i live - Turc Anglais Dictionnaire

i live

Sens de "i live" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 43 résultat(s)

Anglais Turc
Phrases
as long as I live expr. yaşadığım sürece
as far as I live expr. yaşadığım sürece
if I live to be a hundred expr. yüz yaşına gelsem de (anlamayacağım/yapmayacağım)
Colloquial
as i live and breathe! expr. gözlerime inanamıyorum!
Idioms
I will never live it down (humorous) expr. bu utançla yaşayamam
as i live and breathe! expr. kesinlikle!
as i live and breathe! expr. şüphen olması!
as I live and breathe! expr. vay canına!
Speaking
I can't live without my family expr. ailem olmadan yaşayamam
I live with my mom expr. annemle birlikte yaşıyorum
I live in adana expr. ben adana'da yaşıyorum
I live in istanbul expr. ben istanbul'da yaşıyorum
I live in ankara expr. ben ankara'da yaşıyorum
I do not live in Istanbul expr. ben istanbul'da yaşamıyorum
I live in izmir expr. ben izmir'de yaşıyorum
I can live with that expr. bununla yaşayabilirim
I live here with my mom expr. burada annemle yaşıyorum
I live in germany expr. ben almanya'da yaşıyorum
I won't live here next year expr. gelecek yıl burada yaşamayacağım
I live in istanbul expr. istanbul'da yaşıyorum
how do you know where i live? expr. oturduğum yeri nereden biliyorsun?
as long as I live expr. ömrüm oldukça
I want to live my life expr. kendi hayatımı yaşamak istiyorum
I know where you live expr. nerede yaşadığını biliyorum
I live with my wife expr. karımla yaşıyorum
I don't know how long i'll live expr. ne kadar yaşayacağımı bilmiyorum
I live in montreal expr. montreal'de yaşıyorum
how am I supposed to live without you? expr. sensiz naparım?
how am I supposed to live without you? expr. sensiz nasıl yaşarım?
I can't live without you expr. sensiz yaşayamam
how am I supposed to live without you? expr. sensiz nasıl yaparım?
I live in a city expr. şehirde yaşıyorum
I want to live in your country expr. senin ülkende yaşamak istiyorum
I can't live without you expr. sensiz olamam
I can't live without you expr. sensiz yaşayamam
I can't live without you expr. yaşayamam sensiz
I hope I live to see them get married and have children expr. umarım onların evlenip çocuk sahibi olduklarını görene dek yaşarım
I can't live expr. yaşayamam
the place I live expr. yaşadığım yer
where I live expr. yaşadığım yer
the place where i live expr. yaşadığım yer
I live with my daughter expr. kızım ile birlikte yaşıyorum
I live with my son expr. oğlumla ile birlikte yaşıyorum