|
Catégorie |
Anglais |
Turc |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
clean up v.
|
temizlemek |
|
Now the operators will also have to clean up content.
Şimdi operatörler de içeriği temizlemek zorunda kalacaklar.
More Sentences
|
General |
|
2 |
General |
clean room n.
|
temiz oda |
|
Easy check-in and check-out, extensive breakfast choices with many extra touches, friendly staff, and clean room.
Kolay giriş ve çıkış, birçok ekstra dokunuşla geniş kahvaltı seçenekleri, güler yüzlü personel ve temiz oda.
More Sentences
|
3 |
General |
clean energy n.
|
temiz enerji |
|
This leads to attempts to include more forms of electricity generation with clean energy.
Bu da daha fazla elektrik üretim biçiminin temiz enerjiye dahil edilmesi girişimlerine yol açmaktadır.
More Sentences
|
4 |
General |
clean air n.
|
temiz hava |
|
Perhaps I will ask my daughter, Kate, if she will write a 21st-century version featuring clean air.
Belki de kızım Kate'e temiz hava içeren bir 21. yüzyıl versiyonu yazıp yazmayacağını sorarım.
More Sentences
|
5 |
General |
clean-up n.
|
temizleme |
|
No longer should the public bear the burden of clean-up costs when often the polluter has walked away.
Çoğu zaman kirleten çekip gitmişken, temizleme masraflarının yükünü artık kamu üstlenmemelidir.
More Sentences
|
6 |
General |
clean technology n.
|
temiz teknoloji |
|
We will therefore be seeing, in all economic sectors, a conversion to cleaner technologies.
Bu nedenle tüm ekonomik sektörlerde daha temiz teknolojilere doğru bir dönüşüm göreceğiz.
More Sentences
|
7 |
General |
clean sheets n.
|
temiz çarşaflar |
|
My mother put clean sheets on the bed.
Annem, yatağın üstüne temiz çarşaf koydu.
More Sentences
|
8 |
General |
clean heart n.
|
temiz kalp |
|
On 17 October this year 40.000 members of the armed forces launched Operation Clean Heart in Bangladesh.
Bu yıl 17 Ekim'de 40.000 silahlı kuvvetler mensubu Bangladeş'te Temiz Kalp Operasyonu'nu başlattı.
More Sentences
|
9 |
General |
clean teeth n.
|
temiz dişler |
|
I would like to have cleaner teeth!
Daha temiz dişlerim olsun isterdim!
More Sentences
|
10 |
General |
very clean n.
|
çok temiz |
|
You're very clean.
Sen çok temizsin.
More Sentences
|
11 |
General |
clean the windows n.
|
pencereleri temizlemek |
|
Clean the window.
Pencereyi temizle.
More Sentences
|
12 |
General |
clean up v.
|
temizlik yapmak |
|
Tom and three other people will help us clean up after the picnic.
Tom ve diğer üç kişi piknikten sonra bizim temizlik yapmamıza yardımcı olacak.
More Sentences
|
13 |
General |
keep it clean v.
|
temiz tutmak |
|
You can use the book as long as you keep it clean.
Temiz tuttuğun sürece kitabı kullanabilirsin.
More Sentences
|
14 |
General |
come clean v.
|
suçunu itiraf etmek |
|
Why don't you come clean and tell the truth?
Neden suçunu itiraf etmiyorsun ve gerçeği söylemiyorsun?
More Sentences
|
15 |
General |
clean up v.
|
bitirmek |
|
I will clean up yesterday's work.
Dünkü işi bitireceğim.
More Sentences
|
16 |
General |
clean out v.
|
temizlemek |
|
I'd be more than happy to help you clean out your garage.
Garajını temizlemene yardım etmekten mutluluk duyarım.
More Sentences
|
17 |
General |
clean out v.
|
boşaltmak |
|
Tom cleaned out his bank accounts and disappeared.
Tom banka hesaplarını boşaltıp ortadan kayboldu.
More Sentences
|
18 |
General |
clean up v.
|
toparlamak |
|
Tom stayed to help Mary clean up.
Tom Mary'nin toparlamasına yardım etmek için kaldı.
More Sentences
|
19 |
General |
clean the fish v.
|
balığı temizlemek |
|
Tom cleaned the fish.
Tom balıkları temizledi.
More Sentences
|
20 |
General |
come clean v.
|
itiraf etmek |
|
Why don't you come clean and tell the truth?
Neden itiraf edip gerçeği söylemiyorsun?
More Sentences
|
21 |
General |
clean the house v.
|
evi temizlemek |
|
We need to clean the house.
Evi temizlemeliyiz.
More Sentences
|
22 |
General |
dry-clean v.
|
kuru temizlemek |
|
I'd get it dry-cleaned if I were you.
Yerinde olsam onu kuru temizletirdim.
More Sentences
|
23 |
General |
keep clean v.
|
temiz tutmak |
|
Your room must always be kept clean.
Odanız her zaman temiz tutulmalıdır.
More Sentences
|
24 |
General |
clean the garden v.
|
bahçeyi temizlemek |
|
Let's clean the garden, shall we?
Hadi bahçeyi temizleyelim, olur mu?
More Sentences
|
25 |
General |
look clean v.
|
temiz görünmek |
|
Our streets look cleaner than they used to.
Sokaklarımız eskisinden daha temiz görünüyor.
More Sentences
|
26 |
General |
smell clean v.
|
temiz kokmak |
|
Keep a box of baking soda in the fridge to keep it smelling clean.
Temiz kokması için buzdolabında bir kutu karbonat bulundurun.
More Sentences
|
27 |
General |
clean the kitchen v.
|
mutfağı temizlemek |
|
Tom helped Mary clean the kitchen.
Tom, Mary'nin mutfağı temizlemesine yardım etti.
More Sentences
|
28 |
General |
clean the room v.
|
odayı temizlemek |
|
Must I clean the room?
Odayı temizlemek zorunda mıyım?
More Sentences
|
29 |
General |
clean the bathroom v.
|
banyoyu temizlemek |
|
Tom asked Mary to clean the bathroom.
Tom, Mary'den banyoyu temizlemesini istedi.
