clean - Turc Anglais Dictionnaire

clean

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "clean" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 215 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
clean v. temizlemek
So, the affected areas need to be cleaned and restored.
Etkilenen bölgelerin temizlenip onarılması gerekiyor.

More Sentences
clean adj. temiz
It is an established fact that bathing waters have become substantially cleaner right across Europe.
Yüzme sularının Avrupa genelinde önemli ölçüde daha temiz hale geldiği bilinen bir gerçektir.

More Sentences
General
clean v. yıkamak
You must clean your hands before meals.
Yemeklerden önce ellerini yıkamalısın.

More Sentences
clean v. temizlenmek
The technology for cleaning up fumes from waste incineration plants already exists.
Atık yakma tesislerinden çıkan dumanların temizlenmesine yönelik teknoloji halihazırda mevcuttur.

More Sentences
clean v. temizlemek
Somebody would have to pay to clean them up eventually.
Eninde sonunda birilerinin bunları temizlemek için ödeme yapması gerekecektir.

More Sentences
clean adj. temiz
In the quest for clean bathing water, it would clearly entail a reduction in safety.
Temiz yüzme suyu arayışında bunun güvenlikte bir azalmaya yol açacağı açıktır.

More Sentences
clean adv. tamamen
I've clean forgotten.
Tamamen unuttum.

More Sentences
clean adv. uzakta
So keep your nose clean, kid.
Bu yüzden beladan uzak dur, ufaklık.

More Sentences
Technical
clean v. temizlemek
I just told Tom that I wanted to help him clean the garage.
Tom'a garajı temizlemesine yardım etmek istediğimi söyledim.

