|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
düşünce |
consideration n.
|
|
I shall be guided by that consideration in the vote.
Oylama sırasında bu düşünce bana rehberlik edecektir.
More Sentences
|
2 |
Common Usage |
düşünce |
notion n.
|
|
The notion that economic development necessarily leads to democracy is absolute nonsense.
Ekonomik kalkınmanın mutlaka demokrasiye yol açacağı düşüncesi tamamen saçmalıktır.
More Sentences
|
3 |
Common Usage |
düşünce |
thought n.
|
|
Kemalist Thought will be included in the history exam.
Atatürkçü Düşünce konusu tarih sınavına dahil edilecek.
More Sentences
|
4 |
Common Usage |
düşünce |
idea n.
|
|
The idea, of course, is that the court should only prosecute if the country concerned does not do so itself.
Elbette ki mahkemenin sadece ilgili ülke bunu kendisi yapmadığı takdirde dava açması gerektiği düşüncesindeyiz.
More Sentences
|
5 |
Common Usage |
düşünce |
opinion n.
|
|
Tom kept his opinion to himself.
Tom düşüncesini kendine sakladı.
More Sentences
|
General |
|
6 |
General |
düşünce |
sentiment n.
|
|
Firstly, I find the whole anti-road sentiment of this report baffling in the extreme.
Öncelikle, bu raporda yer alan karayolu karşıtı düşünceleri son derece şaşırtıcı buluyorum.
More Sentences
|
7 |
General |
düşünce |
reasoning n.
|
|
My second point is uncontentious but not, for that reason, insignificant.
İkinci düşüncem tartışmaya açık değildir ancak bu nedenle önemsiz de değildir.
More Sentences
|
8 |
General |
düşünce |
reflection n.
|
|
It seems to me that the forty pages of this White Paper are forty dense pages, full of reflection and proposals.
Bana öyle geliyor ki bu Beyaz Kitap'ın kırk sayfası, düşünce ve önerilerle dolu kırk yoğun sayfadır.
More Sentences
|
9 |
General |
düşünce |
view n.
|
|
What view does the Danish Presidency take of this?
Danimarka Dönem Başkanlığı bu konuda ne düşünüyor?
More Sentences
|
10 |
General |
düşünce |
thinking n.
|
|
The thinking behind the draft on the table is not short-termist or experimental.
Masadaki taslağın ardındaki düşünce kısa vadeli ya da deneysel değildir.
More Sentences
|
11 |
General |
düşünce |
mind n.
|
|
It is with this in mind that I have prepared this report.
Bu raporu bu düşünceyle hazırladım.
More Sentences
|
12 |
General |
düşünce |
think n.
|
|
That's what you think.
O senin düşüncen.
More Sentences
|
13 |
General |
düşünce |
idea n.
|
|
The idea, of course, is that the court should only prosecute if the country concerned does not do so itself.
Elbette ki mahkemenin sadece ilgili ülke bunu kendisi yapmadığı takdirde dava açması gerektiği düşüncesindeyiz.
More Sentences
|
14 |
General |
düşünce |
judgement n.
|
|
Don't let emotion cloud your judgement.
Duygularınızın düşüncelerinizi etkilemesine izin vermeyin.
More Sentences
|
15 |
General |
düşünce |
thought n.
|
|
Kemalist Thought will be included in the history exam.
Atatürkçü Düşünce konusu tarih sınavına dahil edilecek.
More Sentences
|
16 |
General |
düşünce |
opinion n.
|
|
Tom kept his opinion to himself.
Tom düşüncesini kendine sakladı.
More Sentences
|
17 |
General |
düşünce |
point n.
|
|
He went to great lengths to prove his point.
Düşüncesini kanıtlamak için çok uğraştı.
More Sentences
|
18 |
General |
düşünce |
view n.
|
|
What view does the Danish Presidency take of this?
Danimarka Dönem Başkanlığı bu konuda ne düşünüyor?
More Sentences
|
Law |
|
19 |
Law |
düşünce |
opinion n.
|
|
Tom kept his opinion to himself.
Tom düşüncesini kendine sakladı.
More Sentences
|
Technical |
|
20 |
Technical |
düşünce |
opinion n.
|
|
Tom kept his opinion to himself.
Tom düşüncesini kendine sakladı.
More Sentences
|
|
Philosophy |
|
21 |
Philosophy |
düşünce |
thought n.
|
|
Kemalist Thought will be included in the history exam.
Atatürkçü Düşünce konusu tarih sınavına dahil edilecek.
More Sentences
|
General |
|
22 |
General |
düşünce |
sense n.
|
|
23 |
General |
düşünce |
conception n.
|
|
24 |
General |
düşünce |
comment n.
|
|
25 |
General |
düşünce |
voice n.
|
|
26 |
General |
düşünce |
conceit n.
|
|
27 |
General |
düşünce |
judgment n.
|
|
28 |
General |
düşünce |
fancy n.
|
|
29 |
General |
düşünce |
attitude n.
|
|
30 |
General |
düşünce |
counsel n.
|
|
31 |
General |
düşünce |
anxiety n.
|
|
32 |
General |
düşünce |
apprehension n.
|
|
33 |
General |
düşünce |
reflexion n.
|
|
34 |
General |
düşünce |
remark n.
|
|
35 |
General |
düşünce |
plan n.
|
|
36 |
General |
düşünce |
cogitation n.
|
|
37 |
General |
düşünce |
worry n.
|
|
38 |
General |
düşünce |
assessment n.
|
|
39 |
General |
düşünce |
estimation n.
|
|
40 |
General |
düşünce |
belief n.
|
|
|
41 |
General |
düşünce |
idee n.
|
|
42 |
General |
düşünce |
say-so n.
|
|
43 |
General |
düşünce |
communion n.
|
|
44 |
General |
düşünce |
argument n.
|
|
45 |
General |
düşünce |
take n.
|
|
46 |
General |
düşünce |
regard n.
|
|
47 |
General |
düşünce |
theory n.
|
|
48 |
General |
düşünce |
thing n.
|
|
49 |
General |
düşünce |
thoft [dialect] n.
|
|
50 |
General |
düşünce |
thocht [scottish] n.
|
|
51 |
General |
düşünce |
thowt [dialect] n.
|
|
52 |
General |
düşünce |
excogitation n.
|
|
53 |
General |
düşünce |
lights n.
|
|
54 |
General |
düşünce |
high [obsolete] n.
|
|
55 |
General |
düşünce |
musing n.
|
|
56 |
General |
düşünce |
consent [obsolete] n.
|
|
57 |
General |
düşünce |
surmise n.
|
|
Colloquial |
|
58 |
Colloquial |
düşünce |
wonder [uk] n.
|
|
59 |
Colloquial |
düşünce |
clue n.
|
|
Trade/Economic |
|
60 |
Trade/Economic |
düşünce |
concept n.
|
|
Politics |
|
61 |
Politics |
düşünce |
position n.
|
|
Technical |
|
62 |
Technical |
düşünce |
mentality n.
|
|
|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
düşünce özgürlüğü |
freedom of thought n.
|
|
The European Parliament honoured Leyla Zana with its Sakharov Prize for Freedom of Thought.