More Sentences
|
Phrasals |
|
30 |
Phrasals |
clean up v.
|
toparlamak |
|
We cleaned up our garden.
Bahçemizi toparladık.
More Sentences
|
31 |
Phrasals |
come clean about (something) v.
|
itiraf etmek |
|
If you want her forgiveness you need to come clean about what you did.
Onun affını istiyorsan yaptığını itiraf etmelisin.
More Sentences
|
32 |
Phrasals |
clean up after (someone or something) v.
|
(birinin/bir şeyin) arkasını toplamak/temizlemek |
|
Mary doesn't clean up after herself.
Mary de arkasını toplamıyor.
More Sentences
|
Colloquial |
|
33 |
Colloquial |
clean the pool v.
|
havuzu temizlemek |
|
Tom said he couldn't clean the pool tomorrow afternoon.
Tom yarın öğleden sonra havuzu temizleyemeyeceğini söyledi.
More Sentences
|
34 |
Colloquial |
come clean v.
|
itiraf etmek |
|
It's time to come clean.
İtiraf etme zamanı.
More Sentences
|
35 |
Colloquial |
clean and tidy adj.
|
temiz ve düzenli |
|
That small house was clean and tidy.
O küçük ev temiz ve düzenliydi.
More Sentences
|
Idioms |
|
36 |
Idioms |
a clean slate n.
|
temiz bir sayfa |
|
I quit my job and moved so I could start off with a clean slate.
Temiz bir sayfa açabilmek için işimden ayrıldım ve taşındım.
More Sentences
|
37 |
Idioms |
come clean v.
|
itiraf etmek |
|
Why don't you just come clean and tell the truth?
Neden itiraf edip gerçeği söylemiyorsun?
More Sentences
|
Common Usage |
|
38 |
Common Usage |
very clean adj.
|
tertemiz |
|
General |
|
39 |
General |
clean air duct n.
|
temiz hava kanalı |
|
40 |
General |
clean cut n.
|
pürüzsüz kesik |
|
41 |
General |
clean speech n.
|
düzgün konuşma |
|
42 |
General |
clean environment n.
|
temiz çevre |
|
43 |
General |
clean slate n.
|
yeni bir başlangıç |
|
44 |
General |
clean slate n.
|
temiz bir sayfa |
|
45 |
General |
clean life n.
|
temiz yaşam |
|
46 |
General |
clean water n.
|
temizsu |
|
47 |
General |
clean space n.
|
temiz hacim |
|
48 |
General |
clean sand n.
|
temiz kum |
|
49 |
General |
clean acceptance n.
|
koşulsuz kabul |
|
50 |
General |
clean copy n.
|
temiz kopya |
|
51 |
General |
clean workstation n.
|
temiz işyeri |
|
52 |
General |
clean air act n.
|
havanın temiz tutulması kanunu |
|
53 |
General |
clean future n.
|
temiz gelecek |
|
54 |
General |
spring-clean n.
|
bahar temizliği |
|
55 |
General |
clean house n.
|
temiz ev |
|
56 |
General |
clean tech n.
|
temiz teknoloji |
|
57 |
General |
clean sheet n.
|
temiz çarşaf |
|
58 |
General |
clean-cut man n.
|
efendi (adam) |
|
59 |
General |
clean-cut guy n.
|
efendi (adam) |
|
60 |
General |
clean-cut guy n.
|
efendi adam |
|
61 |
General |
clean-cut man n.
|
efendi adam |
|
62 |
General |
eye clean diamond n.
|
içinde hiçbir leke görülmeyecek şekilde kesilmiş elmas |
|
63 |
General |
clean job n.
|
temiz iş |
|
64 |
General |
clean out v.
|
silip süpürmek |
|
65 |
General |
clean up v.
|
kurtarmak |
|
66 |
General |
clean up v.
|
yoluna koymak |
|
67 |
General |
clean up v.
|
kırmak |
|
68 |
General |
make clean v.
|
temizlemek |
|
69 |
General |
clean something up v.
|
kırmak |
|
70 |
General |
clean up v.
|
tertemiz yapmak |
|
71 |
General |
vacuum clean v.
|
vakumla temizlemek |
|
72 |
General |
become clean v.
|
arınmak |
|
73 |
General |
lick clean v.
|
yalayıp temizlemek |
|
74 |
General |
clean somebody out of something v.
|
soyup soğana çevirmek |
|
75 |
General |
keep one's nose clean v.
|
etliye sütlüye karışmamak |
|
76 |
General |
clean by sweeping v.
|
süpürerek temizlemek |
|
77 |
General |
rush somebody clean off his feet v.
|
iki ayağını bir pabuca sokmak |
|
78 |
General |
make a clean breast of v.
|
her şeyi itiraf etmek |
|
79 |
General |
clean out v.
|
ayıklamak |
|
80 |
General |
wipe something clean v.
|
bir şeyi silerek temizlemek |
|
81 |
General |
clean out v.
|
para sızdırmak |
|
82 |
General |
clean out v.
|
bir yeri temizlemek |
|
83 |
General |
steam clean v.
|
buharla temizlemek |
|
84 |
General |
make a clean breast of it v.
|
her şeyi itiraf etmek |
|
85 |
General |
clean up v.
|
düzeltmek |
|
86 |
General |
clean somebody out v.
|
soyup soğana çevirmek |
|
87 |
General |
clean out v.
|
soymak |
|
88 |
General |
clean the slate v.
|
geçmişe sünger çekmek |
|
89 |
General |
clean up v.
|
vurgun vurmak |
|
90 |
General |
clean oneself v.
|
yıkanmak |
|
91 |
General |
run somebody clean off his feet v.
|
iki ayağını bir pabuca sokmak |
|
92 |
General |
clean down v.
|
yıkamak |
|
93 |
General |
clean something up v.
|
tertemiz yapmak |
|
94 |
General |
clean out v.
|
içini silmek |
|
95 |
General |
clean off v.
|
yüzeyini silmek |
|
96 |
General |
clean the fish v.
|
balık temizlemek |
|
97 |
General |
clean a wound v.