More Sentences
General
clean n. temizlik
clean n. temizleme
clean v. almak
clean v. parlatmak
clean v. bitirmek
clean v. boşaltmak
clean v. arıtma yapmak
clean v. tanzif etmek
clean v. arıtmak
clean v. arındırmak
clean v. paklamak
clean v. kuru temizleme yapmak
clean v. kuru temizlemek
clean v. kabuklarını çıkarmak
clean v. (pulda kullanılmamış etkisi yaratmak için) damga işaretini çıkarmak
clean v. soymak
clean v. budamak
clean v. muaf tutmak
clean v. fazla kısımları atmak
clean v. toparlamak
clean v. düzenlemek
clean v. derleyip toparlamak
clean adj. yazısız
clean adj. masum
clean adj. arı
clean adj. mevzun
clean adj. açık
clean adj. alnı açık
clean adj. biçimli
clean adj. pak
clean adj. kusursuz
clean adj. saf
clean adj. ruhsatlı
clean adj. safi
clean adj. ak
clean adj. katışıksız
clean adj. düzgün
clean adj. engelsiz
clean adj. budaksız
clean adj. ayna gibi
clean adj. yenebilir (av eti vb)
clean adj. temiz ahlaklı
clean adj. adaletli
clean adj. lekesiz
clean adj. mükemmel
clean adj. kaçak olmayan
clean adj. virüssüz
clean adj. net
clean adj. şifresiz
clean adj. pürüzsüz
clean adj. güvenli
clean adj. bariz
clean adj. enfekte olmayan
clean adj. sade
clean adj. düz
clean adj. yedek
clean adj. abartısız
clean adj. oynanmamış
clean adj. üzerinde çok az düzeltme yapılmış
clean adj. açık
clean adj. okunur
clean adj. anlaşılır
clean adj. genel okuyucuya uygun
clean adj. genel izleyiciye uygun
clean adj. genel dinleyiciye uygun
clean adj. uygun içerikli
clean adj. dürüst
clean adj. hakkaniyetli
clean adj. şeffaf
clean adj. yeni yıkanmış
clean adj. taze
clean adj. ustaca yapılan
clean adj. becerikli bir şekilde yapılan
clean adj. eli çabuk şekilde yapılan
clean adj. boş
clean adj. yeterli
clean adj. başarılı
clean adj. eksiksiz
clean adj. doğası gereği sade
clean adj. doğası gereği düzenli
clean adj. (engelli atlayışta) engele dokunmadan yapılan
clean adj. lezzetli
clean adv. iyice
clean adv. bütünüyle
clean adv. temiz olarak
clean adv. adil bir şekilde
clean adv. adaletli bir şekilde
clean adv. hatasız bir şekilde
clean adv. bozulmadan
clean adv. bozulmaksızın
clean adv. uzaktan
Colloquial
clean adj. (uyuşturucu madde kullanmamak anlamında) temiz
clean adj. uyuşturucu el sürmeme
clean adj. (alkol/uyuşturucu) ayık
clean adj. (sicili) temiz
clean adj. hiçbir suçu olmayan
clean adj. sicili temiz
clean adj. sabıkası olmayan
clean adj. herhangi gibi kabahati olmayan
clean adj. suça karışmamış
clean adj. (üzerinde silah/bıçak olmama anlamında) temiz
clean adj. şık
clean adj. iyi giyinmiş
clean adj. üzerinde yasa dışı bir şey taşımayan/olmayan
clean adj. üzerinde yasak bir şey taşımayan
clean adj. üstü temiz
clean adj. dopingsiz
Trade/Economic
clean adj. belgesiz
clean adj. belge eklenmemiş
clean adj. (stok) yavaş hareket eden ürünlerden muaf
clean adj. (stok) yavaş hareket eden envanterden muaf
clean adj. (nakit para) elde bulunan
clean adj. (nakit para) herhangi bir yere teminat olarak sunulmayan
clean adj. (nakit para) elde tutulan
clean adj. (senet) cirodan muaf
clean adj. (senet) cirosuz
clean adj. (senet) işaretlerden muaf
clean adj. (döviz satışları) döviz kuru manipülasyonundan etkilenmeyen
Law
clean adj. hilesiz
clean adj. muntazam
clean adj. masum
clean adj. pürüzsüz
clean adv. kurallara uygun bir şekilde
clean adv. kanunlar ile paralel bir şekilde
clean adv. dolandırmaksızın
clean adv. aldatmaksızın
Technical
clean v. temzilemek
clean v. yıkayarak çıkarmak (kir vb)
Computer
clean adj. şifresiz
clean adj. virüssüz
clean expr. temizle
Telecom
clean adj. (radyo ve televizyon) çözünür
clean adj. (radyo ve televizyon) bozunumsuz
Aeronautic
clean adj. aerodinamik
clean adj. türbülans yaratmayan
clean adj. (hava aracı) çıkıntısız
clean adj. (hava aracı) fırlatma nesnesi olmayan
Marine
clean v. (gemi tabanına yapışan kabukluları) temizlemek
clean adj. (gemi) temiz tabanlı
clean adj. (gemi) sağlık raporu olan
Medical
clean adj. cinsel yolla bulaşan hastalığı bulunmayan
Dentistry
clean v. (diş macunu ile) diş fırçalamak
clean v. (diş üzerinde) dental profilaksi uygulamak
Gastronomy
clean v. ayıklamak
clean adj. (şarap) alışılmışın dışında ferah ve yumuşak tadı olan
Zoology
clean adj. (at bacağı) açık
clean adj. (at bacağı) engelsiz
clean adj. (at bacağı) bağsız
Agriculture
clean v. (pamuğun) çekirdeklerini ayırmak
clean v. pamuğu çırçırdan geçirmek
clean adj. otlardan arındırılmış
clean adj. çöpleri ayrılmış
clean adj. otları temizlenmiş
clean adj. tehlikeli otlardan muaf
Breeding
clean adj. (evcil hayvan) hiç doğurmamış
clean adj. (evcil hayvan) hiç çiftleşmemiş
Religious
clean adj. (kişiler) günahsız
clean adj. (kişiler) saf
clean adj. (hayvan, kuş ve balık) helal
clean adj. (hayvan, kuş ve balık) eti yenebilir
clean adj. (kişi) iffetli
Environment
clean adj. kirlilik yaratmayan
clean adj. kirletmeyen
clean adj. çevre dostu
clean adj. çok az radyoaktif atık üreten
clean adj. çok az kontaminasyon yaratan
clean adv. kirletmeden
clean adv. kirlilik yaratmadan
Sport
clean v. (tırmanma rotasından) ekipman çıkarmak
clean v. (körling) buzu hafifçe fırçalamak
clean adj. faulsüz
clean adj. mert
Baseball
clean v. (tüm kale koşucuların skor yapmasını sağlayarak) kaleleri boşaltmak
Weight Lifting
clean n. (halterde) atış
clean n. halterin omuz seviyesine çıkarılması sonrası baş üzerine kaldırıldığı hareket
clean v. (halter) tek harekette omzuna kaldırmak
clean v. (halter) atış hareketi yapmak
Art
clean adj. (sanat) yalın
clean adj. (sanat) öz
clean adj. (sanat) doğrudan
Music
clean adj. temiz (ses)
Printery
clean adj. (kanıt çıktısı) hatasız
clean adj. kolayca okunabilir
clean adj. hatadan muaf
clean adj. (prova) düzeltilmiş
Ottoman Turkish
clean adj. tahir
Archaic
clean adj. (seçim bileti) düz
clean adj. (seçim bileti) bir siyasi partinin bütün adaylarını içeren
clean adv. açık olarak
clean adv. tam olarak
clean adv. eksiksiz biçimde
clean adv. hatasızca
Slang
clean v. tüm parayı cukkalamak
clean v. tüm varlıklarını almak
clean adj. parasız
clean adj. meteliksiz
clean adj. çulsuz
clean adj. beş parasız
clean adj. şık giyimli
clean adj. fiyakalı
clean adj. ciks giyinen
clean adj. çıkarı bulunmayan
clean adj. doğrudan ilişkisi bulunmayan
clean adj. ön yargısız
Metallurgy
clean v. çatlakları gidermek
clean v. damarları gidermek

Sens de "clean" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
clean up v. temizlemek
Now the operators will also have to clean up content.
Şimdi operatörler de içeriği temizlemek zorunda kalacaklar.