Avrupa Parlamentosu Leyla Zana'yı Sakharov Düşünce Özgürlüğü Ödülü ile onurlandırdı.
More Sentences
|
General |
|
2 |
General |
düşünce biçimi |
way of thinking n.
|
|
His way of thinking is a bit extreme.
Onun düşünce biçimi biraz aşırı.
More Sentences
|
3 |
General |
sapkın düşünce |
deviant thought n.
|
|
Sami had deviant thoughts.
Sami'nin sapkın düşünceleri vardı.
More Sentences
|
4 |
General |
derin düşünce |
reflection n.
|
|
I would add reflection - we ought to reflect before every experiment is carried out.
Ben olsam derin düşünme sürecini de eklerdim; her deneyden önce uzun uzadıya düşünmemiz gerekiyor.
More Sentences
|
5 |
General |
yaratıcı düşünce |
creative thinking n.
|
|
Tom's creative thinking nicely complemented Mary's organizational talents.
Tom'un yaratıcı düşüncesi Mary'nin organizasyon yeteneklerini güzel bir şekilde tamamlıyordu.
More Sentences
|
6 |
General |
yeni düşünce |
new thought n.
|
|
No new thoughts, no new vision, no new initiatives and no urgency.
Yeni düşünceler, yeni vizyon, yeni girişimler ve aciliyet olmamalıdır.
More Sentences
|
7 |
General |
düşünce süreci |
thinking process n.
|
|
Equally, we are asking the Commission to come forward with some form of thought process.
Aynı şekilde, Komisyon'dan bir tür düşünce süreciyle ortaya çıkmasını istiyoruz.
More Sentences
|
8 |
General |
düşünce okulu |
school of thought n.
|
|
Which Buddhist school of thought do they belong to?
Onlar hangi Budist düşünce okuluna üyedir?
More Sentences
|
9 |
General |
olumlu düşünce |
positive thinking n.
|
|
I believe in the power of positive thinking.
Olumlu düşünmenin gücüne inanıyorum.
More Sentences
|
10 |
General |
eleştirel düşünce |
critical thinking n.
|
|
What is critical thinking?
Eleştirel düşünce nedir?
More Sentences
|
11 |
General |
düşünce tarzı |
way of thinking n.
|
|
So, you still have a human being's way of thinking.
Yani hala bir insanın düşünce tarzına sahipsiniz.
More Sentences
|
12 |
General |
bağımsız düşünce |
independent thinking n.
|
|
A polished, presentable presentation has been given, without so much as a single independent thought.
Tek bir bağımsız düşünce bile olmaksızın cilalanmış, sunulabilir bir sunum yapılmıştır.
More Sentences
|
13 |
General |
basmakalıp düşünce |
shibboleth n.
|
|
The company's adherence to shibboleths hindered its adaptation to changing markets.
Şirketin basmakalıp düşüncelere olan bağlılığı değişen pazarlara uyum sağlamasını engelledi.
More Sentences
|
14 |
General |
derin düşünce |
deep thought n.
|
|
He seemed to be in a very deep thought.
Çok derin düşüncelere dalmış gibiydi.
More Sentences
|
Law |
|
15 |
Law |
düşünce özgürlüğü |
freedom of thought n.
|
|
The European Parliament honoured Leyla Zana with its Sakharov Prize for Freedom of Thought.
Avrupa Parlamentosu Leyla Zana'yı Sakharov Düşünce Özgürlüğü Ödülü ile onurlandırdı.
More Sentences
|
Common Usage |
|
16 |
Common Usage |
saçma düşünce |
crotchet n.
|
|
General |
|
17 |
General |
bir toplum veya topluluğa özgü düşünce ve sanat eserlerinin bütünü |
culture n.
|
|
18 |
General |
düşünce tarzı |
school of thought n.
|
|
|
19 |
General |
yaban düşünce |
savage mind n.
|
|
20 |
General |
düşünce tarzı |
turn of mind n.
|
|
21 |
General |
analitik düşünce |
analytical thinking n.
|
|
22 |
General |
akla takılan düşünce |
obsession n.
|
|
23 |
General |
metafizik düşünce |
spiritualism n.
|
|
24 |
General |
yanlış düşünce |
fallacy n.
|
|
25 |
General |
hür düşünce |
free thought n.
|
|
26 |
General |
düşünce özgürlüğü |
breadth n.
|
|
27 |
General |
özgür düşünce |
free thought n.
|
|
28 |
General |
soyut düşünce |
abstract n.
|
|
29 |
General |
düşünce tarzı |
turn n.
|
|
30 |
General |
derin düşünce |
reflexion n.
|
|
31 |
General |
parlak düşünce |
brainchild n.
|
|
32 |
General |
sapık düşünce |
deviant thought n.
|
|
33 |
General |
temel düşünce |
donnee n.
|
|
34 |
General |
ilk başta son derece mantıklı gelen sonrasında anlamsızlaşan düşünce |
epiphanot n.
|
|
35 |
General |
ileri sürülerek savunulan düşünce |
claim n.
|
|
36 |
General |
derin düşünce |
deep in thought n.
|
|
37 |
General |
yazın ve düşünce dergisi |
review n.
|
|
38 |
General |
düşünce hayatında ortaya çıkan yeni akım |
current n.
|
|
39 |
General |
tuhaf düşünce |
crotchet n.
|
|
40 |
General |
olumsuz düşünce |
negative thought n.
|
|
41 |
General |
derin düşünce |
contemplation n.
|
|
42 |
General |
makul düşünce |
horse sense n.
|
|
43 |
General |
sosyal düşünce okulları |
school of social thought n.
|
|
44 |
General |
düşünce hattı |
line of thought n.
|
|
45 |
General |
düşünce tarzı |
mode of thought n.
|
|
46 |
General |
düşünce ayrılığı |
dissent n.
|
|
47 |
General |
garip düşünce |
kink n.
|
|
48 |
General |
özgür düşünce |
latitudinarianism n.
|
|
49 |
General |
yanlış düşünce |
fallacies n.
|
|
50 |
General |
düşünce yapısı |
genius n.
|
|
51 |
General |
düşünce dolu olma |
dreamfulness n.
|
|
52 |
General |
düşünce tarzı |
mentality n.
|
|
53 |
General |
düşünce ve düşünme |
thought and thinking n.
