Turco | Inglés | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | yüzleşme | confrontation n. | ||
It is precisely the intention that confrontation should have a preventive effect. Yüzleşmenin önleyici bir etkiye sahip olması tam da bu amaca yöneliktir. More Sentences |
||||
General | yüzleşme | face off n. | ||
General | yüzleşme | zap n. | ||
General | yüzleşme | facedown n. | ||
General | yüzleşme | face-off n. | ||
General | yüzleşme | face n. | ||
General | yüzleşme | confront [obsolete] n. | ||
General | yüzleşme | confrontal n. | ||
General | yüzleşme | confrontment n. | ||
Colloquial | ||||
Colloquial | yüzleşme | face-off n. |
Turco | Inglés | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | karşılıklı sevgi ve saygı çerçevesinde gerçekleşen yüzleşme | carefrontation n. | ||
General | geçmişle yüzleşme | memory work n. | ||
General | tehlike veya zorluklarla kararlılıkla yüzleşme | undauntedness n. | ||
General | karşılıklı (yüzleşme) | head to head adv. | ||
Phrasals | ||||
Phrasals | (tehlikeyle/zorlukla) yüzleşme cesareti göstermek | brazen out v. | ||
Colloquial | ||||
Colloquial | iki tarafın da kazançlı olmadığı yüzleşme | mexican stand-off n. | ||
Colloquial | tehlikeyle/zorlukla yüzleşme cesareti göstermek | brave it out v. | ||
Colloquial | (tehlikeyle/zorlukla) yüzleşme cesareti göstermek | brazen it out v. | ||
Colloquial | (tehlikeyle/zorlukla) yüzleşme cesareti göstermek | brazen it out v. | ||
Idioms | ||||
Idioms | gerçeklerle yüzleşme | bring-down n. | ||
Informal | ||||
Informal | tehlike veya zorluklarla kararlılıkla yüzleşme | spunkiness n. | ||
Slang | ||||
Slang | tehlike veya zorluklarla kararlılıkla yüzleşme | moxie n. | ||
Modern Slang | ||||
Modern Slang | gerçeklerle yüzleşme | a dose of buckley n. |