More Sentences
General
clean room n. temiz oda
Easy check-in and check-out, extensive breakfast choices with many extra touches, friendly staff, and clean room.
Kolay giriş ve çıkış, birçok ekstra dokunuşla geniş kahvaltı seçenekleri, güler yüzlü personel ve temiz oda.

More Sentences
clean energy n. temiz enerji
This leads to attempts to include more forms of electricity generation with clean energy.
Bu da daha fazla elektrik üretim biçiminin temiz enerjiye dahil edilmesi girişimlerine yol açmaktadır.

More Sentences
clean air n. temiz hava
Perhaps I will ask my daughter, Kate, if she will write a 21st-century version featuring clean air.
Belki de kızım Kate'e temiz hava içeren bir 21. yüzyıl versiyonu yazıp yazmayacağını sorarım.

More Sentences
clean-up n. temizleme
No longer should the public bear the burden of clean-up costs when often the polluter has walked away.
Çoğu zaman kirleten çekip gitmişken, temizleme masraflarının yükünü artık kamu üstlenmemelidir.

More Sentences
clean technology n. temiz teknoloji
We will therefore be seeing, in all economic sectors, a conversion to cleaner technologies.
Bu nedenle tüm ekonomik sektörlerde daha temiz teknolojilere doğru bir dönüşüm göreceğiz.

More Sentences
clean sheets n. temiz çarşaflar
My mother put clean sheets on the bed.
Annem, yatağın üstüne temiz çarşaf koydu.

More Sentences
clean heart n. temiz kalp
On 17 October this year 40.000 members of the armed forces launched Operation Clean Heart in Bangladesh.
Bu yıl 17 Ekim'de 40.000 silahlı kuvvetler mensubu Bangladeş'te Temiz Kalp Operasyonu'nu başlattı.

More Sentences
clean teeth n. temiz dişler
I would like to have cleaner teeth!
Daha temiz dişlerim olsun isterdim!

More Sentences
very clean n. çok temiz
You're very clean.
Sen çok temizsin.

More Sentences
clean the windows n. pencereleri temizlemek
Clean the window.
Pencereyi temizle.

More Sentences
clean up v. temizlik yapmak
Tom and three other people will help us clean up after the picnic.
Tom ve diğer üç kişi piknikten sonra bizim temizlik yapmamıza yardımcı olacak.

More Sentences
keep it clean v. temiz tutmak
You can use the book as long as you keep it clean.
Temiz tuttuğun sürece kitabı kullanabilirsin.

More Sentences
come clean v. suçunu itiraf etmek
Why don't you come clean and tell the truth?
Neden suçunu itiraf etmiyorsun ve gerçeği söylemiyorsun?

More Sentences
clean up v. bitirmek
I will clean up yesterday's work.
Dünkü işi bitireceğim.

More Sentences
clean out v. temizlemek
I'd be more than happy to help you clean out your garage.
Garajını temizlemene yardım etmekten mutluluk duyarım.

More Sentences
clean out v. boşaltmak
Tom cleaned out his bank accounts and disappeared.
Tom banka hesaplarını boşaltıp ortadan kayboldu.

More Sentences
clean up v. toparlamak
Tom stayed to help Mary clean up.
Tom Mary'nin toparlamasına yardım etmek için kaldı.

More Sentences
clean the fish v. balığı temizlemek
Tom cleaned the fish.
Tom balıkları temizledi.

More Sentences
come clean v. itiraf etmek
Why don't you come clean and tell the truth?
Neden itiraf edip gerçeği söylemiyorsun?

More Sentences
clean the house v. evi temizlemek
We need to clean the house.
Evi temizlemeliyiz.

More Sentences
dry-clean v. kuru temizlemek
I'd get it dry-cleaned if I were you.
Yerinde olsam onu kuru temizletirdim.

More Sentences
keep clean v. temiz tutmak
Your room must always be kept clean.
Odanız her zaman temiz tutulmalıdır.

More Sentences
clean the garden v. bahçeyi temizlemek
Let's clean the garden, shall we?
Hadi bahçeyi temizleyelim, olur mu?

More Sentences
look clean v. temiz görünmek
Our streets look cleaner than they used to.
Sokaklarımız eskisinden daha temiz görünüyor.

More Sentences
smell clean v. temiz kokmak
Keep a box of baking soda in the fridge to keep it smelling clean.
Temiz kokması için buzdolabında bir kutu karbonat bulundurun.

More Sentences
clean the kitchen v. mutfağı temizlemek
Tom helped Mary clean the kitchen.
Tom, Mary'nin mutfağı temizlemesine yardım etti.

More Sentences
clean the room v. odayı temizlemek
Must I clean the room?
Odayı temizlemek zorunda mıyım?