|
|
54 |
General |
garip düşünce |
crotchet n.
|
|
55 |
General |
düşünce özgürlüğü |
intellectual freedom n.
|
|
56 |
General |
art düşünce |
ulterior motive n.
|
|
57 |
General |
sosyolojik düşünce |
sociological thought n.
|
|
58 |
General |
hakim olan siyasi doktrinlere karşı gelen düşünce |
heresy n.
|
|
59 |
General |
dince kabul olunmuş inançlara aykırı düşünce |
heresy n.
|
|
60 |
General |
temel düşünce |
keynote n.
|
|
61 |
General |
düşünce tarzı |
cast of mind n.
|
|
62 |
General |
düşünce yapısı |
frame of mind n.
|
|
63 |
General |
göçebe düşünce |
nomadic thought n.
|
|
64 |
General |
düşünce özgürlüğü |
catholicity n.
|
|
65 |
General |
sonradan akla gelen düşünce |
afterthought n.
|
|
66 |
General |
düşünce alanının dışı |
outfield n.
|
|
67 |
General |
söyleme (fikir, düşünce) |
emitting n.
|
|
68 |
General |
düşünce alışverişi |
exchange of opinions n.
|
|
69 |
General |
üçlü tanrı anlayışını reddeden dini düşünce mensubu |
unitarian n.
|
|
70 |
General |
örnek düşünce |
sample thought n.
|
|
71 |
General |
ürün veya düşünce satışı |
selling a product, service or idea n.
|
|
72 |
General |
düşünce tarihi |
history of thought n.
|
|
73 |
General |
eşcinsellerin eşcinsel olduklarını rahatlıkla söylemeleri gerektiğini savunan düşünce |
gay pride n.
|
|
74 |
General |
dini düşünce |
religious thought n.
|
|
75 |
General |
ana düşünce |
main idea n.
|
|
76 |
General |
yanlış düşünce |
twisted mind n.
|
|
77 |
General |
mantıksız düşünce |
twisted mind n.
|
|
78 |
General |
komünist düşünce |
communist thought n.
|
|
79 |
General |
iyi düşünce |
good opinion n.
|
|
80 |
General |
benzer düşünce |
similar thought n.
|
|
81 |
General |
siyasi düşünce |
political opinion n.
|
|
82 |
General |
düşünce gücü |
power of thought n.
|
|
83 |
General |
genel düşünce |
concept n.
|
|
84 |
General |
düşünce ayrılığı |
discord n.
|
|
85 |
General |
düşünce iyeliği |
intellectual ownership n.
|
|
86 |
General |
art düşünce |
arrière-pensée n.
|
|
87 |
General |
gizli düşünce |
arrière-pensée n.
|
|
88 |
General |
sosyal düşünce |
social thought n.
|
|
89 |
General |
çok yüksek düşünce |
bathos n.
|
|
90 |
General |
düşünce uyuşması |
coincide n.
|
|
91 |
General |
düşünce ayrılığı |
collision n.
|
|
92 |
General |
şahsi düşünce |
personal opinion n.
|
|
93 |
General |
küçümsenmemesi gereken düşünce |
sacred cow n.
|
|
94 |
General |
yargılanılmaması gereken düşünce |
sacred cow n.
|
|
95 |
General |
ahlaki düşünce |
moral consideration n.
|
|
96 |
General |
düşünce aşaması |
thinking process n.
|
|
97 |
General |
düşünce aşaması |
process of consideration n.
|
|
98 |
General |
düşünce süreci |
process of thought n.
|
|
99 |
General |
düşünce aşaması |
process of thought n.
|
|
100 |
General |
tutsak edici düşünce |
abductive reasoning n.
|
|
101 |
General |
tutsak edici düşünce |
abductive thinking n.
|
|
102 |
General |
hepten gidimsel düşünce |
abductive reasoning n.
|
|
103 |
General |
hepten gidimsel düşünce |
abductive thinking n.
|
|
104 |
General |
düşünce gücü |
power of thinking n.
|
|
105 |
General |
bilimsel düşünce |
scientific thought n.
|
|
106 |
General |
mantıklı düşünce |
rational thought n.
|
|
107 |
General |
rasyonel düşünce |
rational thought n.
|
|
108 |
General |
yaygın düşünce |
a common idea n.
|
|
109 |
General |
rahatsız edici düşünce |
annoying opinion n.
|
|
110 |
General |
rahatsız edici düşünce |
annoying thought n.
|
|
111 |
General |
rahatsız edici düşünce |
disturbing thought n.
|
|
112 |
General |
düşünce akımları |
movements of thought n.
|
|
113 |
General |
düşünce akımı |
movement of thought n.
|
|
114 |
General |
yakınsak düşünce |
convergent thinking n.
|
|
115 |
General |
ıraksak düşünce |
divergent thinking n.
|
|
116 |
General |
düşünce derinliği |
depth of thinking n.
|
|
117 |
General |
düşünce ekolü |
school of thought n.
|
|
118 |
General |
bunun arkasındaki düşünce |
the thinking behind it n.
|
|
119 |
General |
düşünce tarihi |
intellectual history n.
|
|
120 |
General |
düşünce kayması |
shift in thinking n.
|
|
121 |
General |
fevri düşünce/düşünme |
impulsive thinking n.
|
|
122 |
General |
düşünce dizisi |
string of ideas n.
|
|
123 |
General |
düşünce silsilesi |
trail of thought n.
|
|
124 |
General |
düşünce dizisi |
stream of thought n.
|
|
125 |
General |
düşünce zinciri |
line of thought n.
|
|
126 |
General |
düşünce dizisi |
continuity of thought n.
|
|
127 |
General |
düşünce zinciri |
chain of thought n.
|
|
128 |
General |
düşünce dizisi |
chain of thought n.
|
|
129 |
General |
düşünce silsilesi |
continuity of thought n.
|
|
130 |
General |
düşünce zinciri |
trail of thought n.
|
|
131 |
General |
düşünce dizisi |
line of thought n.
|
|
132 |
General |
düşünce silsilesi |
string of ideas n.
|
|
133 |
General |
düşünce silsilesi |
stream of thought n.
|
|
134 |
General |
düşünce silsilesi |
chain of thought n.
|
|
135 |
General |
düşünce dizisi |
trail of thought n.
|
|
136 |
General |
düşünce zinciri |
continuity of thought n.
|
|
137 |
General |
düşünce zinciri |
string of ideas n.
|
|
138 |
General |
düşünce silsilesi |
line of thought n.
|
|
139 |
General |
düşünce zinciri |
stream of thought n.
|
|
140 |
General |
yaratıcı düşünce kaynağı |
source of imaginative thought n.
|
|
141 |
General |
herhangi bir kanıta dayanmayan düşünce |
say-so n.
