçekçi olmayan beklenti |
a counsel of perfection n.
|
|
72 |
Idioms |
gerçekçi olmayan beklenti |
a counsel of perfection n.
|
|
73 |
Idioms |
ideal ama gerçekçi olmayan talimat ya da tavsiye |
a counsel of perfection n.
|
|
74 |
Idioms |
gerçekçi olmayan bir plan |
a bridge too far n.
|
|
75 |
Idioms |
gerçekçi olmayan hayal |
a pipe dream n.
|
|
76 |
Idioms |
gerçekçi olmayan cüretkar hevesleri olmak |
dream in color v.
|
|
77 |
Idioms |
gerçekçi olmayan cüretkar hevesleri olmak |
dream in colour v.
|
|
78 |
Idioms |
gerçekçi olmayan cüretkar hevesleri olmak |
dream in technicolor v.
|
|
79 |
Idioms |
gerçekçi olmak |
keep one's feet on the ground v.
|
|
80 |
Idioms |
gerçekçi olmak |
have one's feet on the ground v.
|
|
81 |
Idioms |
gerçekçi olmak |
have a hard head v.
|
|
82 |
Idioms |
gerçekçi olmak |
have both oars in the water v.
|
|
83 |
Idioms |
gerçekçi yumruk atmak |
not pull (one's) punches v.
|
|
84 |
Idioms |
gerçekçi ve pratik bir şekilde düşünmek |
have both feet on the ground v.
|
|
85 |
Idioms |
gerçekçi olmak |
have feet on the ground v.
|
|
86 |
Idioms |
gerçekçi olmak |
have your feet on the ground v.
|
|
87 |
Idioms |
gerçekçi olmak |
have both/your feet on the ground v.
|
|
88 |
Idioms |
gerçekçi olmak |
keep both/your feet on the ground v.
|
|
89 |
Idioms |
gerçekçi olmak |
keep feet on the ground v.
|
|
90 |
Idioms |
gerçekçi olmak |
not be whistling dixie [us] v.
|
|
91 |
Idioms |
dürüst/gerçekçi bir bakış açısı olmak |
not be whistling dixie [us] v.
|
|
92 |
Idioms |
gerçekçi (bir şey) |
no earthly (something) adj.
|
|
93 |
Idioms |
dürüst ve gerçekçi olarak |
on the level expr.
|
|
94 |
Idioms |
dürüst ve gerçekçi bir biçimde |
on the level expr.
|
|
95 |
Idioms |
mantıklı, gerçekçi ve pratik düşünen |
with both feet on the ground expr.
|
|
96 |
Idioms |
gerçekçi ol |
keep your feet on the ground expr.
|
|
Speaking |
|
97 |
Speaking |
gerçekçi olalım biraz |
let's be a little realistic here expr.
|
|
Law |
|
98 |
Law |
gerçekçi inkar |
plausible deniability n.
|
|
Politics |
|
99 |
Politics |
gerçekçi politikaya inanan kimse |
realpolitiker [german] n.
|
|
100 |
Politics |
gerçekçi politika |
realpolitik n.
|
|
Computer |
|
101 |
Computer |
video oyunlarında kullanılan fizik kurallarına uygun gerçekçi düşme/ölme efekti |
ragdoll physics n.
|
|
102 |
Computer |
foto gerçekçi |
photo-realistic adj.
|
|
Psychology |
|
103 |
Psychology |
gerçekçi çatışma teorisi |
realistic conflict theory n.
|
|
Literature |
|
104 |
Literature |
eserlerde tutarlı olay örgüsü ve gerçekçi karakter tasviri gibi geleneksel roman öğelerinin olmadığı bir edebi akım |
nouveau roman n.
|
|
105 |
Literature |
eserlerde tutarlı olay örgüsü ve gerçekçi karakter tasviri gibi geleneksel roman öğelerinin olmadığı bir edebi akım |
anti-roman n.
|
|
106 |
Literature |
ahlak dersi veya hiciv özelliği taşıyan gerçekçi uzun öykü |
nouvelle n.
|
|
107 |
Literature |
eserlerde tutarlı olay örgüsü ve gerçekçi karakter tasviri gibi geleneksel roman öğelerinin olmadığı bir edebi akım |
antinovel n.
|
|
108 |
Literature |
eserlere tutarlı olay örgüsü ve gerçekçi karakter tasviri gibi geleneksel roman öğelerini koymayan bir yazar |
antinovelist n.