More Sentences
clean the bathroom v. banyoyu temizlemek
Tom asked Mary to clean the bathroom.
Tom, Mary'den banyoyu temizlemesini istedi.

More Sentences
Phrasals
clean up v. toparlamak
We cleaned up our garden.
Bahçemizi toparladık.

More Sentences
come clean about (something) v. itiraf etmek
If you want her forgiveness you need to come clean about what you did.
Onun affını istiyorsan yaptığını itiraf etmelisin.

More Sentences
clean up after (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) arkasını toplamak/temizlemek
Mary doesn't clean up after herself.
Mary de arkasını toplamıyor.

More Sentences
Colloquial
clean the pool v. havuzu temizlemek
Tom said he couldn't clean the pool tomorrow afternoon.
Tom yarın öğleden sonra havuzu temizleyemeyeceğini söyledi.

More Sentences
come clean v. itiraf etmek
It's time to come clean.
İtiraf etme zamanı.

More Sentences
clean and tidy adj. temiz ve düzenli
That small house was clean and tidy.
O küçük ev temiz ve düzenliydi.

More Sentences
Idioms
a clean slate n. temiz bir sayfa
I quit my job and moved so I could start off with a clean slate.
Temiz bir sayfa açabilmek için işimden ayrıldım ve taşındım.

More Sentences
come clean v. itiraf etmek
Why don't you just come clean and tell the truth?
Neden itiraf edip gerçeği söylemiyorsun?