|
yara temizlemek |
|
98 |
General |
start with a clean slate v.
|
beyaz sayfa açmak |
|
99 |
General |
start with a clean slate v.
|
beyaz bir sayfa açmak |
|
100 |
General |
clean off the dirt v.
|
kir çözmek |
|
101 |
General |
wipe the slate clean v.
|
geçmişe sünger çekmek |
|
102 |
General |
clean the table v.
|
(masanın) boşlarını almak |
|
103 |
General |
clean the table v.
|
boşları almak |
|
104 |
General |
make a clean breast v.
|
içini dökmek |
|
105 |
General |
spring-clean v.
|
bahar temizliği yapmak |
|
106 |
General |
clean out all the drawers v.
|
tüm çekmeceleri boşaltmak |
|
107 |
General |
clean stain v.
|
leke temizlemek |
|
108 |
General |
not to keep clean v.
|
temiz tutmamak |
|
109 |
General |
keep the environment clean v.
|
çevreyi temiz tutmak |
|
110 |
General |
clean the fish v.
|
balık ayıklamak |
|
111 |
General |
have a clean criminal record v.
|
sabıkası temiz olmak |
|
112 |
General |
have a clean criminal record v.
|
sabıkasız olmak |
|
113 |
General |
seem clean v.
|
temiz görünmek |
|
114 |
General |
clean the place out v.
|
mekanı silip süpürmek |
|
115 |
General |
clean the table v.
|
boşları toplamak |
|
116 |
General |
give clean bill of health v.
|
sağlam raporu vermek |
|
117 |
General |
clean with a vacuum cleaner v.
|
elektrik süpürgesi ile temizlemek |
|
118 |
General |
clean with a vacuum cleaner v.
|
elektrik süpürgesiyle temizlemek |
|
119 |
General |
clean the oven v.
|
fırını temizlemek |
|
120 |
General |
come up clean v.
|
(bir araştırmadan vb) temiz çıkmak |
|
121 |
General |
come up clean v.
|
(gbt vb) temiz çıkmak |
|
122 |
General |
clean one's nose v.
|
burnunu temizlemek |
|
123 |
General |
clean the cage v.
|
kafesi temizlemek |
|
124 |
General |
clean rice v.
|
pirinç ayıklamak |
|
125 |
General |
clean up the house v.
|
evi temizlemek |
|
126 |
General |
clean the board v.
|
tahtayı silmek |
|
127 |
General |
burn something clean v.
|
birşeyi yakarak temizlemek |
|
128 |
General |
clean a toilet v.
|
tuvalet temizlemek |
|
129 |
General |
clean up v.
|
ortalığı toparlamak |
|
130 |
General |
clean the barn v.
|
ahırı temizlemek |
|
131 |
General |
keep clean v.
|
ki̇rletmemek |
|
132 |
General |
vacuum-clean v.
|
elektrik süpürgesi ile temizlemek |
|
133 |
General |
clean the window v.
|
pencereyi temizlemek |
|
134 |
General |
clean house v.
|
evi ve mobilyalarını temizlemek |
|
135 |
General |
clean house v.
|
ev temizliği yapmak |
|
136 |
General |
dry clean v.
|
kimyasal maddelerle temizlemek |
|
137 |
General |
clean up v.
|
harabelikten kurtarmak |
|
138 |
General |
clean up v.
|
düzensizlikten kurtarmak |
|
139 |
General |
clean up v.
|
enkazı ortadan kaldırmak |
|
140 |
General |
clean up v.
|
kusurları gidermek |
|
141 |
General |
clean up v.
|
hataları gidermek |
|
142 |
General |
clean up v.
|
üstünü başını düzeltmek |
|
143 |
General |
clean up v.
|
bağımlılıktan kurtulmak |
|
144 |
General |
very clean adj.
|
pırıl pırıl |
|
145 |
General |
spotlessly clean adj.
|
tertemiz |
|
146 |
General |
very clean adj.
|
pirüpak |
|
147 |
General |
clean limbed adj.
|
endamlı |
|
148 |
General |
clean-cut adj.
|
hoş görünümlü |
|
149 |
General |
white and clean adj.
|
süt gibi |
|
150 |
General |
very clean adj.
|
çiçek gibi |
|
151 |
General |
sparkingly clean adj.
|
temiz pak |
|
152 |
General |
very clean adj.
|
ak pak |
|
153 |
General |
very clean adj.
|
arı sili |
|
154 |
General |
crisp and clean adj.
|
tiril tiril |
|
155 |
General |
easy clean adj.
|
temizlenmesi kolay |
|
156 |
General |
clean shaven adj.
|
temiz tıraşlanmış |
|
157 |
General |
ritually clean adj.
|
abdestli |
|
158 |
General |
clean hearted adj.
|
temizkalpli |
|
159 |
General |
clean hearted adj.
|
kalbi temiz |
|
160 |
General |
clean hearted adj.
|
temiz yürekli |
|
161 |
General |
clean-bred adj.
|
safkan |
|
162 |
General |
clean-cut adj.
|
düzenli |
|
163 |
General |
clean-cut adj.
|
açık |
|
164 |
General |
clean-cut adj.
|
hoş |
|
165 |
General |
clean-cut adj.
|
biçimli |
|
166 |
General |
clean-cut adj.
|
kesin |
|
167 |
General |
clean-living adj.
|
pirüpak |
|
168 |
General |
clean-cut adj.
|
pürüzsüz |
|
169 |
General |
clean-cut adj.
|
düzgün |
|
170 |
General |
clean-handed adj.
|
temiz |
|
171 |
General |
clean-bred adj.
|
katışıksız |
|
172 |
General |
clean-living adj.
|
temiz kalmış |
|
173 |
General |
clean-shaven adj.
|
sinek kaydı (tıraşlı) |
|
174 |
General |
clean-cut adj.
|
sınırları belli |
|
175 |
General |
clean-cut adj.
|
sınırlayıcı |
|
176 |
General |
clean-cut adj.
|
açık seçik |
|
177 |
General |
clean-cut adj.
|
erdemli ve temiz |
|
178 |
General |
clean-cut adj.