|
|
142 |
General |
ince düşünce |
kind thought n.
|
|
143 |
General |
düşünce yapısı |
mentality n.
|
|
144 |
General |
düşünce dünyası |
world of thought n.
|
|
145 |
General |
düşünce ve davranışları yönlendirme uzmanı |
mentalist n.
|
|
146 |
General |
her şeyin nihayetinde iyi ile sonuçlanacağına inanan düşünce akımı |
agathism n.
|
|
147 |
General |
her şeyin nihayetinde iyi ile sonuçlanacağına inanan düşünce akımı |
agathology n.
|
|
148 |
General |
düşünce ve inanç özgürlüğü |
freedom of thought and faith n.
|
|
149 |
General |
düşünce evreni |
universe of thought n.
|
|
150 |
General |
yalın düşünce sistemi |
lean thinking system n.
|
|
151 |
General |
düşünce akımı |
current of thought n.
|
|
152 |
General |
yardımcı düşünce |
secondary thought n.
|
|
153 |
General |
basmakalıp düşünce |
stereotype n.
|
|
154 |
General |
bağımsız düşünce |
independent thought n.
|
|
155 |
General |
detaylı düşünce |
elaborate idea n.
|
|
156 |
General |
ayrıntılı düşünce |
elaborate idea n.
|
|
157 |
General |
düşünce yazısı |
think piece n.
|
|
158 |
General |
beyazların diğer ırklardan daha üstün olduğunu ve toplumu yöntenen kesim olması gerektiğini savunan ırkçı düşünce |
white supremacy n.
|
|
159 |
General |
ana düşünce |
takeaway n.
|
|
160 |
General |
öz düşünce |
core idea n.
|
|
161 |
General |
esas düşünce |
core idea n.
|
|
162 |
General |
yanlış düşünce |
false notion n.
|
|
163 |
General |
kültürel araçlar vasıtasıyla kolayca yayılan, özellikle çocukları ve kolay etkilenen insanları etkileyen yaygın bir düşünce ya da düşünce şekli |
meme n.
|
|
164 |
General |
düşünce farklılığı nedeniyle ana gruptan ayrılan grup |
splinter group n.
|
|
165 |
General |
düşünce yapısı |
mindset n.
|
|
166 |
General |
sanat ve düşünce dergisi |
journal of art and thought n.
|
|
167 |
General |
temel düşünce |
basic idea n.
|
|
168 |
General |
fikir/düşünce ögesi |
strand of thought/opinion n.
|
|
169 |
General |
mükemmel kalitedeki düşünce, görgü ve zevk |
refinedness n.
|
|
170 |
General |
mükemmel kalitedeki düşünce, görgü ve zevk |
refinement n.
|
|
171 |
General |
derin düşünce |
reflect [obsolete] n.
|
|
172 |
General |
alışılmış ve öngörülebilir düşünce ya da davranış biçimi |
reflex n.
|
|
173 |
General |
derin düşünce |
reflex [obsolete] n.
|
|
174 |
General |
yol, düşünce veya eylemin yönü |
channel n.
|
|
175 |
General |
(duygu, düşünce) açığa vurma |
release n.
|
|
176 |
General |
bir şeyin ruhunu veya özünü barındıran düşünce/inanç |
temple n.
|
|
177 |
General |
düşünce kuruluşu |
think factory n.
|
|
178 |
General |
düşünce kuruluşu |
think-tank n.
|
|
179 |
General |
düşünce balonu |
thought balloon n.
|
|
180 |
General |
düşünce balonu |
thought bubble n.
|
|
181 |
General |
düşünce okuma |
thought reading n.
|
|
182 |
General |
düşünce okuma |
mind reading n.
|
|
183 |
General |
düşünce tarzı |
thoughtcast n.
|
|
184 |
General |
düşünce deneyi |
gedankenexperiment n.
|
|
185 |
General |
önemsiz düşünce |
thoughtlet n.
|
|
186 |
General |
mantıksız düşünce |
thoughtlet n.
|
|
187 |
General |
düşünce silsilesi |
track n.
|
|
188 |
General |
düşünce karşıtlığı |
opposition of opinion/thought n.
|
|
189 |
General |
(sır/düşünce) açığa vuran |
unbosomer n.
|
|
190 |
General |
art niyetli düşünce |
mental reservation n.
|
|
191 |
General |
olumsuz veya düşmanca düşünce tarzı |
attitude n.
|
|
192 |
General |
kanıtlanamayan düşünce |
ultimate belief n.
|
|
193 |
General |
(görünen duygu veya anlamın altındaki) düşünce |
undercurrent n.
|
|
194 |
General |
yaygın düşünceye ters düşünce |
undertow n.
|
|
195 |
General |
düşünce tarzı |
key n.
|
|
196 |
General |
modası geçmiş düşünce |
baggage n.
|
|
197 |
General |
boş düşünce |
vacancy n.
|
|
198 |
General |
düşünce balonu |
balloon n.
|
|
199 |
General |
düşünce tarzı çok tuhaf olan kimse |
zombi n.
|
|
200 |
General |
istikrarsız düşünce |
vagrancy n.
|
|
201 |
General |
düşünce bulanıklığı |
vague n.
|
|
202 |
General |
bir dizi düşünce |
vein n.
|
|
203 |
General |
bastırılmış düşünce veya duyguların güçlü bir şekilde dışa vurumu |
vent n.
|
|
204 |
General |
belirli bir bakış açısına göre düşünce veya açıklama |
version n.
|
|
205 |
General |
düşünce içinde olma |
wistfulness n.
|
|
206 |
General |
düşünce dizisi |
line n.
|
|
207 |
General |
düşünce dizisi |
line n.
|
|
208 |
General |
düşünce dizisi |
line n.
|
|
209 |
General |
düşünce gücü |
habitus n.
|
|
210 |
General |
söz, fikir, düşünce silsilesi |
hail n.
|
|
211 |
General |
sıradışı düşünce |
whim-wham n.
|
|
212 |
General |
fikirleri sentezleyerek makul bir düşünce oluşturma |
mental synthesis n.
|
|
213 |
General |
düşünce okuma |
mental telepathy n.
|
|
214 |
General |
soyut düşünce |
meta n.
|
|
215 |
General |
düşünce bulanıklığı |
haze n.
|
|
216 |
General |
düşünce tarzı |
mind n.
|
|
217 |
General |
düşünce veya davranışta ters yönde değişim |
hundred and eighty degree turn n.
|
|
218 |
General |
hatalı düşünce |
misthought n.
|
|
219 |
General |
akıcı olmayan düşünce |
lucubration n.
|
|
220 |
General |
üzerinde düşünülen düşünce |
lucubration n.
|
|
221 |
General |
emek harcanan düşünce |
lucubration n.