More Sentences
Common Usage
very clean adj. tertemiz
General
clean air duct n. temiz hava kanalı
clean cut n. pürüzsüz kesik
clean speech n. düzgün konuşma
clean environment n. temiz çevre
clean slate n. yeni bir başlangıç
clean slate n. temiz bir sayfa
clean life n. temiz yaşam
clean water n. temizsu
clean space n. temiz hacim
clean sand n. temiz kum
clean acceptance n. koşulsuz kabul
clean copy n. temiz kopya
clean workstation n. temiz işyeri
clean air act n. havanın temiz tutulması kanunu
clean future n. temiz gelecek
spring-clean n. bahar temizliği
clean house n. temiz ev
clean tech n. temiz teknoloji
clean sheet n. temiz çarşaf
clean-cut man n. efendi (adam)
clean-cut guy n. efendi (adam)
clean-cut guy n. efendi adam
clean-cut man n. efendi adam
eye clean diamond n. içinde hiçbir leke görülmeyecek şekilde kesilmiş elmas
clean job n. temiz iş
clean out v. silip süpürmek
clean up v. kurtarmak
clean up v. yoluna koymak
clean up v. kırmak
make clean v. temizlemek
clean something up v. kırmak
clean up v. tertemiz yapmak
vacuum clean v. vakumla temizlemek
become clean v. arınmak
lick clean v. yalayıp temizlemek
clean somebody out of something v. soyup soğana çevirmek
keep one's nose clean v. etliye sütlüye karışmamak
clean by sweeping v. süpürerek temizlemek
rush somebody clean off his feet v. iki ayağını bir pabuca sokmak
make a clean breast of v. her şeyi itiraf etmek
clean out v. ayıklamak
wipe something clean v. bir şeyi silerek temizlemek
clean out v. para sızdırmak
clean out v. bir yeri temizlemek
steam clean v. buharla temizlemek
make a clean breast of it v. her şeyi itiraf etmek
clean up v. düzeltmek
clean somebody out v. soyup soğana çevirmek
clean out v. soymak
clean the slate v. geçmişe sünger çekmek
clean up v. vurgun vurmak
clean oneself v. yıkanmak
run somebody clean off his feet v. iki ayağını bir pabuca sokmak
clean down v. yıkamak
clean something up v. tertemiz yapmak
clean out v. içini silmek
clean off v. yüzeyini silmek
clean the fish v. balık temizlemek
clean a wound v. yara temizlemek
start with a clean slate v. beyaz sayfa açmak
start with a clean slate v. beyaz bir sayfa açmak
clean off the dirt v. kir çözmek
wipe the slate clean v. geçmişe sünger çekmek
clean the table v. (masanın) boşlarını almak
clean the table v. boşları almak
make a clean breast v. içini dökmek
spring-clean v. bahar temizliği yapmak
clean out all the drawers v. tüm çekmeceleri boşaltmak
clean stain v. leke temizlemek
not to keep clean v. temiz tutmamak
keep the environment clean v. çevreyi temiz tutmak
clean the fish v. balık ayıklamak
have a clean criminal record v. sabıkası temiz olmak
have a clean criminal record v. sabıkasız olmak
seem clean v. temiz görünmek
clean the place out v. mekanı silip süpürmek
clean the table v. boşları toplamak
give clean bill of health v. sağlam raporu vermek
clean with a vacuum cleaner v. elektrik süpürgesi ile temizlemek
clean with a vacuum cleaner v. elektrik süpürgesiyle temizlemek
clean the oven v. fırını temizlemek
come up clean v. (bir araştırmadan vb) temiz çıkmak
come up clean v. (gbt vb) temiz çıkmak
clean one's nose v. burnunu temizlemek
clean the cage v. kafesi temizlemek
clean rice v. pirinç ayıklamak
clean up the house v. evi temizlemek
clean the board v. tahtayı silmek
burn something clean v. birşeyi yakarak temizlemek
clean a toilet v. tuvalet temizlemek
clean up v. ortalığı toparlamak
clean the barn v. ahırı temizlemek
keep clean v. ki̇rletmemek
vacuum-clean v. elektrik süpürgesi ile temizlemek
clean the window v. pencereyi temizlemek
clean house v. evi ve mobilyalarını temizlemek
clean house v. ev temizliği yapmak
dry clean v. kimyasal maddelerle temizlemek
clean up v. harabelikten kurtarmak
clean up v. düzensizlikten kurtarmak
clean up v. enkazı ortadan kaldırmak
clean up v. kusurları gidermek
clean up v. hataları gidermek
clean up v. üstünü başını düzeltmek
clean up v. bağımlılıktan kurtulmak
very clean adj. pırıl pırıl
spotlessly clean adj. tertemiz
very clean adj. pirüpak
clean limbed adj. endamlı
clean-cut adj. hoş görünümlü
white and clean adj. süt gibi
very clean adj. çiçek gibi
sparkingly clean adj. temiz pak
very clean adj. ak pak
very clean adj. arı sili
crisp and clean adj. tiril tiril
easy clean adj. temizlenmesi kolay
clean shaven adj. temiz tıraşlanmış
ritually clean adj. abdestli
clean hearted adj. temizkalpli
clean hearted adj. kalbi temiz
clean hearted adj. temiz yürekli
clean-bred adj. safkan
clean-cut adj. düzenli
clean-cut adj. açık
clean-cut adj. hoş
clean-cut adj. biçimli
clean-cut adj. kesin
clean-living adj. pirüpak
clean-cut adj. pürüzsüz
clean-cut adj. düzgün
clean-handed adj. temiz
clean-bred adj. katışıksız
clean-living adj. temiz kalmış
clean-shaven adj. sinek kaydı (tıraşlı)
clean-cut adj. sınırları belli
clean-cut adj. sınırlayıcı
clean-cut adj. açık seçik
clean-cut adj. erdemli ve temiz
clean-cut adj. çok kaliteli
clean-handed adj. suçsuz
clean-handed adj. kabahatsiz