|
çok kaliteli |
|
179 |
General |
clean-handed adj.
|
suçsuz |
|
180 |
General |
clean-handed adj.
|
kabahatsiz |
|
181 |
General |
clean-limbed adj.
|
vücudu orantılı |
|
182 |
General |
clean-living adj.
|
ahlaki açıdan temiz |
|
183 |
General |
clean-living adj.
|
erdemli |
|
184 |
General |
clean-tech adj.
|
temiz teknoloji kullanan |
|
185 |
General |
clean-timbered [obsolete] adj.
|
vücudu orantılı |
|
186 |
General |
the room isn't clean expr.
|
oda temizlenmemiş |
|
Phrasals |
|
187 |
Phrasals |
clean out v.
|
yormak |
|
188 |
Phrasals |
clean out v.
|
(birinin) tüm parasıyla sıvışmak |
|
189 |
Phrasals |
clean out v.
|
hepsini yok etmek |
|
190 |
Phrasals |
clean up v.
|
etrafa çekidüzen vermek |
|
191 |
Phrasals |
clean up v.
|
(suçtan) arındırmak |
|
192 |
Phrasals |
clean up v.
|
kolay zafer kazanmak |
|
193 |
Phrasals |
clean up v.
|
güle oynaya kazanmak |
|
194 |
Phrasals |
clean up v.
|
rahat rahat kazanmak |
|
195 |
Phrasals |
clean up v.
|
(metin, yazı) hatalardan arındırmak |
|
196 |
Phrasals |
clean up v.
|
(metin, yazı) tashih yapmak |
|
197 |
Phrasals |
clean up v.
|
düzeltmek |
|
198 |
Phrasals |
clean up v.
|
tamamlamak |
|
199 |
Phrasals |
come clean about (something) v.
|
(bir konu hakkında) gerçeği söylemek |
|
200 |
Phrasals |
come clean about (something) v.
|
yaptığını kabullenmek |
|
201 |
Phrasals |
clean up v.
|
büyük kazanç sağlamak |
|
202 |
Phrasals |
clean out v.
|
boşaltıp temizlemek |
|
203 |
Phrasals |
clean out v.
|
birşeyin içini boşaltmak |
|
204 |
Phrasals |
clean down v.
|
baştan aşağı temizlemek |
|
205 |
Phrasals |
clean up on v.
|
bozguna uğratmak |
|
206 |
Phrasals |
come clean (with someone) (about something) v.
|
birisine dürüst olmak |
|
207 |
Phrasals |
come clean (with someone) (about something) v.
|
birisine karşı dürüst olmak |
|
208 |
Phrasals |
clean somebody out v.
|
birisini soyup soğana çevirmek |
|
209 |
Phrasals |
clean up somewhere v.
|
bir yeri (pislikten/suçtan) arındırmak |
|
210 |
Phrasals |
clean down v.
|
dip bucak temizlemek |
|
211 |
Phrasals |
clean up v.
|
düşmandan temizlemek |
|
212 |
Phrasals |
clean up v.
|
düşmandan arındırmak |
|
213 |
Phrasals |
clean somebody out v.
|
her şeyini almak |
|
214 |
Phrasals |
clean up on v.
|
hezimete uğratmak |
|
215 |
Phrasals |
clean something off v.
|
kiri çözmek/çıkarmak |
|
216 |
Phrasals |
clean something off something v.
|
kiri çözmek/çıkarmak |
|
217 |
Phrasals |
clean up on v.
|
kar sağlamak |
|
218 |
Phrasals |
clean up v.
|
parayı bulmak |
|
219 |
Phrasals |
clean up v.
|
parsayı toplamak |
|
220 |
Phrasals |
clean something off something v.
|
silerek/temizleyerek çıkarmak |
|
221 |
Phrasals |
clean up on v.
|
para kazanmak |
|
222 |
Phrasals |
clean up v.
|
para kazanmak |
|
223 |
Phrasals |
clean something off v.
|
silerek/temizleyerek çıkarmak |
|
224 |
Phrasals |
clean down v.
|
silip süpürmek |
|
225 |
Phrasals |
clean up v.
|
silip süpürmek |
|
226 |
Phrasals |
clean something down v.
|
(fırçayla vb) temizlemek |
|
227 |
Phrasals |
clean (something) out of (something) v.
|
(bir şeyin) içini (bir şeyden) temizlemek |
|
228 |
Phrasals |
clean (something) out of (something) v.
|
(bir şeyin) içini (bir şeyden) arındırmak |
|
229 |
Phrasals |
clean (something) out of (something) v.
|
(bir şeyin) içinden (bir şeyi) atmak/çıkarmak |
|
230 |
Phrasals |
clean (someone) out of (something) v.
|
(birini bir şeyden) atmak |
|
231 |
Phrasals |
clean (someone) out of (something) v.
|
(birini) işten çıkarmak |
|
232 |
Phrasals |
clean (someone) out of (something) v.
|
(bir şeyi/yeri birinden) temizlemek |
|
233 |
Phrasals |
clean someone or something down v.
|
birini/bir şeyi yıkamak |
|
234 |
Phrasals |
clean someone or something down v.
|
birini/bir şeyi baştan aşağı temizlemek |
|
235 |
Phrasals |
clean off v.
|
(bir maddeden) temizlemek |
|
236 |
Phrasals |
clean off v.
|
(bir şeyini) silmek |
|
237 |
Phrasals |
clean out v.
|
soyup soğana çevirmek |
|
238 |
Phrasals |
clean out v.
|
bütün parasını ütmek |
|
239 |
Phrasals |
clean out v.
|
ceplerini boşaltmak |
|
240 |
Phrasals |
clean out v.
|
bitirmek |
|
241 |
Phrasals |
clean out v.
|
dibini buldurmak |
|
242 |
Phrasals |
clean out v.
|
tüketmek |
|
243 |
Phrasals |
clean out v.
|
bağırsaklarının boşalmasına neden olmak |
|
244 |
Phrasals |
clean something out v.
|
bir şeyin içini temizlemek |
|
245 |
Phrasals |
clean out of v.
|
tüketmek |
|
246 |
Phrasals |
clean out of v.