|
|
222 |
General |
düşünce ve davranış bulanıklığı ile karakterize bir psikolojik durum |
muddiness n.
|
|
223 |
General |
bilme sürecinin düşünce veya çıkarımdan ayrışan bileşeni |
given n.
|
|
224 |
General |
belirsiz düşünce |
glimmer n.
|
|
225 |
General |
belirsiz düşünce |
glimpse n.
|
|
226 |
General |
düşünce odağı |
object n.
|
|
227 |
General |
gerçekçi olmayan düşünce |
chimera n.
|
|
228 |
General |
gerçekçi olmayan düşünce |
chimaera n.
|
|
229 |
General |
ince düşünce |
gratuity n.
|
|
230 |
General |
ani düşünce değişikliği |
hit [obsolete] n.
|
|
231 |
General |
düşünce ürünü |
ideal n.
|
|
232 |
General |
düşünce kaynağı ve özü alanında çalışan öğrenci |
ideologist n.
|
|
233 |
General |
yanlış düşünce |
idol n.
|
|
234 |
General |
yanlış düşünce |
idolism n.
|
|
235 |
General |
yanlış düşünce |
idolum n.
|
|
236 |
General |
davranış veya düşünce kurallarına inatla bağlılık |
rubricism n.
|
|
237 |
General |
düşünce dayatma |
implantation n.
|
|
238 |
General |
düşünce paylaşımı |
communion n.
|
|
239 |
General |
düşünce zinciri |
consection n.
|
|
240 |
General |
düşünce dizisi |
consection n.
|
|
241 |
General |
(deneyim veya düşünce bakımından) yakınlık |
coadjacency n.
|
|
242 |
General |
düşünce tarzı |
complection n.
|
|
243 |
General |
düşünce şekli |
complection n.
|
|
244 |
General |
dürtüsel ve genellikle mantıksız düşünce biçimi |
conceit n.
|
|
245 |
General |
ayrıntılı düşünce |
conceptualization n.
|
|
246 |
General |
ayrıntılı düşünce |
conceptualisation n.
|
|
247 |
General |
ayrıntılı düşünce |
conceptuality n.
|
|
248 |
General |
yaratıcı düşünce |
concetto n.
|
|
249 |
General |
düşünce tarzı |
diet [obsolete] n.
|
|
250 |
General |
(edebi eserin üzerinden ilerlediği) ana düşünce |
donnée n.
|
|
251 |
General |
tutarsız düşünce |
incoherence n.
|
|
252 |
General |
mantıksız düşünce |
irrationalism n.
|
|
253 |
General |
mantıksız düşünce |
irrationality n.
|
|
254 |
General |
parataksik düşünce |
parataxis n.
|
|
255 |
General |
derin düşünce |
ponderment n.
|
|
256 |
General |
rahatsız eden düşünce |
inquietude n.
|
|
257 |
General |
kaygılı düşünce |
inquietude n.
|
|
258 |
General |
huzur kaçıran düşünce |
inquietude n.
|
|
259 |
General |
içsel düşünce |
inside n.
|
|
260 |
General |
düşünce pazarlayıcı |
pedler n.
|
|
261 |
General |
düşünce pazarlayıcı |
pedlar n.
|
|
262 |
General |
sınırlandırılmış düşünce |
pemican n.
|
|
263 |
General |
edebi tarzda ifade edilen düşünce |
pensée n.
|
|
264 |
General |
düşünce hali |
pose n.
|
|
265 |
General |
düşünce alışverişi |
converse n.
|
|
266 |
General |
düşünce ayrılığı |
disassent [obsolete] n.
|
|
267 |
General |
düşünce bulanıklığı |
fog n.
|
|
268 |
General |
asılsız düşünce |
phantasy n.
|
|
269 |
General |
gerçek dışı düşünce |
phantasy n.
|
|
270 |
General |
ilkel düşünce |
primitive n.
|
|
271 |
General |
düşünce alanı |
precinct n.
|
|
272 |
General |
(düşünce) sınırlı alan |
precinct n.
|
|
273 |
General |
eski düşünce |
precogitation n.
|
|
274 |
General |
eski düşünce |
predeliberation n.
|
|
275 |
General |
ön düşünce |
preexistimation n.
|
|
276 |
General |
hizipçi düşünce |
schism [obsolete] n.
|
|
277 |
General |
düşünce farklılığı sebebiyle kiliseden veya dini bir cemaatten ayrılan kimse |
schismatic n.
|
|
278 |
General |
düşünce okulu |
sect n.
|
|
279 |
General |
duygunun sebep olduğu tutum, düşünce veya yargı |
sentiment n.
|
|
280 |
General |
duygusallık barındıran düşünce veya ifade |
sentimentalism n.
|
|
281 |
General |
duygusal düşünce |
sentimentality n.
|
|
282 |
General |
doğru kabul edilene aykırı düşünce |
free thought n.
|
|
283 |
General |
genel düşünce |
general consensus n.
|
|
284 |
General |
istemsizce akla gelen düşünce |
intrusive thought n.
|
|
285 |
General |
uygunsuz düşünce |
intrusive thought n.
|
|
286 |
General |
düşünce bilimi |
sophime n.
|
|
287 |
General |
dogmatik düşünce |
superstition n.
|
|
288 |
General |
dogmatik düşünce sahibi kimse |
superstitionist [obsolete] n.
|
|
289 |
General |
sentetik düşünce |
synthesis n.
|
|
290 |
General |
sentetik düşünce |
synthetic thinking n.
|
|
291 |
General |
düşünce sistemi |
system n.
|
|
292 |
General |
doğrulamak (bir düşünce vb'ni) |
corroborate v.
|
|
293 |
General |
desteklemek (bir düşünce vb'ni) |
corroborate v.
|
|
294 |
General |
kendini bir düşünce vb'nden kurtarmak |
rid oneself of v.
|
|
295 |
General |
bir düşünce sisteminin esaslarını öğretmek |
indoctrinate v.
|
|
296 |
General |
değiştirmek (düşünce) |
revise v.
|
|
297 |
General |
güçlendirmek (bir düşünce vb'ni) |
corroborate v.
|
|
298 |
General |
pekiştirmek (bir düşünce vb'ni) |
corroborate v.
|
|
299 |
General |
aşılamak (düşünce/alışkanlık vb'ni) |
engrain in v.
|
|
300 |
General |
yaymak (inanç/düşünce vb'ni) |
promulgate v.
|
|
301 |
General |
teyit etmek (bir düşünce vb'ni) |
corroborate v.
|
|
302 |
General |
düşünce üretmek |
produce ideas v.
|
|
303 |
General |
düşünce üretmek |
come up with ideas v.
|
|
304 |
General |
düşünce üretmek |
create ideas v.