clean-limbed adj. vücudu orantılı
clean-living adj. ahlaki açıdan temiz
clean-living adj. erdemli
clean-tech adj. temiz teknoloji kullanan
clean-timbered [obsolete] adj. vücudu orantılı
the room isn't clean expr. oda temizlenmemiş
Phrasals
clean out v. yormak
clean out v. (birinin) tüm parasıyla sıvışmak
clean out v. hepsini yok etmek
clean up v. etrafa çekidüzen vermek
clean up v. (suçtan) arındırmak
clean up v. kolay zafer kazanmak
clean up v. güle oynaya kazanmak
clean up v. rahat rahat kazanmak
clean up v. (metin, yazı) hatalardan arındırmak
clean up v. (metin, yazı) tashih yapmak
clean up v. düzeltmek
clean up v. tamamlamak
come clean about (something) v. (bir konu hakkında) gerçeği söylemek
come clean about (something) v. yaptığını kabullenmek
clean up v. büyük kazanç sağlamak
clean out v. boşaltıp temizlemek
clean out v. birşeyin içini boşaltmak
clean down v. baştan aşağı temizlemek
clean up on v. bozguna uğratmak
come clean (with someone) (about something) v. birisine dürüst olmak
come clean (with someone) (about something) v. birisine karşı dürüst olmak
clean somebody out v. birisini soyup soğana çevirmek
clean up somewhere v. bir yeri (pislikten/suçtan) arındırmak
clean down v. dip bucak temizlemek
clean up v. düşmandan temizlemek
clean up v. düşmandan arındırmak
clean somebody out v. her şeyini almak
clean up on v. hezimete uğratmak
clean something off v. kiri çözmek/çıkarmak
clean something off something v. kiri çözmek/çıkarmak
clean up on v. kar sağlamak
clean up v. parayı bulmak
clean up v. parsayı toplamak
clean something off something v. silerek/temizleyerek çıkarmak
clean up on v. para kazanmak
clean up v. para kazanmak
clean something off v. silerek/temizleyerek çıkarmak
clean down v. silip süpürmek
clean up v. silip süpürmek
clean something down v. (fırçayla vb) temizlemek
clean (something) out of (something) v. (bir şeyin) içini (bir şeyden) temizlemek
clean (something) out of (something) v. (bir şeyin) içini (bir şeyden) arındırmak
clean (something) out of (something) v. (bir şeyin) içinden (bir şeyi) atmak/çıkarmak
clean (someone) out of (something) v. (birini bir şeyden) atmak
clean (someone) out of (something) v. (birini) işten çıkarmak
clean (someone) out of (something) v. (bir şeyi/yeri birinden) temizlemek
clean someone or something down v. birini/bir şeyi yıkamak
clean someone or something down v. birini/bir şeyi baştan aşağı temizlemek
clean off v. (bir maddeden) temizlemek
clean off v. (bir şeyini) silmek
clean out v. soyup soğana çevirmek
clean out v. bütün parasını ütmek
clean out v. ceplerini boşaltmak
clean out v. bitirmek
clean out v. dibini buldurmak
clean out v. tüketmek
clean out v. bağırsaklarının boşalmasına neden olmak
clean something out v. bir şeyin içini temizlemek
clean out of v. tüketmek
clean out of v. soyup soğana çevirmek
clean up v. yasa dışı faaliyetlerden temizlemek
clean up v. yasa dışı faaliyetlere son vermek
clean up v. temize çekmek
clean someone or something up v. birini/bir şeyi temizlemek
clean someone or something up v. birini/bir şeyi yıkamak
clean up after (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) yasa dışı bir eylemini/suçunu örtbas etmek
clean up on (something) v. (bir şeyden) parsayı toplamak
clean up v. kurtulmak
clean up v. elden çıkarmak
clean up v. tüketmek
clean up v. halletmek
clean up v. rahatlatmak
clean up v. hafifletmek
clean up v. istenmeyen kişilerden kurtulmak
clean up v. yakasından atmak
clean up v. yakasından sıyırmak
clean up v. istenmeyen özellikleri defetmek
clean (up) v. (topraktan) otları ayıklamak
clean (up) v. (topraktan) çer çöpü ayırmak
clean out (of/from) v. (bir şeyi) uzaklaştırmak
clean out (of/from) v. (bir şeyi) ortadan kaldırmak
Phrases
keep the environment clean expr. çevreyi temiz tutalım
keep our environment clean expr. çevremizi temiz tutalım
keep the school clean expr. okulu temiz tut
keep the school clean expr. okulu temiz tutun
keep the classroom clean expr. sınıfı temiz tut
keep the classroom clean expr. sınıfı temiz tutun
keep the class clean expr. sınıfı temiz tut
keep it clean expr. temiz tut
Proverb
a new broom sweeps clean işe yeni başlamış kişi canla başla işini yapar
a new broom sweeps clean işbaşına yeni gelen kimse iyi iş görür
a new broom sweeps clean yeni süpürge iyi süpürür
a new broom sweeps clean bir işe yeni başlayan kimse kendini kabul ettirmek için elinden geleni yapar
new brooms sweep clean yeni süpürge iyi süpürür
new brooms sweep clean bir işe yeni başlayan kimse kendini kabul ettirmek için elinden geleni yapar
a clean conscience is a good pillow vicdanı temiz olan rahat uyur
a new broom sweeps clean işe yeni başlamış kişi işini canla başla yapar
new brooms sweep clean işe yeni başlamış kişi işini canla başla yapar
a clean conscience is a good pillow iyi bir vicdan en rahat yastıktır
a clean conscience is a good pillow vicdanı rahat olanın uykusu da rahat olur
a clean conscience makes a soft pillow vicdanı temiz olan rahat uyur