|
soyup soğana çevirmek |
|
247 |
Phrasals |
clean up v.
|
yasa dışı faaliyetlerden temizlemek |
|
248 |
Phrasals |
clean up v.
|
yasa dışı faaliyetlere son vermek |
|
249 |
Phrasals |
clean up v.
|
temize çekmek |
|
250 |
Phrasals |
clean someone or something up v.
|
birini/bir şeyi temizlemek |
|
251 |
Phrasals |
clean someone or something up v.
|
birini/bir şeyi yıkamak |
|
252 |
Phrasals |
clean up after (someone or something) v.
|
(birinin/bir şeyin) yasa dışı bir eylemini/suçunu örtbas etmek |
|
253 |
Phrasals |
clean up on (something) v.
|
(bir şeyden) parsayı toplamak |
|
254 |
Phrasals |
clean up v.
|
kurtulmak |
|
255 |
Phrasals |
clean up v.
|
elden çıkarmak |
|
256 |
Phrasals |
clean up v.
|
tüketmek |
|
257 |
Phrasals |
clean up v.
|
halletmek |
|
258 |
Phrasals |
clean up v.
|
rahatlatmak |
|
259 |
Phrasals |
clean up v.
|
hafifletmek |
|
260 |
Phrasals |
clean up v.
|
istenmeyen kişilerden kurtulmak |
|
261 |
Phrasals |
clean up v.
|
yakasından atmak |
|
262 |
Phrasals |
clean up v.
|
yakasından sıyırmak |
|
263 |
Phrasals |
clean up v.
|
istenmeyen özellikleri defetmek |
|
264 |
Phrasals |
clean (up) v.
|
(topraktan) otları ayıklamak |
|
265 |
Phrasals |
clean (up) v.
|
(topraktan) çer çöpü ayırmak |
|
266 |
Phrasals |
clean out (of/from) v.
|
(bir şeyi) uzaklaştırmak |
|
267 |
Phrasals |
clean out (of/from) v.
|
(bir şeyi) ortadan kaldırmak |
|
Phrases |
|
268 |
Phrases |
keep the environment clean expr.
|
çevreyi temiz tutalım |
|
269 |
Phrases |
keep our environment clean expr.
|
çevremizi temiz tutalım |
|
270 |
Phrases |
keep the school clean expr.
|
okulu temiz tut |
|
271 |
Phrases |
keep the school clean expr.
|
okulu temiz tutun |
|
272 |
Phrases |
keep the classroom clean expr.
|
sınıfı temiz tut |
|
273 |
Phrases |
keep the classroom clean expr.
|
sınıfı temiz tutun |
|
274 |
Phrases |
keep the class clean expr.
|
sınıfı temiz tut |
|
275 |
Phrases |
keep it clean expr.
|
temiz tut |
|
Proverb |
|
276 |
Proverb |
a new broom sweeps clean
|
işe yeni başlamış kişi canla başla işini yapar |
|
277 |
Proverb |
a new broom sweeps clean
|
işbaşına yeni gelen kimse iyi iş görür |
|
278 |
Proverb |
a new broom sweeps clean
|
yeni süpürge iyi süpürür |
|
279 |
Proverb |
a new broom sweeps clean
|
bir işe yeni başlayan kimse kendini kabul ettirmek için elinden geleni yapar |
|
280 |
Proverb |
new brooms sweep clean
|
yeni süpürge iyi süpürür |
|
281 |
Proverb |
new brooms sweep clean
|
bir işe yeni başlayan kimse kendini kabul ettirmek için elinden geleni yapar |
|
282 |
Proverb |
a clean conscience is a good pillow
|
vicdanı temiz olan rahat uyur |
|
283 |
Proverb |
a new broom sweeps clean
|
işe yeni başlamış kişi işini canla başla yapar |
|
284 |
Proverb |
new brooms sweep clean
|
işe yeni başlamış kişi işini canla başla yapar |
|
285 |
Proverb |
a clean conscience is a good pillow
|
iyi bir vicdan en rahat yastıktır |
|
286 |
Proverb |
a clean conscience is a good pillow
|
vicdanı rahat olanın uykusu da rahat olur |
|
287 |
Proverb |
a clean conscience makes a soft pillow
|
vicdanı temiz olan rahat uyur |
|
288 |
Proverb |
a clean conscience makes a soft pillow
|
vicdanı temiz olan başını yastığa rahat koyar |
|
289 |
Proverb |
a clean conscience makes a soft pillow
|
vicdanı rahat olan rahat uyur |
|
290 |
Proverb |
a clean conscience makes a soft pillow
|
vicdanı rahat olanın uykusu da rahat olur |
|
Colloquial |
|
291 |
Colloquial |
mr clean n.
|
bay dürüst |
|
292 |
Colloquial |
mr clean n.
|
bay doğru |
|
293 |
Colloquial |
day-clean n.
|
şafaktan hemen sonraki zaman |
|
294 |
Colloquial |
day-clean n.
|
güneşin parlamaya başladığı an |
|
295 |
Colloquial |
clean up nice v.
|
şık olmak |
|
296 |
Colloquial |
clean up nice v.
|
giyinip kuşanmak |
|
297 |
Colloquial |
clean up nice v.
|
süslenip püslenmek |
|
298 |
Colloquial |
clean up nice v.
|
şekil yapmak |
|
299 |
Colloquial |
clean up nicely v.
|
şık olmak |
|
300 |
Colloquial |
clean up nicely v.
|
giyinip kuşanmak |
|
301 |
Colloquial |
clean up nicely v.
|
süslenip püslenmek |
|
302 |
Colloquial |
clean up nicely v.
|
şekil yapmak |
|
303 |
Colloquial |
clean baby's bottom/bum v.
|
bebeğin altını temizlemek |
|
304 |
Colloquial |
clean baby's bottom/bum v.
|
bebeğin altını almak |
|
305 |
Colloquial |
clean baby's bottom/bum v.
|
bebeğin altını değiştirmek |
|
306 |
Colloquial |
come clean v.
|
kabul etmek |
|
307 |
Colloquial |
clean oneself up v.