|
|
305 |
General |
(düşünce vb) filizlenmek |
get off the ground v.
|
|
306 |
General |
(düşünce) esmek |
get into v.
|
|
307 |
General |
düşünce belli etmek |
enunciate v.
|
|
308 |
General |
(düşünce vb) yayılmak |
pervade v.
|
|
309 |
General |
yoklamak (düşünce/fikir) |
sound v.
|
|
310 |
General |
düşünce üretmek |
generate ideas v.
|
|
311 |
General |
düşünce üretmek |
generate an idea v.
|
|
312 |
General |
...'yı bir düşünce almak |
ruminate v.
|
|
313 |
General |
(fikir/düşünce) dört elle sarılmak |
hug v.
|
|
314 |
General |
pekiştirmek (bir düşünce vb'ni) |
adminiculate v.
|
|
315 |
General |
desteklemek (bir düşünce vb'ni) |
adminiculate v.
|
|
316 |
General |
doğrulamak (bir düşünce vb'ni) |
adminiculate v.
|
|
317 |
General |
teyit etmek (bir düşünce vb'ni) |
adminiculate v.
|
|
318 |
General |
(duygu, düşünce) açığa vurmak |
release v.
|
|
319 |
General |
düşünce okumak |
thought-read v.
|
|
320 |
General |
ortaya varsayıma dayanan bir düşünce atmak |
put a case v.
|
|
321 |
General |
(his, düşünce) uyandırmak |
awaken v.
|
|
322 |
General |
(fikir, düşünce) coşkusuz bir şekilde sunmak |
undersell v.
|
|
323 |
General |
düşünce yoluyla ayırt edilemez hale getirmek |
blur v.
|
|
324 |
General |
zihni derin düşünce halinde tutmak |
meditate v.
|
|
325 |
General |
(görüş, düşünce) aşılamak |
graft v.
|
|
326 |
General |
(kişi veya kuruluşa) belirli bir düşünce yapısını empoze etmek |
ideologise v.
|
|
327 |
General |
(kişi veya kuruluşa) belirli bir düşünce yapısını empoze etmek |
ideologize v.
|
|
328 |
General |
(kişi veya kuruluşa) belirli bir düşünce yapısını empoze etmek |
ideologise v.
|
|
329 |
General |
(duygu/düşünce) fark edilebilmek |
surface into consciousness v.
|
|
330 |
General |
(düşünce, uyku, trans hali) zihinsel olarak sarmak |
inwrap v.
|
|
331 |
General |
düşünce kıvraklığıyla alt etmek |
outthink v.
|
|
332 |
General |
belirli düşünce veya davranışlara eğilimli olmak |
preprogram v.
|
|
333 |
General |
duygusal düşünce ve ifadeden keyif almak |
sentimentize v.
|
|
334 |
General |
duygusal düşünce ve ifadeden keyif almak |
sentimentise v.
|
|
335 |
General |
(düşünce veya teoriye) inanmak |
subscribe v.
|
|
336 |
General |
hayal ürünü düşünce |
dereistic adj.
|
|
337 |
General |
söylenmiş (fikir, düşünce) |
emitted adj.
|
|
338 |
General |
düşünce ürünü olmayan |
unreflective adj.
|
|
339 |
General |
bir anlam/düşünce ifade etmeyen |
inexpressive adj.
|
|
340 |
General |
marazi (düşünce/merak) |
morbid adj.
|
|
341 |
General |
düşünce ürünü olmayan |
unthoughtful adj.
|
|
342 |
General |
aksi düşünce bildiren |
adversative adj.
|
|
343 |
General |
serbest (düşünce) |
broad adj.
|
|
344 |
General |
düşünce içermeyen (bir eylem ya da tepki) |
nonthinking adj.
|
|
345 |
General |
düşünce öncesinde ortaya çıkmayan |
nonthinking adj.
|
|
346 |
General |
düşünce olmadan yapılan |
nonthinking adj.
|
|
347 |
General |
düşünce olarak beliren |
think adj.
|
|
348 |
General |
derin düşünce ve araştırma ürünü olma |
thoughtfulness adj.
|
|
349 |
General |
düşünce ve ifade özgürlüğünden yana |
liberal adj.
|
|
350 |
General |
düşünce veya duygudaki değişiklikleri tahmin etmede yetenekli olan |
weatherwise adj.
|
|
351 |
General |
düşünce veya duygudaki değişiklikleri tahmin etmede yetenekli olan |
weather-wise adj.
|
|
352 |
General |
(düşünce, ifade) yaratıcı |
bold adj.
|
|
353 |
General |
mekanik düşünce veya kurama ait |
mechanic adj.
|
|
354 |
General |
mekanik düşünce veya kuram ile ilişkili |
mechanic adj.
|
|
355 |
General |
soyut düşünce ile ilgili |
meta adj.
|
|
356 |
General |
bakış açısında veya düşünce biçiminde kalıcı değişim yaratan |
mind-altering adj.
|
|
357 |
General |
(düşünce veya ifade) net |
luculent adj.
|
|
358 |
General |
(düşünce veya ifade) çetrefilsiz |
luculent adj.
|
|
359 |
General |
(düşünce veya ifade) direkt |
luculent adj.
|
|
360 |
General |
(düşünce veya ifade) doğrudan |
luculent adj.
|
|
361 |
General |
düşünce veya duygulardan ziyade zihnin dışındaki şeyleri kast eden |
objective adj.
|
|
362 |
General |
düşünce veya duygulardan ziyade zihnin dışındaki şeylerle uğraşan |
objective adj.
|
|
363 |
General |
belirli bir düşünce şeklini yansıtan |
idealogical adj.
|
|
364 |
General |
belirli bir düşünce şeklini yansıtan |
ideologic adj.
|
|
365 |
General |
belirli bir düşünce şeklini yansıtan |
ideological adj.
|
|
366 |
General |
düşünce ile ilişkili |
opinative adj.
|
|
367 |
General |
düşünce temeline dayanan |
opinionate [obsolete] adj.
|
|
368 |
General |
birtakım düşünce veya hislerin ağırlığını taşıyan |
oppressed adj.
|
|
369 |
General |
omuzlarında düşünce veya hislerin ağırlığını taşıyan |
oppressed adj.
|
|
370 |
General |
katı (düşünce) |
ossified adj.
|
|
371 |
General |
düşünce ürünü olan |
supposed adj.
|
|
372 |
General |
fırsat düşünce |
when occasion serves adv.
|
|
373 |
General |
düşünce yolu ile |
ideally adv.
|
|
374 |
General |
sözcük sonunda yer alan e veya ie sesi düşünce kullanılan bir son ek |
-ing suf.
|
|
Phrasals |
|
375 |
Phrasals |
(birisi) ile (belli bir kişi, düşünce ya da mesele) hakkında uzlaşmak |
concur on (someone or something) with (one) v.