a clean conscience makes a soft pillow vicdanı temiz olan başını yastığa rahat koyar
a clean conscience makes a soft pillow vicdanı rahat olan rahat uyur
a clean conscience makes a soft pillow vicdanı rahat olanın uykusu da rahat olur
Colloquial
mr clean n. bay dürüst
mr clean n. bay doğru
day-clean n. şafaktan hemen sonraki zaman
day-clean n. güneşin parlamaya başladığı an
clean up nice v. şık olmak
clean up nice v. giyinip kuşanmak
clean up nice v. süslenip püslenmek
clean up nice v. şekil yapmak
clean up nicely v. şık olmak
clean up nicely v. giyinip kuşanmak
clean up nicely v. süslenip püslenmek
clean up nicely v. şekil yapmak
clean baby's bottom/bum v. bebeğin altını temizlemek
clean baby's bottom/bum v. bebeğin altını almak
clean baby's bottom/bum v. bebeğin altını değiştirmek
come clean v. kabul etmek
clean oneself up v. temizlenmek
clean oneself up v. yıkanıp yeni giysi giymek
let someone walk by with a clean conscience v. vicdanı rahat bir şekilde gezmesini sağlamak
clean someone out v. birini soyup soğana çevirmek
clean someone out v. birinin ceplerini boşaltmak
clean someone out v. birinin tüm parasını bitirmek
clean someone out v. bağırsaklarını boşaltmak
clean someone out v. lavman yapmak
clean out v. zorla uzaklaştırmak
clean out v. zorla göndermek
clean out v. birini istifaya zorlamak
get clean away v. kaçıp gitmek
get clean away v. paçasını kurtarmak
get clean away v. sıvışmak
get clean away v. kaçıp kurtulmak
clean out v. (stok, mal) tamamen tüketmek
clean and tidy adj. derli toplu
clean-shaven adj. sıfıra kazınmış (saç)
clean-shaven adj. saçlarını sıfıra vurdurmuş
swept clean adj. süpürülerek temizlenmiş
swept clean adj. tertemiz (mecazi)
clean-shaven adj. tam kazınmış (saç)
squeaky-clean adj. erdemli
squeaky-clean adj. asil
squeaky-clean adj. ahlaklı
squeaky-clean adj. sözüne güvenilir
squeaky-clean adj. faziletli
squeaky-clean adj. dürüst
squeaky-clean adj. namuslu
clean and fresh expr. buz gibi
keep your hands clean expr. ellerini temiz tut
clean out your office expr. ofisini boşalt
keep your room clean expr. odanızı temiz tutun
keep the room clean expr. odayı temiz tut
keep your room clean expr. odanı temiz tut
so clean you could eat off the floor expr. tertemiz
Idioms
clean code n. temiz kod
clean code n. kolay okunup anlaşılabilen düzenli, işler kod
clean sweep n. net galibiyet
clean sweep n. kesin zafer
clean sweep n. açık ara galibiyet/zafer
white and clean n. ak pak
a clean bill of health n. garanti belgesi
clean sweep n. kökten temizlik
a clean bill of health n. sağlamlık belgesi
a clean bill of health n. sağlık belgesi
clean copy n. temiz kopya
a clean break n. tam anlamıyla ayrılma
the slate wiped clean n. temiz defter
a clean sheet n. temiz bir sayfa
a clean page n. temiz bir sayfa
clean sheet n. temiz sayfa
a clean break n. tamamen ayrılma
clean-up operation n. temizleme operasyonu
a clean-up operation n. temizleme harekatı
a clean sheet n. yeni bir başlangıç
a clean slate n. yeni bir başlangıç
a clean sheet n. yeni bir sayfa
a clean slate n. yeni bir sayfa
a clean break n. (geçmişe vb.) sünger çekme
so clean you could eat off the floor n. (o kadar temiz ki) bal dök yala
a clean sheet n. maçta hiç gol yememe
a clean sheet n. maçta rakibe hiç sayı vermeme
a clean sheet n. maçta rakibin hanesine hiç sayı yazdırmama
a clean sheet/slate n. temiz bir sayfa
a clean sheet/slate n. yeni bir başlangıç
a clean sheet/slate n. yeni bir sayfa
a clean sheet/slate n. maçta hiç gol yememe
a clean sheet/slate n. maçta rakibe hiç sayı vermeme
a clean sheet/slate n. maçta rakibin hanesine hiç sayı yazdırmama
clean bill of health n. bir yerin sağlıklı/düzgün işlediğine dair teminat
clean bill of health n. bir kurumun belli standartlara uygun işlediğine dair teminat
clean break n. tamamen ayrılma
clean break n. tam anlamıyla ayrılma
clean break n. (geçmişe) sünger çekme
clean break n. tamamen geride bırakma
clean break n. defteri kapatma
clean sheet [uk] n. bir tarafın sayı kaydedemediği oyun/maç
clean sheet [uk] n. bir tarafın sayı elde edemediği oyun/maç
clean sheet [uk] n. bir tarafın skor hanesine sayı yazdıramadığı oyun/maç
clean-up operation n. derinlemesine/kökten temizlik
make a clean breast v. her şeyi itiraf etmek
be (as) clean as a whistle v. hiçbir suçu olmamak
be (as) clean as a whistle v. hiçbir pis işe bulaşmamış olmak
be (as) clean as a whistle v. hiçbir illegal faaliyette yer almamış olmak
be (as) clean as a whistle v. o taraklarda bezi olmamak
keep (one's) slate clean v. beladan uzak durmak
keep (one's) slate clean v. hiçbir suça bulaşmamak
keep (one's) slate clean v. temiz bir sicili olmak
keep (one's) slate clean v. adı herhangi bir olaya karışmamak
keep a clean sheet v. futbolda bir maçta ya da peş peşe birkaç maçta hiç gol yememek
keep a clean sheet v. sporda rakibe hiç sayı vermeden kazanma ya da artarda böyle galibiyetler almak
keep a clean sheet v. futbolda rakip takıma gol şansı vermemek