|
temizlenmek |
|
308 |
Colloquial |
clean oneself up v.
|
yıkanıp yeni giysi giymek |
|
309 |
Colloquial |
let someone walk by with a clean conscience v.
|
vicdanı rahat bir şekilde gezmesini sağlamak |
|
310 |
Colloquial |
clean someone out v.
|
birini soyup soğana çevirmek |
|
311 |
Colloquial |
clean someone out v.
|
birinin ceplerini boşaltmak |
|
312 |
Colloquial |
clean someone out v.
|
birinin tüm parasını bitirmek |
|
313 |
Colloquial |
clean someone out v.
|
bağırsaklarını boşaltmak |
|
314 |
Colloquial |
clean someone out v.
|
lavman yapmak |
|
315 |
Colloquial |
clean out v.
|
zorla uzaklaştırmak |
|
316 |
Colloquial |
clean out v.
|
zorla göndermek |
|
317 |
Colloquial |
clean out v.
|
birini istifaya zorlamak |
|
318 |
Colloquial |
get clean away v.
|
kaçıp gitmek |
|
319 |
Colloquial |
get clean away v.
|
paçasını kurtarmak |
|
320 |
Colloquial |
get clean away v.
|
sıvışmak |
|
321 |
Colloquial |
get clean away v.
|
kaçıp kurtulmak |
|
322 |
Colloquial |
clean out v.
|
(stok, mal) tamamen tüketmek |
|
323 |
Colloquial |
clean and tidy adj.
|
derli toplu |
|
324 |
Colloquial |
clean-shaven adj.
|
sıfıra kazınmış (saç) |
|
325 |
Colloquial |
clean-shaven adj.
|
saçlarını sıfıra vurdurmuş |
|
326 |
Colloquial |
swept clean adj.
|
süpürülerek temizlenmiş |
|
327 |
Colloquial |
swept clean adj.
|
tertemiz (mecazi) |
|
328 |
Colloquial |
clean-shaven adj.
|
tam kazınmış (saç) |
|
329 |
Colloquial |
squeaky-clean adj.
|
erdemli |
|
330 |
Colloquial |
squeaky-clean adj.
|
asil |
|
331 |
Colloquial |
squeaky-clean adj.
|
ahlaklı |
|
332 |
Colloquial |
squeaky-clean adj.
|
sözüne güvenilir |
|
333 |
Colloquial |
squeaky-clean adj.
|
faziletli |
|
334 |
Colloquial |
squeaky-clean adj.
|
dürüst |
|
335 |
Colloquial |
squeaky-clean adj.
|
namuslu |
|
336 |
Colloquial |
clean and fresh expr.
|
buz gibi |
|
337 |
Colloquial |
keep your hands clean expr.
|
ellerini temiz tut |
|
338 |
Colloquial |
clean out your office expr.
|
ofisini boşalt |
|
339 |
Colloquial |
keep your room clean expr.
|
odanızı temiz tutun |
|
340 |
Colloquial |
keep the room clean expr.
|
odayı temiz tut |
|
341 |
Colloquial |
keep your room clean expr.
|
odanı temiz tut |
|
342 |
Colloquial |
so clean you could eat off the floor expr.
|
tertemiz |
|
Idioms |
|
343 |
Idioms |
clean code n.
|
temiz kod |
|
344 |
Idioms |
clean code n.
|
kolay okunup anlaşılabilen düzenli, işler kod |
|
345 |
Idioms |
clean sweep n.
|
net galibiyet |
|
346 |
Idioms |
clean sweep n.
|
kesin zafer |
|
347 |
Idioms |
clean sweep n.
|
açık ara galibiyet/zafer |
|
348 |
Idioms |
white and clean n.
|
ak pak |
|
349 |
Idioms |
a clean bill of health n.
|
garanti belgesi |
|
350 |
Idioms |
clean sweep n.
|
kökten temizlik |
|
351 |
Idioms |
a clean bill of health n.
|
sağlamlık belgesi |
|
352 |
Idioms |
a clean bill of health n.
|
sağlık belgesi |
|
353 |
Idioms |
clean copy n.
|
temiz kopya |
|
354 |
Idioms |
a clean break n.
|
tam anlamıyla ayrılma |
|
355 |
Idioms |
the slate wiped clean n.
|
temiz defter |
|
356 |
Idioms |
a clean sheet n.
|
temiz bir sayfa |
|
357 |
Idioms |
a clean page n.
|
temiz bir sayfa |
|
358 |
Idioms |
clean sheet n.
|
temiz sayfa |
|
359 |
Idioms |
a clean break n.
|
tamamen ayrılma |
|
360 |
Idioms |
clean-up operation n.
|
temizleme operasyonu |
|
361 |
Idioms |
a clean-up operation n.
|
temizleme harekatı |
|
362 |
Idioms |
a clean sheet n.
|
yeni bir başlangıç |
|
363 |
Idioms |
a clean slate n.
|
yeni bir başlangıç |
|
364 |
Idioms |
a clean sheet n.
|
yeni bir sayfa |
|
365 |
Idioms |
a clean slate n.
|
yeni bir sayfa |
|
366 |
Idioms |
a clean break n.
|
(geçmişe vb.) sünger çekme |
|
367 |
Idioms |
so clean you could eat off the floor n.
|
(o kadar temiz ki) bal dök yala |
|
368 |
Idioms |
a clean sheet n.
|
maçta hiç gol yememe |
|
369 |
Idioms |
a clean sheet n.
|
maçta rakibe hiç sayı vermeme |
|
370 |
Idioms |
a clean sheet n.
|
maçta rakibin hanesine hiç sayı yazdırmama |
|
371 |
Idioms |
a clean sheet/slate n.
|
temiz bir sayfa |
|
372 |
Idioms |
a clean sheet/slate n.
|
yeni bir başlangıç |
|
373 |
Idioms |
a clean sheet/slate n.
|
yeni bir sayfa |
|
374 |
Idioms |
a clean sheet/slate n.
|
maçta hiç gol yememe |
|
375 |
Idioms |
a clean sheet/slate n.
|
maçta rakibe hiç sayı vermeme |
|
376 |
Idioms |
a clean sheet/slate n.