|
|
109 |
Literature |
film ve edebiyatta birçok konuda yeteneği olan fakat onları gerçekçi bir şekilde elde edebilecek pratiğe/deneyime sahip olmayan idealize edilmiş kadın karakter |
mary sue n.
|
|
110 |
Literature |
kapsamlı ve gerçekçi öykülenmiş (eser) |
three-dimensional adj.
|
|
111 |
Literature |
gerçekçi (dedektif romanı) |
hard-boiled adj.
|
|
Archaeology |
|
112 |
Archaeology |
mö. 500-ms. 600 arasında meksika'nın güneyinde görülüp büyük ve gerçekçi taş figürler ve oyma yeşim heykelcik ve süs eşyaları ile karakterize olan bir kültüre ait veya ilgili |
olmec adj.
|
|
Philosophy |
|
113 |
Philosophy |
yeni gerçekçi |
neorealist n.
|
|
Art |
|
114 |
Art |
doğal nesnelerin gerçekçi olarak temsil edilmediği soyut resim akımı |
nonobjectivism n.
|
|
115 |
Art |
gerçekçi tiyatro |
realistic drama n.
|
|
116 |
Art |
gerçekçi veya objektif müzik kompozisyonu stili |
verism n.
|
|
117 |
Art |
gerçekçi veya objektif resim stili |
verism n.
|
|
118 |
Art |
son derecede gerçekçi grafik gösterimle karakterize bir sanat tarzı |
hyperrealism n.
|
|
119 |
Art |
(tiyatro sahnesinin) gerçekçi şekilde resmedilmiş arka planla kaynaşabilmesi için yontulmuş figürlerin ve sahici detayların minyatür şeklinde sergilendiği manzara içeren tasarım |
diorama n.
|
|
120 |
Art |
resimli bir arka planın önünde gerçekçi bir doğa ortamı yaratılarak oluşturulan sahnenin ortasına yerleştirilen, gerçek boyutlu bir vahşi yaşam modeli veya sahnesi |
diorama n.
|
|
121 |
Art |
doğal nesnelerin gerçekçi olarak temsil edilmediği sanat tarzı ile ilgili veya ait olan |
nonobjective adj.
|
|
122 |
Art |
gerçekçi grafik gösterim içeren |
hyperreal adj.
|
|
Music |
|
123 |
Music |
duygusal sözler yerine çağdaş ve gerçekçi sözler içeren country müzik tarzı |
new country n.
|
|
Painting |
|
124 |
Painting |
20. yüzyılın başlarında abd'de çizilmiş, şehir hayatının gerçekçi sahnelerini tasvir eden bir resim |
ash can n.
|
|
125 |
Painting |
20. yüzyılın başlarında abd'de çizilmiş, şehir hayatının gerçekçi sahnelerini tasvir eden bir resim |
ashcan school n.
|
|
126 |
Painting |
günlük hayattan sahne veya olayları genellikle gerçekçi bir şekilde betimleyen resim ekolü |
genre n.
|
|
127 |
Painting |
günlük hayattan sahne veya olayları genellikle gerçekçi bir şekilde betimleyen resim tarzı |
genre n.
|
|
128 |
Painting |
günlük hayattan sahne veya olayları genellikle gerçekçi bir şekilde betimleyen resim türüyle ilgili |
genre adj.
|
|
Theatre |
|
129 |
Theatre |
gerçekçi olmayan gösterişli eser |
opera n.
|
|
Slang |
|
130 |
Slang |
gerçekçi olmayan toz pembe hayaller kurmak |
whistle dixie v.
|
|
131 |
Slang |
gerçekçi olmayan umut verici fanteziler kurmak |
whistle dixie v.
|
|
132 |
Slang |
gerçekçi olmak |
be not whistling dixie v.
|
|
133 |
Slang |
dürüst/gerçekçi bir bakış açısı olmak |
be not whistling dixie v.
|
|
134 |
Slang |
gerçekçi olmayan |
woo-woo adj.
|
|
135 |
Slang |
gerçekçi olarak |
on the rilla expr.
|
|
Modern Slang |
|
136 |
Modern Slang |
adobe after effects programı ile video veya fotoğraflar üzerinde yapılan gerçekçi düzenlemeler |
adobe deepfake n.
|
|