pick something clean v. eti kemiğinden sıyırmak
pick something clean v. geriye bir tek kemikler kalana dek yenmek
pick something clean v. ortalıkta hiçbir şey bırakmamak
pick something clean v. geride hiçbir şey bırakmamak
pick something clean v. silip süpürmek
pick something clean v. yalayıp yutmak
pick something clean v. ne var ne yok alıp götürmek
pick something clean v. her şeyi toplamak
come clean v. açığa vurmak
show a clean pair of heels v. birisinden hızla kaçmak
clean someone's clock v. birisini paspas gibi çiğnemek
clean someone's clock v. birini mat etmek
clean someone's clock v. birini mağlup etmek
clean up after someone v. birinin arkasını toplamak
clean someone's plow v. birisine dayak atmak
clean the floor up with someone v. birisine dayak atmak
clean the floor up with someone v. birisini pataklamak
clean someone's plow v. birisini pataklamak
start over with a clean slate v. beyaz bir sayfa açmak
keep one's nose clean v. beladan uzak durmak
keep one's nose clean v. başını belaya sokmamak
clean the floor up with someone v. birisini paspas gibi çiğnemek
keep nose clean v. başını belaya sokmamak
clean the floor up with someone v. birisini yerlerde sürüklemek
start off with a clean slate v. beyaz bir sayfa açmak
keep your nose clean v. beladan uzak durmak
make a clean break v. defteri kapamak
make a clean sweep v. derinlemesine/kökten temizlik yapmak
keep one's hands clean v. ellerini kirletmemek
come clean v. gerçeği bütün açıklığıyla söylemek
scrub the slate clean v. geçmişe sünger çekmek
make a clean break v. geride bırakmak
show a clean pair of heels v. hızla uzaklaşmak
keep one's nose clean v. etliye sütlüye karışmamak
make a clean sweep v. ezip geçmek
wipe someone's slate clean v. geçmişe sünger çekmek
make a clean break v. geçmişte bırakmak
have clean hands v. ellerini kirletmemek
make a clean breast of v. içini dökmek
clean out the dead wood v. ıskartaya çıkarmak
clean up one’s act v. kendisine çeki-düzen vermek
clean one's act up v. kendisini yenilemek
clean one's act up v. kendisine çeki-düzen vermek
clean up one’s act v. kendisini yenilemek
have clean hands v. suçu olmamak
clean one's act up v. performansını ilerletmek
keep one's nose clean v. pis işlere bulaşmamak
wipe the slate clean v. sil baştan yapmak
keep one's hands clean v. suçtan/beladan uzak durmak
have clean hands v. suçsuz olmak
make a clean sweep v. silip süpürmek
make a clean breast of v. suçunu vb kabul etmek
have clean hands v. suçtan/beladan uzak durmak
start with a clean slate v. sil baştan yapmak
clean up one’s act v. performansını ilerletmek
make a clean breast of it v. suçu itiraf etmek
keep your nose clean v. pis işlere bulaşmamak
have clean hands v. suça bulaşmamak
keep one's hands clean v. suça bulaşmamak
clean one's plate v. tabağında yemek bırakmamak
clean one's plate v. tabağını sıyırmak
clean up one's plate v. tabağını sıyırmak
show a clean pair of heels v. tabanları yağlamak
show somebody a clean pair of heels v. tur bindirmek
clean up one's plate v. tabağında yemek bırakmamak
start off with a clean slate v. temiz bir sayfa açmak
get a clean bill of health v. temiz kağıdı almak
start over with a clean slate v. temiz bir sayfa açmak
be as clean as a whistle v. tertemiz olmak
clean out (of something) v. tüketmek
be as clean as a new pin v. tertemiz olmak
show somebody a clean pair of heels v. toz yutturmak
show somebody a clean pair of heels v. (bir yarışta vb.) tozunu attırmak
clean up on something v. (bir şeyden) çok para kazanmak
start off with a clean slate v. yeni bir başlangıç yapmak
show a clean pair of heels v. uçarcasına kaçmak
show somebody a clean pair of heels v. (bir yarışta) birisini geçmek
start over with a clean slate v. yeni bir başlangıç yapmak
have a clean conscience about something v. vicdanı rahat olmak
make a clean break v. yeni bir sayfa açmak
clean out (of something) v. (elinde) olmamak/kalmamak (henüz tükenmiş)
clean house v. sorunlu/yetersiz kişileri veya grupları defetmek
clean house v. sorunlu/yetersiz politikalardan kurtulmak
clean house v. sorunlu/yetersiz kişileri veya grupları temizlemek
clean house v. sorunlu/yetersiz kişilerden veya gruplardan kurtulmak
clean house v. istenmeyen çalışanlardan kurtulmak
clean house v. tensikat yapmak
clean house v. bir temiz dövmek
clean house v. çok fena benzetmek/vurmak
clean house v. içerideki yolsuzluktan/yolsuzluklardan kurtulmak
clean house v. yolsuzluğu/yolsuzlukları temizlemek
clean house v. bir kurumu düzenlemek/nizama sokmak
clean house v. verimli hale getirmek
clean house v. faydasız/gereksiz şeylerden temizlemek
clean house v. cezalandırmak
clean house v. ortalığı başına yıkmak
clean house v. bir temiz dayak atmak/pataklamak
clean house v. yolsuzluğu temizlemek/ortadan kaldırmak
clean house v. verimsizliği gidermek
clean house [us] v. istenmeyen/gereksiz kişileri görevden almak
clean house [us] v. istenmeyen/gereksiz şeyleri ortadan kaldırmak