|
maçta rakibin hanesine hiç sayı yazdırmama |
|
377 |
Idioms |
clean bill of health n.
|
bir yerin sağlıklı/düzgün işlediğine dair teminat |
|
378 |
Idioms |
clean bill of health n.
|
bir kurumun belli standartlara uygun işlediğine dair teminat |
|
379 |
Idioms |
clean break n.
|
tamamen ayrılma |
|
380 |
Idioms |
clean break n.
|
tam anlamıyla ayrılma |
|
381 |
Idioms |
clean break n.
|
(geçmişe) sünger çekme |
|
382 |
Idioms |
clean break n.
|
tamamen geride bırakma |
|
383 |
Idioms |
clean break n.
|
defteri kapatma |
|
384 |
Idioms |
clean sheet [uk] n.
|
bir tarafın sayı kaydedemediği oyun/maç |
|
385 |
Idioms |
clean sheet [uk] n.
|
bir tarafın sayı elde edemediği oyun/maç |
|
386 |
Idioms |
clean sheet [uk] n.
|
bir tarafın skor hanesine sayı yazdıramadığı oyun/maç |
|
387 |
Idioms |
clean-up operation n.
|
derinlemesine/kökten temizlik |
|
388 |
Idioms |
make a clean breast v.
|
her şeyi itiraf etmek |
|
389 |
Idioms |
be (as) clean as a whistle v.
|
hiçbir suçu olmamak |
|
390 |
Idioms |
be (as) clean as a whistle v.
|
hiçbir pis işe bulaşmamış olmak |
|
391 |
Idioms |
be (as) clean as a whistle v.
|
hiçbir illegal faaliyette yer almamış olmak |
|
392 |
Idioms |
be (as) clean as a whistle v.
|
o taraklarda bezi olmamak |
|
393 |
Idioms |
keep (one's) slate clean v.
|
beladan uzak durmak |
|
394 |
Idioms |
keep (one's) slate clean v.
|
hiçbir suça bulaşmamak |
|
395 |
Idioms |
keep (one's) slate clean v.
|
temiz bir sicili olmak |
|
396 |
Idioms |
keep (one's) slate clean v.
|
adı herhangi bir olaya karışmamak |
|
397 |
Idioms |
keep a clean sheet v.
|
futbolda bir maçta ya da peş peşe birkaç maçta hiç gol yememek |
|
398 |
Idioms |
keep a clean sheet v.
|
sporda rakibe hiç sayı vermeden kazanma ya da artarda böyle galibiyetler almak |
|
399 |
Idioms |
keep a clean sheet v.
|
futbolda rakip takıma gol şansı vermemek |
|
400 |
Idioms |
pick something clean v.
|
eti kemiğinden sıyırmak |
|
401 |
Idioms |
pick something clean v.
|
geriye bir tek kemikler kalana dek yenmek |
|
402 |
Idioms |
pick something clean v.
|
ortalıkta hiçbir şey bırakmamak |
|
403 |
Idioms |
pick something clean v.
|
geride hiçbir şey bırakmamak |
|
404 |
Idioms |
pick something clean v.
|
silip süpürmek |
|
405 |
Idioms |
pick something clean v.
|
yalayıp yutmak |
|
406 |
Idioms |
pick something clean v.
|
ne var ne yok alıp götürmek |
|
407 |
Idioms |
pick something clean v.
|
her şeyi toplamak |
|
408 |
Idioms |
come clean v.
|
açığa vurmak |
|
409 |
Idioms |
show a clean pair of heels v.
|
birisinden hızla kaçmak |
|
410 |
Idioms |
clean someone's clock v.
|
birisini paspas gibi çiğnemek |
|
411 |
Idioms |
clean someone's clock v.
|
birini mat etmek |
|
412 |
Idioms |
clean someone's clock v.
|
birini mağlup etmek |
|
413 |
Idioms |
clean up after someone v.
|
birinin arkasını toplamak |
|
414 |
Idioms |
clean someone's plow v.
|
birisine dayak atmak |
|
415 |
Idioms |
clean the floor up with someone v.
|
birisine dayak atmak |
|
416 |
Idioms |
clean the floor up with someone v.
|
birisini pataklamak |
|
417 |
Idioms |
clean someone's plow v.
|
birisini pataklamak |
|
418 |
Idioms |
start over with a clean slate v.
|
beyaz bir sayfa açmak |
|
419 |
Idioms |
keep one's nose clean v.
|
beladan uzak durmak |
|
420 |
Idioms |
keep one's nose clean v.
|
başını belaya sokmamak |
|
421 |
Idioms |
clean the floor up with someone v.
|
birisini paspas gibi çiğnemek |
|
422 |
Idioms |
keep nose clean v.
|
başını belaya sokmamak |
|
423 |
Idioms |
clean the floor up with someone v.
|
birisini yerlerde sürüklemek |
|
424 |
Idioms |
start off with a clean slate v.
|
beyaz bir sayfa açmak |
|
425 |
Idioms |
keep your nose clean v.
|
beladan uzak durmak |
|
426 |
Idioms |
make a clean break v.
|
defteri kapamak |
|
427 |
Idioms |
make a clean sweep v.
|
derinlemesine/kökten temizlik yapmak |
|
428 |
Idioms |
keep one's hands clean v.
|
ellerini kirletmemek |
|
429 |
Idioms |
come clean v.
|
gerçeği bütün açıklığıyla söylemek |
|
430 |
Idioms |
scrub the slate clean v.
|
geçmişe sünger çekmek |
|
431 |
Idioms |
make a clean break v.
|
geride bırakmak |
|
432 |
Idioms |
show a clean pair of heels v.
|
hızla uzaklaşmak |
|
433 |
Idioms |
keep one's nose clean v.
|
etliye sütlüye karışmamak |
|
434 |
Idioms |
make a clean sweep v.
|
ezip geçmek |
|
435 |
Idioms |
wipe someone's slate clean v.
|
geçmişe sünger çekmek |
|
436 |
Idioms |
make a clean break v.
|
geçmişte bırakmak |
|
437 |
Idioms |
have clean hands v.