|
|
376 |
Phrasals |
(birisi) ile (belli bir kişi, düşünce ya da mesele) üstünde anlaşmaya varmak |
concur on (someone or something) with (one) v.
|
|
377 |
Phrasals |
(birisi) ile (belli bir kişi, düşünce ya da mesele) hakkında uzlaşmak |
concur with (one) on (someone or something) v.
|
|
378 |
Phrasals |
(birisi) ile ((belli bir kişi, düşünce ya da mesele) üstünde anlaşmaya varmak |
concur with (one) on (someone or something) v.
|
|
379 |
Phrasals |
kök salmak (düşünce/fikir) |
seep into (somewhere) v.
|
|
380 |
Phrasals |
yayılmaya başlamak (düşünce/fikir) |
seep into (somewhere) v.
|
|
381 |
Phrasals |
(düşünce/akım) çıkmak |
well up v.
|
|
382 |
Phrasals |
aklındaki bir düşünce yokmuş gibi davranmak |
thrust away from (someone or something) v.
|
|
383 |
Phrasals |
düşünce gücüyle uzaklaştırmak |
wish away v.
|
|
384 |
Phrasals |
bir his, düşünce her zaman biriyle olmak |
carry (something) with (one) v.
|
|
385 |
Phrasals |
(düşünce veya konuşmada) bir şeye geri dönmek |
go back v.
|
|
Colloquial |
|
386 |
Colloquial |
ansızın akla gelen düşünce |
brain wave n.
|
|
387 |
Colloquial |
samimi düşünce |
a piece of one's mind n.
|
|
388 |
Colloquial |
pratik düşünce tarzı |
a practical turn of mind n.
|
|
389 |
Colloquial |
kıvrak düşünce |
fancy footwork n.
|
|
390 |
Colloquial |
paranoyak düşünce |
tin hat n.
|
|
391 |
Colloquial |
kuruntulu düşünce |
tin hat n.
|
|
392 |
Colloquial |
saplantılı düşünce |
tin hat n.
|
|
393 |
Colloquial |
saçma düşünce |
noire n.
|
|
394 |
Colloquial |
gerici düşünce |
fossil n.
|
|
395 |
Colloquial |
basmakalıp düşünce |
fossil n.
|
|
396 |
Colloquial |
iyi düşünce |
good take n.
|
|
397 |
Colloquial |
kötü düşünce |
bad take n.
|
|
398 |
Colloquial |
gündelik bir işi yaparken bir anda akla gelen düşünce |
shower thought n.
|
|
399 |
Colloquial |
genel düşünce |
strength [australia/new zealand] n.
|
|
400 |
Colloquial |
birinin düşünce silsilesinde kaybolmamak |
be with (one) v.
|
|
401 |
Colloquial |
(düşünce, duygu tarafından) ele geçirilmek |
drown v.
|
|
402 |
Colloquial |
altı boş (görüş/düşünce) |
on shaky ground expr.
|
|
403 |
Colloquial |
altı boş (görüş/düşünce) |
on dangerous ground expr.
|
|
404 |
Colloquial |
(birinin) kendi (küçük) hayal/düşünce dünyasında |
in (one's) own (little) world expr.
|
|
405 |
Colloquial |
kendi hayal/düşünce dünyasında |
in one's own world expr.
|
|
406 |
Colloquial |
iyi düşünce |
w take (winner take) expr.
|
|
Idioms |
|
407 |
Idioms |
düşünce zinciri |
train of thought n.
|
|
408 |
Idioms |
düşünce silsilesi |
train of thought n.
|
|
409 |
Idioms |
düşünce dizisi |
train of thought n.
|
|
410 |
Idioms |
ne olduğu tam bilinemeyen faaliyet veya düşünce alanı |
no-man's-land n.
|
|
411 |
Idioms |
çarpıcı düşünce |
sobering thought n.
|
|
412 |
Idioms |
travmatik düşünce |
sobering thought n.
|
|
413 |
Idioms |
iç karartıcı düşünce/fikir |
a sobering thought n.
|
|
414 |
Idioms |
moral bozucu düşünce/fikir |
a sobering thought n.
|
|
415 |
Idioms |
belirli bir düşünce tarzı |
a (kind of) turn of mind n.
|
|
416 |
Idioms |
belirli bir düşünce tarzı |
a (kind of) turn of mind n.
|
|
417 |
Idioms |
uykuları kaçıran düşünce/fikir |
a sobering thought n.
|
|
418 |
Idioms |
örseleyen/yıpratan/hırpalayan düşünce |
a sobering thought n.
|
|
419 |
Idioms |
gizli düşünce/fikir |
bird of (one's) own brain n.
|
|
420 |
Idioms |
(birinin) aklındaki/kafasındaki gizli düşünce/fikir/gizler/sırlar |
bird of (one's) own brain [obsolete] n.
|
|
421 |
Idioms |
aklından/kafasından geçen düşünce/fikir |
bird of (one's) own brain [obsolete] n.
|
|
422 |
Idioms |
düşünce tarzı |
attitude of mind n.
|
|
423 |
Idioms |
özgür düşünce platformu |
a broad church n.
|
|
424 |
Idioms |
düşünce/planlama aşamasında olan şey |
glint in (one's) eye(s) n.
|
|
425 |
Idioms |
kafadan atılamayan düşünce |
bee in one's bonnet n.
|
|
426 |
Idioms |
düşünce ve hareketlerinde bağımsız kimse |
(one's) own man n.
|
|
427 |
Idioms |
düşünce ve hareketlerinde bağımsız kimse |
(one's) own woman n.
|
|
428 |
Idioms |
düşünce ve hareketlerinde bağımsız kimse |
(one's) own person n.
|
|
429 |
Idioms |
düşünce ve hareketlerinde bağımsız kimse |
(one's) own person n.
|
|
430 |
Idioms |
düşünce şekli/yapısı |
a frame of mind n.
|
|
431 |
Idioms |
bilimsel bir düşünce tarzı |
a scientific turn of mind n.
|
|
432 |
Idioms |
belli bir düşünce tarzı |
a school of thought n.
|
|
433 |
Idioms |
genelden farklı bir düşünce tarzı/düşünme biçimi |
a school of thought n.
|
|
434 |
Idioms |
düşünce ekolü |
a school of thought n.
|
|
435 |
Idioms |
düşünce okulu |
a school of thought n.
|
|
436 |
Idioms |
düşünce dizisi |
a train of thought n.
|
|
437 |
Idioms |
düşünce silsilesi |
a train of thought n.
|
|
438 |
Idioms |
düşünce zinciri |
a train of thought n.
|
|
439 |
Idioms |
bir dizi düşünce/fikir |
a train of thought n.