|
ellerini kirletmemek |
|
438 |
Idioms |
make a clean breast of v.
|
içini dökmek |
|
439 |
Idioms |
clean out the dead wood v.
|
ıskartaya çıkarmak |
|
440 |
Idioms |
clean up one’s act v.
|
kendisine çeki-düzen vermek |
|
441 |
Idioms |
clean one's act up v.
|
kendisini yenilemek |
|
442 |
Idioms |
clean one's act up v.
|
kendisine çeki-düzen vermek |
|
443 |
Idioms |
clean up one’s act v.
|
kendisini yenilemek |
|
444 |
Idioms |
have clean hands v.
|
suçu olmamak |
|
445 |
Idioms |
clean one's act up v.
|
performansını ilerletmek |
|
446 |
Idioms |
keep one's nose clean v.
|
pis işlere bulaşmamak |
|
447 |
Idioms |
wipe the slate clean v.
|
sil baştan yapmak |
|
448 |
Idioms |
keep one's hands clean v.
|
suçtan/beladan uzak durmak |
|
449 |
Idioms |
have clean hands v.
|
suçsuz olmak |
|
450 |
Idioms |
make a clean sweep v.
|
silip süpürmek |
|
451 |
Idioms |
make a clean breast of v.
|
suçunu vb kabul etmek |
|
452 |
Idioms |
have clean hands v.
|
suçtan/beladan uzak durmak |
|
453 |
Idioms |
start with a clean slate v.
|
sil baştan yapmak |
|
454 |
Idioms |
clean up one’s act v.
|
performansını ilerletmek |
|
455 |
Idioms |
make a clean breast of it v.
|
suçu itiraf etmek |
|
456 |
Idioms |
keep your nose clean v.
|
pis işlere bulaşmamak |
|
457 |
Idioms |
have clean hands v.
|
suça bulaşmamak |
|
458 |
Idioms |
keep one's hands clean v.
|
suça bulaşmamak |
|
459 |
Idioms |
clean one's plate v.
|
tabağında yemek bırakmamak |
|
460 |
Idioms |
clean one's plate v.
|
tabağını sıyırmak |
|
461 |
Idioms |
clean up one's plate v.
|
tabağını sıyırmak |
|
462 |
Idioms |
show a clean pair of heels v.
|
tabanları yağlamak |
|
463 |
Idioms |
show somebody a clean pair of heels v.
|
tur bindirmek |
|
464 |
Idioms |
clean up one's plate v.
|
tabağında yemek bırakmamak |
|
465 |
Idioms |
start off with a clean slate v.
|
temiz bir sayfa açmak |
|
466 |
Idioms |
get a clean bill of health v.
|
temiz kağıdı almak |
|
467 |
Idioms |
start over with a clean slate v.
|
temiz bir sayfa açmak |
|
468 |
Idioms |
be as clean as a whistle v.
|
tertemiz olmak |
|
469 |
Idioms |
clean out (of something) v.
|
tüketmek |
|
470 |
Idioms |
be as clean as a new pin v.
|
tertemiz olmak |
|
471 |
Idioms |
show somebody a clean pair of heels v.
|
toz yutturmak |
|
472 |
Idioms |
show somebody a clean pair of heels v.
|
(bir yarışta vb.) tozunu attırmak |
|
473 |
Idioms |
clean up on something v.
|
(bir şeyden) çok para kazanmak |
|
474 |
Idioms |
start off with a clean slate v.
|
yeni bir başlangıç yapmak |
|
475 |
Idioms |
show a clean pair of heels v.
|
uçarcasına kaçmak |
|
476 |
Idioms |
show somebody a clean pair of heels v.
|
(bir yarışta) birisini geçmek |
|
477 |
Idioms |
start over with a clean slate v.
|
yeni bir başlangıç yapmak |
|
478 |
Idioms |
have a clean conscience about something v.
|
vicdanı rahat olmak |
|
479 |
Idioms |
make a clean break v.
|
yeni bir sayfa açmak |
|
480 |
Idioms |
clean out (of something) v.
|
(elinde) olmamak/kalmamak (henüz tükenmiş) |
|
481 |
Idioms |
clean house v.
|
sorunlu/yetersiz kişileri veya grupları defetmek |
|
482 |
Idioms |
clean house v.
|
sorunlu/yetersiz politikalardan kurtulmak |
|
483 |
Idioms |
clean house v.
|
sorunlu/yetersiz kişileri veya grupları temizlemek |
|
484 |
Idioms |
clean house v.
|
sorunlu/yetersiz kişilerden veya gruplardan kurtulmak |
|
485 |
Idioms |
clean house v.
|
istenmeyen çalışanlardan kurtulmak |
|
486 |
Idioms |
clean house v.
|
tensikat yapmak |
|
487 |
Idioms |
clean house v.
|
bir temiz dövmek |
|
488 |
Idioms |
clean house v.
|
çok fena benzetmek/vurmak |
|
489 |
Idioms |
clean house v.
|
içerideki yolsuzluktan/yolsuzluklardan kurtulmak |
|
490 |
Idioms |
clean house v.
|
yolsuzluğu/yolsuzlukları temizlemek |
|
491 |
Idioms |
clean house v.
|
bir kurumu düzenlemek/nizama sokmak |
|
492 |
Idioms |
clean house v.
|
verimli hale getirmek |
|
493 |
Idioms |
clean house v.
|
faydasız/gereksiz şeylerden temizlemek |
|
494 |
Idioms |
clean house v.
|
cezalandırmak |
|
495 |
Idioms |
clean house v.
|
ortalığı başına yıkmak |
|
496 |
Idioms |
clean house v.
|
bir temiz dayak atmak/pataklamak |
|
497 |
Idioms |
clean house v.
|
yolsuzluğu temizlemek/ortadan kaldırmak |
|
498 |
Idioms |
clean house v.
|
verimsizliği gidermek |
|
499 |
Idioms |
clean house [us] v.
|
istenmeyen/gereksiz kişileri görevden almak |
|
500 |
Idioms |
clean house [us] v.
|
istenmeyen/gereksiz şeyleri ortadan kaldırmak |
|