|
|
440 |
Idioms |
gerçekten uzak (konum/düşünce yapısı) |
an ivory tower n.
|
|
441 |
Idioms |
gerçekten uzak (konum/düşünce yapısı) |
an ivory tower n.
|
|
442 |
Idioms |
özgür düşünce platformu |
broad church n.
|
|
443 |
Idioms |
başkalarının hoşuna gitmeme ihtimali olan bir konu/düşünce |
dangerous ground n.
|
|
444 |
Idioms |
birilerini rahatsız edebilecek bir konu/düşünce |
dangerous ground n.
|
|
445 |
Idioms |
kıvrak düşünce |
footwork n.
|
|
446 |
Idioms |
iyi bir düşünce |
good call n.
|
|
447 |
Idioms |
düşünce ve hareketlerinde bağımsız kimse |
own man n.
|
|
448 |
Idioms |
düşünce ve hareketlerinde bağımsız kimse |
own woman/man n.
|
|
449 |
Idioms |
düşünce yazısı |
think-piece n.
|
|
450 |
Idioms |
(düşünce) içine girmek |
enter into v.
|
|
451 |
Idioms |
(düşünce) güçlendirmek |
give weight to v.
|
|
452 |
Idioms |
(üzüntü/düşünce yüzünden) uykuları kaçmak |
lose sleep about something v.
|
|
453 |
Idioms |
(üzüntü/düşünce yüzünden) uykusu kaçmak |
lose sleep about something v.
|
|
454 |
Idioms |
(üzüntü/düşünce yüzünden) uykusu kaçmak |
lose sleep over something v.
|
|
455 |
Idioms |
(üzüntü/düşünce yüzünden) uykuları kaçmak |
lose sleep over something v.
|
|
456 |
Idioms |
(üzüntü/düşünce yüzünden) uykusundan olmak |
lose sleep about something v.
|
|
457 |
Idioms |
düşünce veya eğilimi öğrenmek için önden araştırma yapmak |
float a trial balloon v.
|
|
458 |
Idioms |
aklına bir fikir/düşünce sokmak |
plant a seed v.
|
|
459 |
Idioms |
bir düşünce/kendi düşüncesini oluşturmak |
form an own opinion v.
|
|
460 |
Idioms |
bir düşünce/kendi düşüncesini oluşturmak |
form one's own opinion v.
|
|
461 |
Idioms |
amerikan yaşam tarzını, ilgi alanlarını, düşünce yapısını yansıtan/gösteren |
american as apple pie adj.
|
|
462 |
Idioms |
amerikan yaşam tarzına, ilgi alanlarına, düşünce yapısına emsal |
american as apple pie adj.
|
|
463 |
Idioms |
amerikan yaşam tarzını, ilgi alanlarını, düşünce yapısını yansıtan/gösteren |
american as apple pie adj.
|
|
464 |
Idioms |
amerikan yaşam tarzına, ilgi alanlarına, düşünce yapısına emsal |
american as apple pie adj.
|
|
465 |
Idioms |
yanlış düşünce |
off the beam expr.
|
|
Formal |
|
466 |
Formal |
yeni düşünce |
reconception n.
|
|
467 |
Formal |
farklı düşünce |
reconception n.
|
|
Speaking |
|
468 |
Speaking |
çocuklar düşünce kullanılan bir ünlem |
oops-a-daisy! [uk] interj.
|
|
469 |
Speaking |
güzel bir düşünce |
a beautiful thought expr.
|
|
470 |
Speaking |
önemli olan düşünce |
it's the thought that counts expr.
|
|
Trade/Economic |
|
471 |
Trade/Economic |
başkaları hakkında olumsuz düşünce ve davranış |
prejudice n.
|
|
472 |
Trade/Economic |
bir düşünce ekolünün savunduğu ilke |
tenet n.
|
|
473 |
Trade/Economic |
bir eşya, mal veya fikre karşı uzun süreli duygu, düşünce ve tepki |
attitudes n.
|
|
474 |
Trade/Economic |
düşünce öğrenme soruları |
probe questions n.
|
|
475 |
Trade/Economic |
herhangi bir olayın sadece küçük bir kısmının görünür olduğunu savunan düşünce |
iceberg principle n.
|
|
476 |
Trade/Economic |
iktisadi düşünce ekolleri |
schools of economic thought n.
|
|
477 |
Trade/Economic |
iktisadi düşünce okulları |
schools of economic thought n.
|
|
478 |
Trade/Economic |
mantıksal düşünce |
reasoning n.
|
|
479 |
Trade/Economic |
ekonomik yarışın standartları düşüreceğine, çalışanların durumunu aşağı çekeceğine ve bazı ülkelerde işlerini daha ucuz işçilere kaybedeceklerine dair düşünce |
a race to the bottom n.
|
|
480 |
Trade/Economic |
ekonomik yarışın standartları düşüreceğine, çalışanların durumunu aşağı çekeceğine ve bazı ülkelerde işlerini daha ucuz işçilere kaybedeceklerine dair düşünce |
the race to the bottom n.
|
|
Law |
|
481 |
Law |
atfedilen siyasi düşünce |
imputed political opinion n.
|
|
482 |
Law |
aykırı düşünce |
heresy n.
|
|
483 |
Law |
cezaeveindeki düşünce suçlusu |
prisoner of thought n.
|
|
484 |
Law |
cezaevindeki düşünce suçlusu |
prisoner of thought n.
|
|
485 |
Law |
düşünce suçu |
thought crime n.
|
|
486 |
Law |
düşünce suçlusu |
criminal of thought n.
|
|
487 |
Law |
düşünce suçlusu |
thought criminal n.
|
|
488 |
Law |
düşünce suçu |
thoughtcrime n.
|
|
489 |
Law |
düşünce hürriyeti |
freedom of thought n.
|
|
490 |
Law |
sapık düşünce |
heresy n.
|
|
491 |
Law |
serbest düşünce |
freethought n.
|
|
492 |
Law |
serbest düşünce |
free thought expr.
|
|
Politics |
|
493 |
Politics |
atatürkçü düşünce derneği |
ataturkist ideology association n.
|
|
494 |
Politics |
atatürkçü düşünce derneği |
association of kemalist thought n.
|
|
495 |
Politics |
atatürkçü düşünce derneği |
atatürkist thought association n.
|
|
496 |
Politics |
atatürk düşünce sistemi |
ataturk's system of thought n.
|
|
497 |
Politics |
demokratik düşünce |
democratic edifice n.
|
|
498 |
Politics |
düşünce özgürlüğü |
freedom of opinion n.
|
|
499 |
Politics |
düşünce havuzu |
think tank n.
|
|
500 |
Politics |
düşünce özgürlüğü |
freedom for expression n.
|
|